Ben acıdan güçlüyüm ! – Bölüm 15

Ahucan artık Alkan kurtulduğuna ve Hüseyin bey ile avukatı aracılığı ile bu işten kurtulabileceğine inandığı için, daha fazla kalıpta onun sinirlerini yıpratan bir abiden gibi ortalıkta dolanmasının anlamı olmayacağını hissetmişti o an.

Bundan sonrası için onun yardımını zaten istemeyeceği ortadaydı. Yine de, kendini ona karşı hala çok suçlu ve borçlu hissettiği için eve girip, ortalığı düzeltip, temizlemeye başladı. Yıllardır bomboş duran bu ev, o çıkarken bir acıyla kapanmış, üzerine ne yaşadıklarını bilmediği insanları ağırlamış ve şimdi yine hayatında bir sonla açılmıştı. Hayatının hep acı sonlarına ev sahipliği yapan bu eve sahip olma isteğinden de pek bir şey kalmamıştı içinde. Evi elinden geldiğince temizleyip, sessizce çıkıp gitti onlar gelmeden.

Bir kaç gün sonra Hüseyin bey, ifade vermeleri gerektiğini söylemek için aradı onu. Alkan’ın durumu gayet iyiydi, avukat herşeye tedbir koydurduğundan, annesi hiç bir şey yapamamıştı, Alkan’ın hastaneden kaybolmasının ardından da polise gidememişler ama, avukat haklarında bir suç duyurusunda çoktan bulunmuştu. Doktor olanlardan haberi olmadığına ve hastasını iyileştirmek için yeni bir tedavi sürecinde olduklarına dair bir ifade vermişti. Onu yalanlayan tek ifade şimdilik Alkan’ın ki olduğundan, Hüseyin bey ve Ahucan’ın ifadesinin büyük önemi vardı. Ahucan her şeyin yolunda gitmesine sevindiğini söyleyerek, bildirilen saatte avukatın bürosunda olacağını bildirdi. O gittikten sonra Alkan’ın onu sorup sormadığına dair Hüseyin bey bir şey söylemeyince, o da soramadı. Sormamıştı büyük ihtimalle, hatta çıkıp gitmesinden memnun olduğuna bile emindi.

İfade verme kısmına Hüseyin bey tek başına gelmişti. Zaten bu sadece mahkemede verecekleri ifadenin nasıl olacağına dair bir toplantıydı sadece, mahkeme iki hafta sonra olacaktı. Ahucan Alkan’ı orada yeniden göreceğini düşündüğü için, mahkemeye gelmeden yazılı ifade vermesinin mümkün olup olmadığını sordu avukata. Mümkündü. Hüseyin bey bakışlarıyla bunu yapmamasını istediğini belli etse de, o ifadesini yazılı verme konusunda kararını tekrarladı. Kendini çok yorgun hissediyordu, ayrıca Alkan’ın ailesini de bir kez daha görmek istemiyordu. Evle ilgili herhangi bir talebinin kalmadığını da ayrıca, avukata bildirdi. Avukat, daha önce evlilik anlaşması düzenlediği kızın Ahucan olduğunu anlamıştı elbette ifadeler sonucunda, bu yüzden ev konusunda ondan yazılı bir dilekçe talep edeceğini söyledi. Bir kez daha Alkan beyin mal varlığını riske atmak istemiyordu. Ahucan bu isteğide kabul edip, düzenlenen kağıdı imzaladı ve Hüseyin beyin işlemleri bitmeden vedalaşıp ayrıldı ofisten.

Alkan’ı ve onu başına gelenleri gördükten sonra, kendi hayatıyla daha çok barışık hissediyordu artık ama, ona yaşattıkları yüzünden kendini kolay affedemeyecekti. bir türlü aklından hastanedeki o halini çıkaramıyordu. Annesinin başına göğsüne koyup nasıl ağladığını, nasıl kandırıldığını, Alkan’ın ona ihanet etmeden önceki bakışlarını ve onu her gördüğünde nasıl heyecanlandığını unutamıyordu bir türlü. Doğduğu evle başlayan acı dolu süreç, yine aynı evle tamamlanıp, başka bir acı dolu sürece dönüşmüştü. Eline geçen fırsatı o kadar kötü kullanmıştı ki, hem Alkan’a hem de kendine ömür boyu kapanmayacak yeni yaralar açmıştı. Evden de vazgeçtiğine göre artık bu şehirde yaşamak için bir nedeni kalmadığına karar verdi sonunda. Bir mesleği vardı, başka bir yerde yeni bir hayat kurabilirdi. Hayat yeni olmasa da, en azından bu şehrin izlerinden, hayatının bundan önceki acı dolu dönemlerini hatırlatan her şeyden uzakta olabilirdi. Yüreğini taşıdığı sürece yeni yaralarının da onunla gittiği her yere geleceğini biliyordu ama, bu yaptıklarının bedeliydi sadece ve razı olmaktan başka da seçeneği yoktu. Mahkeme sonuçlanıp, Alkan’ın yeniden düzenine döndüğünü öğrenene kadar bekleyip, sonra buradan gitmeye karar verdi.

Hüseyin bey arada sırada arayıp, ona gelişmeler hakkında bilgi veriyordu, Alkan’ın annesi ve babası hakkında tutuklama kararı çıkmıştı nihayet, doktorun durumu ise henüz bir sonuca bağlanmamıştı. Adam ısrarla oyunun bir parçası olmadığını, olanlardan haberi olmadığını savunuyordu aksini ispatlayacak üç ifadeden başka da bir delil yoktu ortada.

Ahucan’ın aklına bir anda hastanedeki kat hemşiresi geldi, onun her şeyden haberi olduğunu biliyordu çünkü konuşmalarını duymuştu, eğer onu ikna edebilirlerse, doktorun da cezasını bulması için kanıt elde edebilirlerdi, çünkü o hastanenin içinden biriydi. Hüseyin bey ile birlikte yeniden avukatın ofisine giderek, ona bu fikirlerini anlatmaya karar verdiler, o nasıl bir yöntem izleyeceğini bilirdi.

Ahucan’ın bu önerisinin ardından, hemşirenin daha önce de, bir yaşlıyı dolandırma olayına karıştığı ve sabıkası olduğu bilgisine  ulaştılar. Kadını yeniden hapse girmekle tehdit eden avukatı doktorun da hüküm giymesi için gerekli delilleri toplamayı başardı ve sonunda tüm suçlular cezalarını bularak dava sonuçladı.

Alkan yeniden evine taşınmıştı, şimdi bir tek avukatın ve Hüseyin beyin eve girmesine izin veriyordu, akıl sağlığı raporunu almasını sağlayan doktorunun tedavilerine yeniden başlamıştı. Ellerinde yeni yara izleri yoktu, ilaçlarını düzenli alıyor, seanslarına gidiyor, işiyle ilgilenmeye devam ediyor, hatta artık bahçe de yürüyüşler bile yapıyordu.

Onun yeniden hayata eskisinden daha sıkı bağlanmasına çok seviniyordu Ahucan. Artık her şey yoluna girdiğine göre, bu şehirde kalması için bir neden kalmadığını Hüseyin beye açıkladı. Aydın’da bir iş bulmuştu, emlakçı ona uygun bir kaç ev olduğunu da söylemişti. Buradaki evi boşaltıp, bir an önce oradaki yeni hayatına başlayacaktı. Hüseyin beye bir şeye ihtiyacı olduğunda onu arayabileceğini söyledi.

“Bunu yapmak istediğinizden emin misiniz, Ahucan hanım?” dedi Hüseyin bey endişeyle çünkü adam ikisinin arasında artık kopmayacak bir bağın kurulduğundan artık emindi ve eğer aralarındaki mesafe iyice açılırsa, bu bağ onların canını daha da çok yakacaktı. Alkan bey de Ahucan’dan hiç bahsetmiyor olsa bile, hemşire konusundaki önerisini ona anlattığında, gözlerindeki ifadenin öneriyi beğenmesine değil, Ahucan’ın adının geçmesiyle ilgili olduğunu anlayacak kadar çözmüştü onu.

“Hepimiz için en doğrusu bu Hüseyin bey, size her şey için teşekkür ediyorum, siz olmasaydınız Alkan beyi asla kurtaramazdık.” diyerek sonlandırdı konuşmayı Ahucan. Telefonu kapatır kapatmaz boğazına düğümlenen acı, göz pınarlarından hızla akmaya başladı.

“Keşke her şey başka türlü olsaydı.” dedi içinden. “Keşke ben bu kadar aptal ve zavallı olmasaydım! O zaman ikimizi birden  kurtarabilirdim belki!”

Bir kaç hafta içinde tüm eşyaları toplanmış, Aydın’da yeni tuttuğu eve yerleşmişti bile, iş yerinden son işlemlerini halletmek için geri dönmüş, evin anahtarını emlakçıya teslim etmek üzere evden çıkmak üzereydi artık. Anahtarı emlakçıya bırakıp, bir daha dönmemek üzere ayrılacaktı bu şehirden. Tüm bu duygularla, kapıdan çıkmak üzereyken, kapıdaki kargocuyla karşılaşınca irkildi birden.

Kargocu bir evrak ya da dergi olduğu anlaşılan paketi ona uzatıp, imzasını alıp gittikten sonra, açtı paketi kapının ağzında, avukattan gelen yazıda, Alkan Bilgiç’in sahip olduğu müstakil evin, tüm haklarından vazgeçerek kendisine verdiği ve işlemlerin halledilmesi için avukatlık bürosuna uğrayarak bir imza atmasının yeterli olduğu yazıyordu.

Ona verdiği tüm zarara rağmen, evi yine de ona vermekten vazgeçmemişti demek Alkan. Ellerinin titremesi heyecandan mı, acıdan mı bilemiyordu ama gözlerinden akan yaşların nedenini biliyordu.

(devam edecek)

Bölüm 1

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/15/ben-acidan-gucluyum/

Bölüm  2

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/16/ben-acidan-gucluyum-bolum-2/

Bölüm 3

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/17/ben-acidan-gucluyum-bolum-3/

Bölüm 4

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/18/ben-acidan-gucluyum-bolum-4/

Bölüm 5

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/18/ben-acidan-gucluyum-bolum-5/

Bölüm 6

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/20/ben-acidan-gucluyum-bolum-6/

Bölüm 7

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/21/ben-acidan-gucluyum-bolum-7/

Bölüm 8

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/22/ben-acidan-gucluyum-bolum-8/

Bölüm 9

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/23/ben-acidan-gucluyum-bolum-9/

Bölüm 10

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/24/ben-acidan-gucluyum-bolum-10/

Bölüm 11

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/25/ben-acidan-gucluyum-bolum-11/

Bölüm 12

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/26/ben-acidan-gucluyum-bolum-12/

Bölüm 13

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/26/ben-acidan-gucluyum-bolum-13/

Bölüm 14

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/28/ben-acidan-gucluyum-bolum-14/

Bölüm 15

https://gulserenkilincyazar.com/2018/05/29/ben-acidan-gucluyum-bolum-15/

 

Ben acıdan güçlüyüm ! – Bölüm 15’ için 5 yanıt

Yorum bırakın