Yaşamak gibi – Bölüm 20

Tüm bunlar yaşanırken, Tülin hanım ve Dilek evdeydiler. Tülin hanımın adaya geldiğinden beri çekingenliği devam ettiği için diğerlerinin arasına çok karışmıyor daha çok yalnız kalmayı seçiyordu Yaşadığı tüm şeylerden sonra buna da ihtiyacı vardı. Kızı ile birlikte güvende olmak onu rahatlatsa da ruhunda onarılması gereken çok fazla yara vardı. Dilek’in dahil olduğu eğitimin sınav dönemi olduğu için o da annesiyle evde kalmayı seçmişti. İkisinin de Safir ve Leyla’nın başına gelenlerden haberleri yoktu. Fırtına zaten dışarı çıkmayı zorlaştırdığından, kendileri gibi herkesin evlerinde vakit geçirdiğini sanıyorlardı. Dilek artık evde çok sıkılıp Leyla ablasını görmek istediğini söyleyince gelip her şeyi öğrenebildiler. Birden bire evin içindeki kalabalığı görünce hemen bir şey olduğunu anlasalar da, burunlarının dibinde olanları duyunca şaşkına döndüler. Dilek hemen Leyla ablasına sarılıp ağlamaya başladı. Mehmet bey Safir’i kısa bir süreliğine karantinaya almıştı. Fırtına devam etse de artık hepsi bir arada olduğu ve çözüme sahip oldukları için rahatlamışlardı. Bir kaç gün içinde Leyla toparlanıp kendine geldi, Safir’in ateşi düşük seviyede devam ediyordu. Leyla’nın kendince kan naklinden sonra ikisinin de mikrop kapmadan atlatmış olmaları mucizeydi. Aytül hanım oğlunun hayatın kurtardığı için Leyla’ya nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu. Rıza bey Leyla’nın, Safir’e iyi geldiğini hep anlatıyordu ama bu defa olan gerçekten farklıydı.

Bir hafta sonra Safir’in karantinası kalkmış, Leyla’dan az miktarda alınan kanın ayrıştırılması ile hazırlanan ilaç kanına karıştırılmış ve ayağa kalkacak duruma gelmişti. Mehmet bey yine de bir kaç gün kalkmadan dinlenmesini istiyordu. Artık fırtına sona erdiği için Safir tam olarak ayak kalktığında onlarda geri döneceklerdi. Aytül hanım ve Ender bey adada oğullarının yanında olmaktan çok mutlu olduklarından, bir süre daha kalmaya karar vermişlerdi. Bu başlarına gelenlerden sonra onlarda adada kalmanın daha doğru olacağına karar vermişlerdi. Safir tamamen toparlansa bile Ender bey onun fazla yorulmaması için işlere yardımcı olabilirdi. Tesis komple açıldıktan sonra tüm merkezi buraya taşıyabilirlerdi. Tabi bu olay acil durumda ada ve kara arasındaki bağlantının hiç bir koşulda kopmaması için bir çözüm üretilmesi gerektiğini de göstermişti. Babasının adada kalma kararı ile günleri daha sakin geçmeye başlayan Safir, kalan tüm zamanını Leyla ile geçiriyordu. Yade ve Osman damarlarında aynı kan aktığından beri iyice birbirlerine bağlandıklarını ve herkesi unuttuklarını söyleyip gülüyorlardı. Tesisin açılmasından önce Aytül hanım bu güzel çiftlerin nikahları için adada bir organizasyon yapmayı önerince herkes çok mutlu oldu. Safir henüz, Leyla’ya çoktan evlenme teklif etmiş o da kabul etmişti.

“Ömrünü benim gibi yaşam ile ölüm arasında gidip gelen biri ile geçirmeye razı mısın?” diye sormuştu Safir alacağı cevaptan çekinerek.

“Seninle yaşama da, ölüme de razıyım ben!” diye cevap vermişti Leyla’da. Kalan ömürlerini bu adada Safir’in en güvende olacağı şekilde geçireceklerdi.

Uzun süredir bu anı bekleyen Yade ve Osman ise neredeyse sevinçten ağlayacaklardı. Aytül hanım kızları kaçırıp, gelinlik alışverişine götürdü. Ender bey ise, kendi terzilerinden birini yollayarak Osman ve Safir’e özel smokinler dikilmesini sağladı. Leyla’nın isteği ile Dilek’e de bir beyaz elbise alınmış, çocuk hayatında gördüğü bu en güzel elbiseyi giyince sevinçten deliye dönmüştü. Artık baharın son zamanları olduğundan havalar iyice ısınmış, ağaçlar çiçek açmış ve ada yeşilinden, kırmızısına harika renklerle dolu bir cennete dönüşmüştü. Aytül hanımın özel yaptırdığı bahçede düzenlenen nikah töreni, Leyle ve Yade’nin bataklıkta düşlediklerinden bile güzel olmuştu. Tüm kadınların başlarına çiçekten çelenkler takılmış, uçuşan tüller ve fenerlerle bahçe süslenmişti. Herhangi bir aksiliğe karşılık nikah memuru bir gün önceden adaya davet edilerek misafir edilmiş, Rıza bey ve Tülin hanım her iki çiftin de nikah şahitleri olmuştu.

Her şeye rağmen, hayatın inanılmaz noktalara gelebileceğini her biri ayrı ayrı yaşayarak öğrenmişlerdi. Her şeyi olanlar ile hiç bir şeyi olmayanları bir araya getirerek, farklı yokluk ve varlıkları birleştiren bu hikayenin sonunda herkes çok mutlu oldu.

Yade ve Osman’ın dokuz ay sonra bir kızları oldu ve adını Aytül koydular. İkisi de açılan tesiste görev yaptıkları için çocuğa bakma işini Tülin hanım, Dilek ve Rıza bey üstlendi. Rıza bey artık hepsinin babası gibi olmuştu. Dilek doğrudan dede diyordu ona, küçük Aytül’e de daha sonra dede demesi öğretildi. Leyla ve Safir’in kızları ise bir buçuk yıl sonra dünyaya geldi. Leyla onun adının Mavi olmasını istedi. Safir o ne isterse razı olduğundan bu güzel isme de hiç itiraz etmedi. Ender bey ve Aytül hanım Mavi’nin bakımını kimseye bırakmadılar. Dilek ilkokulu dışarıdan bitirdikten sonra, adaya en yakın yerleşim yerindeki ortaokulu ve liseyi bitirdi. Nüfus kayıtları doğrudan Tülin hanımın üzerinden yapıldığı için annesinin soyadını aldı. Tülin hanım sessiz ve içine kapanık ama mutlu yaşadı. Rıza bey, onu kızı yerine koyduğu için hiç yalnız bırakmadı. Yade Osman’la, Leyla Safir ile, Rıza bey de Tülin hanım ve Dilek ile bir aile oldu. Hepsi zaten kocaman bir aileydiler. Varlar, yoklara, yoklar varlarla birleşti. Safir’in ve ailesinin başına gelen acı olaylar, hayatlarına başkalarını da katıp hepsini bir adada bir araya getirdi.

Sevgi dolu insanların bir araya geldiği hikayemizin sonuna geldik sevgili okur. Her birimiz birbirimizin sahip olduğu maddi ve manevi değerlere muhtaç olabiliriz. Birbirimizden esirgeyerek, eksilterek yaşamak yerine paylaşarak büyüterek yaşadığımızda o adadaki insanlar gibi biz de hayatlarımızı cennete çevirebiliriz belki. Umut etmekten ve hayal kurmaktan, iyiliği dileyip, iyilikle yaşamaktan asla vazgeçmeyin ki hepimizin masalı da başımıza geçmişte ne gelmiş olursa olsun Leyla ve Safir’in masalı gibi mutlu sonla bitsin.

Sevgi ve muhabbetle kalın

SON

Yaşamak gibi – Bölüm 20’ için 6 yanıt

  1. Teşekkürler bir hikayeninde sonuna geldik hep mutlu sonla bitsinki mutlarimiz yenilensin yeni hikaye yeni heyecanlar sevgiyle kalın selamlar

    Beğen

Yorum bırakın