“Sana bir şey itiraf etmek zorundayım” dedi Levent, Didar ile birlikte otelin ağaçlıklı bahçesinde dolaşırlarken.

“Bugün sürprizlerle başlamadı mı zaten?” dedi Didar.

“Evet hem de harika sürprizlere başladı, buraya geldiğimde seni göreceğimi bilseydim emin ol, hiç oyalanmaz, bahaneler aramazdım.”

“Öyle mi yaptın?”

“Evet seninle daha çok vakit geçirmek için babama bahaneler arıyordum gelmemek için, ama sen de ailemin yanına gideceğim deyince, bari bu arada ben de onların gönüllerini edeyim dedim. Yoksa peşimi bırakmazlardı, onları yakından tanısan ne kadar inatçı olduklarını sen de öğrenirsin.”

“İtirafın ne peki?”

“Şey, babam ve annem bana otelde bir kız beğendiklerini söylediler, yani beni buraya çağırma nedenleri gelip o kızla tanışmaktı aslında, ben de onlara senden bahsetmek istiyordum zaten ama, bunu telefonda yapsam bana inanmazlardı, hoş böyle de inanmazlar diye düşündüm, çünkü yani bilirsin ben onların gözünde pek istikrarlı bir adam sayılmam. Ama şimdi sen de burada olduğuna göre bunu yapmak çok daha kolay ve inandırıcı olacak.”

Didar Levent’in kendisi ile ilgili düşündüğü şeyleri duymaktan hem hoşlanıyor, hem de aklından geçenlere şaşırıyordu. Gerçekten yaşadıkları tesadüf, öyle sıradan bir tesadüf değildi. O da tıpkı Levent gibi babasına ondan bahsetmeyi düşünmüştü gelirken, sonra biraz daha zamana bırakmaya karar vermişti ama, şimdi evren sanki duygularının arkasında duruyormuş gibi böyle bir tesadüf yaşatmıştı onlara ve ikisi de ailelerine bu konuyu açmaya karar vermişlerdi.

“Peki ama annenlerin beğendiği kız ne olacak?”

“Aslına bakarsan ben onun sen olduğunu düşünüyorum.”

“Ben geleli daha iki gün oldu.”

“Evet ama ailen uzun zamandır burada değil mi?”

Didar’ın aklına pek yatmamıştı bu senaryo, Sultan hanımın geldiğinden beri tavırları, Levent’in ailesinin gözüne girmek için olduğunun farkındaydı ama, bunu elbette ki Özge’yi düşünerek yapıyor olmalıydı. Acaba sahiden Levent’in ailesi de Özge’yi mi uygun görmüşlerdi oğullarına. Bunu şimdi Levent’e söylese mi bilemedi. Düşündükleri doğru da olmayabilirdi sonuç olarak. Otelde kalan tek aile onlar değillerdi ki.

“İstersen önce onların niyetini öğren, yani ben çok mutlu oldum düşündüklerine, aslına bakarsan ben de babamla konuşmayı düşünüyordum  ama sonra vazgeçtim.”

“Vaz mı geçtin? Neden peki?”

“Yani her şey çok hızlı ilerliyor, ben pek alışkın değilim böyle şeylere, o yüzden biraz daha beklemek istedim sadece. Yine de biraz bahsettim tabii.”

“Bak şimdi çok üzdün beni” dedi Levent suratını bir çocuk gibi asarak.

“Evet ama, şimdi ikimizde burada ve birlikte olduğumuza göre zaten anlayacaklar, hatta anladılar bile bence. O yüzden konuşacağım zaten.”

O sırada Sultan hanım, Sema hanımların sürekli misafirleri ile meşgul olup yanlarına uğramamasından huzursuz olmaya başlamıştı. Üstelik Bülent’in kim olduklarını henüz öğrenememişlerdi. Oğlan kahvaltıdan sonra ortadan kaybolduğu için Özge’de onu bulup konuşamamıştı henüz. Bülent onların oğlu olmasa da, Özge ile yaşadıklarından haberleri olacaktı yine de. Levent’in de Didar ile öncesine dayanan bir bağı olduğu ortaya çıktığına göre işler iyice sarpa sarmıştı. Üstelik Oğuz bey de onların bir iş çevirdiğine uyanmış görünüyor, sürekli Özge ve onu takip ediyordu. Güzel başlayan tatil ve işleyen planları şimdi bir arapsaçına benziyordu.

“Uff! Ne bunaltıcı bir gün !” diye iç geçirdi havuz başında şezlongunda kıpırdanıp duruken.

Oğuz bey, gözlerini aralayıp karısına baktı, “Ne oldu birden, çok sevmiştin burayı?”

“Evet sevmiştim ama, bu gün sıcak işte!”

Oğuz bey yeniden gözlerini kapatınca, fısıldayarak Özge’ye “Git bir dolan kızım, sen de iyice yayıldın burada. Bülent’i mi, Levent’i mi kimi buluyorsan öğren neler oluyor, içim daraldı yemin ederim.”

Özge yağlanıp, yeni uzandığı şezlongundan kalktı isteksizce, sanki Bülent, Levent ne farkederdi işte, ikisininde ailesi zengindi neticede. Bülent’i tavlamıştı dün gece, daha ne istiyordu bu kadın, yavru köpek gibi peşlerinde mi dolanacaktı sürekli.

Levent kahvaltıdan sonra yanlarına çok az uğradığı ailesinin yanına dönmek zorunda kalınca, Didar’da havuzun başına onların yanların geldi yeniden. Sultan hanım belki ondan bir şeyler öğrenirim diye bu kez onu sıkıştırmaya başladı.

“Didarcım, Levent iyi bir çocuğa benziyor, aranızda iyi gibi.” dedi imalı imalı.

“Evet iyi biri Sultan teyze.” dedi Didar kısaca. Oğuz bey kızı gelince şezlongda doğrulmuştu şimdi.

“Ben tanışmıştım daha önce klinikte zaten” dedi Sultan hanıma dönüp.

“Ne bileyim hiç bahsetmediniz ikinizde.”

“Bilmiyorduk çünkü Sultan teyzeciğim Levent’in bu otelin sahiplerinin oğlu olduğunu, bu sabah sizinle öğrendim ben de. ”

“Tesadüfün bu kadarı” dedi kadın kendi kendine konuşur gibi, artık içi öyle sıkılmıştı ki, kendine havuza atmaya karar vererek bir şey söylemeden kalkıp, havuzun merdivenlerine yürüdü.

“Bunlar bir iş çeviriyorlar ama anlamadım” dedi Oğuz bey kızına bakarak, “Anlat bakalım neler konuştunuz Levent’le?”

Babasına zaten daha önce olan biteni anlatan Didar, Levent’in ailesinin onu ne düşünerek buraya çağırdığını da anlattı. Oğuz bey, ailenin Özge’yi beğenmiş olacağını pek sanmıyordu ama, yine de Sultan hanımın ardı arkası kesilmeyen atakları yüzünden ihtimal dahilinde olabileceğini düşündüğünü söyledi. Baba kız güldüler hallerine. Eğer gerçekten ailenin beğendiği Özge ise, Sultan hanım Levent ve Didar’ın aralarındaki ilişkiyi hissetmekten pek memnun olmamış olmalıydı ki, zaten hareketleri onu ele veriyordu.

“Baba, eğer kızmassan bir şey soracağım” dedi Didar, “Sen bu kadınla gerçekten mutlu musun?”

Oğuz bey hemen cevap veremedi kızının sorusuna, aslında alışmıştı Sultan hanıma. Kötü biri olduğunun düşünmüyordu ama, gerçekten kibirli ve hırslı bir kadındı. İlk tanıştıklarında onun sohbeti, ilgisinden çok etkilenmişti Oğuz bey, yaşı ilerleyen bir erkek için tek başına yaşamak zordu. Ayrıca ileride kızının başına dert olmakta istemiyordu. Birlikte yaşlanabileceği, güvendiği bir eşle ömrünü tamamlayabilirdi. Didar’ın bu konuda onu zorlamayacağını ve babasının mutluluğunu isteyeceğini zaten billiyordu ama, belki de çok hızlı karar vermişti gerçekten. Sultan hanımın, şimdi otelin sahibi olan aileye gösterdiği ilgiyi de görünce, ilk tanıştıklarında kendine olan davranışları aklına geliyordu ister istemez. Çokta farklı değildi Sultan hanım o zamanda, ama bütün bunların rol olabileceğini hiç düşünmemişti. Onun yapısının böyle olduğunu düşünüp, olduğu gibi kabul etmeye karar vermişti. Evlilikte önemli olan insanları kendi istediğin kalına sokmak değil, karşılıklı saygı ve sevgi olduğunu düşünüyordu zaten. Özge^de değişik bir kızdı ama, Allah için yüzüne bir terbiyesizliği olmamıştı. O da her zaman ona, Didar’a davrandığı gibi davranmaya özen göstermişti zaten. Elbette kendi kızı ile yaptıkları gibi dertleşmiyorlardı ama, yine de Özge’nin bir derdi olsa sırt çevirmezdi Oğuz bey. Kız sadece annesi ile dertleştiği için, onu zorlamamıştı sadece. Sonuçta Didar’da, Özge’de kocaman kızdılar. Yeni anne ve babalarını sırf onlar birbirini sevdi diye aile kabul etmek zorunda değildirler. Saygı Oğuz bey için yeterliydi.

Babasının uzaklara dalıp gittiğini görünce, uzatmadı Didar. Anlaşılan bu konuda onunda içinde halledemediği şeyler vardı. Şimdi adamcağız mutlu bir aile hayatı kurmuşken, onun zihnini bulandırıpta, daha fazla düşünmesine neden olmanın bir alemi yoktu. O babasının kararlarına her zaman saygı duymuştu, babası da onunkilere. İkisinin arasındaki özel bağın hiç bir zaman sarsılmasına izin vermemişlerdi. Bu da Didar için yeterli olandı zaten, daha fazlasına gerek yoktu. Böyle bir babası olduğu için kendini her zaman şanslı hissetmişti. Kişiliğinin oturmasında, babasının bir çok özelliği önemli rol oynamıştı.

(devam edecek)

Bölüm 1

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/13/didar/

Bölüm 2

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/14/didarin-kismeti-bolum-2/

Bölüm 3

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/15/didarin-kismeti-bolum-3/

Bölüm 4

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/16/didarin-kismeti-bolum-4/

Bölüm 5

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/

Bölüm 6

https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/18/didarin-kismeti-bolum-6/