Ertesi sabah Metin’den “Leventcim, bir aksilik oldu dönüyorum ben, hâlâ istiyorsan uğrayayım otele de.” yazan bir mesaj geldi. Tam gitmeye karar vermişken, Metin’den gelen mesaj Levent’in kafasını karıştırmaya yetti yeniden. Aslında tam bir planı yoktu, Metin otele gidip kızla tanışsa bile, sonrasında ne olacağına dair bir şey düşünmemişti. Zaten Didar’da burada olmadığına göre, belki de gidip kendisinin halletmesi daha iyiydi.
“Ben hafta başı geleceğim, otelden önce sana gelirim, konuşuruz.” yazdı Metin’e.
Didar bir küçük sırt çantası hazırladı kendine, Medusa’yı da götürmek istiyordu ama, Sultan’ın hayvanları sevmediğini bildiği için babasını zor durumda bırakmak istemiyordu, yakın bir arkadaşından bir kaç gün ona bakmasını rica etti bu yüzden. Yola çıkmdan Levent’le mesajlaşmışlar ama görüşmeye fırsat bulamamışlardı, Levent onu havaalanına bırakmak istediğini yazmıştı gerçi, ama arkadaşım bırakcak diye yalan atıp, vazgeçirmişti Didar onu. Kendi duygularının yoğunluğu biraz gözünü korkutmuştu zaten, şimdi bu haldeyken bir veda sahnesinde kendini kolayca ele verebilirdi. Geldikten sonra nasılsa görüşürlerdi, bu arada da o kendi duygularını iyice tartıp biçmeye fırsat bulurdu. Hem zaten o da annesiyle babasının yanına gitmeye karar verdiğini yazmıştı, o da kendini tartardı işte, bu ikisi içinde iyi bir mola olacaktı. Yoksa her gün görüşmeye devam edecekler ve doğru düşünmeye fırsat bulamadan bir ilişkinin içinde bulacaklardı kendilerini. Didar duygularıyla hareket eden biri olmamıştı hiç bir zaman, bu kadar yoğun duygular hissettiği de hiç olmamıştı ama, temkinli davranmak istiyordu sonuç olarak.
Sultan hanım, her fırsatı Sema hanım ile geçiryordu, oğullarının geleceğini öğrendiklerindne beridir de, Özge’de en sevimli ve saygılı haliyle onlara eşlik ediyordu, Sultan hanım kızının beğenmediği bir davranışını gördüğünde, kaşıyla gözüyle onu uyarıyor, kız kendini toparlıyordu hemen. Böyle iyi bir kısmeti kaçırmak olmazdı, otel harikaydı, bütün ömürlerini o sıkıcı şehir yerine, burada geçirebilirlerdi. Özge bu çocukla evlenirse, Sultan hanımda buralara yerleşmek için Oğuz beye baskı yapacaktı. Artık orada yaşamaları için bir neden yoktu zaten, evi kapatmazlardı ama, yılın büyük kısmını da burada geçirebilirlerdi. Hatta burada bir ev bulana kadar, otelde misafir edileceklerinden de emindi. Düşündükçe heyecanlanıyordu. Şu Didar gelecek olmasaydı her şey gerçekten dört dörtlüktü hayatlarında. Onunda gelmeyip gelmeyip, tam böyle bir kısmet yakaladıkları anda gelmeye karar vermelerini anlamıyordu doğrusu. Neyseki kızın huyu değildi uzun uzun onlarla vakit geçirmek, bir kaç gün Oğuz beyin gönlünü eder dönerdi. Dönmezsse de Sultan hanım artık bir şeyler düşünecekti onu geri göndermek için, iki üç günden fazla kalmasını istemiyordu.
Didar’ın uçağı erken saatte olduğu için, babasının gelip onu almasını istememişti, zaten onlarda kendisi gibi uçakla geldiklerinden arabaları yoktu. Kendisi havaalanından kolaylıkla otele ulaşabilirdi, havaalanından şehire inen otobüs tam da otelin önünden geçiyordu.
Otobüsten inip, otelin önüne geldiğinde, sabahın temiz havasını içine çekti, denizin ve ağaçların kokusu gerçekten çok güzeldi. Otel ağaçlıklı ve denize bakan bir yamaca kurulmuştu, gösterişli kapısından girince önce kocaman bir bahçe karşılıyordu misafirleri, ağaçları inceleyerek ağır ağır yürüdü. Henüz çok erken olmasına rağmen hava oldukça sıcaktı, geceden havaalanına gittiği için, bedeninin yorgunluğu, derin bir gevşekliğe dönüştü. Resepsiyona gidip adına ayrıltılan odayı sordu, girişini yaptıktan sonra biraz uyumak için hemen odasına çıktı. Babası henüz uyuyor olmalıydı, o yüzden onu rahatsız etmek istemedi.
Ormana bakan küçük güzel bir odası vardı, odaya girer girmez balkonun kapılarını açıp temiz havanın odaya dolmasına fırsat verdi, kahvaltı saatine daha bir buçuk saat vardı. O zamana dek uyumak üzere, yatağa öylece bıraktı kendini ve hemen uyudu. Telefonun sesiyle gözlerini açtığında kendine gelemedi önce, bedeninin uykudan dönmesi zor oldu. Arayan babasıydı, önce bir kaç kez mesaj atmış, sonra Didar’dan ses çıkmayınca merak etmişti.
“Günaydın babacığım geldim, oteldeyim, uyumuşum” dedi ayılmamış bir sesle.
“Haydi gel kahvaltıda seni bekliyoruz” dedi babası, sesinden onula aynı yerde bulunmanın heyecanını taşıdığı anlaşılıyordu.
Sultan ve Özge, Didar’ın geldiğine çok sevinmiş gibi görünseler de, Didar onların bu sahte mutluluk pozlarını anlayacak kadar tanımıştı. Babasını üzmemek için o da, aynı oyuna dahil olarak kahvaltı boyunca gülümsedi. Masadaki tek gerçek gülümsemenin sahibi Oğuz beydi.
İki gün boyunca aynı Oğuz beyin mesajlarında yazdığı gibi otelin sahibi ailenin bulunduğu her ortamda boy gösterdiler, Didar’a göre iyi insanlara benziyorlardı ama, Sultan hanım o kadar gereksiz bir abartıyla kendisinden ve Özge’den bahsediyordu ki, onları dinlememek için ya babasıyla sohbet ediyor, ya da telefonundan Levent’den gelen mesajlara cevap yazıyordu.
Levent onu her gün gördüğü bir haftanın ardından büyük bir boşluk yaşadığını ve bu günlerin çabucak bitip, yeniden bir araya gelecekleri zamanı beklediğini yazıyordu. Aslında oradan ayrılırken burada biraz duygularından emin olacağını düşünüyordu ama, o da Levent’i en az onun istediği kadar görmek istiyordu şimdi. Yine de cevaplarında hissettiklerini belli etmemeye çalışıyor ve temkinli davranmaya özen gösteriyordu. Babasına Levent’den bahsetmek istiyordu ama, geldiğinden beri bir türlü ikisinin başbaşa konuşmaya fırsatı olmamıştı. Bir kaç gün daha babasının hatırı için kalıp, ondan sonra işinin başına dönmesinin daha iyi olacağına kanaat getirmişti en son.
Pazar günü akşam yemeğinde, otelin sahibi olan aile, yemek salonuna yanlarındaki delikanlı ile girdiklerinde, Sultan hanım, hemen Özge’yi dürtüp delikanlıyı işaret etti gözüyle. Onlar kendilerine ayrılan masaya oturduklarında, Özge çoktan delikanlıyı göz hapsine almıştı.
Genç adamın kendisine dikkatle bakan bu kızı farketmesi uzun sürmedi ve yemeğin ardından herkes havuz başına doğru geçtiğinde ailesinden geride kalan Özge’nin yanına gelip kendini tanıştırdı.
“Merhaba, ben Bülent”
“Merhaba ben de Özge” dedi, Özge gözlerini süzerek, annesinin tembihlediği gibi genç adamı ilk dakikadan avlamaya hazırdı. Her ikisi de ailelerinin yanına gitmek yerine, havuzun barında sohbet etmeyi tercih ettiler. Sultan hanım oturdukları masadan bir yandan sürekli Özge’yi gözetliyor, bir yandan da Didar ve Oğuz beye belli etmemeye çalışıyordu. Oğlanın aile tanıştırmasından önce Özge ile sohbeti kurmuş olmasına sevinmişti, böylece onlar tanışmadan önce, Özge kozlarını oynamak için öncelik yakalamış olacaktı. Zaten Didar’ın bu taraklarda bezi olmayan bir kız olduğunu biliyordu ama, yine de işi şansa bırakmaya gelmezdi.
Özge ve Bülent şehirdeki büyük eğlence merkezine gitmeye karar verdiklerinde, Özge annesinin yanına gelip kulağına bir şeyler fısıldadı ve sonra Bülent ile birlikte çıkıp gittiler.
O akşam masalarında başka misafirleri de olduğundan, otel sahibi aile onların masasına hiç uğrayamadıklarından, bütün gece Sultan hanım, Didar ve Oğuz bey birlikte oturdular. Oğuz bey sonunda kızı ile sakince konuşabilme fırsatı yakaladığından memnun sürekli bir şeyler anlatıyordu. Sonunda Sultan hanım uykusunun geldiğini bahane ederek odaya çıkınca, baba kız başbaşa kaldılar.
“Didar, canım kızım. Buraya gelerek beni o kadar memnun ettin ki anlatamam.”
“Canım babam, benim içinde iyi bir dinlenme fırsatı oldu ama, çok uzun kalamam biliyorsun.”
“Biliyorum, olsun geldin ya bu da bana yeter. ”
Aslında babasına Levent’den bahsetmek için tam sırasıydı ama, adamcağız öyle büyük bir mutlulukla konuşuyordu ki kızıyla, şimdi onun kafasını karıştırıp bundan bahsetmenin iyi bir fikir olmadığına karar verdi. Hem zaten kendisi de, daha ne olacağını bilmiyordu. Nasılsa bir kez tanışmışlardı. Daha sonra olayların gidişine göre bahsetmek için şansı olacaktı nasılsa.
Baba kız, geç saatlere kadar havuzun başında oturup sohbet ettiler. Sonunda Oğuz beyinde uykusu gelince, “Hadi artık uyuyalım, senin de gözlerin kapanıyor” diyerek kalktı yerinden. İkisi de odalarına çıktılar.
(devam edecek)
Bölüm 1
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/13/didar/
Bölüm 2
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/14/didarin-kismeti-bolum-2/
Bölüm 3
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/15/didarin-kismeti-bolum-3/
Bölüm 4
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/16/didarin-kismeti-bolum-4/
Bölüm 5
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/
Bölüm 6
https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/18/didarin-kismeti-bolum-6/
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/ […]
BeğenBeğen
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/ […]
BeğenBeğen
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/ […]
BeğenBeğen
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/06/17/didarin-kismeti-bolum-5/ […]
BeğenBeğen