Bir hafta sonra, Ada artık daha da toparlanırken, Müzeyyen teyzeyi de yoğun bakımdan odaya almışlardı. Volkan ve Hulusi bey Ada’ya öylesine minnet doluydular ki, bunu nasıl ifade edeceklerini bilemiyorlar. Onun ne kadar iyi bir insan olduğunu Muammer beye söyleyip duruyorlardı. Volkan’ın Ada ile konuşmak istediği çok şey vardı ama Utku her gün nöbet yazılmış gibi onun yanındaydı, Volkan hastaneden ayrılana kadar da gitmiyordu bir türlü. Doktor sonunda ikisinin hastasını çok yorduğundan şikayet edip, ziyaretlerini daha kısa tutmaları konusunda uyardı ikisini de.
Müzeyyen hanım, kendine geldiğinde karaciğeri Ada’nın vermiş olduğunu öğrenir öğrenmez, uzun bir ağlama krizine yakalandı. Onu sakinleştirmek için hemşirenin gelip sakinleştirici yapması gerekti. Kadıncağız ağlamaktan bir türlü konuşamıyor, sürekli göz yaşı döküyordu. Hulusi amca, karısının yeniden hastalanacağından endişeleniyordu artık.
“Müzeyyen, ne olursun toparlan, Ada’da çok iyi. Sen de iyisin, artık ağlanacak bir şey kalmadı” diyordu zavallı adam sürekli ama Müzeyyen hanımın göz yaşlarının arkasındaki saklı gerçeği bilmiyordu elbette. Para karşılığı değiştiği öz kızı, şimdi onun hayatını kurtarma pahasına, kendini riske atmıştı. Müzeyyen hanım aklına geldikçe ağlıyordu, ağladıkça yüreği dağlanıyordu. Hanüz kalkacak durumda olmadıkları için Ada ile birbirlerini görmeleri mümkün değildi. Ayağa kalktıklarında kızın yüzüne nasıl bakıp, ne söyleyeceğini düşünüyordu sürekli. Volkan onları bir kez telefonda konuşturmuştu. O Ada’nın yanındayken, Müzeyyen hanımda kocasının cebinden konuşmaya çalışmıştı. Daha kızın sesini duyar duymaz hıçkırıklara boğulduğundan bir teşekkür bile edememişti.
Utku, Volkan’ın ortalıkta olmadığı zamanlar, Müzeyyen teyzeyi de ziyaret ediyor. Ona Ada’nın ne kadar güzel yürekli bir insan olduğundan bahsedip, kadının iyice ağlamasına neden oluyordu. Gerçeği bildiği halde bunu yapıyor olması, aslında sevdiği kadına karşı yapılanlara duyduğu öfkeydi birazda. O kapının ardından gerçekleri duymadan önce, çok sevip saygı duyuyordu Müzeyyen hanıma. Ada’ya sahip çıkıp, onu öz evladından ayırmıyor olması son derece saygı uyandıran bir davranıştı. Oysa gerçekler çirkinleştirmişti şimdi bütün bu saygınlığı. Zavallı Müzeyyen hanım, Utku’nun gerçekleri bildiğinden habersiz, katlanıyordu bu işkenceye göz yaşları içinde.
Saadet hanım, Ferhat bey ve kızları Pelin’de gelmişlerdi bir kaç kez hastaneye, “Müzeyyen hanım iyileşir iyileşmez yaparız nişanı” demişti Saadet hanım. Müzeyyen hanımın da tam olarak istediği buydu zaten. Ölüme bu kadar yaklaştıktan sonra, iyileşmiş bile olsa, bir kez daha riske atmak istemiyordu planladıklarını. Eski dostunu yeniden bulmuşken, Pelin ve Volkan’ın bir yuva kurduklarını görmek istiyordu dünya gözüyle artık. Hulusi amca karısının sürekli tekrarlanan ağlama krizleri yüzünden, bir şey demiyordu bu konuşulanlara, sessizce dinliyordu sadece. Müzeyyen hanımın yıllardır, kendi başına kararalr alıp, uygulanması onu da yormuştu yıllar içinde. Yine de karısının akıllı ve iyi niyetli olduğunu biliyordu elbette. Hepsini korumak ve gözetmekti amacı . İnsanların ne düşünüp, hissettiklerini gözden kaçırıyordu bunları yaparken.
Yine Saadet hanımların yaptğı bir ziyaretin ardından, “Müzeyyen, Volkan’ın ne hisettiğini hiç düşündün mü sen bunları planlarken?” deyivermişti sadece.
“Ne düşünüyormuş Volkan? Ona kalsa hayat sonuna kadar böyle devam edecek sanıyordur Hulusi. Bak şu halime, bu gün varız, yarın yokuz. Oğlumuzu güvendiğimiz bir yere emanet etmeden mi çekip gidelim bu dünyadan?” demişti Müzeyyen hanım.
“İyi güzel söylüyorsun da, oğlumuzu başkasına emanet edip, güvenmek yerine, ona güvensek biraz olmaz mı? Çocuk değil artık o.”
Aslında “Annemle yaşadıklarımızı hatırlasana! Ona mı benzemek istiyorsun?” demek istiyordu ama karısının duygusallığına güvenemediği için laf oraya gelince susuyordu. Müzeyyen hanım iyi olup eve gelince konuşacaktı onları. Öyle planlıyordu şimdilik. Sadece Saadet hanımlar geldiklerinde, planları kendilerince büyütmesinler diye yanlarından ayrılmayıp dinliyordu sessizce.
Ada nihayet ayağa kalktığında, Volkan onu annesinin odasına getirdi hemen. Tabi Utku’da onlarla birlikteydi her zaman ki gibi. Ada’nın ilk yapmak istediği bu olmasa da, Volkan’a bir şey diyemediği için itiraz etmedi heyecanla söylediği bu teklife. O çok sevdiği annesini ve biricik kahramanını bir araya getirmenin büyüsüne kapılmıştı kendi içinde. Bu hastaneye adım atmadan önce büyülüydü oysa her şey, buraya geldiklerinden beri bozulmuştu.
Müzeyyen hanım, Ada’yı karşısında görünce, yeni bir ağlama krizine daha girip, Ada’nın da sinirleri boşanıp ağlamaya başlayınca, apar topar geri döndüler odasına. İki kadın da operasyon sonrası duygusallaşmıştı iyice. İyileşip eve döndüklerinde her şeyin yine eskisi gibi olacağına inanıyordu Volkan. Artık ayağa da kalkabilen Ada’nın bir hafta sonra eve dönebileceğini söyledi doktoru. Müzeyyen teyze bir süre daha yatacaktı. Ada’nın artık gitmesi için bir engel kalmamıştı. Kontrollerine gelecek, bir süre kendine çok dikkat edecekti.
Hulusi amca ve Volkan çok sevindiler bu habere. Evin iki kadının birden eksilmesi, gölgelemişti bütün hayatlarını. En azından Ada’nın geri dönüşüyle aydınlanacaktı yeniden. Müzeyyen hanımda iyileşip gelince, o güzel günlerine geri dönebileceklerdi bütün aile. Volkan tüm bu yaşanılanların içinde, zaten istemediği Pelin ile nişan olayını unutmuştu bile. Bir an önce Ada ile eski güzel günlerine dönmek, şu Utku denen serseriyi sepetleyip, onunla konuşmanın hayallerini kuruyordu.
Ada’nın eve dönmesinden bir gün önce, Utku erkenden gelmişti hastaneye. Henüz ondan başka kimse yoktu Ada’nın ve Müzeyyen teyzenin yanında.
“Günaydın hayatım” diyerek girdi odaya, elinde bir buket kır çiçeği vardı.
“Günaydın” dedi Ada, gülümsemedi bile. Arabadaki son konuşmadan beri Utku’yu her gördüğünde geriliyordu. Hastane ortamında yapabileceği veya kaçabileceği bir yer olmadığı için sesini çıkarmıyordu. Ayrıca o günkü tehditin ardından onunla nişanlanmaktak başka çaresi olmadığını da biliyordu zaten.
“Annemlerle konuştum, yarın hastaneden çıktığında ne Volkan, ne Hulusi amca, ne de baban sana bakamazlar evde. Üç erkeğin işini görecek halde de değilsin zaten. Onlar Müzeyyen teyze ile ilgilenirlerken, seni bize götüreceğim dinlenmen için. Böylece Volkan olmadan da, dilediğimiz kadar başbaşa kalır, konuşabiliriz. Nasılsa benim karım olacaksın çok yakında. Hatta bana sorarsan nikahımızı yapıp, Müzeyyen teyze iyileşince de düğün kısmını hallederiz. Ne dersin?”
Ada, Utku’nun aynı hırsla planlarına devam ediyor olmasına inanamıyordu. Buradan çıkınca Utku’larda kalacağını nasıl söyleyebilirdi ki Hulusi amcaya veya babasına. Şaşkınlıkla baktı Utku’nun yüzüne.
“Endişelenme ben konuşur hallederim sizinkilerle” dedi Utku kocaman bir gülümseme ile.
Başını diğer yana çevirdi Ada. Kendini istemeyen bir kadına bu kadar sahip çıkacak kadar sevebilir miydi insan? Sevebilirdi elbette ama zorla onu esir etmeye çalışır mıydı böyle? Düşünmemeye çalıştı. Gözlerinden iki damla yaş iniverdi yastığa.
“Cevap vermeyecek misin?” dedi Utku eliyle onun yüzünü kendine çevirip.
“Tamam” dedi sessizce sadece.
Hulusi bey, kulaklarına inanamıştı Utku’nun söylediklerini dinlediğinde, “Oğlum, sen ne söylüyorsun? Kaçıyor mu bu kız? Ne işi var sizin evinizde daha şimdiden. Ben gerekirse birini tutarım ona baksın, yardım etsin diye. Hele bir Müzeyyen iyileşsin? Allah Allah! Siz gençleri anlamak gerçekten mümkün değil.”
“Hulusi babacığım, ben size bir nebze olsun yardımcı olmak için söylüyorum. Kızınız emanetimizdir nikah düşene kadar içinizde bir korku taşımayın lütfen, anneciğim kendi kızı gibi bakar ona.”
“Oğlum elaleme ne deriz, yürü git Allahaşkına asabımı bozmayın benim!” diyerek arkasını dönüp, merdivenlerden indi Hulusi bey öfkeyle. Bu oğlandaki nasıl bir cürretti böyle, ortada fol yok, yumurta yokken kızı alıp evine götürecekti hastaneden.
“Muammer duysa, öldürür bu oğlanı!”
(devam edecek)
Bölüm 1
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/06/varilacak-yarinlar-bolum-1/
Bölüm 2
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/07/varilacak-yarinlar-bolum-2/
Bölüm 3
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/08/varilacak-yarinlar-bolum-3/
Bölüm 4
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/09/varilacak-yarinlar-bolum-4/
Bölüm 5
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/10/varilacak-yarinlar-bolum-5/
Bölüm 6
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/11/varilacak-yarinlar-bolum-6/
Bölüm 7
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/12/varilacak-yarinlar-bolum-7/
Bölüm 8
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/13/varilacak-yarinlar-bolum-8/
Bölüm 9
https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/14/varilacak-yarinlar-bolum-9/
Keyifle okudum…sürükleyici, anlatımı güzel…tebrikler
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim 🌷
BeğenBeğen
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/15/varilacak-yarinlar-bolum-10/ […]
BeğenBeğen
[…] https://gulserenkilincyazar.com/2018/07/15/varilacak-yarinlar-bolum-10/ […]
BeğenBeğen