Erkeklerin en büyük şikayeti, bir yere gidileceği zaman kadınların hazırlıklarının bitmemesi yüzünden bekletilmektir. Bunu büyük bir hakmış gibi gerine gerine söylerken, arka planda kadınların yaşamında olanlar ve bu geç hazırlanma konusu arasındaki bağı pek düşünmezler. Kadınları zaten hiç anlamadıklarını söyleyen beyler için, ben de bu sorunun cevabını kendimce ve kendimden yola çıkarak özetlemek istedim.

Bir kadının hayatının özeti koşturmadır aslında, istisnalar hariç bir çok kadın, sabahın erken saatinde iş yerlerinde belirli giyim ve bakım kuralları olduğu için hazırlanmak, evli ve çocukluysa bir de hazırlamak zorundadır. Bu hazırlığın içinde;

Kahvaltı hazırlama, kendisi, eşi ve çocuğunun (ki birden çokta olabilir) giyeceklerini hazırlama, giyinmeye ve aradıklarını bulmalarına yardım etme, evden çıkmadan çayın altını kapatma, eşin çocuğun ve kendisinin varsa yanına alacaklarına yardım etme. Geceden karmakarışık olmuş saçlara nizam verme ya da duş alıp kurutma, soruları cevaplama, herkesin doyduğundan emin olma, akşama kadar kadar bozulmasın diye kahvaltılıkları toplama, vakit kalıyorsa kurumasın diye bulaşıkları kaldırma, değilse en azından lavoboya koyup üzerini ıslatma ve benzeri bir çok şey bulunur. Yine de bu kadınlar bu karmaşa da en mümkün nizami ve bakımlı halleriyle işe giderler.

Bu hazırlığın arka planında ise giyileceklerin yıkanmış olması, ütülenip dolaba yerleştirilmesi, kahvaltı günün en önemli öğünü olduğu için eksiklenin takibi ve tamamlanması, bir gün öncede okula, işe gidecek ekstra bir şey varsa hazırlanması ve benzeri de vardır tabi.

Yani gün, bir gün önceden başlar onlar için, hele ki son dakika belirtilip, yarın giyilecek olan, eş ve çocuk tarafından buyrulmuş ya da koşullar öyle gerekmişse yıkamak, mucize sürelerde kurutmak ve ütüleyip hazır etmekte gerekir. Veyahut okulun bir hafta önce getirilmesini istediği bir şeyin son akşam veya okul sabahı hatırlayan çocuğun acısına merhem olmak için ekstra görevler üstlenilir.

Bu saydıklarım sadece bir gün öncesinden yarına hazırlık ve kalkıp işe gidene kadar olan kısmı tabi, eksiği fazlası olabilir kişiye göre.

İşe gidildiğinde zaten sonu gelmeyen ama mutlaka yetişmesi gereken işler halledilip, çekişmeler, itişmeler, baskı, rekabet gibi olağan iş yeri durumları yaşanılırken de ;

Akşama evde ne yenileceği, yenilecek şey için malzeme ve eksik listesi, ertesi güne kalıp kalmayacağı, kalmıyorsa yarına ne pişirileceğinin hesaplanması. Çocuğun, eşin, kendisinin yarına hazır etmesi gerekenlerin gözden geçirilmesi. Eşin veya kendi ebeveynlerinin yaşam, bakım ve evlat desteği için planlamalar, arkadaşların ve ahbapların doğum günleri, acıları, mutlulukları, gidilmesi ve buluşulması gerekenler ile bunların hangilerinin mesai, hangilerinin çocuğun kursu veya gösterisi veya toplantısı, eşin maçı, işi, seyahati ile çakıştığının ve bunlardan hangisinin ertelenebilir, yok sayılabilir olduğunun muhakemesinin yapılması. Haliyle ne giyileceğin planlanması, evdekilerden giyilecekse yıkanmış ve temiz olmalarının sağlanması, değilse yenileri için alışveriş zamanı düşünme gibi şeyler hesaplanıp düşünülüp eve gelinir.

Plan ve düşünceler icraata dönmeden önce sabahtan dağınık bırakılan ev toplanır, çocukla ilgilenilir, dinlenilir, doyurulur, yıkanır, ödevlere yardım edilir ve icraata geçmesi gerekenlere geçilir, yıkama, ütüleme, yemek hazırlama, düzenleme ve ertesi gün hazırlıkları ve kafa bir milyon yatılıp, muhakeme gün değerlendirmesi, arkadaş, eş ve çocuğun gün içinde üzerinde durmaya vakit olmayan söz ve davranışların değerlendirilmesi, geçmiş hesaplar, gelecek için planlar sonrası uyunur.

Muhakeme edilip karara bağlanan durumların icraatı hiç yetişmediğinden bir sonu olmaz elbette. Bütün bunların içinde ne kadar temizlik yardımı alınsa da evin günlük bakımı, iş, öğretmen, eş, dost, banka, mağaza, ebeveyn, kardeş telefon görüşmeleri yapılır çünkü bunların yakın sınıfında yer alanları gönül koyar, ilgi beklerler. Telefonla ikna olmadıkları için ziyaret edilmeleri, ihtiyaç varsa ek destek sağlanması gerekir. Burada işin içinde yaşlı ve çocuk bakımı yardımcısı varsa, Allah korusun bir hastalık söz konusuysa artık çağlayana dönüşen bir akış başlar.

Bu arada herkes bir şeyleri hatırlamanızı bekler, özel günler, evin eksiği tutulan alışveriş listesi, hal hatır sorma, güleryüz gösterme, iş yeri toplantı ve raporları, herkesin herşeyini hatırlamanız gerekir.

Daha da detaya girmeyeceğim yazarken bile içim şişti çünkü.

Şimdi tüm bunların kadınların geç hazırlanması ile ne ilgisi var merak ettiniz sanırım.

Çok var! Niye mi?

Çünkü içinde sevgi barındırması gerekirken, koşturmaktan, herşeyin göreve dönüştüğü bu hayatta, içindeki sevgiyi ve değeri gösterme fırsatı bulunmuş anlardır bu anlar onlar için. Ayrıca tüm erkekler beklemeyi sevmese de bakımlı kadın sever ve ister. Hayatın içinde koşturmaktan gerekli özeni gösteremeyen kadın işte o an erkeği ve diğer herkes için çok güzel olmak ister.

En çokta kendi için ister ve hazırlanma bir kadının nihayet sadece kendi için ayırabildiği özel bir zamandır. Sadece kendisi ile ilgilenir, çünkü zaten onunla ilgilenen de, belki çok hızlı hareket edip, görünmez olduğundan, pek bulunmamaktadır

Başka zamanlarda kendini düşünecek hali olmadığından bu anların tadını çıkarmak ister. Sonucun iyi olmasını ister. Kargaşada gösteremediği, göremediği sevgilerinin ve sözlerinin dile gelmesini ister. Bir külkedisinden prensese dönebildiğini göstermek ve bu hayranlığı hissetmek ister.

Hedef büyüdüğü için de, sancılı ve uzun bir süreç başlar. Herşey koşturarak ve aceleyle yapılsa da, hazırlanmak özen ve zaman ister. Çünkü yazı boyunca anlatılanlar yaşanırken bu fırsat asla ele geçmez.

İşte bu yüzden kadınlar için hazırlanmak önemlidir ve her zaman son dakkada vakit bulunup başlandığı ve sıra en son kadına geldiği için erkeğinkinden çok çok sonra biter.

Bunda şaşıracak, anlamayacak bir şey yok bana göre.

Umarım anlatabilmişimdir.