Beklenmedik yarınlara doğru (Bölüm 5)

Evet, benim hayat hikayem böyle başlamıştı. Zavallı anneme anneannem sahip çıkmamış olsaydı, daha neler yaşardı kim bilir? Anneannemin bana anlattığına göre, annem o kadar sarsılmıştı ki, uzun bir süre kendine gelemedi. Yönetim kurulunda olan anneannem sınavlara dışarıdan girebilmesi için ona bir rapor ayarlamıştı. Kalan iki ayı okula devam etmeden geçirip diplomasını aldı. Bütün bu zaman… Read More Beklenmedik yarınlara doğru (Bölüm 5)

Şans her şeye yeter mi? – Bölüm 2

Firdevs hanımın o gün yorgun  argın geldiği işinin ardından birlikte yemeklerini yediler. Ertesi günü patronun evinde akşam misafirleri olduğu için geç çıkacaktı. Gündüz kızının üniversiteyi dereceyle bitireceğini söylerken duymuştu Perihan hanım onu. “Yarın uğrasın da, tanışalım bakalım şu kızınla” demişti Firdevs hanıma. “Kesin sana şirketlerinde iş teklif edecekler” diye heyecanla anlattı Meral’e. Annesinin coşkusundan öyle… Read More Şans her şeye yeter mi? – Bölüm 2

Yüreğimin sahibi – Bölüm 4

“Annem Poyraz’ı uyutuyor, buyurun gölgede dinlenin biraz o gelene kadar.” diyerek kameriyeyi gösterdi adam ona. Güneş gerçekten o kadar yakıyordu ki, kısacık bir mesafe yürümüş olsa da, kan ter içinde kalmıştı. Kameriyenin gölgesi iyi geldi oturunca, “Size soğuk bir şey ikram edeyim.” diyerek kayboldu adam ortadan. Az önce oturduğu tahta platform gibi, bir platform vardı… Read More Yüreğimin sahibi – Bölüm 4

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 12

Akşam planladıkları gibi hastanenin otoparkından girdiler. Biri personel için olmak üzere iki asansör vardı. En azından girerken dikkat çekmemek için personel asansörünü kullanmadılar. Özel hastane olduğu için ziyaret saatleri ile ilgili bir sınırlama yoktu. Alkan’ın olduğu kata geldiklerinde, kat hemşiresinin onları göremeyeceği bir yere geçtiler sessizce, nöbetçi hemşire sabah Ahucan ile görüşen hemşire değildi. “Peki… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 12

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 10

Ambulansın gelmesi, Alkan’ı apart topar hastaneye götürmeleri, anne ve babasının gözyaşları hepsi bir anda olup bitivermişti. Hüseyin bey aniden kapıda beliren ambulansı görünce paniğe kapılmış, Ahucan içerideyken Alkan beye bir şey olduğunu sandığı için, hiç itiraz etmeden kapıları açmıştı. Sonradan gördüğü Alkan beyin anne ve babasının bir anda nasıl orada oluverdiklerini bir türlü aklı almasa… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 10

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 8

Ahucan, karısının göğsünde kendinden geçmiş ağlarken, adam titreyen elleriyle bir kartvizit uzattı ona. “Bu Alkan’ın doktorunun numarası, istersen aç onunla da konuş kızım. Oğlumuzu bize o geri verecek, eğer sen istediğimiz şeyi yaparsan.” Ahucan burnunu çekerek doğruldu kadının göğsünden, “Tamam, yapacağım!” dedi burnunu çekerek. Bu insanlara yardım edecekti, ona hiç kimse yardım etmemişti, aile acısının… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 8

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 4

Demek onu dışarıdan izleyenlerin yaşadıkları bu oluyordu ataklar geldiğinde. O bu dünyadan bağımsız kendi algı oyunlarının içinde duvarlara ve aslında üvey babasının ona savurduğu yumruklara ve tekmelere karşılık verirken, onu izleyenler ne yaşadığını anlayamadan bir çaresizlik içinde kalıyorlardı. Bu atakların birini hastanede doktorun yanında geçirdiğinde onu bağlamak zorunda kalmışlardı. O zaman çok sinirlendiği bu tepkiyi… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 4

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 3

Saat henüz iki olmadan evin önüne gelmişti bile, arabayı yolun kenarına parkedip beklemeye başladı. Evin büyük demir kapısını saran sarmaşıklar yüzünden içeri girip, giremeyeceklerinden emin olamadı, inip kapıyı açmayı düşünse de, şoförün ev sahibi gibi davranmasının normal olmadığa karar vererek vazgeçti. Kız geldiğinde kapıyı birlikte açıp girerlerdi nasılsa. Dikiz aynasından Hüseyin beyi kontrol etti. Onun… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 3

Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 1

“Acılarımı tenime gömmüştüm, tüm dünyanın görebileceği kadar büyük bir kıyamet fermanı gibiydi.” Ellerinin üzerindeki yarıklardan sızan kana bakarken, içindeki acının giderek azaldığını hissetmeye başlamıştı artık. Nefesi hala normale dönemediği için, merhem sürmek için bekledi biraz daha. Aslında kendini yatıştırmak içi duvarlara vurmak yerine, bir kum torbası satın alabilirdi belki ama, o zaman içindeki acıyı yok… Read More Ben acıdan güçlüyüm! – Bölüm 1

Kaderim, mirasın olmasın Bölüm 5

Sedat bey, Selin’i babasını toprağa verirken de yanlız bırakmadı. Orada bulunanlar içinden, en yürekten o ağladı hatta. Bu güzel insanı keşke daha önce tanımış olsaydım dedi içinden. Gerçi farklı şartlar altında bir evladın geleceği için, böyle iş birliğine girebilirler miydi bilmiyordu ama, kendi anne babasından sonra hayatta en borçlu hisettiği insan o olmuştu gerçekten. Selin’in… Read More Kaderim, mirasın olmasın Bölüm 5

Bir küçük aşk masalı Bölüm 9

Tolga’nin ailesi zaten tuhaf bir şekilde ilerleyen bu sürecin sona ermesine memnun olmuşlardı. Ortada olmayan bir gelin ile başlayan tanışma, alelacele yapılmak istenilen bir nikah gerçekten oğullarının seçmiş olduğu gelin adayı ve ailesi hakkında ciddi şüpheler uyandırmıştı. Tolga yaşadıklarına inanamıyordu, o masallardan fırlamış gibi hayatına geliveren peri kızının sadece kendisini denemek için sunulmuş bir oyun… Read More Bir küçük aşk masalı Bölüm 9

Bir küçük aşk masalı Bölüm 7

Melek ve halası evin bütün işlerini tamamladıktan sonra, koltuk altlarından tutarak enişteyi de salondaki kanepeye yatırdılar, böyle bir akşamı onsuz yaşamak olmazdı, halası bir yandan onun üzerini değiştirip saçlarını tarıyor, bir yandan da bu akşamın ne kadar önemli olduğunu anlatıyordu. Bilinci artık çok yerinde olmayan adamcağız, dikkatle halasını izliyor ve arada bir anlaşılmaz sesler çıkararak… Read More Bir küçük aşk masalı Bölüm 7

Bir küçük aşk masalı Bölüm 6

Tam mahallenin başına geldiklerinde Murat tutuvermişti elini yeniden, Melek’in bir serçe gibi çırpınacağını anlayınca, daha sıkı tuttu. Artık mahalleliden saklamaya gerek yoktu ki, Murat’ın en büyük hayaliydi bir gün sevdiğinin elinden tutup yürümek bu sokaklarda. Mahallenin en güzel kızı ve en yakışıklı delikanlısı bir araya gelmişti işte, tam da beklendiği gibi olmuştu herşey. Onları el… Read More Bir küçük aşk masalı Bölüm 6

Bir küçük aşk masalı Bölüm 4

Restoranın kapısına gelince ilk gün geldiği gibi derin bir nefes aldı önce, kafası allak bullaktı. Bu onu son görüşü olacaktı, yapabilse şimdi içeri girer olan biteni tüm çıplaklığı ile anlatırdı ama, Tolga o onun bir yalancı olduğunu anladığında, yaşanılan herşeyin bir oyun olduğunu duyduğunda, hissettiklerinin gerçek olduğuna inanır mıydı? Ayrıca onun gibi varoşta büyümüş bir… Read More Bir küçük aşk masalı Bölüm 4

Bir küçük aşk masalı Bölüm 1

Bulutların üzerinden bakıldığında neredeyse görünmeyecek kadar olan küçük mahalle, yaklaştıkça şehirin yanına iliştirilmiş küçük bir çakıl taşı gibiydi. Sanki oraya ait değilmiş de bir yapbozun kaybolan parçasının yerine eklenmiş kadar eğreti görünmesine rağmen, bütünün bir parçasıydı işte. Bu küçük mahallenin küçük evlerinde yaşayan insanlar her gün dar sokaklardan geniş caddelere geçiyor, sonra kendi çakıl taşından… Read More Bir küçük aşk masalı Bölüm 1

Böcek!

Sıçrayarak uyandı uykusundan, kan ter içinde kalmıştı yine. Çocukluğundan beri tekrarlanan kabusu bölmüştü uykusunu. Ciddi bir böcek fobisi geliştirmesine neden olan bu kabus yüzünden çoğu gece aynı şeyi yaşıyor, sonra uzun süre uyuyamıyordu yeniden. Her defasında kendisini önce rahat bir yatakta uyurken görüyor, sonra tavandan kocaman bir delik açılıp siyah, badem büyüklüğünde antenli böcekler cızır… Read More Böcek!

Kiraz Senfonisi Allegro (Bölüm 4)

“HER AN ÖLÜMÜ YAŞAYAN KUTSAL AĞAÇ SAKURA” Tam üç yıl geçmişti aradan, üç yıl ikisi benim aracılığımla haberleşmelerine rağmen hiç bahsetmediler bu konudan bir daha, ne arkadaşım “ne zaman?” diye sordu, ne o bir şey söyledi. Ruhları hazırlanıyor gibiydi sadece, ikisi de hazırlanıyordu hissediyordum. Ben de bekledim sessizce, tanıklık ettiğim evrenin bu en sadık çiftine… Read More Kiraz Senfonisi Allegro (Bölüm 4)

Kiraz Senfonisi Allegro (Bölüm 1)

“HER AN ÖLÜMÜ YAŞAYAN KUTSAL AĞAÇ SAKURA” Ilık rüzgarın müziği ile kiraz ağaçlarının üzerine konmuş pembe  kelebekler gibi uçuşan çiçeklere takıldı gözü, yolun kenarına sırayla dizilmiş ağaçlar dalgalanan pembe bir hayal denizini andırıyordu. İnsan bir masalın içinde olmak istese ancak böyle bir yer seçebilirdi herhalde. Saçlarını belli belirsiz okşayan rüzgara karşı kapattı  gözlerini yine de,… Read More Kiraz Senfonisi Allegro (Bölüm 1)

Kalenin son tuğlası düşmeden.. “İZ”leri takip edin sevgili yöneticiler

“Adam yorgun argın tamamladıkları günün ardından geldikleri durakta, elindeki kartını cihazdan okutarak, karısına “Sen bin git, ben yarım saat oyalanır, süre dolunca biner gelirim” dedi. Kadın eşiyle birlikte çıktıkları işlerinden birlikte binip, evlerine gidemiyor olmalarını anlamlandıramıyor olsa da, biliyordu ki, şehrin yönetiminin aldığı karar buydu. Toplu ulaşımda kullanılan kartları iki kişi aynı anda kullanamıyordu, aradan… Read More Kalenin son tuğlası düşmeden.. “İZ”leri takip edin sevgili yöneticiler

Koca bir şehirde sadece bir çöp olmak

Hava o kadar soğuktu ki titreyen bedenini ısıtacak bir kuytu aramaktan yorgun düşmüştü. Dünden beri bir şey yememişti, Sokaklarda ısınacak bir yer, ağzına atacağı bir lokma için dolanıp duruyordu. Bu sabah, bir şeyler bulma umuduyla çöp torbalarını kurcalerken, köpeklerin saldırısından zor kurtulmuştu. Kaçarken, az kalsın bir arabanın altında kalıyordu. Açlık vücut ısısını iyice düşmüştü. Motoru… Read More Koca bir şehirde sadece bir çöp olmak

Hayaller kırılıncada, nazar çıkar mı?

Sonbaharda ağaçların sararıp solduğu gibi solmuş. Tüm renkleri dökülmüş. Toprak gökkuşağının tüm renklerini sonraki bahara kadar içine saklamış gibi hissediyordu. Her şeyin güzel olacağını hayal ederek yaşamak güzeldi de, hayaller kırılınca insanın canı çok yanıyordu gerçekten. Hayal kurup, kırılınca da mutlu olmanın bir yolu var mıydı acaba? Bir bardak çayda çok güzeldi, düşüp kırılırsa ikinci… Read More Hayaller kırılıncada, nazar çıkar mı?

Ben sizin kızınızım! 

Çocukluğunda çevresindekilerin ailede kimseye benzemediğini söylemesi ile başlayan kafa karışıklığı eğlenceli bir maceraya neden olmuştu. Henüz okula başlamadığı yıllarda, bu söylemlerin yarattığı  endişeyle annesine; “Ben neden size hiç benzemiyorum?” diye sormuş. Annesi ise yorgun bir günün ardından beklemediği bu soru karşısında; “Seni çingenelerin torbasından aldık!” deyivermişti. Annesinin bu geçiştirme cümlesi ile başlattığı  macerayı tahmin etmesi… Read More Ben sizin kızınızım! 

Çatışmalar

İnsanlarla herhangi bir ortamda bir araya geldiğimizde, çoğunlukla gülen yüzlerine, olabildiğince iyi hallerine tanıklık eder, bu halleriyle hafızalarımıza yerleştirir, çok yakından tanımıyorsak, hayatlarında olan biteni ve bunların onlarda yarattığı etkiyi farketmeyiz bile.  Gülümseyerek selamlaşmak herkes için etkili bir davranış olsa da, bu selamların arkasındaki yaşamların ne olduğunu bilmemiz çok zordur. Çevremizdeki herkesin yaşamının içinde, ya… Read More Çatışmalar

Çocukluğumun mahallesinde 

Boş hafta sonunu, büyüdüğü mahallenin sokaklarını gezmek için ayırmıştı. Hava biraz serin olduğu için evden çıkmadan sıkıca giyinmişti. Yürümeyi her zaman çok severdi ama bu kez çocukluğunun ayak izlerinin peşinden gideceği için heyecanlıydı. Aslında yıllardır böyle bir hayali vardı. Bir türlü sırası gelmemişti. İşte bu gün anılarla dolu bir gün için ayrılmıştı. Saat henüz sabah… Read More Çocukluğumun mahallesinde 

Yaşam kurgusu

Henüz kar yağmamıştı ama kış iyice kendini hisettirmeye başlamıştı. Kalın giyinmeyi sevmediği için nihayet şifayı kaptığını hissediyordu. Neyse ki haftasonuna girmişlerdi. O sabah günlük uyanma saati geldiğinde gözlerini açmış. Vücudunda kalkacak dermanı bulamayınca biraz hayal kurmuş ve yeniden uykuya dalmıştı. Uyandığında öğlen olmuştu ama hâlâ kalkacak kadar enerjisi yoktu. Yine de günü yatakta bitirmeyi sevmediğinden… Read More Yaşam kurgusu

Tam yol ileri !

“İnsanlar kendi başaramadıkları şeyleri başaran insanlara karşı daha sert eleştirilerde bulunur, empati yoksunluğuna uğratlar. Bu yüzden kimsenin başardığınız şey ile ilgili mutluluklarınıza gölge düşürmesine izin vermeyin. Unutmayın sadece meyve veren ağaç taşlanır.” Umut verici sözlerdi bunlar ama yine de çok emek vererek, çok isteyerek başarıya ulaştırdığına inandığı hedefine karşılık, destek veya tebrik almamak bir yana,… Read More Tam yol ileri !

Platonik

Umut insanın kontrol edebildiği bir şey değildi, akıl umutlanmasa, yürek umutlanıyordu çünkü. Kaçıncı kez aklın kurduğu hayaller yıkılsa bile, yürek inatla devam ediyordu yoluna, akılla işi yoktu onun. Akılla sevilmezdi ki zaten, yürekle sevilirdi. Yürek de sevmeyecekse ne özelliği kalırdı geriye.  İşte yine içinde yükselen dalgalar vuruyordu göğsüne, yüreği göğüs duvarını aşıp gitmek istiyordu sevdiğine.… Read More Platonik

Evlat

Gecenin karanlığında nefesini dinliyordu oğlunun. Onun sağlıklı ve yanında olmasından daha önemli ne olabilirdi ki? Derin bir uykudaydı şimdi, ne rüyalar görüyordu kim bilir? Kalkıp bakayım diye düşündü bir an, onun o sıcak alnına bir öpücük kondurmak istemişti. Sonra uyandırırım diye vazgeçti. “İnsanın anne olduktan sonra kalbi dışında atar.” demişlerdi. Onun yüreği hemen yan odada… Read More Evlat

Parkta bir sabah

Gözlerini kapatmış bankta öylece oturan kadına bakıyordu dakikalardır. Yüzünde herhangi bir ifade yoktu. Sanki zamanın içinden çıkmış ve bulunduğu anda donup kalmış bir heykele benziyordu. İlk bakışta gözlerini uzakta bir noktaya sabitlemiş  gibi dursa da, bulunduğu yerden gözlerinin kapalı olduğunu seçebiliyordu. Gölgesinde oturduğu ağacın rüzgarda savrulup dökülen yapraklarına inat kıpırtısızdı. İşe gitmeden önce bir sigara… Read More Parkta bir sabah

Bibi

“Mutluluk koşarak yakalanmaz, öyle sadece yorulursun!” derdi bibisi ona. Büyüme çağındaydı o zamanlar, her şeye kalbi kırılıyor, alınıyor, çabuk sinirleniyordu. Anne ve babasıyla anlaşabildiği bir dönemde değildi. O günlerde konuşabildiği tek kişiydi bibisi. Bibinin aslında “hala” demek olduğunu çok sonra öğrenmişti. Nedense çocukluğu boyunca “bibi” nin halasına özgü bir takma ad olduğunu düşünmüştü. Bibi ile… Read More Bibi