Başkasının kızı – Bölüm 3

Tam her şey yolunda giderken gayri meşru bir kızın varlığı Murat beyin işlerine sekte vurabilirdi. Çalıştığı firmalar muhafazakar firmalardı, aile hayatını çok önemsiyorlardı. Kız ya da Meryem hanım dava açıp da DNA testi aracılığı ile Sedef’in onun kızı olduğunu ispatlarlarsa laf kolayca yayılırdı. O yüzden Meryem hanımdan içinde Sedef’in saç telleri olan mektup geldiğinde karı koca gergin bir konuşmanın ardından testi kendilerini yaptırmalarının daha doğru olduğu sonucuna varmışlardı. Gülfidan hanım kocasının kendisinden önce başka bir kadından çocuk sahibi olmuş olmasına çok bozulmuştu. Murat bey ne kadar haberim yok dese de Gülfidan hanımın kalbinin kırıklarını onarmamıştı bu sözler. Tek umudu DNA testi sonucunda kızın Murat beyden olmadığının anlaşılmasıydı ancak maalesef test sonucu pozitifti. Sedef Murat beyin öz kızıydı gerçekten. Testin sonucu Gülfidan hanımın iyice gerilmesine neden olmuştu ama elinden gelen bir şey yoktu. Murat beyin haberi olsun olmasın, bu ilişki onların evliliğinden çok önce yaşanmıştı. Kocasını suçlamak için elinde hiç bir koz yoktu. Çevrelerine rezil olmamak ve işlerinin aksamasını önlemek için de kızı kabul etmek zorundaydılar. Kızın annesi onu yanlarına almalarını istiyordu.

“Yanımıza aldığımızda da ortaya çıkmayacak mı sanki?” diye inledi Gülfidan hanım, “Onu insanlara ne diye tanıştıracaksın?”

Murat bey de kara kara bunu düşünüyordu aslında, “Tanıtmayacağız!” dedi canı sıkkın bir şekilde.

“Kim diyeceğiz peki? Evdeki çalışanlar bilecek en azından! Betül’e ne diyeceksin?”

“Betül’e gerçeği söyleyeceğiz ondan saklayamayız!” dedi Murat bey.

Meryem hanım mektubunda kendisi hayattan ayrıldıktan sonra kızı almalarını istediğini yazıyordu. Bu yüzden Murat bey ve Gülfidan hanımın bu konuyu düşünmeleri için yeterince zamanları olacaktı.

Nuri bey karısının ölümünden bir hafta sonra Teslime hanıma Murat beyin telefonunu vermiş ve onu arayıp Sedef’i istediği zaman gelip alabileceğini bildirmesini istemişti. Teslime hanım da Sedef’i almaktan vazgeçmesinler diye kızı övüp durmuştu. Nuri ile mutlu bir hayat şansını bir kez kaçırmıştı, şimdi bu şans yeniden eline geçmişken arada bu kızın durmasını istemiyordu. Nuri’nin gözü kızdan başkasını görmüyordu. Ayrıca hastaydı da, elden ayaktan düşmeden yaşayacakları ne kadar zamanları olduğunu kimse bilemezdi. Teslime hanım, Meryem hanım ona nikahını vermek isteyince önce şaşırmış ama sonra eski kocasının hasta olduğunu öğrenince bakıcılık yapacağını anlamıştı. Yine de razı olmuştu bu evliliğe, Nuri’nin kıymetini sonradan anlamıştı.

Murat beylerin geleceği saate kadar Sedef babasına onu göndermemesi için yalvardı durdu ama Nuri beyin kararı kesindi. Teslime hanım, Murat beyin telefonda istediği zaman kızı getirip babası ile buluşturacağına söz verdiğini söylemişti. Bu biraz olsun Sedef’i rahatlatmıştı ama yine de gitmek istemiyordu.

“Seni istemeseler zaten gelmezler kızım, direnme artık!” dedi Nuri bey onların gelmesine bir kaç saat kala, “Bak beni çok üzüyorsun böyle, hastalığım iyice azacak!”

Sedef koşup sarıldı babasının boynuna “Tamam ama sadece sen mutlu ol diye gidiyorum!”

“Sen de mutlu olacaksın!”

Murat bey ve Gülfidan hanım geldiğinde iyice sokuldu babasına Sedef ve korkuyla baktı onlara.

“Kızım gel tanışalım!” dedi Gülfidan hanım sevecen bir sesle. Kızlarını yanında getirmemişlerdi. Sedef iyice sokuldu Nuri beye.

“Sedef gel bir elimi öp, bak ben senin gerçek babanım!” dedi Murat bey, “Artık bizimle yaşayacaksın! Çok iyi bir hayatın olacak!” dedi etrafına küçümseyerek bakıp.

“Bir şartım var!” dedi Sedef.

“Ne şartı?” dedi herkesten önce Nuri bey şaşırıp.

“Madem o kadar paraları var, senin bütün tedavi masraflarını karşılayacaklar, yoksa gitmem!”

Teslime heyecanla baktı Murat beye, “Öyle ya, o zaman Nuri bey iyileşir onlar da rahatça yaşarlardı beraber! Niye onun aklına gelmemişti ki bu daha önce!”

“Olur mu kızım öyle şey!” dedi Nuri bey gözlerini Murat beyden kaçırarak.

“Olur neden olmasın?” dedi Murat bey hiç bozuntuya vermeden, “Kızıma bunca sene bakmışsınız, benim de size borcum var, böyle ödeşmiş olalım!”

“Teşekkür ederim!” dedi Sedef neşeyle.

“Tamam sorun kalmadıysa haydi gidelim!” dedi Murat bey.

“Hemen mi?” diye inledi Sedef.

“İşlerimiz var, senin için geldik, çantanı al çıkalım hemen!” dedi Gülfidan hanım.

“Bir kahve içseydiniz?” dedi Nuri bey, o da şaşırmıştı bu aceleye.

Hiç duymamış gibi “Sekreterim sizi arar tedavi için gerekenleri sizden öğrenir!” dedi Murat bey ve kalkıp yanlarına geldi Sedef’in elinden tutup kapıya yöneldi. Sedef tam babasına dönüp, ağlayacaktı, onun “Beni daha hasta edeceksin!” sözünü hatırlayıp yutkundu, el salladı ve döndü önüne.

Kapının önünde bekleyen büyük gri arabaya bindiler hep birlikte, arabanın şoförü Murat beyin el işareti ile hemen hareket etti. Gülfidan hanım Sedef ile arka koltukta oturuyordu. Çantasından çıkardığı bir bebeği bir şey söylemeden Sedef’e verdi ve camdan dışarıyı seyre koyuldu. Bu kızla ne yapacaklarını merak ediyordu. Onu kendi sosyal çevresine nasıl tanıştıracaktı ?

Üç buçuk saatlik yoldan sonra eve vardıklarında Sedef arabada uyumuştu, hizmetçilerden birinin onu sarsması ile uyandı. Gülfidan hanım ile Murat bey inip eve girmişler, hizmetçi kadını onu uyandırması için göndermişlerdi. Sedef gözünü açıp bu kocaman evi görünce hayretler içinde kaldı. Demek köşk dedikleri şey böyle bir şeydi.

Salona girdiklerinde Gülfidan hanım ile Murat bey gergin bir sohbetin içindeydiler. Murat bey onu görür görmez ayağa kalktı ve elinden tutup girdiği kapıdan yeniden çıkardı. Evin arkasına dolanıp, büyük bahçeyi geçtiler. Evin arkasında önündeki ağaçlardan görünmeyen kutu gibi dizilmiş odalardan birinin kapısını açtı.

“Burası senin odan!” dedi onu içeri iterek, “Ben izin vermedikçe büyük eve gelmeyeceksin anlaşıldı mı?”

Sedef bir yatak bir gardıroptan oluşan odaya baktı, “Tek başıma mı kalacağım?”

“Yanına birini mi istiyorsun? Koca kız olmuşsun artık!”

“Neden büyük evde kalamıyorum?”

“Orası senin evin değil! Hiç kimseye benim kızım olduğumu söylemeyeceksin anlaşıldı mı? Yoksa babanın tedavisini yaptırmam! Onunla konuştuğunda da her şeyin çok iyi olduğunu söyleyeceksin! Başıma iş çıkarma benim!”

“Tamam!” dedi Sedef korkuyla, Murat bey bir hışımla döndü gitti arkasını, eve geldiklerinden beri karısının dırdırından bunalmıştı. En iyi çözüm buydu.

Biraz sonra evde çalışanlardan biri çantasını getirdi, kızın yatağın üzerine kapaklanmış ağladığını görünce “İyi misin? Ne oldu?” diye sordu. Evde çalışanlarda onun Murat beyin kızı olduğunu bilmiyorlardı. İyilik olsun diye memleketten getirdikleri öksüz ve yetim bir kız olduğunu sanmışlardı.

“Yok bir şey!” dedi Sedef başını kaldırmadan. Kadın gidip kızın saçlarını okşadı, “Ben yan odada kalıyorum. Sekizde işim bitiyor. Yanına gelirim tamam mı?”

Kızdan yine ses çıkmayınca, kalkıp çıktı odadan, “Zavallı çocuk! Ne yaşadı kim bilir?” dedi içinden.

Sedef annesinin onu neden bu adama emanet ettiğini anlamaya çalışıyordu, daha şimdiden evini ve Nuri beyi çok özlemişti. En azından Nuri beyin tedavisinin tam yapılacak olması tek tesellisiydi. Bütün gün odadan çıkmadan tek başına oturdu. Hava karardıktan sonra kapı çaldı, elinde bir yemek tepsisi ile yine aynı kadın gelmişti.

“Aç mı duracaksın?” dedi gülümseyerek, “Haydi bak sana neler getirdim?” Tepsiyi odadaki küçük tahta masaya bıraktı ve kendisi de sandalyeye oturup, Sedef’in masaya gelmesini bekledi. Sedef yemeğin kokusu odaya yayılınca anladı ne kadar acıktığını sabahtan beri hiç bir şey yememişti Utanarak masadaki diğer sandalyeye oturdu ve sessizce kaşıkladı çorbasını.

(devam edecek)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s