Ardımda bıraktım – Bölüm 18

Sabaha karşı Nazlı hâlâ derin bir uykuda babası ile ilgili karmakarışık rüyalar görürken Baki bey araladı gözlerini. Yatağın hemen yanına başını dayamış Nazlı’yı fark etmediği için gözleri Doğukan’ı seçti ilkin. Zihni tam olarak nerede olduğunu da toparlayamadığı için kurumuş dudaklarını oynattı yavaşça ama söylemek istediği şeyi söyleyemedi.

“Baki amca!” dedi Doğukan fısıldayarak, “Beni anlayabiliyor musunuz?”

Baki bey gözlerini açıp kapattı ama hâlâ karşısındakinin kim olduğunu ve nerede olduklarını çıkaramıyordu.

“Nazlı?” dedi nefesini zorlayarak.

“Nazlı burada Baki amca, uyuyor! Çok yoruldu! Ben nöbetteyim!”

“Sen kimsin?”

“Doğukan ben! Beni hatırlamazsınız belki, Nazlı’nın okuldan arkadaşıyım!”

Baki bey Doğukan’a baktı ama cevap vermedi. Başını yana çevirmeyi denedi ama kaslarına hükmedemeyeceğini anlayınca, gözlerini yana devirerek kızını görmeye çalıştı. Doğukan ne kadar fısıltı ile konuşuyor olsa da Nazlı konuşulduğunu fark edince gözlerini açtı ve babasının kendine geldiğini görünce gözlerinden yaşlar hemen iniverdi.

“Ah babacığım! Çok şükür uyandın!” diyerek elini tuttu sımsıkı. Doğukan ikisi yalnız konuşabilsinler diye perdeyi kaldırıp, odadan çıktı bir süreliğine.

“Doktora haber verdi mi Doğukan?” dedi Nazlı şaşkın şaşkın, “Kendine geldiğini söyledi mi kimseye?”

“Yok!” dedi Baki bey zorlanarak, “Fırsat olmadı! Nasıl geldim ben buraya?”

Nazlı hızlıca anlattı ona olanları, hastaneye gelişlerini ve Doğukan’ın tesadüf eseri ona rastlayışını. Tabi Ozan ve sarhoşluk kısmına hiç değinmedi.

“Ameliyat olman gerektiğini söylediler!”

Onlar konuşurken hemşire geldi, Doğukan gidip nöbetçi kat hemşiresine durumu bildirmişti. Nazlı hemşirenin babasını kontrol etmesi için geri çekildi. Hemşire bir kaç dakikalığına gidip geri geldi ve serumu değiştirdi. Nazlı’ya babasına dudaklarını ıslatarak biraz biraz su verebileceğini söyledi ve gitti.

“Bu okuldaki Doğukan mı?” dedi Baki bey biraz daha açılmıştı.

“Evet baba o! Tesadüf işte!”

“Ozan nerede?”

Nazlı, babasının Doğukan yerine Ozan’ı görmeyi beklediğini anlamıştı ama ona olanları anlatamayacağı için, hastanede olduğunu ama Doğukan ile o beklediği için onu gönderdiklerini söyledi. Baki bey yorgun olduğu için başka bir şey söylemedi. Gözlerini kapattı. O gözlerini kapatınca Nazlı uyanamayacak diye tedirgin oldu ama Baki bey ara ara gözlerini açıp yeniden kapatınca rahatladı. Yarım saat sonra Doğukan elinde iki kahve ile geri geldi.

“Madem uyandın, ayılmak için ihtiyacın olur diye düşündüm!” dedi.

“Babam da uyandı, artık sen de gidip dinlen istersen, ben baya uyumuşum” dedi Nazlı ama Doğukan yine gitmeyi kabul etmedi. Sabah erken saatte doktor gelip Baki beyin gece ölçülen değerlerini kontrol etti. Onu biraz konuşturduktan sonra bir şey söylemeden odadan çıkıyordu ki Doğukan peşinden gidip bundan sonra ne olacağını sordu. Ertesi gün değerlerin normale döneceğini söyledi doktor. Öyle olursa bekletmeden ameliyata alacaklardı. Doğukan bir iki saat daha Nazlı ile durduktan sonra o gün içinde halletmesi gereken bir kaç işi olduğu için yine ayrıldı hastaneden ve gece geri geldi.

Doğukan’ın olmadığı saatlerde Baki bey kızı ile sohbet edecek dermanı kendinde bulmuştu. Durumunun pek iyi olmadığını hissediyordu.

“Bu Doğukan iyi bir çocuk değil mi, sen okuldayken de onu severdin!” diye sordu Nazlı’ya

“İyi bir evet, ilk baştan beri hastanede benimle duruyor, ne ihtiyacım olsa daha söylemeden hallediyor!”

“Ozan’ın bu gün de mi işi var?”

“Şirkette birinin durması gerek baba biliyorsun!”

“Ya akşam? Akşam da mı durması gerek!”

“Hayır ama artık sözlü sayılır söylemiştim. Gelecektir mutlaka sen merak etme, ameliyattan çıkınca görüşürsünüz!”

“Bak kızım ben bunca zaman senin için yaşadım. Annen gittikten sonra beni senden başka hayata bağlayan hiç bir şey yoktu. O yüzden diğerlerinin ne söylediklerini ne fark ettim, ne işittim. Annene çok aşık değildim belki ama yine de bir başka adamla gitmesi bana çok ağır geldi!”

“Biliyorum canım babam, düşünme bunları şimdi!” dedi Nazlı şefkatli bir sesle.

“Bu hastalık benim yakamı bırakacak türden değil, benim de onunla mücadele edecek dermanım yok açıkçası. Bu çocuk iyi birine benziyor. Zor zamanlarda yanında olduğuna göre güvenilir biri. Bunca yıl Ozan’a annelik yaptın ama bak ihtiyacın olduğunda o yanında değil!”

“Baba!”

“Dinle beni! Sen güçlü bir kızsın biliyorum Annenin gidişi benden çok seni yıktı, insanlara güvenin sarsıldı. Ozan’ı kendine meşgale ettin. Annenin rolünü üstlendin ve sen anne olmayı denedin. Ancak hayat onun yerine, bunun yerine şunu koyarak yaşanmaz kızım! Annen gitti, öyle olması lazım olmasa gitmezdi. Annenin savunmak için söylemiyorum. Hayatta her şey bir nedenden ötürü gerçekleşir. Ozan’a annelik ederken başka kimseleri gözün görmedi. Artık onun kendine annelik edecek başka bir kahramanı var! Bırak onlar ne yapıyorlarsa yapsınlar. Bundan sonra sen sadece kendin için yaşa!”

“Birlikte yaşayacağız! Bundan sonra seni rahat ettirmek için yaşayacağım ben!”

“Nazlı! Sürekli başkaları için yaşayamazsın kızım! Bu sana kendini unutturur! Kendi değerini, varlığını yok sayman, hayatla bağlarını zayıflatır. Herkes bir gün gider, ben de bir şeyler vesile olacak ve gideceğim. Peki benden sonra kimin için yaşayacaksın!”

“Sen bir yere gitmiyorsun!”

“Ben gitsem de kalsam da, sen kendi varlığına sahip çıkmayı öğrenmek zorundasın! Bak bu çocuk sana değer veriyor belli! Ondan öğren, sen değer verilecek birisin, sürekli vermezsin, almayı bilmek zorundasın! Eğer bu çocukla aranda bir şey olacaksa sakın erteleme!”

“Baba o benim sadece arkadaşım! Yıllar sonra bir tesadüf eseri karşılaştık işte!”

“İnsan yıllar sonra karşılaştığı biri için bu kadar özverili davranmaz!”

“Peki tamam, sen merak etme! Yarın şu ameliyatı atlat, o zaman birlikte yeniden konuşuruz bunları!”

Baki bey gülümsedi kızına, başka bir şey söylemedi. Nazlı onun moralini düzeltmek için sevdiği şeylerden bahsetti biraz. Sonra Baki bey gözlerini kapatıp yine dinlenmeye geçti. Doğukan geri geldiğinde de uyuyordu.

“Bir arkadaşımın arabasını ödünç aldım. Baban ameliyata girmeden çabucak eve gidip almak istediklerini alıp gelebiliriz!”

“Şimdi hemen mi?”

“Evet o uyurken gidip geliriz işte! Yarın ameliyattan sonra hiç gitmek istemeyeceksin muhtemelen, onun da ihtiyacı olacak şeyler olabilir!”

“Her şeyi düşünüyor olduğuna inanamıyorum gerçekten!” dedi Nazlı ve ikisi birden çıkıp eve gittiler. Nazlı üzerini değiştirip, bir duş aldı. Babasına ve kendine gerekeceğini düşündüğü şeylerle bir çanta hazırladı ve oyalanmadan geri geldiler. Doğukan arabayı geri götüreceği için bir kaç saat daha Nazlı ile durduktan sonra baba kızı yalnız bırakmak için ayrıldı.

Sabah geri geldiğinde Baki beyi ameliyata alalı bir saate yakın olmuştu.

“Neden aramadın?” dedi heyecanla

“Doktorun o kadar erken gelip de ameliyat diyeceği hiç aklıma gelmedi. Çok korkuyorum Doğukan, geceyi pek iyi geçirmedi. İki kere hemşireyi çağırmak zorunda kaldım!”

“Merak etme her şey yoluna girecek!” dedi Doğukan ve birlikte yine bir bekleyişe girdiler

Ozan ertesi gün duramayıp yine Nazlı’ların evine gitmişti. Bu sefer Duru’ya bir müşteri ile buluşacağını söylediği için sorun çıkmamıştı. Kapı yine açılmayınca bunun normal olmadığını düşünmeye başladı. Eski mahalleden sonra burada herhangi bir komşu ile yakınlık kurmadıklarını bildiği için kimseye bir şey soramıyordu. Önce Nazlı’yı, sonra Baki beyi aradı yeniden. Baki beyin telefonu ulaşılamıyor mesajı verince yolunda gitmeyen bir şeyler olduğundan iyice emin oldu. İyi ama ne olmuştu ve neredeydiler?

(devam edecek)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s