Ardımda bıraktım – Bölüm 1

Nazlı ve Ozan çocukluk arkadaşıydılar. Nazlı çalışkan bir kızdı, öğretmenleri her zaman onu diğer öğrencilere örnek gösterirdi. Ozan ise Nazlı’nın tam tersi bir öğrenciydi ama Nazlı’nın onu sürekli çalıştırması sayesinde tüm haylazlıklarına karşılık yazılılardan daima geçer notlar alıyordu. Nazlı’nın babası Baki bey Ozan’ı haylaz bulduğu için başlarda sevmemiş olsa da, çocuğun ailesinde yaşanan tatsızlıklar sonucu kendini böyle ifade etmeye çalıştığını fark edince kızı ile arkadaşlığına ses etmemişti. Lise birinci sınıfa geldiklerinde Ozan’ın dersleri Nazlı’ya rağmen kötüleşmişti. Ortaokuldan sonra büyümenin tadını çıkarmak istediği ve kendisini artık kızların dikkatini çeken yakışıklı bir delikanlı olarak gördüğü için derslerden başka her şeyle ilgilenmeye başlamıştı. Ozan’ın babası Dündar bey ilk toplantıda oğlunun vahim halini görünce o sinirle eve gelmiş ve onu okuldan alıp çalıştırmaya karar verdiğini açıklamıştı. Ozan işlerin buraya varacağını hesap edemediği için koşa koşa Nazlı’lara gelmiş, Baki bey kızının ısrarına dayanamadığı için gidip Ozan’ın babası ile konuşmak zorunda kalmıştı. Neyse ki Dündar bey mahalleden bildiği Baki beye kulak verip oğluna bir şans daha vermeyi kabul etmişti. Ozan’da hem Baki beye hem de Nazlı’ya derslerine dört elle sarılıp, kendini bir daha bu duruma düşürmeyeceğine söz vermek zorunda kalmıştı.

Baki beyin dul kalması ve Dündar beyin evlerinde hiç eksilmeyen karı koca kavgaları mahallelinin dilinden düşmeyen konular arasındaydı. Nazlı ve Ozan biraz da arkadaşlarının acımasız sözlerinden rahatsız olduklarından yakın arkadaş olmuşlardı. Nazlı’ya laf çarpan olunca Ozan hemen müdahale ederdi. Diğer çocuklardan daha iri bedeni ile Nazlı’yı arkasına alır, bir daha ona bulaşan olursa yumruklarını kullanacağını söyleyerek tehditler savuruyordu. Kavgacı ailenin, kavgacı ve haylaz oğlundan herkes çekiniyordu. Baki beyin onu eve alıp, kızıyla ders çalışmasına izin vermesini de yadırgayan çoktu. Pek iyi insanlarla dolu bir mahalle değildi onların ki, aksine birbirinden çok farklı insanların hasbelkader bir araya doluştuğu bir yerdi daha çok. Büyük ihtimalle tek ortak noktaları çok yüksek olmayan gelir seviyeleriydi.

Nazlı’ların apartmanı üç katlı ve altı daireden oluşuyordu. Girişte kocası her gece içip, naralar atarak apartmanı uyandıran Feride hanımlar vardı. Onun hemen karşısında her hamileliği düşükle sonuçlanıyor diye kocasının terk ettiği Şenay abla vardı. Zavallı kadın olanları bir türlü kaldıramadığı için devamlı oyuncak bir bebekle geziyordu. Onu parka götürüyor, yürüyüşe çıkarıyor, alışverişe gidip kıyafetler alıyordu. Adı Zeynep olan bebeği bütün mahalleli tanıyordu. Nazlı’ların oturdukları ev kiraydı, yan dairede onlar gibi kiracı olan memur emeklisi bir karı koca oturuyorlardı. Kimseyle görüşmeyi, konuşmayı sevmediklerinden haklarında en az şey bilinen komşular onlardı. Üst katta ise Nazlı’ların ev sahipleri vardı. İki kardeş üst kattaki iki daireyi kendilerine almışlar, orta katı kiraya verip, en alt kattaki daireleri de satmışlardı. Ozanlar iki apartman ileride oturuyorlardı, onların apartmanının da Nazlı’ların apartmanından bir farkı yoktu. İnsanlar kendi dertlerini unutmak için birbirlerininkinin peşine düşüyor ya da dillerine doluyorlardı. Nazı ve Ozan’ın tespitiydi bu daha çok.

“Üniversiteyi kazanıp buradan gidelim!” diyordu Nazlı sürekli, “Baki amca ve sen giderseniz ben her yere gelirim!” diyordu Ozan’da. İkisi de iç mimar olmaya karar vermişlerdi. Ozan, Nazlı’nın aklına çok güvendiği ve onlara bir söz verdiği için Nazlı ne derse onu hemen kabul ediyordu. Dershaneye gidecek güçleri olmadığı için hafta sonu okulun verdiği kurslar dışında iki çocuk birbirlerine destek olarak hazırlandılar üniversiteye. Sınav günü gelip çattığında Ozan’ın en büyük korkusu Nazlı’nın kazanıp, onun kazanamamasıydı. Nazlı son iki gün kendi heyecanını unutup, onu ikisinin de kazanacağına ikna etmekle geçirdi. Sınavlar tamamlanıp sonuçlar beklenmeye başlandığında da yine Ozan’ı teskin etme işi ona düşmüştü. İkisinin sınavda cevapladığı doğru sayıları çok yakındı, “Ya ikimizde kazanacağız ya da ikimiz de kaybedeceğiz!” diyordu Nazlı. Mahallelinin onlarla uğraşmasının ardı arkası kesilmediği için kazanıp bir an önce ayrılmak istiyordu bu mahalleden. Puanı iyi gelirse, Baki bey onu uzak bir üniversiteye göndermeyi kabul etmişti. Buradan uzaklaşıp yurtta kalmanın ona iyi geleceğini düşünüyordu. Ozan zaten evdeki kavgadan bıktığı için Nazlı nereye giderse peşinden gitmeye hazırdı. Puanı iyi gelirse evdekilere uzak bir üniversite yazayım mı diye sormaya niyeti hiç yoktu. Hatta uzakta okuyup, orada da iş bulup kalma hesabındaydı daha çok. Hem mahalleden, hem evden kurtulası vardı onun.

Sınav sonuçlarının ilan edileceği günün sabahı Ozan yine koşa koşa onlara gelmişti. Baki bey işe gitmek için hazırlanırken iki çocuğun çığlıklarını duyunca haberlerin iyi olduğunu anlamıştı.

“Baba kazandık, baba!” diye bağırıyordu Nazlı, Ozan’da odanın içinde koca bedeniyle hoplayıp duruyordu. Aşağıdan tavanın vurulmasa çok sürmeyince oturmak zorunda kaldı. Feride hanım “Yeter bu apartmanın çektiği sizden, bir defolup gitmediniz!” diye bağırmaya başlayınca Baki bey tutmasa Ozan neredeyse aşağı inip kavga çıkaracaktı.

“Baki amca buna nasıl dayanıyorsunuz? Nazlı’ya da hiç rahat vermiyorlar!” dedi isyan ederek.

Nazlı’nın gözleri dolmuştu yine, Baki bey kızına bakarak, “Aldırma kızım, herkes çapı kadar konuşuyor!” dedi üzüntüyle. En çok çocukların sevinçlerinin kursaklarında kalmasına canı sıkılmıştı. İşe geç kalacağı için daha fazla oyalanamadı ve çıktı evden, çıkarken de ikisine de kimseye bulaşmamalarını sıkı sıkı tembih etti.

Nazlı ve Ozan hangi üniversitelere puanlarının tuttuğuna bakarken yeniden heyecanlarına kavuştular ve olanları çabucak unuttular. Görünüşe göre İstanbul ve Ankara’da ikişer üniversiteyi yazabiliyorlardı.

“İstanbul çok zor bir şehir diyorlar!” dedi Ozan bilmiş bilmiş, “Ankara daha iyi değil mi, hem başkent!”

“Evet ama İstanbul’da iş sahası daha geniş, orada okursak belirli bir çevre edinmiş oluruz!”

“Neden Ankara’daki üniversitenin son sınıfındaki öğrencilere hemen iş teklifi geldiğini duydum ben!”

“Sahi mi?”

“Tabi, o zaman İstanbul’dan gelen iş tekliflerini kabul ederiz!” diyerek bütün gün hangi okulları yazacaklarını tartıştılar ve sonunda bir liste çıkardılar. Ankara, İstanbul dışındaki şehirleri de yazmışlardı. Buralardan gidecek olduktan ve istedikleri bölümü okuyacak olduktan sonra bir şeyin önemi olmadığına karar vermişlerdi.

Baki bey işten geldiğinde Ozan hâlâ onlardaydı ve tercihlerini tamamladıkları halde yine de tekrar tekrar kontrol ediyorlardı. Ertesi gün gidip okuldaki hocalarına da göstereceklerdi. Ozan henüz gidip evdekilere kazandığını söylememişti bile. Baki bey eve gelince onları hatırlayıp, eve döndü.

“Şu çocuk da kazandı ya gerçekten çok mutlu oldum. İkinizle de gurur duyuyorum!” dedi Baki bey kızına. Zor şeyler yaşamışlardı. Durumu iyi olsa kızını başka bir yerde daha iyi koşullarda yetiştirmek isterdi ama işte buradan bir yere kıpırdayamamışlardı. Laftan sözden o da bezmişti artık. Kendisine çarpılan laflar bir yana, insanların kızını da yaftalamaya başlaması iyice canını sıkıyordu. O yüzden Nazlı’nın kazanacağı bölüm belli olana kadar sesini çıkarmıyordu. Kızı nereyi kazanırsa buraları bırakıp onunla gitmeye çoktan karar vermişti.

Nihayet sonuçlar açıklanıp ikisi de ilk tercihleri olan Ankara’yı kazanınca, Baki bey de onlara kararını açıkladı.

“Baba!” dedi Nazlı sevinçle, “Emin misin?”

“Eminim kızım, gidip kendimize yeni bir yaşam kuralım artık!” dedi Baki bey

“Baki amca ben yurtta kalırım ama yine size gelebilirim değil mi?” diye sordu Ozan çekinerek.

“Tabi gelebilirsin oğlum sen bizim evin adamı oldun artık! Hem annenlerin de gözü arkada kalmaz, yanında biz varken!”

Ozan gülümsedi ama cevap vermedi. Baki bey onun eve bir daha geri dönmeyi düşünmediğini biliyordu.

(devam edecek)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s