İstemeden – Bölüm 22

Bu gün 21 Mart, gece ve gündüz eşit. Hoş geldin Bahar ❤ Mutluluklara ihtiyacımız var, her günü bir bahane ile sadece var olduğumuz için bile kutlayabiliriz. Her aldığımız nefesin bize hediye olduğunu hatırlamamız gerek. O halde bu günü de kendinize bir güzellik yaparak kutlayın. Sevdiğiniz bir şarkıyı dinleyin. Çıkıp kısa bir yürüyüş yapın, ağaçları ve kuşları izleyin. Bir parkta oturun. Bir kitap okuyun, bir kahve için yanına küçük bir tatlı kaçamağı yapın. Sizi mutlu edecek ne geliyorsa elinizden. Sevdiklerinizi sarılıp kocaman öpün ! Yeter ki baharı içinizde hissedin. Hepimizin buna hem ihtiyacı var, hem hakkediyoruz!

Haydi hikayeye başlayalım !

Kerime’nin hayatında son dönemece girilmişken Gülsüme hanım da kendini hiç iyi hissetmiyordu. Kemal üniversiteyi de lise gibi yurtta okuduğundan çiftliğe daha az geliyordu artık. Çiftliği özlemesini gerektiren bir anneye sahip olmadığı için ara tatillerde ders çalışması gerektiği bahanesi ile gelmiyordu bile. Reyhan sonunda Necmi’den boşanmaya karar vermişti. Hayatının bu çiftliğin içinde tükendiğini anladığını söylüyordu. O şehri hayatını özlüyordu. Gidecekti. Kemal zaten on sekizini geçmişti artık. Necmi’nin durumu iyi olduğu için oğlunun masraflarını da o karşılamalıydı. Zaten annesini arayıp sorduğu bile yoktu oğlanın. Onlar babası ile yakınlardı, hep de öyle olmuşlardı. Hüseyin ağa bir yıl önce vefat ettiğinden çiftliğin yönetimi olduğu gibi Necmi’ye geçmişti. Sema hâlâ çiftlikte yaşıyor ve kocasının namına söz sahibi olması gerektiğini savunuyordu. İkizler de anneleri ile aynı görüşteydiler onlar da artık yetişkin olma aşamasına gelmişlerdi. Necmi üniversite okumadan gelip çiftlikte söz sahibi olamayacaklarının altını net bir şekilde çizmişti. Bu Kemal için de, İbrahim ve İsmail için de geçerliydi. Ne yazık ki İbrahim de, İsmail’de babaları gibi pek okuma hevesinde olmadıkları için ancak iki yıllık bölümler kazanabildiler o da zorla. Necmi onların başka bir şey olamayacaklarını anladığı için Hayvancılık ve ziraat ile ilgili bölümler yazmalarını sağlamıştı. Çiftliğin işlerinden başka bir şey yapamayacakları belli olduğu için hiç değilse biraz eğitimli olmaları lazımdı. Kemal’in çiftlikle ne ilgisi ne de gözü olmadığını görüyordu. Çiftliğin geleceği maalesef ikizlere kalacaktı. Necmi işi onlara tamamen devredene kadar onları eğitmek zorundaydı. Onlarla işinin bittiğine kanaat getirince aslında o da buralardan çekip gitmek istiyordu. İki kardeşin birbirine düşmeden işin başında durabilmeleri tek umuduydu. Reyhan’ın boşanma fikrine hiç itiraz etmedi. Tek celsede anlaşmalı olarak boşandılar ve Reyhan daha boşanma sonuçlanmadan çiftliği terk etti. Ağa gelini olduğundan onunda yeterince altını ve parası vardı. Ailesinin yanına gitmedi, bir başka arkadaşı ile Adapazarı’nda bir ev tuttular. El sanatları ile uğraşıp, derneklere gideceklerdi.

Kemal annesi ve babasının ayrılmasını hiç umursamamıştı. Kendini bir türlü bu aileye ait hissetmiyordu zaten. Çiftlik hayatını seviyordu, doğayı, hayvanları ama sorumluluğunu almaya gönüllü değildi. Zaten mühendislik okuyordu ve onca eğitimi çiftlikte heba etmeye hiç niyeti yoktu. Okul bittikten sonra yüksek öğretimini yurt dışında yapıp, aileden iyice uzakta olmayı kafasına koymuştu. Sonrasında oralarda bir iş bulup kalmak istiyordu. Çiftliğe yaptığı kısa ziyaretlerde babaannesine uğramayı hiç ihmal etmiyordu. Biraz ilerideki evde yaşayan ikizler hiç uğramazken, o her geldiğinde onunla vakit geçiriyordu. Gülsüme hanım onun hayallerini dinliyordu. Çiftlikten, aileden, hatta ülkeden uzak olma isteğine dair hayallerini de anlatmıştı Kemal ona. Babaannesinin her şeyden el etek çektiği dönemlere denk gelmişti şuurlu hayatı. Bu yüzden onun o eski söz sahibi hallerini bilmiyordu.

Mezuniyetine az bir zaman kala yaptığı ziyaretten sonra onu bir daha görüp göremeyeceğinden emin olamayan Gülsüme hanım, çocuğun gerçeği bilmeyi hakkettiğine kanaat getirmişti ama bunu oğlunu üzmeden nasıl yapacağını bilmiyordu. Kemal aileden uzak kalmayı tercih etse de Necmi onu her zaman sevmiş ve elinden geldiğinde iyi bir baba olmaya uğraşmıştı. Zaten Kemal’in babası ile bir derdi yoktu. Bu eve onun için geliyordu. İkizlerin de artık onun koruma ve kollamasına ihtiyacı olmayacak kadar annelerine benzediklerini fark etmişti.

“Biliyor musun oğlum!” diye söze girdi Gülsüme hanım, “Ben hep İzmir’i görmek istedim ama maalesef ne deden, ne baban, ne de amcanın beni oralara götürecek vakti ve istekleri olmadı. Aslına bakarsan ben evlenip bu çiftlik evine girdim ve en uzak gittiğim yer de ilçe oldu. Bu yüzden sana imreniyorum. Genç olmak, başka yerler görüp, oralarda yaşama şansına sahip olmak çok güzel bir duygu olmalı.”

“Evet babaanne, burası dışında ki hayatı görsen o zaman neden burada kalmak istemediğimi daha kolay anlarsın aslında!”

“Evet anlıyorum zaten, benim çok ömrüm kalmadı, elim ayağım da artık eskisi gibi tutmuyor. Babanın çiftliğin başından ayrılıp, bir şey yapmaya zaten vakti yok. İbrahim ve İsmail’i inan seni gördüğümden az görüyorum.”

“Üzülme babaanne onlar daha çocuk!”

“Senden sadece bir yaş küçükler! Neyse konumuz o değil zaten, senden son bir isteğim var!”

“Nedir?”

“İzmir’de uzun yıllardır görmediğim bir tanıdığım var, beni bir kaç günlüğüne oraya götürebilir misin?”

“Ben mi?”

“Evet! merak etme sana yük olmam, bir kaç gün sadece!”

Kemal babaannesinden hiç beklemediği bu istek üzerine biraz durakladı, yaşlı bir kadınla onca yolu gidip gelmek nasıl olur hiç bir fikri yoktu. O da daha önce hiç İzmir’e gitmemişti, orada bildiği biri de yoktu. Tabi görmek isterdi ama ona ne kadar saygı duysa da bunun için babaannesini seçmezdi herhalde.

“Anlıyorum, senin için keyifli bir gezi olmayacak ama benim için çok önemli. Neredeyse hayat memat meselesi. Ölmeden görmem gerek o kişiyi!”

“Kim bu kişi babaanne istersen söyleyelim o buraya gelsin, sen onca yola nasıl dayanacaksın?”

“Gelmez, gelemez oğlum. Benim gitmem lazım. Helallik almam lazım anlıyor musun? Bana dargın birisi.”

“Kim peki?”

“Sen tanımazsın, lütfen oğlum çok önemli bu, bak gidelim sen de iyi ki gittik diyeceksin!”

“Peki, tamam. Yine de babama soralım ama olur mu?”

“Babanın anlayacağı bir konu değil bu? Sen babaannem birini görmek istiyor deme ona, İzmir’i merak etmiş de, e mi evladım!”

“Tamam babaanne sen nasıl istersen!” dedi Kemal şaşkın şaşkın. Sonra gidip babasına söyledi Gülsüme hanımın tembihlediği gibi.

“Allah Allah annem İzmir’e mi gitmek istiyormuş? Nereden çıkmış?” dedi Necmi’de şaşkın şaşkın, “Sen onu idare edebilecek misin, artık çok zor yürüyor! Yanınıza birini vereyim!”

“Yok babaannem ikimiz gidelim istiyor!”

“Seninle vakit geçirmek istiyor demek ki! Anlamadım ama sen yapabilirim diyorsan gidin tabi! Annemin işlerine akıl sır ermez!”

“Yapabilirim sanırım!” dedi Kemal. Necmi’nin kafası karıştığı için o akşam annesinin yanına geldi ve neden İzmir’e gitmek istediğini sordu. Gülsüme hanım ona sadece merak ettiğini rüyasında gördüğünü ve ölmeden önce oraya gitmesi gerektiğini söyledi. Necmi’de Reyhan çiftlikten ayrıldıktan sonra büyük evde kalmıyordu. Koca ev Sema ve oğullarına kalmıştı. Laf söz olacağını düşündüğü için mevsimlik işçiler için yapılan ama bir süredir kullanılmayan kulübelerden birine geçmişti. Yemekler büyük evden gidiyordu. Gülsüme hanım oğlunun bile onunla kalmak istemiyor oluşuna da biraz içerlemişti ama artık eskisi gibi düşüncelerini dile getirmiyordu. Reyhan’ın gitmesine sevinmişti yine de, en azından Necmi’nin bundan sonra kafası rahat, daha iyi bir hayat yaşayacağını düşünüyordu. Hatta belki yeniden bile evlenirdi. Artık ağa oydu, bir ağa ile evlenmek isteyen bir sürü aday olduğundan emindi. Necmi’den de onay çıkınca kendine küçük bir çanta hazırladı. Eşyadan çok ilacı vardı zaten, yollarda Kemal’i endişe ettirecek bir şey olmaması için hepsini yanında alması gerekiyordu. Kemal’de babaannesi ile çıkacakları yolculuğun biletlerini ve otel rezervasyonlarını yaptırdı. Oğlundan ve torunundan Sema’ya bir şey söylememelerini rica etmişti. Onun cin gibi olduğunu biliyordu ve bir şeylerden şüphelenip, oğlunun aklını bulandırmasını istemiyordu.

(devam edecek)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s