Yalan gerçekler – Bölüm 7

Biraz sonra dışarıdan bir kaç adamın sesi duyuldu. Ses yakınlarından gelmiyordu ama Osman yine de tedirgin olup doğrulmadan pencerelerden dışarıyı kontrol edip durdu. Yarım saat sonra sesler duyulmaz olunca da, bir şey söylemeden dışarı çıkıp etrafı kontrol etti ve geri gelip söndürdüğü yağ lambasını geri yaktı.

“Sizi de korkuttum!” dedi çekinerek.

“Ne oldu?” dedi Zümrüt endişeyle ve o sırada adam paltosunu aralayınca henüz bir buçuk yaşında olan bebeği gördüler ve şaşkınlıkları iyice arttı.

“Haydi kızım bu iyi insanlara merhaba de!” dedi Osman bey sesini olabildiğince sevimlileştirmeye çalışıyordu ama çok gergin olduğu her halinden belliydi. Babasının göğsüne büzüşmüş çocuk başını çevirip Nurettin ve Zümrüt’e baktı. Osman bey çocuğu kendi göğsünden ayırıp, tutması için Zümrüt’e uzattı.

“Bu ne tatlı bir şey böyle!” dedi Zümrüt ama çocuk yabancı bir kucağa geçince huzursuz olup ağlamaya başladı.

“Senin mi?” diyebildi Nurettin ancak toparlayabilmişti lafını.

Osman bey başını salladı “Onu size bırakmak zorundayım, benim için bakarsınız değil mi?”

Çocuk sanki babasının ne söylediğini anlamış gibi daha çok bağırarak ağlamaya başladı.

“Neden?” dedi Zümrüt. O sırada Nurettin kızı onun kucağından almış, göğsüne bastırmıştı, “Sıkma Nurettin!” dedi Zümrüt ona dönüp, Nurettin kollarını gevşetti.

“Ağanın kızına aşık oldum!” dedi Osman bey, dışarıdan bir şey duyduğunu sandığı için refleks olarak gaz lambasına üflemişti yine. Karanlık olunca çocukta sustu birden ve Nurettin’e sokuldu.

“Kaçtık, o günden beri peşimizdeler. Bunca zaman sonra artık bizi aramazlar, affederler sanıyorduk ama maalesef bizi buldular ve affetmeye de hiç niyetleri yok!”

“Karınız nerede?”

“Dışarıda bir yerde oğlumla, ben kızı aldım o oğlanı, ikimiz ayrı yönlere koştuk. Ben Meltem ile hızlı hareket edemediğim için size getirdim. Şimdi gidip onları bulmak zorundayım. Buraya gelip bizi soran olursa hiç gelmedim ben. Çocuk da sizin tamam mı? Onu görmediler, tanıyamazlar!” dedi Osman bey heyecanla, yeniden dışarı kulak kesildi.

Zümrüt ne diyeceğini bilemiyordu. Nurettin çocuk öylece ona sokulup uykuya dalınca kıpırdamaya bile korktuğu için öylece duruyordu. Çocuğa öyle dikkat kesilmişti ki, Osman beyin anlattığı hikayeyi dinlememişti bile

Osman bey, “Kızıma iyi bakın, gelemeyebilirim! Ben uzaklaşmadan lambayı yeniden yakmayın” dedi ve kapıyı açıp dışarı çıktı. Biraz sonra atının nal sesleri duyuldu. Zümrüt biraz daha bekleyip, lambayı geri yaktı ve dönüp Nurettin ile çocuğa baktı.

“Uyudu mu?” dedi şefkatle. Nurettin başını salladı hemen, “Haydi onu yatağa yatıralım!” dedi Zümrüt aklına yapacak bir şey gelmiyordu. Nurettin uyanacak diye kıpırdamaya korktuğu için çocuğu yavaşça aldı onun kucağından. Çocuk “Anne!” ye benzer bir kelime mırıldandı. Zümrüt’ün içinin yağları eridi hemen onu yavaşça yatırdı yataklarına. Nurettin merakla yanlarına gelmişti ki, uzaktan silah sesleri duydular. Zümrüt panikle kalkıp lambayı söndürdü. Nurettin hikayeyi dinlemediği için ne olduğunu anlamamıştı. Zümrüt sanki onu duyacaklarmış gibi olabildiğince küçük bir sesle Osman beyin hikayesini anlattı hızlıca.

“Çocuk bizim mi oldu?” dedi Nurettin korkuyla, bir çocuğa nasıl bakacaklardı?

“Geri gelir herhalde, karısı ve oğlunu bulacak!” dedi Zümrüt ama duyduğu sesler onu da korkutmuştu, söylediklerine kendisi de pek inanamadı.

Günlük Meltem’in elinden düşmüştü. Osman beyin çocuğun adını söylediği yeri tekrar tekrar okumuştu.

“Nasıl ya?” dedi elini saçlarının arasında gezdirerek ve ayağa kalkıp odanın içinde gezmeye başladı. O satırlara kadar anne ve babasının hikayesini okuduğunu sanıyordu. Emindi hatta. Sonradan karı koca olmuşlardır nasılsa diye düşünüyordu kendi kendine ama şimdi?

“Belki de Osman bey gelip çocuğu almıştır, onlarda kızı sevdikleri için benim adımı Meltem koymuşlardır!” dedi sonra kendi kendine, “Mutlaka öyle olmuştur!”

Kalkarken yere düşen günlüğü yeniden eline aldı ve yatağa yerleşti. Önce kapanan günlüğün son kaldığı sayfasını bulmalıydı. Birden bire günlüğün sonuna bakmayı düşündü ama öyle okumak istemiyordu. Halası bunları neden hiç anlatmamıştı? Anne ve babasının başına neler gelmişti böyle?

Kendi adını ilk okuduğu sayfayı buldu, doğru anlamış olmak için o sayfadan başlayarak okumaya devam etti.

Ertesi sabah çocuk uyandığında, Zümrüt ve Nurettin iki yanında uyuyorlardı. Çocuğu güvende olması için ortalarına almışlar, onu sıkıştırmamak için bir süre uyumamışlar ama sonra uykuya yenik düşmüşlerdi. Çocuk uyanıp yanında yabancıları görünce yine ağlamaya başlayınca, ilk Zümrüt açtı gözlerini. Hemen fırlayıp onu kucağına aldı.

“Günaydın Meltem!” dedi sevgiyle. Çocuğun ağlaması kesilmeyince onu neyle oyalayabileceğini bulmak için sağına soluna bakındı. Yazdan kuruttukları küçük bir bal kabağını görünce eğilip uzandı ve sallayarak çocuğa göstermeye başladı. Bu farklı şey hemen etkisini gösterdi ve Meltem elini uzatıp onu almaya çalıştı. Nurettin’de o an gözünü açmıştı.

“Osman?” dedi merakla.

“Yok!” dedi Zümrüt çocuk babasından bahsedildiğini anlar da ağlar yine diye korkuyordu. Nurettin Zümrüt onu oyalarken çekinerek kapıyı açtı ve etrafı dinledi. .

“Kapat Nurettin çocuk üşüyecek!” dedi Zümrüt telaşla, kapı açılır açılmaz kuru ayaz içeri dolmuştu.

Bir tas çorba ısıtıp, oyalayarak Meltem’e içirdiler. Çocuk mızırdanmayı bırakmış bal kabağı ile oyalanıyordu. Nurettin sürekli pencerelerden dışarı bakıyordu Osman bey geri gelir mi diye ama maalesef ertesi sabaha kadar gelen giden olmadı. Ertesi sabah gün yeni ağarmışken kapıları yeniden vuruldu. Zümrüt bebeği sarıp, Nurettin’in koynuna itti ve korkarak kalkıp açtı kapıyı. Daha açar açmaz genç bir kadın içeri doğru attı kendini. Yorgunluktan ayakta duracak hali kalmadığı belli oluyordu.

“Kızım burada mı?” diyebildi ve odanın ortasına yığıldı kaldı. Onu zorla sedire çekip, üzerine bir şeyler örttüler. Çocuk uyuduğu için bir tas çorba ısıtıp yarı baygın kadına içirmeye çalıştı Zümrüt. Kadın kendine gelir gelmez korkuyla doğruldu.

“Meltem burada değil mi?”

Zümrüt başıyla çocuğu gösterdi.

“Oh çok şükür!”

“Osman bey nerede?”

“O öldü!” dedi kadın ağlayarak, bizi buldular. Oğlumu elimizden aldılar. Ben kaçtım.

Zümrüt ve Nurettin dona kaldılar arkadaşlarının öldüğünü duyunca.

“Buraya gelmediler değil mi?” dedi kadın.

“Hayır!” dedi Zümrüt.

“Gidip oğlumu geri alacağım. Sonra da gelir onu alırım!” dedi adını bile bilmedikleri genç kadın ayağa kalktı, uyuyan kızının dağılan saçlarını sevdi, onun kokusunu içine çekti biraz. Sonra kararlı bir şekilde kalktı yeniden.

“Çok yorgunsunuz?” dedi Zümrüt, bir tas çorba içmekle toparlanmış sayılmazdı.

“Onu öldürürler!” dedi kadın ve kapıyı açıp geldiği gibi hızla uzaklaştı evden. Onun kapıyı kapatma sesine uyandı Meltem ama annesini görmeye yetişemedi. Çocuk uyanınca Zümrüt ve Meltem ne yaşadıklarını anlayamadan yeniden onunla ilgilenmeye başladılar.

“Demek ki o çocuk ben değilmişim!” dedi Meltem kendi kendine, “Zavallı kadın oğlunu kurtarmıştır umarım o kötü adamların elinden! Ne biçim bir memleketimiz varmış bizim? Doğduğun coğrafya kaderindir diye boşuna demiyorlar!” dedi sıkıntıyla. İçi rahatladığı için kalkıp kendine sıcak bir şeyler yapmaya karar verdi. Kendini günlüğe öyle kaptırmıştı ki neredeyse halasının öldüğünü unutacaktı.

“Halam bunları anlatmalıydı bana? Tam film gibiymiş aslında!” dedi su ısıtıcısının düğmesine basarken, biraz derlenip toparlanıp, geliştirilse, baya film olurdu halası ve babasının hayatlarından. Halası ve babasının yeniden nasıl kavuştuklarını merak ediyordu şimdi. Evden çıkmadan okuyabildiği kadar okuyacaktı. Halası bunca anıyı kim bilir ne kadar zamanda kaleme almıştı. Ne düşünerek yapmıştı acaba, hasta olduğunu anlayınca unutmamak için mi yazmıştı tüm bunları. Belki de o öldükten sonra Meltem’in bulacağını bildiği için yazmıştı? Onu kilitli bir çekmece de bulması bile filmin bir parçası gibiydi.

(devam edecek)

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s