Yuka (Küçük Prens) – Bölüm 10

Yuka ailesini şaşırtan bu coşku dolu tepkisinin ardından onlarla denize girmiş, bütün gün çok uysal davranmıştı. Aile sahilde yaşanılan o anlara bir anlam verememiş olsa da çocuklarında birden bire ortaya çıkan bu sakinlik ve uysallığa çok mutlu olmuştu. Yuka gün içinde defalarca onları çok sevdiğini ve onu buraya getirdikleri için çok mutlu olduğunu tekrarlamıştı. Gerçekten de hayatında neredeyse hiç hissetmediği kadar mutlu ve hafif hissediyordu. Sonunda liderini bulmuştu, bulmakla kalmamış onunla iletişime geçmeyi de başarmıştı. Artık deli olmadığını, gördüğü rüyaların, kedilerle konuşmalarının hepsinin gerçek olduğunu biliyordu. Arayışı zihninin ona oynadığı oyunların sonucu değildi. Bir lider gerçekten vardı. İki yıldır onun için bıraktığı mesajlara cevap almıştı. Yine de bir kaç kağıda daha mesaj hazırlayıp, liderin geçeceğinden emin olduğu yerlere bıraktı. Onun için endişeleniyordu.

“Güvendeyiz Yuka!” dedi liderin sesi zihninde, “Artık aileni endişelendirecek davranışlar içinde olmayı bırak, yaşaman gereken bir hayatın içindesin. Diğer çocuklar gibi okula gideceksin, onlar gibi oyunlar oynayacaksın. Gerçeği biliyorsun ve bunu saklamak zorundasın. Kediler her zaman sana bilgi vermeye devam edecekler.”

“Tamam!” dedi Yuka heyecanla, elbette ki zihninden söyledi bu sözleri.

Kediler ona liderin ertesi günü otelden ayrılacağını söylediler. O yüzden artık sağa sola not bırakmaması gerekiyordu. Son olarak ona veda eden bir not daha hazırladıktan sonra uykusu geldiğini söyleyip ailesi ile odalarına gitti Yuka. Bütün gün duyduğu heyecan ve sevinç yüzünden o kadar yorulmuştu ki, daha yatağa uzanır uzanmaz derin bir uykuya daldı. Elbette rüyasında buluştuğu arkadaşlarına sonunda liderlerine ulaştığını müjdeledi. Onların bir hafta daha tatilleri devam edecekti.

Ailesi hayatlarında yeni bir sayfanın açıldığını sonraki günlerde anlamaya başladılar. O gün sahilde her ne olduysa Yuka onları endişelendiren davranışları bir anda bırakmış, sakin ve mutlu bir çocuğa dönüşmüştü. Taşlara ve kağıtlara bir şeyler yazmayı da bırakmıştı. Hatta ertesi gün restorana giderken sırt çantasını yanına almadığını görünce iyice şaşırdılar. Babası biraz sonra çantayı unuttuğunu fark edip huzursuz olacağını düşündüğü için odaya dönüp çantayı aldı. Oysa Yuka onlar dönüş uçağına binene dek çantasını hiç sormadı bile. Kedilerle konuşmaya devam etse de artık sadece otel ve bulundukları yer hakkında konuşuyorlardı. Küçük kızın babası ve ağabeyi de en az Yuka kadar mutlu ve huzurluydular. Geri kalan herkes mutsuz ve karanlık dünyalarında tatillerine devam ettiler. Adamla çok ilgilenen kadın ve adam da ne yazık ki diğer aileden kurtulmayı tatilleri sona erene kadar başaramadılar.

Ülkelerine geri döner dönmez Yuka’nın annesi kedilerine o oteli öneren arkadaşlarını arayıp defalarca teşekkür etti.

“Ne oldu bilmiyoruz ama orası Yuka’ya o kadar iyi geldi ki!” dedi gözleri dolarak. Bu iyiliğin devam etmeyeceğinden korktukları için gelir gelmez doktorundan da randevu almışlardı.

Doktor ailenin Yuka’nın birden bire normale dönmesine duyduğu endişeyi merakla karşıladı ve günleri olmadığı halde hemen bir randevu verdi.

Yuka doktoru da şaşırtarak artık o lider, başka gezegenden gelme hikayelerine inanmadığını söyledi. Bütün bunlar onun hayal gücünün ürünüydü ve nasıl olmuşsa tatilde bunun farkına varmıştı.

“Belki de hava iyi geldi” demişti açıklama olarak. Doktorun tüm hatırlatma ve ısrarlarına rağmen de daha önce söylediği hiç bir şeyi ne tekrarlamış ne de doğrulamıştı. Onun kendinde bir savunma içine girmiş olabileceğini düşünen doktor aralıklarla onu yeniden görmek istemiş ama yaş çocuğunun planlayamayacağına inandığı bir süre boyunca Yuka’nın aynı cevapları verdiğini duyunca ailesine artık onu getirmelerine gerek olmadığını söylemişti.

Yuka iyileşmiş ve ailesi ve çevresi ile tüm iletişimini yaşıtlarının olduğu, onlara göre olması gereken şekline dönüştürmüştü. Artık anaokulu yerine birinci sınıfa gideceği için eski imajını yeni okulunda bilen kimse de olmayacaktı. Bunun okul öncesi dönemle ilgili bir travma olduğuna karar verdiler ve bir süre o günlerin geri geleceğine dair endişelerle yaşadıktan sonra nihayet rahatladılar.

Yuka’da sonunda diğer insanlar ve tabi ailesi tarafından kabul gördüğü için mutluydu. Lideri onu zamanı geldiğinde bulacağını söylemişti. Kendini güvende hissediyordu. Arka bahçede kedilerle konuşmalarına devam etse bile bunun kimse tarafından bilinmediğinin farkında olduğu için içi rahattı.

Ertesi sene aile artık Yuka’da iyi olduğu için bu defa yakınlarda bir yere tatile gitmeye karar verdi. Artık Yuka’nın sürekli taşıdığı kırtasiye malzemeleri yerine, kitap ve oyuncakları vardı yanlarında. Diğer insanlardan uzak durma endişesi taşımadan ilk kez tatil yapacaklardı. Artık çevrelerinde kimse çocuklarının tuhaf ya da deli olduğunu düşünmüyordu.

Sabah neşeyle arabalarına eşyalarını yüklediler. Yuka’nın okula başladıktan sonra ki ilk yaz tatiliydi bu. Annesi ve babası bilmese de kedileri ile bir önceki akşam vedalaşmıştı, gittikleri yerde yine hayvan dostlarının onu karşılayacağını biliyordu. Artık okuma yazmayı iyice öğrendiğinden çantasına kalem ve kağıtlar yerine kitaplarından koymuştu. Gidecekleri yerde gün kaybetmemek için gün doğumundan hemen sonra bindiler arabalarına. Annesi Yuka’nın biraz daha uyuyabilmesi için arka koltuğa bir yastık ve battaniye hazırlamıştı. Kahvaltıyı durup yolda yapacaklardı. Annesi öne bindi, Yuka’da arkaya kendisi için hazırlanan yere yatıp, hemen derin bir uykuya geçti. Arkadaşları ile buluşup konuştukları rüyalar devam ediyordu. Artık grubun lideri olduğunu öğrenmişti. Hepsi birlikte ana liderin onlarla bağlantıya geçip görevlerini açıklaması için bekliyorlardı. Bir yıl önceki zihin bağlantısından sonra lider ile zihin bağlantısı kurmasalar da, yüreğinde onu hissediyor ve heyecan duyuyordu. Birbirlerinin varlığını hissediş şekilleriydi bu.

“Yuka! Yuka uyan!” diyen sesi duyduğunda kalbi yerinden çıkacaktı neredeyse. Bu sesi tanıyordu. Liderin sesiydi bu. Bu sesin onda yarattığı hissi ve tınıyı unutması mümkün değildi. Heyecanla gözlerini açtı. O kadar çok ışık vardı ki hiç bir şey göremeden gözlerini kırpıştırdı ve yeniden bakmaya çalıştı. Kötü bir yanık kokusu vardı etrafta, ışığın içinden ona uzanan eli tuttu. El onu bulunduğu yerden ileri doğru çekip aldı.

“Yeniden merhaba küçük ruh” dedi elin sahibi ama ışıktan başka bir şey görünmüyordu.

“Sizi göremiyorum” dedi Yuka liderine, “Çok ışık var! Neredeyim?”

“Korkma Yuka yanındayız!” dedi lider

Yuka yeniden gözlerini açtığında kendini bir odada buldu. Aydınlık bir odaydı burası, büyük penceresinden içeri gün ışığı süzülüyordu.

“Otele mi geldik?” diye düşündü. Burası daha önce gittikleri otellere hiç benzemiyordu.

Az sonra kapı açıldı ve içeri beyaz giysili genç bir kadın girdi.

“Merhaba Yuka!”

“Merhaba” dedi Yuka şaşkınlıkla, “Ailem nerede?”

Kadın cevap vermedi, onun başını okşadı ve yanında duran dosyaya bir şeyler yazıp çıktı.

“Hey?” dedi Yuka ama genç kadın geri gelmedi. Lider neredeydi peki?

“Lider seni kurtarıp gitti” diyen sesle sıçradı.

Peluş bir kedi ile birlikte yatıyordu yatakta.

“Sen mi konuştun?” dedi kediye endişeyle.

“Evet” dedi kedi.

“Ailem nerede?” dedi yüksek sesle, o sırada kapıdan beyaz giysili bir adam girdi. Nasıl oluyorsa Yuka onun doktor olduğunu biliyordu.

“Günaydın Yuka, sohbete hazır mısın?”

“Neredeyim?”

“Bir buçuk aydır burada bizimlesin Yuka ve her sabah bunu soruyorsun?”

“Burası neresi? Annem ve babam nerede?”

“Yuka artık kazayı kabullenmelisin!” dedi kedi.

“Ne kazası?” dedi Yuka korkuyla kediye bakarak.

“Yine seninle konuşmuyor değil mi Yuka? O bir oyuncak!” dedi doktor.

Yuka ne diyeceğini bilemedi.

“Benim gerçek olmadığımı anlatacak Yuka inanma!” diye inledi kedi.

“Kazadan seni lider kurtardı, aileni aldılar! Toparlan artık! Yoksa beni de alacaklar!” dedi kedi üzgün bir sesle.

Doktor bir kediye, bir ona bakan ailesi ile geçirdiği kazadan mucize eseri kurtulan Yuka’yı izliyordu. Bir aydır kaza sırasında yanında olan oyuncak kedisinin konuştuğunu söyleyen çocuk ağır bir travma geçiriyordu. Eski dosyaları çocuğun kazadan önce de hayal ürünü gerçeklere inandığını, kazadan önceki bir yıla kadar bunun devam ettiğini söylüyordu. Normal bir çocuk olana kadar kedisi ile veya kedisiz bu merkezde kalmak zorundaydı.

“Kedi konuşmuyor!” dedi Yuka

“Aferin Yuka, toparlan” dedi liderin sesi, “Yanlız değilsin! Her şeye çok az kaldı. Onlar anlayacak ama geç olacak. Güçlü ol!”

SON

Yuka (Küçük Prens) – Bölüm 10’ için 2 yanıt

leylakagaci için bir cevap yazın Cevabı iptal et