An gelir! – Bölüm 10

“An gelir!” çok ani kararlar alman gerekir dedi Tülay hanım, Asiye ağlarken.

“An gelir, birden bire baba olmak zorunda kalırsın!” diye devam etti Kanat, “Evde zaten kimseyi dinlemiyor olmama herkes alışmıştı. Şahin öldükten sonra iyice başıma buyruk olmuştum. Ağabeyimin acısını diğerleri ile paylaşarak yaşayamıyordum. Kendimle kalmaya ihtiyacım vardı. Kartal hem ağabeyimizin, hem Tülay’dan ayrılmanın acısını yaşıyordu. O gün birlikte oldukları ile ilgili bana hiç bir şey söylemedi, muhtemelen Tülay’ın hamile kalabileceğini de hiç düşünmemişti. Olaylar beklenmedik şekilde gelişince kimsenin doğru düşünecek hali kalmamıştı ki.”

“İstanbul’a nasıl geldiniz peki?” dedi Asiye.

“Biz İstanbul’da değildik o zaman!” dedi Tülay hanım, “Amcam Gümüşhane’de yaşıyordu. Çocuklar evlenince oturabilsinler diye üç katlı bir ev yapmıştı kendine. O zamanlar kuzenlerimde bekar olduklarından evler boş duruyordu. Başka çözüm bulana kadar gelin burada kalın dedi babama! Ağabeyimin cenazesini de uzağa götüremezdik zaten, amcamın yaşadığı Şiran mezarlığında yer ayarladılar. Önce cenaze ile gittik oraya, sonra annem ile babam dönüp eşyaları topladılar, beni getirmediler.”

“Tülay beni arar aramaz gitmedim tabi ben de, o zaman daha hamileliğinin son aylarındaydı. İki saatlik yoldaydılar aslında. Sıdıka’yı tanımamış olsam Kartal’a söylerdim belki Tülay’ın yerini ama Sıdıka o kadar iyi bir kızdı ve aşıktı ki Kartal’a kıyamadım. Babam zaten bırakmazdı Kartal’ın peşini her şey daha da kötüye gidebilirdi.”

“Kaçarlardı belki ikisi!”

“Nereye? Nasıl kaçacaktık? Hastaneden eve getirip kapatacaklardı beni yine, ben yeniden dışarı çıkana kadar da seni vermiş olacaklardı. Çok gençtik, korkmuştuk. Ancak böylesi geldi aklımıza. Sıdıka için verilen söz tutulmazsa başka tatsız şeylerde olur diye konuştuk, risk alamazdık ki!” dedi Tülay hanım, iyice yorulmuştu konuşmaktan.

“Sen dinlen!” dedi Kanat bey ona, “Doğum sancıları başlayınca ebe eve gelmiş kontrole, daha var deyip gidecekmiş ki yalvar yakar olmuş annesine kimi aradığını söyletmemiş, muhtarın numarasından beni arattırdı yine. Ben zaten telefon beklediğim için muhtardan haber gelir gelmez herkesten önce uçtum telefona. Muhtarlığın etrafında dolanıp duruyordum zaten o ara, uzaklaşmıyordum bir yere. Doğumun ne zaman olacağı belli değildi tabi evde doğacaktı bebek. Ebe yirmi dört saat içinde doğabilir dedi sadece kapattı. Ebe ile konuştuğumda daha öğlen olmamıştı, telefon geldiğini muhtardan duyarlar nasılsa diye bir arkadaşım aradı dedim. Acilen yanına gitmem gerekiyor. Tabi kimse ciddiye almadı beni. Hangi arkadaş, niye yanına gitmem gerekiyor gibi sorulara verilecek cevabım yoktu. Kafası darmadağın olan Kartal bile sorgulamadı fazlasını.”

“Ne yaptınız peki?”

“Ne yapayım, annemin biriktirdiği paralardan çalıp bindim otobüse gittim Şiran’a”

“Adres?”

“Ebe onu da söyledi. Zaten iki-üç saatlik yoldaydı Tülay’ların taşındıkları yer. Yakınlarda bir yere geçip beklemeye başladım. Ebe kucağında çocukla çıkınca alacaktım hemen. Tülay’a geldiğimi haber vermemin yolu yoktu. Ebeyi de tanımıyordum. Bebekle kim çıkarsa tanımadığım onunla konuşurum diye planlamıştım. Evdekilerinde beni görmemesi gerekiyordu. Kartal’da sanabilirlerdi bir anlık öfkeyle!”

“Ay evet!” dedi Asiye ellerini telaşla yanaklarına götürerek.

“İnsanların hayatları anlardan ibaret inan bana!” dedi Kanat bey, “Neredeyse sekiz saat bekledim orada, uyumamak için başımı zor tutuyordum ki, gecenin sesini yırtan ağlamanı duydum senin! Zaten ışıklar bir saat önce yanmıştı, anlamıştım bir şeyler olduğunu. Ebeyi içeri girerken görmemiştim meğer gündüzden gelip kalmış Tülay’ın başında. Bir saat sonra ebe olduğunu tahmin ettiğim kadın kucağında seninle çıktı dışarıya, gün ağarmak üzereydi. Etrafına bakındığını anlayınca, olduğum yerden göründüm ona el salladım hemen geldi. ‘Ne yapacaksın sen bu bebeyle?’ dedi bana şaşkın şaşkın. ‘Alıp gideceğim’ dedim. ‘Babası sen misin?’ dedi bu sefer. ‘Değilim niye ki?’. ‘Çocuksun sen nasıl bakacaksın buna? Ailen var mı senin?'”

“Niye soruyordu ki bunları?”

“Asiye çocuğun nasıl olduğunu çıtlatmıştı ebeye, iki tarafında istemeyeceğini biliyordu ebe”

“Başkasına mı vermek istedi?”

“Hayır, başta ben de öyle sandım ama bana para ver ben bakayım dedi pat diye!”

“Para mı?”

“Evet, seni alıp götürecek yerim olmadığını biliyordu. Beni de alıp evine götürdü sonra. Hasta annesi ile yaşıyorlardı, hiç evlenmemişti. ‘Başkalarının çocuklarını doğurttum ama benim hiç çocuğum olmadı’ dedi. Seni ona temelli vermek istemiyordum. O anlık çaresizdim ama bir yolunu bulacağıma inanıyordum. Kadının teklifi ilaç gibi gelmişti aslında ama seni alıp götürürse diye korkuyordum da bir taraftan.”

“Ne yaptın?”

“Vermedim seni, güvenemedim ama kadının söyledikleri aklıma bir fikir getirdi. Bir arkadaşımın ablası çocuk bakıyordu evinde. Bize uzaktı evleri, onlar başka yerden geliyorlardı okula. Bir kaç kez onunla gitmiştim evlerine. Seni aldığım gibi gelen ilk otobüse binip geri geldim. O kadar çok ağlıyordun ki, henüz doğmuştun. Çok küçüktün, açtın. Korkumdan sıkıyordum ben de seni büyük ihtimalle. Otobüsten arkadaşımın oturduğu yerde indim. Saat öğleden önceydi, sana bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Arkadaşımın ablası kucağımda bebekle kapıda beni görünce çok şaşırdı. Hızlıca çocuğun benim olduğunu ailemin istemediğini ama başkasına vermek istemediğimi anlattım. Ben anlatırken, onlarla yaşayan bekar eltisini yeni doğum yapan komşusuna yolladı. Baştan anlamamıştım ama kadın kendi bebeğini arkadaşımın ablasına verip, seni memesine koyunca anladım. Bir anda sustun.”

Kanat bey anlatırken Tülay hanım sürekli ağlıyordu.

“Kadın senin hikayeni duyunca çok üzüldü. Onun bebeği de daha bir haftalıktı, arkadaşımın ablasının bakması şartıyla senin süt annen olmaya karar verdi. Sütü boldu, hem onun bebeğine, hem de sana yeter diye düşündü. Arkadaşımın ablası tereddüt ediyordu, çocuğu çaldığımı düşünmüştü muhtemelen ama senin o minicik çaresizliğine kıyamadı sanırım kabul etti. Senin bakımına karşılık para ödeyecektim elbette”

“Nasıl?”

“An geliyor işte bir şeyler yapıyorsun. Onu da hallederim diye düşündüm. O an nasılı sorgulayacak durumda değildim. İki gündür eve gitmemiştim, seninle eve gitmem imkansızdı. Kartal seni göremeden babam tutar verirdi bir başkasına. Seni orada bırakıp eve gittim. Onlar arkadaşıma gittiğimi sanmışlardı tabi. İzin almadan çekip gittiğim için bayağı bir dayak yedim ama seni kucaklamış, kurtarmıştım ya kendimi çok iyi hissediyordum. Selvi ablaya, hemen para yollayamam demiştim zaten. Babamdan gizli yakın köylerde bağ bahçede çalışmaya başladım. Onlar beni dağda bayırda kitap okuyorum sanıyordu. Bizim bağ bahçe dururken başka yerde çalıştığımı yakalasa beni bin parça ederdi zaten koca Yusuf.”

“Siz benim için nelere katlanmışsınız böyle, ben size neler ediyorum yıllardır!” diyerek Kanat beyin boynuna sarıldı Asiye, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

“Ağlama güzel kızım!” diyerek onun saçlarını sıvazladı Kanat bey, “Sen her şeye değersin inan bana, sen olmasan ben evlat sevgisini nasıl tadacaktım söylesene!”

“Çok özür diliyorum, her şey için çok özür diliyorum. Ne olur beni affeddin!”

“Affetmek mi? Sen bizi affet Asiye, yıllardır sana gerçeği söyleyemedik”

“Senin ve Kartal’ın iyiliği için!” dedi Tülay hanım.

Asiye Kanat beye sarılırken onun gözlerinde yanan hasreti görmüştü. O güzeller güzeli hasta kadın, evladını bir kere bile saramamış olan annesiydi. Kanat beyin kollarından sıyrılıp ona uzandı bu sefer. Tülay hanımın heyecandan nefesinin kesildiğini anlayınca korkarak geri çekildi.

“İyiyim, iyiyim ben, ne olur gitme! O kadar hayal ettim ki bu anı!” dedi kollarını açarak, Asiye yeniden sarıldı ona dikkatli bir şekilde. Kanat beyin de gözleri dolmuştu. Bir süre ana kız öyle beklediler konuşmadan.

“Kanat hikayeyi tamamlasın!” dedi Tülay hanım sonra, “Bu gün her şeyi öğren!”

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s