Sena ile Sinan – Bölüm 7

İzel’in telefonu uzun uzun çaldı ama açılmadı. Sibel hanım gözyaşlarına hakim olmak için dudaklarını ısırıyordu sürekli ama işe yaramıyordu. Telefonu yavaşça aldı Sena’nın elinden.

“Baban…!” dedi devam edemediği için yutkundu, “Baban, kendini öldürmeden önce diğerlerini öldürmüş!”

Sena bir karanlığın içinde yuvarlanmaya başladı o an. İzel, Soner, Gediz abla tek tek geçtiler gözlerinin önünden, “Bebek!” diye çınladı zihnindeki ses. “Baba!” diye bağırdı uzun uzun ama düşmeye devam ediyordu. Sonsuz bir karanlığın içine düşüyordu. Engel olmaya gücü yoktu, istemiyordu da zaten! Yuvarlandı, yuvarlandı.

“Sena kızım! Sena!” diyordu Tamer bey Sibel hanım kolonya ile onun şakaklarını ve ellerini ovmuştu ama Sena kendinde değildi.

“Onu hastaneye götürelim!” dedi Sinan kararlı bir sesle, “Basit bir şey değil bu!”

Sibel hanım oğlunun doktor sesiyle söylediği cümleyi duyunca hemen telefona uzandı.

“Biz götürürüz anne!” dedi Sinan ve hemen kanepeye yığılıp kalan Sena’yı kucakladı ve kapıya doğru koştu. Tamer bey arabanın anahtarlarını aldı, karısı ile birlikte Sinan’a kapıları açtılar.

Sena duygusal bir şok yaşıyordu.

“Ona söylemenin başka yolu yoktu!” dedi Sibel hanım arabada kendini suçlarcasına.

“Bu senin suçun değil, eninde sonunda öğrenecekti!” dedi Sinan.

Onlar da en az Sena kadar şok yaşıyorlardı. Hasan beyin yaptıkları inanılmazdı.

“Ona nottan bahsedecek misin?” dedi Tamer bey arabayı sürerken Sinan’a.

Sinan arkada kucağında Sena ile oturuyor onun saçlarını okşuyordu.

“Bilmek isteyecek, belirsizlik içinde mi yaşasın?”

“Çok zor gerçekten Hasan beyi de anlamaya çalışıyorum ama kızı da hamileymiş!”

“Çalışan kadın söylemiş ya, İzel Soner’in önüne atlamış. Hasan beyin amacı kızını öldürmek değilmiş!”

“Evde biri mi varmış?” dedi Sinan hayretle.

“Evde çalışan kadın çıkmaya hazırlanıyormuş. Olanlardan sonra Hasan beyin onu da öldüreceğinden korktuğu için kaçmış ve polisi aramış!”

“Siz bir şey duymadınız mı?” dedi Sinan.

“Babanla mutfakta yemek yapıyorduk. Televizyon da açıktı, hiç bir şey duymadık! Sonra salona geçince gördük polis arabalarını.”

“Bunların yaşandığına inanamıyorum hâlâ, sanki bir film izliyoruz ve sabah kalktığımızda her şey kaldığı yerden devam edecek” dedi Tamer bey rüyada gibi.

“O kadınla evlenmesini hiç istememişti Sena! Zavallı kız tüm bunları nasıl kaldıracak!”

“Ona yardım edeceğiz!” dedi Sinan yine doktor sesiyle.

Bu arada hastaneye vardılar ve Sinan acilin kapısında inerek Sena kucağında içeri daldı.

Tam bir hafta gözlerini açmadı Sena. Hastane doktorlarının önerisiyle onu bir kliniğe yatırdılar. Sinan’ın çalıştığı saatlerden Sibel hanım hiç ayrılmadı başından. Kalan zamanlarda da hep Sinan durdu yanına.

Sonunda Sena gözlerini açtığında Sibel hanım yanındaydı. Sena boş gözlerle ona baktı. Hemen koridordaki görevliye haber verdi Sibel hanım. Sena’nın klinikten çıkacak kadar toparlanması çok ama çok uzun sürdü. Tam sekiz ay.

Hasan beyin işleri artan harcamalar yüzünden bozulmuştu. Sena ve diğerlerini son tatile yolladığında eve kameralar yerleştirdiğinden kimsenin haberi yoktu. Polis daha sonra evde yaptığı aramalarda kameraları ve kayıtları bulmuştu. Olay anının da sesli görüntüleri olduğu için yardımcı kadının anlattıkları şüphe götürmez şekilde doğrulanmıştı. Polisin tahminine göre Hasan bey zaten borç batağında sürüklenirken karısının kuzenim diye eve getirdiği Soner ile ilişkisi olduğundan şüphelenmeye başlamıştı. Ancak adamı kızıyla nişanladığı için doğrudan böyle bir suçlama yapamayacak kadar eli kolu bağlıydı. Zaten depresyonda olan adam, elinde kanıt olması için evdekileri geziye gönderdikten sonra eve kameraları kurmuş, Gediz hanım ile Soner’in ilişkisini ispatlayacak bir kaç kayıt elde etmişti. Yardımcının izinli olduğu ve İzel’in işte olduğu saatlere gelen görüntülerde, Soner işe gidiyor gibi çıkıp, herkes evden ayrıldıktan sonra geri dönüyordu. Soner’in sabıkalı olduğu ve daha Hasan beyin karısı hayattayken de Gediz hanımla sevgili oldukları ortaya çıkmıştı. Adamcağızın o ara işleri çok iyi olduğundan karısı ölünce böyle bir plan yaptıkları sanılıyordu. Zavallı İzel ise her şeyden habersiz bu oyunun içinde baş piyon olmuştu. Hasan bey kızının evde olmadığını sandığı o akşam karısı ve sevgilisinden intikam almak için silahla eve gelmişti görünüşe göre. Ancak İzel’de o akşam sevgilisi ile tanışma yıl dönümleri olduğu için sürpriz hazırlamayı planlamış, Gediz ablası ile konuşmuş akşam babası ile dışarı çıkmalarını istemişti. Sena zaten klinikte kalacağını söylediği için ona bir şey söylemesine gerek kalmamıştı. Her şeyden habersiz İzel sevgilisine sürpriz yapmak için eve erken gelince, arkasından Hasan bey girmiş, onun evde olmadığını sandığı için salonda otururken bulduğu Gediz ve Soner’e her şeyi bildiğini ve kameralardan bahsetmişti. Tam tetiği çekeceği sırada sesleri duyup salona gelen İzel daha ne olduğunu anlayamadan babasının ateşlediği silahın önüne atılınca karın boşluğundan vurulmuş, hiç bir şeyden haberi olmadan oracıkta hayatını kaybetmişti. Hasan bey kızının hamile olduğunu o sırada Soner’den duyunca iyice kendini kaybetmiş, önce Soner’i, sonra kaçmaya çalışan karısını ve en son da kafasına sıkarak kendini öldürmüştü. Yardımcı kadın İzel’in vurulmasından sonra dışarı kaçtığı için bir kalanın seslerini duymuş hikayeyi kafasında kendince biraz bütünlemişti.

Gediz hanım hafta sonu ailece rahat etmek istediklerini söyleyerek özellikle izin gününü hafta içi bir güne denk getirmişti. Böylece kadın herkes evdeyken çalışmaya devam edecek onlar da rahat edecekti. Asıl plan hafta içi bir günü sevgilisi ile kendisine ayırmak olduğunu kimse tahmin edemezdi tabi.

Hasan beyin rahmetli karısından sonra uzun süre Gediz hanımla da arkadaşlık etmek zorunda kalan Sibel hanım da çok sarsılmıştı olanlardan. Sena’yı asla bırakmamaya söz vermişti kendi kendine. Kızcağızın başına gelmedik şey kalmamıştı. Hasan beyin ödeyemediği borçlar yüzünden bir süre sonra zaten kapalı olan evlerine de haciz geldi. Sena klinikte olduğundan ona hiç bir şey söylemediler. Muayenehane elden gitmesin diye ki yarısı zaten Sinan’ındı. Tamer bey de epeyce para ödemek zorunda kaldı. Kliniğin masraflarını da üstlendiler. Klinik kapalı olarak sahibinin geri dönmesini bekledi. Cenazelerin kaldırılması, yasal işlemlerin olabildiğince halledilmesi kısmını Sinan ve babası hallettiler.

“Sena ve Sinan’ın durmadan kavga edip, okuldan çağrılıp durduğumuz günleri hayatımızın en berbat günleri sanırdım” diyordu Sibel hanım. Sonra zavallı kız annesini kaybedince daha kötüsü, şimdi ise artık adını kötü bile koyamadığım bu tuhaf şey oldu.”

“Zavallı İzel!” diyordu en çok Sena’da, “Karnında bebeği ile başına gelenlerden habersiz, babamızın onu niye vurduğunu bilemeden ölüp gitti! Babam ise evlat ve torun katili oldu gider ayak. Öbür ikisi umurumda bile değil.”

Klinikten çıkınca Sibel hanımın evde onun için hazırladığı odaya yerleştirdiler onu.

“Bundan sonra bizimlesin kızım, anne ve babanın yerini tutamasak da ömrümüz ve gücümüz yettiğince senin yanında olacağız!”

“Hakkınızı ödemem mümkün değil, siz olmasanız ben ne yapardım bilmiyorum Sibel teyze!” diye ağlamaya başladı Sena yeniden. Sibel hanım ile Sena’yı o akşam hiç rahatsız etmedi Sinan ve babası.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s