Çalınmış Hayat – Bölüm 4

Aslıhan Ertuğrul beyin söylediklerinden çok umutlanmıştı ancak adam henüz bunları neyin karşılığı olarak yapacağına değinmemişti.

“Bakın okulumu henüz bitirdim, tecrübem yok ama Pınar teyzem bilir çalışkan biriyimdir. Bu süreç boyunca sizin işleriniz için çalışabilirim. Babamın yakında döneceğine eminim, şirketin işleri de düzelince size olan tüm borcumuzu öderiz! Öyle değil mi Pınar teyze!”

Pınar hanım gülümsemekle yetindi, Aslıhan onun babasının döneceğine pek inanmadığının farkındaydı, o kadar aksilikten sonra zavallı kadın bütün umudunu kaybetmiş görünüyordu. Yaşamak zorunda kaldığı hayata bakınca haksız olduğu da söylenemezdi.

“Bütün bunların karşılığında benimle evlenmeniz gerekiyor Aslıhan hanım, babanız dönene kadar da şirketi ben yöneteceğim elbette!”

Aslıhan’ın henüz yudumladığı çayı boğazında kaldı ve öksürmeye başladı. Tabağının yanındaki peçeteyi alıp kendini temizledikten sonra “Anlamadım?” dedi şaşkın şaşkın.

“Evleneceğiz diyorum. Yani şirketinizi kurtarmak için, tecrübesiz olduğunuzu siz söylediniz, babanız ortaya çıkana kadar ikinci bir felaket yaşanmaması için şirketinizi ben yöneteceğim!”

Aslıhan Pınar hanıma baktı anladığından emin olmak için, kadın hiç tepki vermedi, “Özür dilerim ama ben henüz yirmi üç yaşındayım ve siz babamdan bile büyüksünüz! Evlenmek nereden çıktı?”

“Koşullarım bunlar!”

“Hayır! Üzgünüm! Babam da burada olsaydı böyle bir şeye asla onay vermezdi. Bir şey söylesene Pınar teyze!”

“Aslı artık kabul et baban bizi bırakıp gitti, hayatımın mahvolduğunu görmüyor musun? Bundan başka çıkışımız yok!”

“Sen de en az bu adam kadar delirmişsin!” dedi Aslıhan öfkeyle, “Mutlaka bir çözümü vardır. Kusura bakmayın Ertuğrul bey ama teklifinizi asla kabul edemem!” dedi ve masadan hızla kalkıp kapıya yürüdü.

“Aslıhan!” diye seslendi Pınar hanım arkasından, “Bekle konuşalım!”

Aslıhan dönüp başıyla hayır işareti yaptı ve çıkıp onu dışarıda beklemeye başladı. Pınar hanım beş dakika sonra geldi yanına.

“Nasıl bir fırsatı kaçırdığının farkında mısın? Artık ikimiz için de iyi bir hayat şansı bırakmadın!”

“Pınar teyze adamın kaç yaşında olduğunu görmüyor musun? Böyle bir teklifi kabul edeceğimi nasıl düşünebilirsin!”

“Başka bir yol olsa sence onu denemez miydim? Bunca yıl sonra geldiğimiz hali görmüyor musun? Ben hapse gireceğim baban yüzünden, bu yaştan sonra hayatım mahvolacak! Sonra ne olacağım ha söylesene?”

“Bir yol mutlaka vardır! Ben henüz geldim!”

“Peki o halde sen yol ararken ben kız kardeşimin yanına gideceğim yarın. Oteli ancak bir gün daha ödeyecek param var. Ben gittikten sonra sen de bir gece kalabilirsin, sonra yalnızsın! Kız kardeşimin durumu iyi değil, seni yanımda götüremem!”

Aslıhan bir yandan koşar adımlarla yürüyen kadına yetişmeye çalışıyor bir yandan da söylediklerini anlamaya çalışıyordu.

“Bu gün bir kaç arkadaşımı ararım!” dedi nefes nefese

“İyi edersin yoksa sokakta kalacaksın çünkü!”

Pınar hanım onu otelin önüne kadar getirdikten sonra bir kaç işi olduğunu söyleyip yanından ayrıldı. Aslıhan’ın kafası iyice karışmıştı. Böyle bir teklifi kabul edeceklerini nasıl düşünebilirlerdi, hele Pınar teyzesi. Adamın cüretine de inanamıyordu. Bir de şirketi yöneteceğini söylüyordu düpedüz. Pınar hanımın zaten yetkileri vardı, yönetimi neden ona versinlerdi ki?

“Ah baba neredesin?” diye inledi.

Acilen kalacak yer bulması gerekiyordu şimdi, rehberinden bir kaç arkadaşını aradı ve durumunu anlattı ama ne yazık ki hiç biri ona şimdi yardımcı olacak durumda değillerdi. Para istemiyordu sadece bir kaç günlüğüne kalacak bir yere ihtiyacı vardı. Akşama kadar aradığı hiç kimseden olumlu bir yanıt alamadı. Pınar hanım geri geldiğinde hava kararmak üzereydi, ikisine birer simitle ayran getirmişti.

“Bu akşam bir arkadaşımda kalacağım, yarın onun arabası ile yola çıkacağız. Gerçekten çok üzgünüm Aslıhan?” diyerek giysilerini ve çantasını toplamaya başladı.

Aslıhan onun hemen gideceğini düşünmediği için iyice bozuldu ve hiç sesini çıkarmadı.

“Bu geceden sonra yarın gece de kalabilirsin otelin parasını ödedim, ancak sonrası için yapabileceğim bir şey yok. Sana bol şans diliyorum. Bir iş bulmaya çalışsan iyi olur!”

“Evet, tamam. Ben başımın çaresine bakabilirim!” dedi Aslıhan küskün bir sesle.

“Umarım bakarsın!” dedi Pınar hanım ve çantasını alıp çıkıp gitti.

Aslıhan simit ve ayranı yedikten sonra sızana kadar ağladı. Ne kadar bozulmuş olsa da kesinlikle bir iş bulmak zorundaydı. Ertesi sabah erkenden kalkıp iş arayacaktı. Otelin geceliğinin ne kadar olduğunu bile bilmiyordu. Gece boyunca aşağıdaki sesler yine devam etti.

Sabah telefonun sesi ile uyandı, arayan Pınar hanımdı.

“Günaydın Aslıhan!”

“Günaydın Pınar teyze!”

“Gece korktun mu?”

“Hayır iyiyim ben!”

“Bak tatlım dün söylediklerim için çok üzgünüm. Bu şekilde ayrılmak istemiyorum. Arkadaşımdan biraz borç aldım. Onun da biraz işleri olduğundan geç çıkacakmışız yola. Sana söyleyeceğim kafeye gel bir taksiye binip. Parasını vereceğim. Biraz sohbet eder öyle ayrılırız ha olmaz mı?”

“Tamam!” dedi Aslıhan. Seviyordu Pınar teyzesini, babası ve o hayatları boyunca hep ona güvenmişlerdi ve başlarına gelenlerden sonra kadıncağızın ruh sağlığı iyice bozulmuştu. Yine de her ne olursa olsun, onunla küs ayrılmayı istemiyordu o da. Temiz kıyafetlerini giyindi. Banyo yapması gerekiyordu ama hem su soğuk olduğundan hem de vakti sınırlı olduğundan boş verdi. Aşağı inip temkinli bir şekilde sokağa çıktı. Sokak sessizdi. Geçen defa yaptıkları gibi caddeye yürüdü ve oradan bir taksi çevirim, Pınar hanımın söylediği kafenin adını ve yerini söyledi.

Oraya vardığında Pınar hanım tek başına bir masada oturuyordu. İçerisi fırından çıkan pasta ve börekleri sarhoş edici kokusu ile dolmuştu. Hamur işine çok düşkün olmamasına karşılık bu kokudan çok etkilendi. Yokluk hissi onunda benliğini yavaş yavaş sarmaya başlamıştı herhalde.

“Aslıcığım!” diyerek kalkıp ona sarıldı Pınar hanım, “Gelmeyeceksin diye öyle korktum ki?”

“Neden gelmeyeyim?” dedi Aslıhan nazikçe.

“Canım benim dün olanlar yüzünden çok utanıyorum inan bana! Seni o adamla evlenmeye zorlamak! Allahım ben nasıl böyle bir şey yaptım. Sen öyle haklısın ki!”

“Neyse, kabul etmedim, geçti gitti. Unutalım artık. Bir yolunu mutlaka bulacağım ben”

“Umarım bulursun tatlım, bak sana sevdiğin şeylerden sipariş ettim, portakal suyunda hazır. Haydi eski günlerde olduğu gibi yapmaya çalışalım ne dersin”

“Evet, tamam!”

Birlikte Aslıhan’ın okulundan bahsettiler biraz, konu ister istemez, babasına ve şirkete geldiği için susup, havaların güzelliğinden falan bahsediyorlardı arada. Sonunda kahvaltıları sona erip, Pınar hanımın gitme vakti geldi.

“Çok güzeldi teşekkür ederim!” dedi Aslıhan, bir süre daha böyle bir kahvaltı yapamayacağını düşünmüştü elinde olmadan.

“Afiyet olsun canım benim, inşallah bunu sürekli yapabileceğimiz güzel günlere döneriz yeniden.”

“Babam geri gelecek göreceksin!”

“Sen öyle diyorsan!”

“Ben kalkmadan bir tuvalete uğrayayım!” dedi Aslıhan gülümseyerek.

“Tamam ben de hesabı halledeyim!”

Onca stres ve yorgunluğun ardından bu kadar çok yiyince ayağa kalkınca biraz başı döndü Aslıhan’ın, hemen masalarının arkasındaki tuvalet kapısına doğru yürüdü. Tam içeri girip kapıyı kapatacakken Pınar hanımın yanına gelen bir adamı gördü. Kapıyı tam kapatmadan aralıktan bakınca bunun Ertuğrul bey olduğunu anladı. Baş dönmesi ve halsizlik de pek geçecek gibi değildi. Dönüp yüzüne biraz su çarptıktan sonra yeniden aralıktan kontrol etti. İkisi konuşmaya devam ediyordu.

“Aman Tanrım!” dedi sonra kendi kendine, “Hemen buradan gitmem gerek!”

Kapıyı yavaşça açıp servis yapılan yerin arkasına doğru kaydı. Az kalsın düşecekti. Masalardaki kirlileri toplayıp mutfağa götüren komiyi yakaladı.

“Buranın arka çıkışı var mı?” diye sordu hemen.

“Var ama orayı sadece çalışanlar kullanıyor!” dedi komi.

“Nerede olduğunu söyler misin?”

Komi çocuk eli dolu olduğu için burnuyla yönü göstererek, “Şu kapıyı aç merdivenlerin sonunda!” dedi.

(devam edecek)

Çalınmış Hayat – Bölüm 4’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s