Çiftlik – Bölüm 21

Suat bey ve Merve hanımın çiftliğin sahibi olabilmeleri için Gamze’nin cansız bedenine ulaşılmış olması gerektiğini öğrenmeleri uzun zaman almadı. Bir kişinin kayıp olması durumunda gaiplik (nerede ve nasıl olduğu bilinmeyen, haber alınmayan) kararı aldırmak için üzerinden beş yıl geçmesi gerekiyordu. Yani Gamze’nin mevcut durumu kimsenin işine yaramıyordu şimdilik. Onu bulmak zorundaydılar. Merve hanım eğer bu işin arkasında kocası varsa tuttuğu adamın bunu ortaya çıkaracağına inanıyordu. Çünkü her ne kadar kocası evden ayrılmıyor olsa da adamın tek görevi fiziki takip değil, onun geçmişteki hareketlerini de kurcalamaktı. Bunu Suat beyin kulağına gitmeden yapmak içinse biraz zaman gerekiyordu doğal olarak. Ancak adam eninde sonunda işe yarar şeylerle geleceğine yemin ediyordu.

Merve hanım oğlunun onu dedektifle telefonda konuşurken duyduğundan habersizdi. Melih annesinin konuşmalarından babasının peşine birini taktığını anlamıştı. Zaten onunla kimse ilgilenmiyor olsa da anne ve babasının onu sevmedikleri gibi, birbirlerini de sevmediklerinin farkınaydı. Gamze’nin kayboluşu ile evde oluşan gergin ortam ister istemez onu da etkiliyordu. Suat bey ona karşı davranışlarını iyice sertleşmişti, evin içinde her karşılaşmalarında çocuğa bir laf çarpmadan duramıyordu. Merve hanım ise Melih ile uğraşmak istemediği için kocasının bu davranışlarına iyice sinirleniyordu. Bir gün babası içeri gidince oğlana “Baban Gamze gibi seni de ortadan kaybedecek bir gün!” deyivermişti. Melih onlarla muhatap olmamak için ya odasından hiç çıkmıyor ya da dışarıda vakit geçiriyordu. Evde rastlamadıkları sürece onun varlığı veya yokluğu kimsenin umurunda değildi. Ancak görünce hatırlıyorlardı.

Serap sonunda hastalanmış Ahmet bey onu acile götürmek zorunda kalmıştı. Düşmeyen bir ateş kızın her yanını sarmıştı. Doktorlar olanları öğrenince onun travmatik bir tepki yaşadığı sonucuna vardılar. Serum ve iğne yaptıktan sonra eve gönderdiler. Ahmet bey de yemeden içmeden kesilmişti, bahçe işleri ile uğraşmaya devam etse de çalışanlar onun durumunun iyi olmadığının farkındalardı. Onu yormamak için Muzaffer bey karakola gidip bilgi almıştı son bir kaç seferinde. Ancak polisin elinde yeni bir bilgi yoktu henüz.

Bir kaç gün sonra Merve hanımın sözde dedektifi onu arayarak acilen görüşmeleri gerektiğini söyledi. Merve hanım dikkat çekmekten çekindiği için ne olduysa telefonda öğrenmek istediğini söyleyince adam mecburen öğrendiklerini ona telefonda anlatmaya başladı. Suat beyin bir kadınla ilişkisi olduğundan şüphelenmişti.

“Ne?” dedi Merve hanım şaşkınlıkla, şimdi duymadığı beklediği en son şeydi bu.

“Şoförü ile şirkete geldikten sonra öğle yemeklerine taksiye binerek gittiğini öğrendim. Biraz araştırınca gittiği yerin bir ev olduğu ortaya çıktı Aynı taksi durağından bindiği bir kaç araç ile hep aynı adrese gidiyordu.”

“Belki de kız ordadır! Yani Gamze?”

“Hayır korkarım bu uzun süredir devam eden bir rutin. Yani yeni değil!”

“Peki kim oturuyor o adreste”

“Bir diş teknisyeni, Meral Nur Kuştan”

“Kocamla ilişkisi olduğundan emin misin?”

“Dediğim gibi bu bir şüphe şimdilik!”

“Peki ya kız? Onunla ilgili bir şey yok mu?”

“Aslında bir şey var ama o bir bilgi sayılmaz!”

“Nedir?” dedi Merve hanım hırsla, artık kocasını bitirmeyi her şeyden daha çok istiyordu.

“Bir mesaj geldi telefonuma, gönderen numara gizlenmişti.”

“E?”

“Yeğenini Suat beyin çiftliğe el koymak için kaçırdığı yazıyordu.”

“Yani bir şahit var öyle mi?”

“Pek sayılmaz, bu sadece bir mesaj, kimin attığı bile belli değil. Tuhaf olan neden bana attığı?”

Merve hanım gerildi iyice, “O biliyor mu sence?”

“Beni mi? Suat bey mi?”

“Hayır sanmıyorum!” dedi sözde dedektif o da gerilmişti iyice.

“Sonunda hepimizi yok edecek! Kadının bilgilerini sakla, bir süre hareket etme, şüphe çekmeyelim!”

“Tamam!”

Merve hanım telefonu kapattığında eli ayağı titriyordu. Demek kocasının bir metresi vardı. Hem de uzun zamandır. Bunu nasıl olup fark etmemişti. Ayrıca onun gibi huysuz kaba bir adama, Merve hanımdan başka hangi kadın katlanabilirdi ki? Acaba o kadın da evli miydi?

“Ne önemi var?” dedi kendi kendine, şimdi bunun kavgasını yaparsa çiftlikten mahrum kalabilirdi. Gamze olayı çözülene kadar bu bilgiyi koz olarak saklamaya karar verdi. Eğer Gamze’nin başına gelenlerin arkasından da kocası çıkarsa Merve hanımın her şeyin sahibi olması iyice kolaylaşacaktı.

Peki ya o mesaj neyin nesiydi? Suat bey sahiden dedektifi fark etmiş miydi? Eğer öyleyse mutlaka bir hamle yapacaktı yakında, bekleyip göreceklerdi.

Ozan, Gamze konusundaki gelişmeleri kız kardeşinden öğreniyordu. Gamze’nin okul arkadaşları ve anneleri Merve hanımı sık sık arayıp hem üzüntülerini dile getiriyorlar hem de gelişmeler hakkına bilgi alıyorlardı.

“O hafta okula gitmiş olsaydım belki Gamze’yi eve biz bırakacaktık ve o zaman başına bunlar gelmeyecekti!” diye ağlıyordu Berfu. Artık herkes onun sağ bulunacağından ümidini kaybetmeye başlamıştı.

Anlaşılan Suat bey kızın Muzaffer ile gidip gelmesine son vermeye razı olduğu için bir pişmanlık duymuyordu. Bunu dile getiren Muzafferdi. Eğer ergen bir çocuğu dinleyip onun okula tek başına gidip gelmesine izin verilmemiş olsa Muzaffer yanında olacak ve bunların hiç biri başına gelmeyecekti. Ahmet bey de bu düşünceye katılıyordu. Serap bunu Gamze’nin kendisinin istediğini söyleyince ses çıkarmamıştı ama Muzaffer haklıydı.

Gamze’yi tanıyanlar, şüpheliler ve şüpheli olmadığı halde olanlardan kendini suçlayanlar şeklinde ikiye ayrılmıştı resmen.

Vedat’ta kendi kendine kararlar peşine düşeceğine o gün Gamze için okula gitmiş olsa bunların olmayacağını düşünüyordu. Değer verdiği bir insan için mücadele etmeli ve onu kazanmalıydı. Şimdi artık böyle bir şansları belki hiç olmayacaktı bile. Melih’ten haber alamayınca, Serap ile konuşmayı ummuştu ama kızcağızı ne girerken, ne de çıkarken görmediği için bunda da başarılı olamamıştı. Sonunda annesini ikna edip Serap’ı arattırıp hem kızın hastalandığını hem de Gamze’nin hâlâ bulunamadığını öğrenebilmişti.

“Bu işler hep böyle olur, bir süre sonra bir yol kenarında cesedini bulurlar!” dedi Nurhayat hanım. Vedat bir anda buz kesti, hayatında ilk defa göz yaşları gözlerine hücum ediyordu. Annesinin yüz ifadesini görmesini istemediği için hızla odasına kaçtı.

Hayatı boyu hep çaresizlik hissetmişti, onu koruyup, kollayacak kimsesi olmadığı için kendini güçlü göstermek zorunda kalmıştı. Olduğundan büyük, olduğundan güçlü, olduğundan cesur. İlk defa bir insana, bir kıza dostluk, yakınlık ya da tarif edemediği bir sıcaklık hissediyordu ve o şimdi bir yol kenarında başına gelenlerin sonucu olarak buz gibi bir ceset miydi yani?

“Yo hayır!” dedi yüksek sese, “Gamze lütfen neredeysen geri gel!”

Gamze yine gözlerini araladığında kontrole gelen kişinin elinde kavanozla ayılmasını beklediğini gördü Baygın haldeyken kusmuş, ayrıca tuvaletini de altına yapmıştı. Bu nedenle berbat bir kokunun ortasındaydı.

“Temizlenmem gerek!” dedi inler gibi.

“Biliyorum sana kıyafet getirdim.” dedi kontrole gelen kişi.

“Öyleyse beni çöz.”

“Şimdi değil!” diyerek hazırladığı mamadan bir kaşığı kızın ağzına tıkadı.

“Beni bırakırsan bu olanlardan kimseye bahsetmem söz veriyorum.”

Bir kaşık daha konuşmaya devam etmesini engelledi.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s