Yaren hazırlıklı gelmiş çantaya bir tane fazladan bardak koymuştu. Hemen çıkarıp, çayı ikram etti Haydar’a. O çayını yudumlarken, böreklerle, keki de çıkardı ve getirdiği tabakları koydu ikisinin önüne”
“Ne güzel ev böreği yemeyeli epey oldu. Ne komik değil mi yufka satıp, börek yemiyor olmak!” diyerek neşeyle bir tane börek aldı Haydar. Sahi söylüyordu bunu, börek yapmayı hiç denememişti onca yıldır. Yufka göre göre kanıksamıştı belki de.
“Afiyet olsun!” dedi Zeliha börek tabağını istediği kadar alsın diye ona doğru kaydırdı.
“A bir arkadaşımı gördüm ben de, anne iki dakika konuşup geliyorum!” diye elindeki kek dilimi ile fırlayıp kalktı Yaren bir anda, Zeliha daha nerede arkadaşın diye bakınana kadar kalabalığın içine girip kayboldu.
“Maşallah çok akıllı bir kızın var, senin gibi!” dedi Haydar.
“Sağolasın!”
“Zeliha, beni affettin mi?” dedi sonra onun yüzüne bakarak.
“Nasıl?” dedi Zeliha şaşkınlıkla, ısırdığı kek boğazına kaçıp öksürmeye başladı.
“Helal!” diye ayağa kalkıp hemen onun yanına oturdu Haydar, sırtına vurdu bir iki kez, “İyi misin?” dedi sonra.
Onun bu kadar yakınına gelmesi iyice heyecanlandırdı Zeliha’yı, öksürük azalacağına iyice çoğaldı.
“Hay Allah, bir yudum çay iç!” diyerek Zeliha’nın bardağı tutan elini avucuna alıp, çaydan bir yudum almasına yardım etti bu sefer.
Zeliha çayı zorla yudumladı, gözler gidip takıldı Haydar’ın gözlerine, eli bardağı tutan elinin üzerinde öyle durdular bir kaç saniye.
Sonra Haydar etraftaki kalabalığı hatırlayıp geri çekildi biraz. Onun da kalp atışları hızlanmış, terlemeye başlamıştı.
“Affettin mi?” dedi tekrar.
“Affedecek ne var bunca yıl sonra?” diye yanıtladı Zeliha, başını önüne eğmişti şimdi, “Ben dedirttim sözleneceğim diye sana!”
“Evet ama Mesut telefonu ben yokken açıp sana o kötü sözleri etmeseydi sözlenmezdin değil mi?”
Zeliha onun yüzüne baktı, “Biliyor muydun?” der gibiydi.
“Daha bir hafta önce öğrendim.” dedi Haydar “Ama öğrenmeseydim de peşinden koştum aradım seni günlerce. Annemin rahatsızlanmasından beni suçladı babam ile ağabeyim. Salmadılar beni hastaneden! Sana nasıl ulaşacağımı bilemedim!”
“Ben tahmin ettim bunları zaten”
“Neden sözlendin o zaman?”
“Ne yapsaydım annen bizim yüzümüzden daha da mı hastalansaydı. Ona bir şey olsa yıllar sonra bile içinde bir kızgınlık olmayacak mıydı bize, bana? Annem senin yüzünden öldü demez miydin bana örneğin! Aşkın bir gün bitmez miydi?”
“Bunları konuşabilirdik”
“Konuşabilirdik ama işte ağabeylerim ile babamın verdiği süre dolmuştu zaten. Kısmet değildi belki de!”
Haydar dayanamadı yeniden ona yaklaşıp elini tuttu, “Zeliha ben ne seni sevmeyi bıraktım ne beklemeyi. O gün seni kafede görünce dualarımın kabul olduğunu anladım. Başkası ile yapmayı denemedim bile, hep bir gün karşılaşacağımızı düşündüm.”
“Boyum kadar kızım var benim, dulum ben!”
“Ne olmuş? Bana olan sevgini değiştirdi mi bu? O adamla zorla evlendirildiğini de biliyorum”
“Yaren ile mi konuştun?” dedi Zeliha.
“O kadar söyledi başınıza gelenleri senden dinlemek isterim! Ne olur beni affettiğini, unutmadığını söyle.”
Zeliha sevgiyle baktı onun yüzüne, elini çekmedi avucundan. Yeniden köpeklerin olduğu yere çevirdi başını, ağır ağır anlatmaya başladı olanları. Veysel’in yaptıklarını duyunca, kan beynine sıçradı Haydar’ın Zeliha’nın elini daha bir sıkı tuttu.
“İşte böyle!” diye döndü sonra Zeliha nasıl kurtulup bu günlere geldiklerini anlatınca.
“Çok üzgünüm, bunları yaşamana izin verdiğim için, kadere engel olamadığım için çok üzgünüm”
“Üzülme, konuşsaydık annenden sonra, sen yine beni isteseydin de ben gider babamın dediği adamla evlenirdim. Yine bunlar olurdu. Sen kaderi değiştiremezdin”
“İkna ederdim ben seni, bir yol bulurdum.”
“Benim iknamla olsa zaten o adamla evlenmezdim babamın evinde beklerdim.”
“Haklısın! Geçmişi değiştiremediğimiz aşikar, ya bundan sonrası?”
“Sonrası mı?”
“Evet sonrası Zeliha!” dedi Haydar heyecanla, tıpkı o eski günlerdeki gibilerdi şimdi. Yaren bir ağacın altına oturmuş, uzaktan izliyordu onları. Annesinin beden dilinden, eliyle yemenisini düzeltişinden anlıyordu ne kadar mutlu olduğunu. Haydar’ın elini tutmasına izin verişini görünce gözleri dolmuştu.
“Bir kez kavuşamadık diye vaz mı geçelim!” dedi Haydar
“Ne yapacağız ya?” dedi Zeliha şaşkın şaşkın.
“Kaldığımız yerden devam edelim, evlenelim!”
Zeliha iyice şaşırıp heyecanlanmıştı.
“Bir dulla mı evleneceksin? Hem de bir kızım varken?”
“Ne dulu ya sen benim hayatımın aşkısın? Tek sıfatın bu kalbimde!”
“Ailene ne diyeceksin?”
“Hiç bir şey! Bu yaştan sonra onlara sormayacağım!”
“Olur mu öyle şey!”
“Zeliha istemiyor musun?” dedi Haydar yalvarır gibi.
Aslında çok istiyordu Zeliha ama hiç düşünmemişti ki böyle bir şey buraya gelirken. Ne yapacağını bilmiyordu. Yaren’de yanlarında değildi. Ona sormadan olur muydu?
Haydar’ın omuzları düştü, “İstemiyor olabilirsin elbette, belki de sen unuttun beni!” dedi üzgün üzgün.
“Hayır!” dedi Zeliha hemen, “Öyle değil! Ben şaşırdım sadece, bilmiyorum nasıl olur? Kızıma da sormam gerek!”
Gülümsedi Haydar hemen, etrafa bakındı Yaren’i görmek için, Yaren ayağa kalktı onun bakındığını görünce, Haydar eliyle gel işareti yapınca koşarak geldi.
“Siz ikiniz mi planladınız bu günü?” dedi Zeliha artık yüzüne yerleşip yayılmış gülümsemesine engel olamıyordu.
“Allah’ın emri peygamberin kavliyle anneni senden istiyorum!” dedi Haydar.
“Verdim gitti!” diye zıplamaya başladı Yaren.
“Yaren?” dedi Zeliha şaşkınlığı sürüyordu hâlâ.
“Tamam değil mi şimdi!” dedi Haydar onun iki elini sımsıkı tutarak
“E tamam olsun o zaman!” dedi Zeliha’da.
O gün hepsinin hayatlarının dönüm noktası oldu. Haydar o akşamdan başlayarak, hem hazırlıklara başladı, hem ne ihtiyaçları varsa yetişti. Yaren’in elinden tutan delikanlıları duyunca çok duygulandı, onlarında nikahlarında olmasını istediği için nikah tarihini ona göre seçtiler. Zeliha ile Hayriye teyzenin mezarını ziyaret ettiler.
“Sana yüreğiyle dokunan kim varsa benim için değerli!” diyordu Haydar ona.
Sonuna üniversite sonuçları da açıklanıp, Yaren’in istediği bölümü kazanarak bursu hakkettiği de kesinleşince mutlukları iyice arttı. Haydar annesi ile onu yeniden bir araya getirdiği için, annesini böyle mutlu edip gururlandıran bir evlat olduğu için hayrandı Yaren’e. Anne kız mutlu olsunlar diye her şeyi düşünüp yapmaya çalışıyordu.
“Burs kazanmasan da ben seni okuturdum” dedi sonuçlardan sonra, Yaren’in onları böyle koruyup, kollayacak güvenli bir limanları olması o kadar hoşuna gidiyordu ki, utanmasa daha tanışalı azıcık zaman olan Haydar’ın boynuna sarılıverecekti.
Doğukan, kız kardeşi ve arkadaşları bir de nikaha katılacaklarını duyunca çok sevindiler ve hepsi zamanlarını ayarlayıp, Yaren’e bildirdiler. Nikahın yegane misafirleri onlardı. Haydar sahiden de ailesine ne haber vermiş, ne de yakınlarından kimseyi davet etmişti. Zeliha’nın da çağıracak kimsesi yoktu zaten.
Nikahın ardından çocuklarla birlikte bir yemek yediler. Bu yemek, Zeliha ve Yaren’in hayatlarındaki en güzel şeylerin, en sevdikleri insanlar ile birlikte kutlamasıydı. Masa da tek eksik Hayriye teyzeyi de gözleri dolarak andılar.
Yaren’in ilk kez onu seven bir babası, bir aile yuvası oldu böylece, Zeliha ve Haydar hayatları boyu beklediği mutluluğa kavuştular. Haydar sevdiği kadını temizliğe göndermedi bir daha, yufkacıda birlikte çalışmaya başladılar. Her gece dizlerine kremler sürdü karısının.
Yaren üniversite son sınıfta ilk kez aşık olduğunda annesi ve Haydar’ın ki gibi ölümsüz bir aşk olmasını diledi.
Bu andan itibaren yeryüzünde kız doğanların kaderi hep güzel olsun biz de dileyelim, insanca ve mutlu yaşasınlar tüm sevdikleri kadın ve erkeklerle birlikte
SON
Hikayenin tamamında kullanılan eserler değerli ressamımız Nuri İyem’e aittir.
Güzel bir son oldu bizler de çok mutlu olduk mutlu insanları görmek bizlerede mutluluk dağıtıyor yeni yazılarınızı merakla bekliyoruz
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Teşekkür ederim ellerine sağlık olsun kardeşim
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Gulseren hanim MASHALLAH
elinize yureginize saglik
bayliyorum ,yazdiklarinizin devami olsun
❤️
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Teşekkürler💞😍😍
BeğenLiked by 1 kişi
🥰
BeğenBeğen
Hikayeleriniz o kadar içimizden ki, insanın ister istemez kendi ya da çevresinden yaşadıkları geliyor aklına. Bu hikayeniz de diğer hikâyeleriniz kadar muhteşem olmuş. Kaleminize yüreğinize sağlık. Yeni hikâyelerinizi okumak için sabırsızlıkla bekliyorum. Hoşçakalın…
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Ellerinize saglik Kiz olmus Erkek olmus vicdanli bireyler olmalari icin Ebeveynler ugras vermeli ozaman toplum ahlaki biraz yerine oturur Yeni hikeyelerinizde bulusmak dilegiyle
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Gerçek kesit diye birşey var bu beklemeye değer bir hikâyeydi gönlünüze sagkik
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Çok çok güzeldi yüreğinize sağlık…
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤
BeğenBeğen
Keyifle okudum. Umalım ki her yeni doğan kızların veya oğulların kaderi güzel olsun. Kaleminize sağlık. Siz yazmaya ben okumaya devam. Selam sevgi ve saygılarımla… Hüceste Alev
BeğenLiked by 1 kişi
Harikasınız ❤️
BeğenLiked by 1 kişi
Çok güzeldi bir solukta okudum,kaleminize,yüreğinize sağlık 🥰
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkkürler ❤
BeğenBeğen
Sizi ve eserlerinizi
yeni keşfettim ve sırayla okuyorum. Kaleminize sağlık.
BeğenLiked by 1 kişi
Çok teşekkür ederim 🌼
BeğenBeğen