Aşktan öte – Bölüm 2

Timur, Ayça ile annesini üçüncü sınıfın bittiği yaz tanıştırdı. Ayça liseye giderken yurttaki konuşma engelli bir arkadaşı sayesinde biraz işaret dili öğrenmişti. Kendiyle zorlanmadan iletişim kuran bu kıza çabucak kanı kaynamıştı Demet hanımın. Onun hikayesini dinleyince çok da üzülmüştü. Timur mezun olmadan bir avukatlık bürosunda staja başlamıştı. Daha çok arazi, tapu ve miras işleri ile ilgili alanlarda çalışıyordu. Stajın sonlarına doğru büro onu şehir dışındaki iş takiplerine de göndermeye başlamıştı. Ayça Timur şehir dışında olsa bile yalnız kalmasını istemediği için gelip Demet hanımı ziyaret ediyor ikisi kendi geçmişleri ile ilgili bir çok anıyı paylaşıyorlardı. Demet hanım ailesinin yanında büyümüştü ama engelli olduğu için çok zorluklar yaşamıştı. Aslında kendi yaşıtı olabilecek biri ile evlenebilecekken babası onu merhum kocasına vermeyi uygun bulmuştu. Adamın maddi durumu iyi olduğu için kızına bir gelecek sunduğunu düşünmüştü elbette ama Demet hanımın hayalindeki koca değildi hiç bir zaman. Çok iyi bir adamdı, kesinlikle ona asla kötü davranmamıştı ama aşk başka bir şeydi herhalde. Oğlunun gözlerinde Ayça’ya dair aşkını görünce çok mutlu oluyordu bu yüzden. Ayça’da Timur’un böyle iyi bir anneye sahip olduğu için çok şanslı olduğunu söylüyordu ona sürekli. Kendi annesiyle ilgili rüyalarını da anlatınca, Demet hanım eğer isterse onu anne olarak kabul edebileceğini söyleyince ikisi sarılıp ağlamışlardı epeyce.

Timur annesi ve Ayça’nın arasındaki bu güzel ilişkiden son derece memnundu. Ayça isterse evlendiklerinde ayrı evde oturabileceklerini söylese de, Ayça Demet hanımla oturmayı seve seve kabul edeceğini, Timur’un büyüdüğü kocaman ev dururken ayrı bir evde yaşamanın anlamsız olacağını söylemişti. Zarife hanım okulu bittikten sonra da arka odayı kullanmaya devam etmesine izin vermişti. Ancak Ayça yurttan gelecek bir kızın şansını elinden almak istemediği için ilk maaşını alır almaz kendine bir oda bir salon küçük bir ev tuttu ve odadaki eşyaları dışında başka bir eşya almadı. Atölyedekiler yine de ona bir kaç parça eşya daha getirdiler. Demet hanım isterse evlenmeden önce onların evine gelebileceğini defalarca söylemiş olsa da Ayça bunun doğru olmayacağını düşünerek kabul etmedi. Timur stajını bitirmiş daha yeni yeni kendi davalarını almaya başlamıştı. Onun mesleğini yoluna koyana dek kendilerine bir yıl süre vermeye karar vermişlerdi. Bu bir yıl içerisinde daha çok şehir dışına gidecek ve işine adapte olması için dosyalarla gece gündüz çalışması gerekecekti. Evliliklerinin ilk yılını dosyalarla geçirmek istemiyordu, o yüzden bu zor seneyi atlattıktan sonra evlenmenin daha uygun olacağını söylemişti. Ayça’da bu düşünceyi mantıklı bulduğu için hiç itiraz etmemişti. Bir tek Demet hanım itiraz etmişti bu duruma, kızcağız yurttan çıkmış, yıllarca tek başına bir atölyede yaşamıştı, şimdi ilk kazancının büyük bir kısmını kiraya vermek zorunda kalıyordu. Oysa onların evlerinde yeterince yer vardı hepsi için. Eğer evlenmeden önce bir arada yaşamayı uygun bulmuyorlarsa bile nikahı hemen yapabilirlerdi. Beklemeleri için neden görmüyordu.

“Anne ona ve bize iyi bir hayat sağlamak için doğru yerde başlamalıyım, iyi bir başlangıcım olmalı, bir sene çok uzun bir süre değil, zaten ondan sonra askere gitmem gerekecek. Ben askere gittiğimde Ayça seninle kalır!” demişti Timur.

Oğlunun bencilliği Demet hanımın canını sıkmıştı ama ikisinin ortak kararı olunca sesini çıkarmamıştı. Ayça’yı kıskançlıkları ile bunalttığını da biliyordu. Yine de kızcağız o ne derse yapıyor, hiç itiraz etmiyordu. Her gün işten çıktığında eve varıp varmadığını kontrol etmek için onu arıyordu. Ayça’nın işi nedeniyle bazı günler mesaiye kalması gerektiğinde ise o eve gelene kadar sürekli mesaj atıyordu. Demet hanım bunun kızı bunaltıp bıktıracağını oğluna anlatmaya çalışsa bile oğlu “Anne sen bizim ilişkimize karışma, biz böyle anlaşıyoruz!” diyerek kadıncağıza söz hakkı vermiyordu. İşinde başarı olmak Timur için çok önemli olmaya başlamıştı. Bunu Ayça ve onun için yaptığını söylüyordu ama Demet hanım oğlunun hırslı bir çocuk olduğunun çocukluğundan beri farkındaydı. Ayça’nın okul hayatları boyunca onu yumuşattığını görebilmişti. Oğlunu emanet edebileceği aklı başında, yumuşak huylu ve kalbi tertemiz bu kızı çok sevmişti o yüzden. Ancak Timur’un onun kıymetini bildiğine dair endişeleri giderek artmaya başlamıştı. İstediği başarıyı elde ettiğinde yeniden sakinleşeceğini düşünerek kendini avutmaya çalışıyordu şimdilik.

Sedef çalışmaya başladıktan sonra eski kadar sık uğramıyordu Demet hanımın yanına, her gittiğinde onun Ayça’dan bahsediyor olmasına da biraz canı sıkılıyordu. Demet hanımı çok seviyordu gerçekten, o dayısından bile iyi bir kadındı. Kendi geri kafalı annesine de hiç benzemiyor, her şeyi hoşgörü ile karşılayıp, şefkatle yaklaşıyordu. Timur’u bu yüzden kıskanıyordu bazen. Böyle iyi bir anneye sahip olmasına rağmen, kadıncağıza huysuzluk ve kaprisler yapıyordu. Ayça ortaya çıktığından beri Demet hanımın sürekli ona hayranlık duyması Sedef’in biraz kendini geri çekmesine neden olmuştu. Demet hanım kızın buna içerlediğini anlayınca sürekli onu arayıp, eskisi gibi davet etse de Sedef uzak durmaya devam etti. Bir kaç kez de Ayça ile aynı anda gelip, Demet hanımla onun arasındaki yakınlığı hissedince iyice canı sıkıldı. Demet hanımı ne kadar annesi gibi görse de onunla her şeyini paylaşmamışlardı. Oysa bir yabancı olan bu kızla hemen her şeyi konuşmuşa benziyorlardı. Henüz nişanlı bile olmayan bir kızın bu eve böyle durmadan gelmesini, oğlanın annesini ele geçirmek için sahte bir samimiyet içine girmesini hiç doğru bulmuyordu. Bu düşüncesini üstü kapalı olarak Demet hanıma açtığında kadıncağız anlamıştı zaten onun kıskandığını.

“O buraya Timur için değil, benim için geliyor!” demişti Sedef’e. “Onun hayatı boyu bir annesi olmamış! Oysa bak sen ailenin yanında büyüdün, seni seven büyük bir ailen var.”

Bir anneye sahip olmanın anne sevgisine sahip olmak olmadığını anlamıyor gibi görünüyordu Demet hanım. Oysa diğer kardeşlerinden ayrı tutulup, kendi istediği gibi bir hayat kurmasına izin verilmediği için en çok onun anlayacağını sanıyordu Sedef. Onun Ayça’ya hak verip, Sedef’i şanslı diye nitelemesi iyice sanını sıkınca temelli uzak durmaya karar vermişti. Artık çalışan bir yetişkin olarak kimsenin gözetimine ihtiyacı yoktu. Babası bir an önce evlenmesi için baskı yapıyor olsa da, onların yanına gitmediği sürece bu baskılardan da kaçabilirdi uzun süre.

Sonuç olarak Demet hanım kızı gibi sevdiği Sedef ve Ayça’nın arkadaş olmalarını istemiş olsa da Sedef’in tavırlarından bunun mümkün olmadığını anlayınca ikisini bir araya getirme çabalarından vazgeçmişti. Timur’un inatçılığını ve hırsını babasının ailesinden aldığı açıktı.

Timur şehir dışında olmadığı zamanlar gidip Ayça’yı çalıştığı laboratuvardan alıyor birlikte yemek yiyerek Timur’un aldığı davaları konuşuyorlardı. Zihni öylesine dosyalarla doluydu ki, Ayça’nın yanında rahatladığını söylese bile yine de sürekli işinden bahsediyordu. Ayça’da onun için bunun geçici ve kendini ispat süreci olduğunu düşündüğü için sesini çıkarmadan dinliyor, bazen aklı erdiğince yorumlarda bulunuyordu.

(devam edecek)

Aşktan öte – Bölüm 2’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s