Suzan yaşadığı olayların sonucunda yıllarca hapis yatacağını öğrenince çıldırmış gibi sağa sola saldırmaya başlamıştı. Sonunda onu zapt edemedikleri için tek başına bir hücreye kapattılar. Hüseyin bey ona oldukça iyi bir avukat tutmuştu ama onun bile uzun hapis cezasını kaldıramayacağını öğrenince Suzan adama da saldırmış, gardiyanlar tutana kadar adamın yüzün çizik içinde bırakmıştı. Sonunda avukat onlarla çalışmaya daha fazla devam edemeyeceğini söyleyince Suzan’ın akli dengesi yerinde olmadığına dair bir doktor görüşü istemeye karar vermişlerdi. En azından bir sinir hastalıkları hastanesinden sağlam çıkma olasılığı, hapishaneden sağlam çıkma olasılığından yüksekti. Gülcan hanım, kızının geldiği hale o kadar üzülmüştü ki, kimseyle görüşmüyor ve konuşmuyordu. Taşındıkları yeni evlerine kendini kapatmış, Hüseyin bey haricinde herkesle iletişimini koparmıştı. İçten içe onu bu hale getirdiklerini biliyor, gece rüyalarında o iki gencecik kızı görerek uyanıyordu. Ne yazık ki sonunda doktor Suzan’ın akli dengesinin yerinde olduğu raporu verdi ve mahkeme onu 25 yıl hapis ile cezalandırdı. Cezası açıklandıktan sonra çığlık çığlığa bağırıp, hakime saldırmak isteyen Suzan’ı güç bela çıkardılar mahkeme salonundan. Hüseyin bey kızının arkasından öylece bakakaldı. O hâlâ neden bunları yaşadıklarına bir anlam veremiyordu.
Mukaddes hanım Zeynep ile ortak bir karara vardıktan sonra geri dönüp okulu hayata geçirebilmek için gerekli çalışmaları başlattı. Babasının adını bir okulda yaşatmak ve o okulda görev yapmak düşüncesi Zeynep’i o kadar çok mutlu etmişti ki, sürekli bu konuyla ilgili hayaller kuruyor ve ailesinin yanına dönen Metin ile telefonda konuşup heyecanlarını paylaşıyorlardı.
Suzan’ın cezası kesinleştikten sonra Zeynep bir kaç kez Hüseyin beyi aramayı düşündü ama buna cesaret edemedi. Onu evden çıkarmaları ve babasının ölümüne neden olmakla suçlamalarını unutamıyordu.
“Bunu hakkettiklerini sanmıyorum” diyordu Metin, “Senin onlara değil, onların sana ödenmesi gereken borçları var!”
“Babama çok iyilik yaptılar biliyorsun”
“Evet ama fazlasıyla ödettiler o iyilikleri sana kızları aracılığı ile unutma! Ayrıca aradığında yine canını sıkmayacaklarını biliyor musun?”
“Hayır!”
“Öyleyse bence hiç gerek yok!”
Zeynep haklı bulmuştu Metin’i ve vazgeçmişti aramaktan, onun araması Suzan’ın başına gelenleri düzeltmeyeceği gibi, herhangi bir teselli de vermeyecekti.
Metin’in ağabeyi geldiğinde, ablası kendine yakın bir ev bulmuştu bile onlar için. Ayrıca gün içinde yanlarında duracak bir yardımcı kadın da ayarlamıştı. Böylece Metin işe gittiğinde aklı onlarda kalmayacaktı.
“Ya da Zeynep ile evlendikten sonra!” diye takılmıştı ablası ona. Tersleyeceğini düşünmüştü ama Metin “İnşallah!” diye yanıtlamıştı içten bir şekilde. Artık her şey yoluna giriyor, Zeynep eski günlere göre daha coşkulu ve yakın davranıyordu yeniden. Mukaddes hanım ile Adana’ya gidişlerinin üzerinden üç ay geçtikten sonra ailesi ve Metin ablasının bulduğu eve yerleştiler. Bu arada okulun yapılacağı devlet arazisi seçilmiş, vakıf kurulmuş ve arazi vakıf adına doksan dokuz yıllığına kiralanmıştı. İnşaatı yapacak şirket için ihale dosyası hazırlanıyordu.
Metin Adana’ya gelir gelmez, Zeynep ile okulun yapılacağı araziyi görmeye gittiler.
“Harika bir yer burası, etrafında böyle ağaçlık bir alanın olması da çok iyi değil mi?”
“Evet, buraya gelip babamın ne kadar beğeneceğini düşünüyorum sürekli. Mukaddes hanım annemin ve kocasının da çok beğeneceklerini söyledi, yani görebilselerdi.”
“Gerçekten çok anlamlı olacak ikiniz içinde, bence onlardan kalanları daha iyi değerlendiremezdiniz!”
“Katılıyorum, kendi başıma asla aklıma gelmezdi.” dedi Zeynep gözlerini araziden ayırmadan.
Metin hemen yanı başında şimdilik boş araziye bakıyordu. Kolunu hafifçe uzatıp, parmaklarına dokundu Zeynep’in, sonra elini avucunun içine aldı.
“Burada herkesin hatırasının tam önünde ve yeni bir başlangıcın eşiğinde sana sormak istediğim bir şey var” dedi yumuşak bir sesle.
“Evet!” dedi Zeynep, ikisi de hâlâ karşıya bakıyorlardı, “Eminim hatırasını yaşatacağımız herkes, benimle birlikte evet diyorlar, bunu hissediyorum!” dedi sonra ve dönüp, Metin’e baktı sevgiyle.
Metin neredeyse sevinçten ağlayacaktı, onun reddedeceği ve dostluklarını öne süreceğinden korkmuştu hep. Heyecanla cebinden onun için aldığı yüzü çıkardı ve önünde diz çökerek parmağına taktı.
“Biliyor musun, belki de tam burada bir ev yaptırmalıyız!” dedi Zeynep coşkuyla.
“Okulun yanında mı?”
“Evet, harika olmaz mı?”
“Olur neden olmasın?” diyerek sarıldı Metin ona ve araziyi seyrederek, evlerinin hayalini kurdular bu kez.
Ergin sonunda ortak arkadaşlarından birinden Zeynep’in Adana’da okul araştırdığı bilgisini alınca, Milli Eğitim’de görev yapan bir tanıdıkları vasıtası ile Zeynep’in görev yaptığı okulun adını öğrendi ve vakit kaybetmeden Adana’ya gitti. Zeynep’i okul çıkışında yakalayıp onunla konuşmayı ve özür dilemeyi planlıyordu. Onu geri kazanmak istiyordu ama bunun kolay olmayacağından da emindi. En azından bir başlangıç yapmadan ne olacağını bilemezdi. Otobüsten inip heyecanını bastırmak için okula yakın sokaklarda biraz dolaştıktan sonra, çıkış saatine yakın okulun önüne geldi. Gözleri okulun kapısında söylemek istediklerini içinden tekrarlıyorken, biraz ileride park eden arabadan inen Metin’i gördü.
“Ne işin var burada?” diye mırıldandı hırsla.
Metin arabadan indi ve okulun bahçesine ve oradan da içeri girdi. Ergin ne olursa olsun Zeynep ile konuşmak ve onu geri almak istiyordu. Metin’in her yerde karşısına çıkmasından artık yorulmuştu. İkisinin arkadaşlığı buraya kadar gelmiş olsa da, Zeynep’in kalbinde hâlâ kendisinin olduğundan emindi.
Biraz sonra Metin ve Zeynep’i el ele okul kapısından çıkarken görünce yeniden onları depoda gördüğünde hissettiği duygular yükseldi göğüs kafesinde. İkisi okulun bahçe kapısına doğru yürürken, o da kapıya yöneldi ve onlar arabaya ulaşmadan karşılarına çıktı.
Zeynep ve Metin onu görünce durdular, ikisinin yüzündeki şaşkın ifade Ergin’i daha da sinirlendirdi.
“Ben de neredeyse sana inanmış, buraya özür dilemeye gelmiştim!” dedi hırsla, “Ama şimdi görüyorum ki buna hiç gerek yokmuş!”
“Evet yok!” dedi Zeynep, Metin’e fırsat vermeden, “Geldiğin gibi gidebilirsin şimdi!”
Ergin bir kaç saniye hırsla baktı onlara, aslında yüreğine bir hançer saplanmış gibi acı çekiyordu ama onlara zayıf tarafını göstermek istemediği için sadece nefretini yansıtıyordu yüzüne. Bir şeyler daha söyleyecek gibi oldu ama sonra vazgeçip hızlı adımlarla uzaklaştı yanlarından.
“Kaybetmişsin çoktan!” diye kendi kendine söyleniyordu giderken, buraya gelecek kadar aptal olduğu için de. Yine nedenleri düşünmeden sonuçları değerlendiriyordu kendi penceresinden. İkinci defa aynı dersi aldığı halde hayattan yine geçememişti bu sınavı ve hırsına yenik düşmüştü. Geri döndüğünde içinde yine pişmanlık başlayacaktı ama artık geri dönmek için çok geç kalmıştı. Bir kaç ay sonra ortak arkadaşları Zeynep ve Metin’in nikah davetiyelerini almışlardı bile.
İkisinin evleneceğine en çok sevinenlerden biri de Mukaddes hanım olmuştu, okul projesine hemen bir de ev projesi eklendi. Zeynep’in isteği üzerine Metin’in annesi, babası ve ablası onu Mukaddes hanımdan istediler.
“Hiç kızım olmamıştı, anneni çok sevmiştim ama sanırım bir yarım onu hiç affedemedi senin gibi.” demişti gözleri dolarak Mukaddes hanım, “Ama şimdi onun sayesinde senin gibi bir kızım oldu ve senin mutlu olman için elimden gelen her şeyi yapacağım sevgili kızım!”
Ahmet Cansev Özel İlköğretim Okulu inşaatı üç yılda tamamlandı ve dördüncü yılın ilk eğitim döneminde kayıt almaya başladı. İlerleyen yıllarda Zeynep ve Metin’in çocuklarına da eğitim yuvası olacak bir ortaokulu ve lisesi de olacaktı.
SON
Bence bu roman yarım kalmış suzanin yaptıklarını annesi babası öğrenmeli ve zeynepten özür dilemeliydiler yani Zeynep aklanmaliydi ama yinede çok güzel bir romandi Gülseren hanım elinize emeğinize sağlık…
BeğenLiked by 1 kişi
Hayatta da her şey bizim istediğimiz gibi ilerlemiyor, hikayelerimiz de hayatımızın içinden geliyorlar ❤ Çok teşekkürler
BeğenBeğen
Yine hüzünlerle yoğrulmuş bir hayat okuduk … gerçek hayatta da bu kadarı olmasa da yaşanıyor… güzel emeğinize sağlık… teşekkürler…
Bir rica… sizden romantik komedi bir hikaye istiyorum…
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkürler ❤ Denerim
BeğenBeğen
İnanılmaz güzel öykülerden birinci daha keyifle okudum. Kaleminize sağlık. Selam ve sevgilerimle…
BeğenLiked by 1 kişi