Sahte – Bölüm 6

Ahmet beyin tek şartı, ikisinin de okulu bitmeden asla evlilik olmayacağıydı. Aileleri tanıştırma faslını da ancak o zaman düşünebilirlerdi. Aralarında ki söz tamamdı ama önce okuldan mezun olmalarını istiyordu ikisinden de.

Zeynep ve Ergin Ahmet beyin bu isteğini oldukça makul karşıladılar ve ona başarı ile mezun olduktan sonra evleneceklerine söz verdiler. Zeynep gerçekten çok mutluydu artık. Yakında bir mesleği olacaktı. Ergin’i gerçekten çok seviyordu. Babasının yüzündeki mutluluk ve gururu gördükçe onun için daha fazlasını yapmaya, çok çalışıp, onu emekli etmeye kendi kendine söz veriyordu sürekli.

Metin konusunda Suzan yanılmıyordu aslında, o daha ilk gördüğü günden beri Zeynep’ten çok etkilenmişti ama kızın bir erkek arkadaşı olduğunu öğrenince geri çekilip arkadaş kalmayı tercih etmişti. Aslında Ergin evlenme teklif edene kadar bir gün ayrılacaklarına dair bir umut da beslemişti içinde. Aralarında takılan bu yüzükten sonra canı yansa da bir şey belli etmeyip sadece biraz daha uzak durmaya gayret ediyordu. Zeynep olmasa da Suzan Metin’in yüzündeki duygu geçişlerini anlayabiliyordu. Ne olursa olsun bu oğlanın elinin altında durmasının iyi olacağına kanaat getirdiği için Metin uzak durmaya çalışsa da sürekli her gittikleri yere onu da çağırıyordu. Hatta öyle ki Ergin maçlarına onu da davet etmeye başlamıştı sonunda. Şehirde oynayacağı her maçı için üçüne bilet ayırıyordu her zaman.

Milli takımda oynadığı için kamplara gidiyor, şehir dışında maçları oluyordu çoğunlukla, o yüzden lisede ki gibi sık görüşemiyorlardı artık ama mutlaka birbirlerine mesaj atıp aralarındaki bağı hiç eksiltmiyorlardı.

Ahmet bey kızına belli etmese de artık yorulduğunu hissettiği ve bir gün çalışamayacağından korktuğu için kimsenin istemediği ağır işleri de alıyordu artık. Piyasa da güvenilir biri olarak bilinse de yaptığı iler hep geçici işlerdi hâlâ en azından insanlar birbirlerine onu tavsiye ettiklerinden boş kalmadan çalışabiliyordu. Aldığı üç kuruşu da günlük ihtiyaçları dışında kızı için kenara atıyordu sürekli. Kapatıp geldikleri gecekondunun parasını da bankaya yatırmış kira olarak istemesin diye ondan Hüseyin beye de hiç bahsetmişti. Kızı için yapmak istediklerini tamamladıktan sonra bunca iyiliği dokunan asker arkadaşına borcunu elbette ödeyecekti. Bu yüzden gücü tükenmeden daha ağır işlere girmişti zaten. Ona karşı da kendini ve kızını mahcup etmeden emekli olmak istiyordu sonunda. Sigortalı işlerde çalışamadığı için emekli maaşı da olmayacaktı ama kızını evlendirip, arkadaşına borcunu ödedikten sonra o kendini her şekilde idare ederdi zaten.

Üçüncü sınıfı bitirmelerine yakın, Ergin’in de yer aldığı milli takıp Avrupa finallerinde önemli bir maçı oynayacağı için heyecan tüm ülkede doruktaydı. Maç Zeynep’lerin yaşadığı şehirde yapılacağından hepsinin gidip maçı izleme şansı olacaktı. Aksi durumda bu maçın biletlerini bulmak imkansızdı zaten. Tam da final haftasına gelen maç yüzünden Zeynep ve Ergin görüşemiyor olsalar da Ergin bir şekilde sözlüsüne yollatmıştı biletlerini. Sahaya çıkıp onu göremeyince uğurunun kaçacağına inanıyordu sürekli ve onu gördüğünde yüzüğünü öpüp elini ona doğru kaldırıyordu. Bu onun totemiydi ve bunu yaptığı her maçı kazanıyorlardı.

Maç akşam oynanacağı için gündüz hepsi sınavlarına girecek sonra okula çok uzak olmayan stadyuma gidip heyecan içinde yerlerini alacaklardı.

Suzan her zamanki gibi sınava hiç hazırlanmadığı için erkenden kağıdını verip çıktı sınıftan. Kapıda takımıyla olması gereken Ergin’i görünce afalladı.

“Hayırdır ne işin var senin burada?” dedi şaşkınlıkla.

“Ya Zeynep’i bir haftadır göremiyorum maçtan önce gelip göreyim istedim ama sınav saatine yetişemedim galiba. İçeri de mi?”

“İçeride ama çıkmaz o daha, geç kalırsın beklersen!”

Stresle saatine bakan Ergin “Evet beklersem geç kalacağım! Bir tuvalete gidip geleyim. Sen geldiğimi söylersin olur mu?” dedi nefes nefese.

“Tabi söylerim arkadaşım sen git. Ver o telefonla, çantayı da bana, git gel tuvalete hadi. Buradayım ben!”

Ergin hemen elindekileri uzatıp, alt koridorda olduğunu bildiği erkekler tuvaletine koşturdu. O sırada Suzan’ı koridorda gören asistanlardan biri hemen yanına gelip, hazırlık sınıflarında kullanılan büyük tabloyu, depoya indirip indiremeyeceğini sordu. Okuldaki en genç asistanlardan biri olan bu yakışıklı adam elbette Suzan’ın hemen bağ kurduğu insanlardan biriydi. Adamın nişanlı olduğunu öğrenince geri çekilmişti ama umudunu hiç kaybetmiyordu. Asistan sınava yetişeceği için onu görünce hemen ricada bulunuvermişti. Suzan’da göze girmek için hemen yapabileceğini söyledi tabi.

Tabloyu alıp arkadaki duvara dayadı ve Ergin’in geri gelmesini beklerken bu defa Metin çıktı içeriden. Suzan’ın hemen yanında duran büyük tabloyu görünce “Bu ne?” diye sordu merakla. O da asistanın bıraktığını anlattı.

“Bu kocaman şeyi sen nasıl indireceksin depoya?” diye sorunca Suzan’ın aklında hemen şimşekler çakmaya başladı.

“Ergin burada, tuvalete gitti gelsin de! Götüreceğim, sen de yardım edersin!” dedi.

Aceleyle Metin’e çaktırmadan Ergin’in telefonunu aldı ve Zeynep’in doğum günü olduğunu bildiği şifresini girip, Zeynep’e bir mesaj attı.

“Seni çok özledim. Maçtan sonra aşağıdaki depoya gel sana bir sürprizim var ama kimseye söyleme ve tek başına gel!”

Tam son kelimeyi yazdığı sırada Ergin koşarak geri geldi, Metin ile selamlaştı ve Suzan’ın elinden eşyalarını alıp “Maçta görüşürüz!” diyerek koşarak gitti.

“Neden gelmiş ki?” dedi Metin soğuk soğuk. Onun kötü biri olmadığını bilse bile yine de kıskanıyordu elinden olmadan.

“Niye gelmiş sence, sözlüsünü özlemiş. Aptal aşık bunlar!” dedi Suzan onun yüzündeki ifadeden zevk alarak. “Ne buluyor bu kız bu oğlanda bilmem. Sadece kastan ibaret! Senin gibi biriyle olsa bence daha mutlu olur!” diye ekledi hemen arkasından.

Metin az çok Suzan’ı çözmüştü ama yine de bu sözler hoşuna gittiği için elinde olmadan gülümsedi.

“Ben götüreyim şu tabloyu!” dedi hemen Suzan yüzündeki ifadeden anlam çıkarmasın diye.

“Dur şimdi! Zeynep çıkar, bizi göremeyince gittik zanneder! Bekle de beraber gidelim!” dedi Suzan.

Metin Zeynep ile birlikte gitme fikrine ikna oldu hemen, sesini çıkarmadı. Zeynep her sınav son dakikaya kadar içeride kalır, kağıdını defalarca kontrol etmeden asla teslim etmezdi. İkisi de huyunu bildikleri için birlikte beklemeye devam ettiler.

Nihayet on dakika sonra Zeynep içeriden çıkınca, telefonunu açması için Suzan hemen Ergin’in uğradığını ama ona yetişemediği için çok üzülüp gittiğini detaylı detaylı anlattı.

“Ah arkadaşım ne şanslısın baksana bunu hangi erkek yapar. Böyle önemli bir günde kaçıp seni görmeye gelmiş hasretinden. Aşk bu değilse nedir? Değil mi Metin?”

Metin az önce kendini öven cümlelerinden sonra Suzan’ın bu imalı sözlerine bir anlam veremedi ama bozulduğu belli olmasın diye gülümseyerek onaylamak zorunda kaldı.

Zeynep’in her zaman olduğu gibi Ergin’in adını duyar duymaz kalbi hızla atmaya başlayarak telefonunu çantasından çıkarıp açtı ve ekrana düşen mesajı hemen okudu.

Ergin’in maça bunca az zaman kalmışken kendinin bile olmayan bir okulun deposunda niye buluşmak istediğine anlam veremedi ama onun tatlı sürprizler hazırlamaya bayıldığını bildiğinden onlardan biri sandı. Tek başına gel yazdığı için Suzan ve Metin’e de bir şey söylemek istemiyordu. Aslında Suzan tek olsa söylerdi de Metin’e bahsetmek istemedi nedense.

“Tamam mı gidelim mi depoya artık?” diye sordu Metin tam o sırada.

Zeynep şaşkın şaşkın ona bakarken, Suzan asistanın gelip arkasında duran tabloyu depoya indirmesini rica ettiğini ve adam çok tatlı olduğu için onun da reddedemediğini sonra Metin’in nezaket gösterip indirmeye yardım etmeyi teklif ettiğini ballandıra ballandıra anlattı.

Hepsinin birden depoya inecek olması Zeynep’i biraz kurtarıyordu ama aşağıda onlardan nasıl kurtulacağını henüz bilmiyordu. Arkadaşlarını kırmadan o depoya tek başına girmesi gerekirdi herhalde Ergin’in yazdıklarından sonra.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s