Hayat yeniden yükleniyor ! – Bölüm 13

Nur hemen koridora baktı, az önceki insanlar toz olup uçmuşlardı sanki.

“Seçkin, lütfen beni korkutma!” diyerek kravatını gevşetti ve gömleğinin düğmelerinden bir kaçını açtı. Seçkin başı hafifçe yana düşmüş kıpırdamadan yatıyordu. Açılan düğmelerden görünen göğsüne baktı ve birden bire o akşam olduğu gibi sağ eli onun göğsüne doğru uzandı. Karşı koymadı. Gözlerini kapattı. Birden bire Seçkin’in bedeninden bir elektrik dalgası ellerinden tüm bedenine yayıldı ve sarsıldı. Boşta duran eli biri onu tutuyormuş gibi havaya kalktı ve sonra yavaşça yeri gösterir gibi indi ve öylece kaldı. Seçkin’in bedeninde diğer eliyle bedenine erişen dalgalar her seferinde onu sarsarak boştaki elinden çıkıp gitmeye başladı. Bir, iki, üç, dört ve Seçkin boğuluyormuş gibi derin bir nefes alarak açtı gözlerini. Nur ancak o zaman onun göğsünde duran elindeki parlaklığı gördü.

“Biliyordum!” diye inledi Seçkin.

“Seçkin! Sana bir şey oldu diye korktum!” demeye kalmadı yeniden gözlerini kapattı Seçkin, Nur bir iki defa daha sarsıldıktan sonra onu sakin nefesler aldığını gördü ve onu yerde bırakarak koridora koştu “Yardım edin lütfen, bir ambulans çağırın!”

Bir saat sonra Seçkin şehrin en pahalı ve iyi hastanelerinden birindeydi. Onu sedyeye koyarlarken seyretti Nur. Gözleri yine kapalıydı ama rengi düzelmişti. O uğultunun devam etmediğinden emindi artık. Gülümsedi.

“Teşekkür ederim!” dedi içinden, neye ve kimse söylediğini bilmeden. Çok ama çok yorgun hissediyordu kendini. Katta yaşanılanlardan sonra kimse mesaiye devam edemedi. Herkesin erken çıkmasına izin verildi. Nur hastaneye gidip onu görmek istiyordu ama bunun doğru olmayacağına karar verince ağır ağır ve tek başına eve doğru yürümeye başladı. Her zaman kahve içtikleri yerin önüne gelince derin bir iç geçirdi ve “İyileşeceksin!” dedi kendi kendine.

O sırada yanında duran arabayı fark etti. Seçkin’in arabasıydı bu. Şoför indi ve arka kapıyı açarak ona binmesini işaret etti. Nur onu Seçkin’in gönderdiğini düşünerek bindi arabaya hemen, kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Onu kurtardığını biliyordu ama yine de iyi olduğundan emin olmak istiyordu.

Arabanın içinin bu kadar gösterişli olabileceğini hiç düşünmemişti. Şoförün oturduğu ön kısım ile arka koltuğun arasında bir camekan vardı. Konuşulanların duyulmaması içindir diye geçirdi içinden. Hemen önündeki küçük masada içecekler ve zarif bardaklar duruyordu. Açılmamış paketlerdeki çikolata ve yemişlere baktı.

“Her akşam eve böyle mi dönüyordun sen?” dedi kendi kendine, “Benimle yürümeyi mi seçtin tüm bunları bırakıp!”

Sonra başını dışarı çevirip baktı, birazdan ona kavuşacaktı yeniden ama bu yol hastaneye gitmiyor diye düşünürken üzerine çöken ağırlığa bir anlam veremedi, onun bedeninden gelenleri boşaltırken çok bitkin düşmüştü. Dayanamadı ve kapattı gözlerini.

“Seni almaya geleceğiz!” diyen sesini duydu savaşçının. Yine bir rüya görüyorum diye düşündü gözlerini açmaya çalıştı ama açamadı. Göz kapaklarımın üzerinde fil oturuyor gibi derdi babası uykusu çok olduğunda. Şimdi biri o filleri Nur’un göz kapaklarına oturtmuştu belli ki. “Böyle mi oluyor?” diye sordu önce, “Yani gücümüzü her kullandığımızda böyle mi oluyor? Bu yüzden mi sizi ben kurtaracağım?”

Cevap gelmedi.

“Neden siz geliyorsunuz? Kütüphane buluşmalarına ne oldu?” dediğini düşündü ama savaşçı yine cevap vermedi. Belki de dememişti.

Seçkin gözlerini açtığında baş ucunda daha önce görmediği bir adamın durduğunu gördü. Adam kollarını kavuşturmuş ona bakıyordu. Onun kim olduğunu düşünürken, odada başkalarının da olduğunu hissetti başını diğer yana çevirdi. Karanlığın içinde iki gölge daha duruyordu.

“Saat kaç?” dedi anlamsızca, en son uyumaya geçtiğinde hemşire ona saatin gece yarısı olduğunu söylemişti.

“Onu nereye götürdüler?” dedi kollarını kavuşturan adam bir adım yaklaşarak. İki kolunda da tuhaf dövmeler vardı. Seçkin rüyada gibi hissediyordu kendini ama rüya görmediğinden emindi.

“Kimsiniz siz?”

“Ecelin olmayalım diye bize onu nereye götürdüklerini söyleyeceksin!”

“Neden bahsettiğinizi anlamıyorum bu bir rüya mı yoksa?” diye mırıldandı Seçkin ve gözlerini kapattı.

Savaşçı ona doğru bir adım daha attı, tam ellerini uzatıyordu ki, “Doğru söylüyor! Haberi yok!” dedi zihin okuyucu ve gölgelerin içinden çıkıp Seçkin’in yanına geldi. Gözlerini kapatıp onun eline dokundu. Seçkin derin bir inlemeyle kıpırdandı ama gözlerini açmadı.

Diğerleri sessizce zihin okuyucunun gözlerini yeniden açmasını beklediler.

“Onu kurtarmış! Biliyor!”

“Neyi biliyor?”

“Şifacıyı biliyor ama ona zarar verecek bir şey yapmamış!”

“Nasıl biliyor?” savasçı.

“Onu kurtarınca anlamış ama konuşacak zamanları olmamış.”

“İşaretlilerden haberi var yani? Neden olmasın ki ailesi bizim peşimizde!”

“Seçilmiş o unuttun mu? Hisleri diğerlerinden farklı! Bildikleri ile hissettiklerini birleştirebilir! Anıları var!”

“Babasına şifacıdan bahsetmediğinden emin misin?”

“Eminim buna fırsatı bile olmamış zaten! Kendisi bile düşünecek vakit bulamamış bu konuyu!”

“Sil hemen!”

“Neyi sileyim!”

“Hafızasını sil!”

“Emin misin?”

“Ona güvenemeyiz öyle değil mi? İnsanlar iyilik yaptıklarını sanırken zarar verebiliyor!”

Zihin okuyucu dönüp, madde sihirbazına baktı. Madde sihirbazı başını sallayarak onayladı savaşçıyı. Zihin okuyucu elini Seçkin’in alnına koydu yeniden baktı savaşçıya.

“Yap dedim!”

“Peki!” diyerek zihninden Nur’un onu kurtardığı anıyı çekip çıkardı, “Onu seviyor ele vermezdi!”

“Zihin unutur, kalp unutmaz!” dedi savaşçı, “Uyandır onu konuşmamız gerek!”

“Bizi tanımasını mı istiyorsun? Bir şey bilmiyor!”

“Şifacının kaçırıldığını bilmiyor ama nereye götürülebileceğini biliyor olabilir öyle değil mi? Onun zihnine hâlâ ulaşamıyorsun değil mi?”

“Hayır ulaşamıyorum!”

“Onu yakaladılar! Hiç şüphem yok. O henüz kendini kapatmayı bilmiyor, bunu kendi başına yapmış olamaz! Uyandır şunu!”

Zihin okuyucu bir kez daha elini Seçkin’in alnına koydu. Seçkin bir anda açtı gözlerini ve ilk kez görüyormuş gibi baktı onlara.

“Babanın bildiğin bütün gizli yerlerini söyleyeceksin bize!” dedi savaşçı, gölgelerin içinden madde sihirbazı çıktı bu sefer ve Seçkin’e doğru yaklaştı.

Seçkin rüyada konuşur gibi konuşmaya başladı ve bildiği tüm gizli yerleri sıraladı, bir ekrandan okur gibi boşluğa bakıyordu. Sonra dönüp savaşçıya baktı.

“Onu kurtarın!” diye inledi.

Savaşçı zihin okuyucuya baktı hemen.

“Sana söylemiştim o seçilmiş, şifacıyı seviyor, onunla ilgili hiç bir şeyi silmeme izin vermez!”

“Bunu yapamaz!”

“Yapıyor işte!”

“Onu kurtarın!” dedi Seçkin tekrar.

Savaşçı öfkeyle ona baktı, “Seninle sonra hesaplaşacağız, hangisinde olabilir söyle o zaman?”

“Sahilde!” dedi Seçkin.

“Hangi sahil?”

“Göle bakan evin ilerisinde, sahilde babamın büyük bir deposu var! Ben dahil ailenin oraya gitmesi yasak!”

Savaşçı yine zihin okuyucuya baktı.

“Doğru söylüyor!” dedi zihin okuyucu.

“Yerini öğren!” dedi zihin okuyucuya. Zihin okuyucu Seçkin’in eline dokundu sonra dönüp “Sileyim mi?” diye sordu savaşçıya.

“Silemiyorsun ki?” dedi savaşçı.

“Sadece şifacı ile ilgili olanları silemiyorum! Onların arasındaki bağı silemem!”

“Sil!”

Seçkin derin bir uykuya daldığına üç gölge kayboldular odanın içinden. Madde sihirbazının güçleri sayesinde gelmişlerdi Seçkin’in odasına. Yeniden toplantı odasındaydılar şimdi.

“Seçilmiş saçmalığını anlayamıyorum!” dedi savaşçı

“Senin olmadığını mı sanıyorsun!” dedi madde sihirbazı, “Hepimizin bir hikayesi var! Biz ve insanlar bin yıllardır birlikteyiz!”

“Plan nedir?” dedi savaşçı duymamış gibi.

“Lider fiziksel olarak gitmemizin geç olacağını söyledi.” diye araya girdi zihin okuyucu.

“Ne yapacağız? O adamın yanına gittiğimiz gibi mi yapacağız?”

“Evet ama bu madde sihirbazını yoracak. Şifacıya ulaşamazsak geri gelmemiz sorun olabilir!”

“Size de bir provadaymışız gibi gelmiyor mu her şeyden önce!” dedi madde sihirbazı.

“Sanırım öyle'” dedi zihin okuyucu başını sallayarak.

Karanlığın içinde göl evinin önündelerdi az sonra.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s