Yeni Hayat – Bölüm 15

Batu arkasını dönüp koltukta derin bir uyku halinde olan Burcu’ya baktı, “Alperen’in kişisel ilgisi olabilir mi?” dedi Cesur’a dönüp.

“Ne yani Burcu için Ercan’ı uzaklaştırdı öyle mi?”

“Evet sonra ortaya ben çıkınca, evi izleyebildiğini söyledin ve muhtemelen Ercan’ın ortağı olduğumu da öğrendi, beni oyalayacak başka bir iş çıkardı. Belki sonra beni de bir yerlere yollayacaktı?”

“Bilemiyorum duyguları yüzünden tuhaf şeyler yapan insanlar gördüm daha önce bu adamın ruh halide pek sağlıklı sayılmaz!”

“Neyse nedeni her neyse öncelikle Ercan’a ulaşmak zorundayız! Onun bilgisayarına yüklediğim yazılımı harekete geçirirsem konum bilgisine ulaşabiliriz belki!”

“Bunu tavsiye etmem, o zaman onlarda seni bulabilirler çünkü, ben bir kaç şeye daha ulaştım. Yani Ercan’ı gönderen şirketin bir kaç yerde merkezi var, şirket kayıtlarına ulaşmama çok kalmadı. Sabah olmadan onu nereye yolladıklarını bulabilirim sanırım!”

“Peki şu doktor hakkında bir şey bulabildin mi?”

“Hayır! Ona bakmaya fırsatım olmadı.”

“Tamam ben de bir taraftan devam edeyim sen dosyaları şifreli alana aktarırsan detaylıca incelerim, kamera açık kalsın başımıza bir şey gelirse görebilirsin böylece!”

“Anlaştık! Bak ne diyeceğim istersen Burcu’yu buraya aldırayım daha güvende olur!”

“Bizi bulabileceklerini mi düşünüyorsun?”

“Bilmiyorum sadece bir fikirdi.”

“Bunu ona sormak zorundayım. Sanırım sabaha kadar uyuyacak!”

Cesur Ercan’ın yerini tespite uğraşırken, Batu’da Alperen’in korusunda oturanların doktoruna odaklandı. Bir kaç saat sonra adamın bundan yirmi yıl önce organ nakli ile ilgili yasa dışı bir işe karıştığını öğrendi. Gerçi yargılama sürecinin sonunda aklanmıştı ama olay kimsesiz insanların kaçırılıp daha sonra ihtiyacı olan zenginlere organ satışı ile ilgili bir işti. Daha önce edindikleri vücut bütünlüğü bozulmuş insanlar aklına gelince sırtından buz gibi bir ter döküldü. Bu adamlar yine aynı şeyi mi yapıyorlardı acaba? Şirketler? Onların bunlarla ne ilgisi vardı o zaman? Bu gizli iş diye bahsedilen organ mafyasının işi miydi?

Hemen Cesur’un monitörünün sesini açtı, “Bir şey buldum galiba!”

“Nedir?” dedi Cesur yorgun bir sesle, “Ben de sanırım Ercan’ı buldum!”

“Nerede?”

“Sınırda tuhaf bir yerde!”

“Kooridnatları yolla bana!”

Birazdan Cesur bulunduğu noktanın konum bilgisini gönderdi, “Burası neresi dostum, görünüşte hiç bir yer yok bu alanda!”

“Bu adamların gizli olmayan bir işi yok sanırım ama Ercan burada!”

“Nasıl emin olabildin?”

“Cep telefonu!”

“İyi ama Burcu’yu aramak için bir kilometre yürüdüğünü söylemişti”

“O halde bu alanın etrafındaki bir kilometrelik alanın içinde bir yerlerde! Tarıyorum şimdi uydudan!” dedi Cesur gözlerini ekrandan ayırmadan.

“Doktor yasa dışı işler yapıyor sanırım, sanırım hepsi yapıyor!”

“Ne işi?”

“Organ nakli!”

“Ne alaka ya ! Bu adamlar ne halt ediyor! Onu buldum!”

“Ercan’ı mı?” dedi Batu heyecanla.

“Hayır ama bir bina buldum. Dağların arasına gizlenmiş ama uydu ile bağlantısı var! Kesin orası!”

“Peki şimdi ne yapacağız?”

“Bu bizi aşan bir durum korkarım! Yardım almak zorundayız!”

“Kimden?”

“Onu ben hallederim. Burcu uyandı mı?”

“Hayır henüz değil! Nasıl halledeceksin?”

“Kovulmuş olsam da kimlerle bağlantıya geçeceğimi biliyorum dostum!”

“Emin misin Cesur? Bu adamlar bu kadar gizli ve rahat çalışabildiklerine göre elleri kolları tahminimizden daha çok yere uzamış olabilir!”

“Kesinlikle! Bu yüzden alenen bir girişimde bulunmayacağım zaten merak etme.”

“Tamam senden haber bekliyor olacağız! Ben biraz Burcu’ya bakayım! Kameraları kapatma!”

Cesur başıyla onaylayıp işine döndü. Batu’da tutulmuş sırtını esnettikten sonra gidip Burcu’nun uzandığı kanepenin yanındaki koltuğa oturdu. Kızın nefesleri hızlanmıştı az önce, uyanmak üzereydi muhtemelen. O arada Batu kendine bir kahve yaptı ve bir paket bisküvi açıp yemeye başladı. Paketin hışırtısı Burcu’nun gözlerini açmasına neden oldu.

“Merhaba!” dedi Batu sakin görünmeye çalışarak, oysa gözleri kan çanağı gibi olmuştu uykusuzluktan. Burcu hemen ayılamadığı için onun ağladığını sanıp doğrudan paniğe kapıldı.

“Ercan?” dedi korkuyla.

“Ah Cesur onu yolladıkları yeri buldu!”

“Nerede?”

“Sınırda gizli bir oluşumun binalarında olduğunu tahmin ediyoruz!”

“Tahmin ediyoruz ne demek? Yaşıyor mu?” diye bağırdı Burcu korkuyla!

“Sakin ol, lütfen! Şu an paniğin bize hiç bir faydası olmaz, eğer ikimiz birden atak geçirirsek ona asla yardımcı olamayız. Uykusuz, aç ve zayıfım! Lütfen sakin ol ve bana yardım et ne olur!”

“Tamam!” dedi Burcu birden sakinleşerek, Batu’nun sözleri onu geriletmişti.

“Teşekkür ederim.”

“Cesur onu bulduysa gidebiliriz?”

“Cesur bunu tek başımıza halledemeyeceğimizi söyledi”

“Ne yapacak?”

“Destek bulacakmış! Haydi bir şeyler yemeliyiz, buzlukta bir şeyler var, dün gelirken hangarın dolabında kalanları da getirdim. Kilerde de önceden yığılmış bir şeyler var ama birileri onları pişirmeli.”

“Ah tamam!” dedi Burcu şuursuzca doğrulup, “Önce tuvalate gitmeliyim!”

Batu onu yemek ve benzeri şeylerle oyalayıp kafasını dağıtmak istiyordu, ayrıca gerçekten de ikiside dünden beri doğru dürüst bir şey yememişlerdi ve bu bisküviler açlığı hiç kesmiyor aksine daha fazla şey yemek istiyordu şimdi.

“Lanet Çin Tuzu!” diyerek fırlattı paketi elinden ve kahveden büyük bir yudum çekip, bilgisayarın başına oturdu. Cesur görünüşe göre bir görüşme yapıyordu ama ses kapalı olduğu için onu duyamıyordu.

Birazdan dönüp sesi açtı, “Duyuyor musun?”

“Evet!”

“Senin şu doktor! Sahiden adam hastaneyi kurmadan önce dediğin gibi işler çeviriyormuş. Hatta hastaneden sonra bile hakkında suçlamalar olmuş ama kimse bir şey ispatlayamış. Tabi ki adamı Alperen ve şürekasının kurduğu bir avukatlık şirketi savunuyormuş daima.”

“Yani adamların tek bir hastanesi, tek bir avukat şirketiyle avukat ordusu var öyle mi?”

“Evet bu adamlar kendilerine bir ülke kurmuşlar resmen! Çok güçlüler bu şekilde!”

“Çokta gizliler, kamuoyunda kimsenin bu oluşumlardan haberdar olduğunu sanmıyorum!”

“Evet, adları hiç bir şeye karışmıyor, karışanda aklandığı için daima temizler! Bağışlar yapıyorlar, sosyal sorumluluk projelerinde görüntüleniyorlar, hepsi iyi ve vatansever insanlar görünüşe göre!”

“Doktordan başka defolu mal yok o zaman!”

“Onunda defoları kapatılmış! Ancak ilgini çekecek başka bir şey daha söyleyeceğim!”

“Nedir?”

“Alperen dediğin adama ağır şizofreni teşhisi konmuş yıllar önce!”

“Ne?” dedi arkadan Burcu’nun sesi.

“Korkarım öyle Burcu! Farketmişsin aslında sen de!”

“Evet normal olmadığını düşündüm ama ben bu boyutta bir şeyi akıl etmedim!”

“Daha da korkuncu söyleyeyim, annesi o beş yaşındayken ölmüş!”

“Ama?” dedi Burcu sesi titreyerek, Batu korkuyla kızın tepkilerini takip ediyordu.

“Konuştuğun annesi değildi!”

“Kimdi o zaman!” dedi Burcu ama sonra durdu “Ah yo! Oydu değil mi, annesi oydu, tüm o resimleri o yapıyor!”

“Büyük ihtimalle!” dedi Batu.

“Bir şizofrenin kurgusunun içindeyiz arkadaşlar!” dedi Cesur.

“Ercan?” diye inledi Burcu.

“Kendi tahminim bu adam bir şekilde seni farketti!” diye söze girdi Batu, “Ercan’ı öğrenince onu uzaklaştırmak istedi!”

“Ne? Neden?”

“Bunu sen söyledin o resimler sanki seninkilerin türevleriydi! Ayrıca sözüme alınma ama bir tane bile tablo satamazken birden bire bütün tablolarını almaya başladı. Evin her yanını senin tablolarınla doldurdu. Seninle yüz yüze gelebilmek için tuhaf bahaneler uydurdu. Hatta ölmüş annesini bile kullandı bunun için!”

“Peki ya çalışanlar?” dedi Burcu kekeleyerek.

“Bu adamın parası çok oyuncusu da çok olduğundan eminim!” dedi Cesur.

“Ercan nerede o halde? Ona ne oldu?” dedi Burcu’nun ses tonu atağın geri geldiğini işaret ediyordu.

“Burcu sakın lütfen yapma!” dedi Batu ayağa kalkarak. Sonra Cesur’a dönüp “Destek bulacağını söylemiştin?” dedi telaşla.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s