Yeni Hayat – Bölüm 13

“Solucan delikleri içine aldığı her şeyi yok eder biliyorsun!” diyerek tuhaf tuhaf güldü Batu.

Burcu onun ne demeye çalıştığını pek anlamamıştı. Burcu’da cevap gelmeyince Batu’da sessiz kaldı. Şüphe çekmeden ona oraya gelmesini nasıl söyleyeceğini bilemiyordu.

“Saat üçte bekliyorum seni bugün geç kalma! Dün geceki gibi değil ama solucan deliği gibi olsun bu sefer!” dedi kızın anlaması umuduyla.

“Üçte!” dedi Burcu, “Anladım!”

“Mavi ile gel!”

“Mavi ile tamam!”

Batu’nun tuhaflığından bir şeyler olduğunu anlamıştı, sabah baktığı şeylerle ilgili olabileceğini düşünmüştü hemen. Solucan deliğine daha önce bir kaç kez gitmişlerdi ama arabayı hep Ercan kullandığı için tam olarak yerini hatırlamıyordu. Batu’nun açık konuşamadığı ortada olduğu için ona da soramamıştı. Saate baktı bir buçuk saati vardı. Akşama hangarda kalmayı düşündüğü için gelince kendine bir çanta hazırlamıştı zaten. Batu solucan deliğine gitmek istediğine göre belkide hangardan giriş yaptığı yerler onu bulmuştu. Bu yüzden çantasına bir kaç parça eşya daha ekledi. Banyoya geçip diş fırçasını alacağı sırada koridordan bir karaltı geçtiğini gördü ve küçük bir çığlık attı.

“Tamam Burcu gerildin ondan oluyor bunlar!” dedi kendi kendine, hızla diş fırçasını aldı ve çantasına sokuşturdu. Çekmeceden acil durumlar için evde sakladığı parayı da aldı. İçinde tuhaf bir korku büyümeye başlamıştı. Acaba Batu ve onun peşine mi düşmüştü bu adamlar? Daha fazla oyalanmak istemediği için dışarı çıktı ve garaja gitti. Şirketin onlara verdiği araba metalik gri renkli ve son model bir arabaydı. Onların arabası ise mavi ve neredeyse on iki yaşında bir arabaydı ama Burcu o arabayı her zaman daha çok seviyordu. Ercan şirkletin arabasınu kullanırsa benzin parasını şirketin ödeyeceğini söylediği için onu kullanmıştı bu güne kadar. Ancak Batu her nedense bu gün onu kullanmasını istemiyordu. Garajın kilitli dolabını açıp mavi arabanın anahtarını buldu elleri titreyerek. Az önce evin içinde tuhaf gürültüler duymuştu ve elleri titriyordu. Arabayı açıp benzini kontrol etti, neyseki onu buradan uzaklaştıracak kadar vardı. Araba uzun süredir çalışmadığı için kontağı çeviridiğinde ne olacağını kestiremedi ve anahtarı kontağa yerleştirdi kalbi çarparak ve o tanıdık ses yükselince derin bir oh çekti ve garajın kapısını açan anahtarlığındaki düğmeye bastı. Kapı ağır ağır açılırken garajın evden geçilen kısmında yine bir gölge gördü ve kapı tam açılmadan hızla gaza bastı. Son anda yükselen kapının altından çarpmadan geçebildi.

“Allahım bunlar benim sanrılarım olsun lütfen!” dedi kendi kendine. Evden epeyce uzaklaştıktan sonra arabayı bir benzincide durdurdu ve benzin aldı. Depo dolarken derin derin nefesler alıp solucan deliğine nereden gittiklerini hatılrmaya çalıştı. Depo dolduğu halde aracına binmediğini gören görevli onu uyarınca sıçrayarak tepki verdi.

“Kusura bakmayın ama sırada arabalar var, çekmeniz gerek!”

Burcu başınu sallayarak arabaya bindi ve pompadan uzakta bir yere parketti.

“Aklını toparla Burcu! Hatırla şu yolu!”

Sonunda eski evlerinden çıkıp hangi yollardan geçtikleri gözünde canlandı ve hemen arabayı çalıştırıp eski evlerine doğru sürdü. Ancak oradan giderse yolu bulabilirdi.

Batu bu arada hemen hangara geçti ve Cesur’la bağlantıya geçip ona solucan deliğinin konumunu yolladı. Cesur ondan haberleri olmadığı için birinin ayrı bir yerde kalmasının daha güvenli olduğunu söyledi. Ancak başları orada da sıkışır ve yeniden bağlantıya geçemezlerse diye kendi yerinin konumunu Batu’ya gönderdi.

“Kendinize dikkat edin dostum. Senin bağlantını bekleyeceğim!” dedi kapatırken

Batu onunla haberleştikten sonra bilgisayarları ve sistemleri söküp tamamını kamyonete yükledi. Burayı bulurlarsa hiç birine ulaşmamaları gerekiyordu. Bir yandan da aklı Burcu’daydı.

“Umarım doğru anlamışsındır!” diye mırıldanarak her şeyi yüklediğinden emin olduktan sonra kamyoneti çalıştırdı ve çok sevdiği hangarına bir bakış attıktan sonra yola çıktı.

“Allah’ım Ercan’ın başına bir şey gelmemiş olsun lütfen!” diyordu kendi kendine giderken. Zaman geçtikte kafasıdaki senaryo gelişiyor ve olası tehlikeler tek tek aklına geliyordu. Nasıl olupta aynı şirket hem Ercan’ı hem de Batu’yu ayrı ayrı işlermiş gibi oyalayabilirdi. Neden? Bu Alperen denilen herif neyin nesiydi? Bir çeşit mafya lideri mi? Mafyanın bir hastane ile ne işi olabilirdi ki?

Solucan deliğine varır varmaz, Cesur ile bağlantıya geçip detaylı olarak dinlemek istiyordu bulduklarını. Bütün bu bilgilere ondan başkası erişemezdi zaten. Daha önce görev yaptığı kurumun bütün bilgisayarlarına erişmenin bir yolunu bulmuştu. Adamlar zaten onunla başedemedikleri için kovmuşlardı işten. Bilmemesi gereken şeyleri biliyordu her yerde dolaştığı için. Bunların tam olarak nasıl yapıldığını Batu’ya söylemiyordu ama kendi ihtiyaç olduğunda yapıyordu. Eğer buralara girebildikleri öğrenilirse vatana ihanet ile bile suçlanabilirlerdi. Her ne kadar ulaştıkları bilgiler gizli devlet bilgileri değil, ellerindeki diğer insanlarla ile ilgili bilgilerde olsa suçtu ve gizli bilgilerdi.

“Bir kişinin bilmesi her zaman daha güvenlidir. Senin ve benim alanlarımız bir değil!” demişti Batu’da bu giriş yetkilerini istediğinde. Cesur’un söylediğinden daha donanımlı ve saha görevleri de yapan biri olduğunu tahmin ediyordu Batu ama o konuşmak istemediği için bir şey sormuyordu. Birbirlerinin geçmişine ve özeline burunlarını sokmamayı adet edinmişlerdi. Batu zaten Burcu ve Ercan dışındaki insanlarla yakınlık kurmaktan hoşlanmadığı için bu adet onu çok mutlu ediyordu. Ancak bugün Cesur hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyeceğini düşündü arabayı sürerken. Böylece bundan sonraki adımlarını daha güvenle planlayabilirdi. Ona güveniyordu düşüncesinin şüphe ile ilgisi yoktu sadece ulaşabileceği yerler konusunda bilgi sahibi olmayı isterdi. Solucan deliğine varır varmaz bağlantıya geçip ona aklındakileri soracaktı. Tabi başka kötü haberler almazlarsa. Aklına yine Ercan gelmişti, onlar kaçıyordu ama Ercan ellerindeydi. Bütün bunları onu bir krize sokmadan Burcu’ya nasıl anlatacaktı bakalım?

Burcu henüz Ercan’ın tehlikede olduğunu bilmiyor olsa da panikten sürekli yanlış yollara giriyordu. Üstelik daha eski evlerine doğru gidiyor, solucan deliği yoluna bile çıkmamışken. Nihayet evin önüne varınca yukarı çıkmak için içinde yoğun bir istek duydu. Sanki şimdi içeri girse Ercan’ı orada bulabilecekti. Şİmdi o yanında olsaydı Batu’nun neden bu kadar gizemli davrandığı hakkında fikir yürütür Burcu’yu sakinleştirir ve kaybolmadan hem eski evlerini hem de solucan deliğini bulabilirdi.

Evin önünde durup yanında Ercan varmış gibi hayal etmeye çalıştı ve gözlerini kapatıp onun daha önce sürdüğü yolu yeniden gözünde canlandırdı ve gaza bastı.Şimdi daha sakin olmalıydı. Kendi evini bile bulamamıştı az önce, şimdi yanlış yollara saparsa bunu fark bile etmeyebilirdi. Hızını düşürerek daha sakin olmaya çalıştı. Arkasındaki araba hızla kornaya basınca sıçradı ve daha da sağa kaçarak ona geçmesi için işaret etti. Az sonra şehir trafiğinden çıkıp daha sakin bir yola geleceğini hatırlıyordu.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s