Yeni Hayat – Bölüm 7

Batu, Ercan’ın gittiği akşam aramıştı hemen, “Nasılsın tatlım her şey yolunda mı?”

“Evet elbette Ercan olmadan hayatta kalamayacağımı mı düşünüyorsun yoksa?” diyerek güldü Burcu.

“Bunu ben değil sevgilin düşünüyor. Yine de ona verdiğim sözü tutup dönene kadar başında boza pişireceğim”

“Pişman olup bir daha sana emanet etmesin diye değil mi?”

“Ha ha fazla akıllısın kızım! İyi bir şey değil! Baksana bu gidişlerden başka da olacak mıymış bir şey dedi mi?”

“Hayır bu konu hiç aklımıza gelmedi açıkçası, onun da akıl edip sorduğunu sanmıyorum. her şey öyle gizlilik içinde yürüyor ki, olsa bile şimdiden ona bir şey diyeceklerini sanmıyorum!”

“Evet ilginç bir şirket, biraz yakın takibe alacağız Cesur ile”

“Size eğlence çıktı desene, Ercan’ı zor durumda bırakacak şeyler yapmayın!”

“Bizim sobelendiğimizi ne zaman gördün? Senin tablolar nasıl gidiyor? Ercan bir hayranın olduğunu söylemişti.”

“Ah evet! Aslında dün onunla tanıştım ama akşam bu iş çıkınca Ercan ile konuşma fırsatımız olmadı!”

“Sahi mi nerede tanıştınız?”

“Galeride buluştuk bir kahve içtik, aslında neden böyle bir şey istediğinide anlamadım. Kahvesini hızlıca içip gitti. Umduğu gibi çıkmadım herhalde” diyerek kahkahayı bastı Burcu.

“Ha ha eminim senden korkmuştur!”

“Büyük ihtimalle! Aradığın için sağol, ben gayet iyiyim merak etme!”

“Tamam sabah uğrayacağım sürpriz olmasın diye haber veriyorum!”

“Tamam gel kahvaltı edelim!”

“Anlaştık!”

Batu’nun bunu Ercan dışında kimse için yapmayacağını biliyordu Burcu. Böyle iyi bir dost ve ortağa sahip oldukları için çok şanslı olduklarını düşündü ve dinlenmek için yatak odasına geçerken yine bir gölge gördüğünü sandı. Yüreği ağzına geldi ama sonra kendi kendine bunun Ercan’dan ayrı olmanın stresinden kaynaklandığını ve geçeceğini söyleyerek kameralara gitti. Hiç bir şey yoktu, Batu’nun da onları kontrol ettiğini biliyordu. Derin nefesler alarak kendini sakinleştirdi ve sonra yatağa gitti.

Sabah kapının çalması ile uyandı. Kameradan baktı hemen, gelen Batu’ydu ve elleri torbalarla doluydu.

“Hoşgeldin! Bunlar da ne böyle, evde fil beslediğimi mi düşünüyorsun!”

“Ben dostuma verdiğim sözü tutuyorum, listeleri bana atarsan daha şuurlu alışveriş yapabilirim. Şimdi canım ne isterse onu aldım.”

“O halde bir kısmını hangara götür!”

Birlikte kahvaltı ettiler. Burcu, Ercan yokken işleri de Batu idare edeceği için müşteri desteği gerekirse ne planladığını merak ediyordu.

“Uzaktan destek vereceğim ama çok sıkışırsam yanıma seni almak zorunda kalabilirim. Sorun olmaz değil mi?”

“Benim için olmaz da müşterilriniz sen ve beni gördüklerinde onlara sorun olur mu bilemiyorum!”

Bir saatten fazla bir süre epeyce sohbet edip güldüler. Batu onu umduğundan iyi görmüştü. Yine de çıkmadan evdeki tüm kameraları ve sistemleri kontrol etti.

“Akşama arayacağım, bir sıkıntı olursa hemen beni ara anlaştık mı?” dedi çıkarken

“Tamam merak etme, bütün gün evdeyim ve çalışacağım, hayranlarımı bekletmemem gerek!”

Batu gittikten sonra girip mutfağı topladı ve sonra çalışmaya koyuldu. Batu her gün kahvaltıya gelmese bile devam eden bir kaç gün sabah akşam sürekli aradı Burcu’yu ve iyi olup olmadığını, bir ihtiyacı olup olmadığını sordu. Her seferinde istersen hemen gelebileceğinin altını çiziyordu.

“Gerçekten iyiyim” diyordu Burcu, bir kaç kez gölgeler ve sesler devam etmişti ama bunların bir atak olduğunu biliyordu artık eskisi gibi kaçıp saklanma isteği duymuyordu. Sürekli kameraları kontrol ediyor ve onlarda bir şey görmeyince rahatlıyordu.

“Merak etme bende izliyorum seni ama tabi sürekli değil!” diyordu Batu’da. Yatak odası ve banyolarda kamera yoktu zaten. O yüzden bu izlenmelerden rahatsız olmuyordu Burcu. Batu onu görebilmek için hangara ayrı bir monitör sistemi kurmuştu. Bu monitörler sürekli açık ve Ercan’ların evindeki sisteme bağlıydı.

Ercan gittikten sonra ancak iki kez arayabilmişti. Gittikleri yerde ne yazık ki yansıtılıcar vardı bu nedenle telefonlar çekmiyordu. Burcu ile konuşabilmek için bir kilometre ileri yürümek zorunda kalıyordu.

“Gerçekten bundan hiç hoşlanmıyorum artık!” diyordu konuştukları zaman, “Bir an önce bu görevin bitmesini istiyorum!”

“Askerlik yaptığını düşün ve sakin ol. Ben gayet iyiyim, arayamadığın için sıkıntı yapmana gerek yok. İkimizde güvendeyiz önemli olan bu. Batu hiç yanlız bırakmıyor zaten beni.”

“İyi ki o var yoksa burada delirirdim herhalde!”

“Bir eve bir deli yeter aşkım sakin ol ve işlerini bir an önce hallet seni seviyorum!”

“Ben de seni!”

Ercan gerçekten de şirketin bu sürpriz gezisinden ve sürpriz bir şekilde ortaya çıkan iletişm sorunundan ötürü çok gergindi. Batu’yu da arayıp konum bildirmiş ve sıkıntılarını anlatmıştı. Aslında bu garip durum Batu’yu da rahatsız ediyordu. Cesur ile birlikte şirketin sistemlerini delmeye uğraşıyorlardı ama o kadar iyi bir güvenlik duvarı kurulmuştu ki henüz ikisi de bunu başarmış değildi. Bu bile tuhaf bir durum olduğundan kafayı bununla bozmuştu. Aslında Ercan’a söylememişti ama ona verdiği kopyaların içine casus bir yazılım yerleştirmişti. İstediği her an onu harekete geçirebilirdi. Ancak farkedilirse Ercan’ı riske atmış olacağı için şimdilik onu çalıştırmıyordu. Proje bittikten sonra onun sayesinde neler olduğuna daha yakından bakabileceklerdi. Yazılım aktif olmadığı için şirket şimdilik onu farketmiyordu zaten.

Ercan’ın gidişinden on gün sonra Alperen bey bir kez daha Burcu ile görüşmek istediğini bildiren bir not bırakmıştı, uygun bulursa bu kez bir kafede buluşmak istiyordu ama kafeyi de galeriye oldukça yakın bir yerden seçmişti. Aslında Burcu’nın telefonunu istemiş ve doğrudan davet etmek istemişti ama galeri sahibi Burcu’un huyunu bildiği için bunu kabul etmemiş kendisi aracılık yapmıştı.

“Sana dedim bu adam sana hasta oldu!” dedi haberi verdikten sonra.

“Size de da tuhaf gelmiyor mu bu adam?” dedi Burcu merakla.

“Tuhaf mı? Keşke her tuhaf bunun gibi olsa. Adam hem yakışıklı, hem zengin, hem nazik daha ne istiyorsun acaba?”

“Ercan’ı unutuyorsunuz herhalde?”

“Tatlım onunla evli değilsiniz henüz ve sen etrafına bakmaya devam edebilirsin!”

Burcu konuşmanın gittiği yerden hoşlanmadığı için alıcının teklifini kabu ettiğini dediği saatte kafede olacağını söyleyip kapattı telefonu. İnsan tablolarını aldığı bir ressamla neden sık sık görüşmek isterdi ki, üstelik aralarında akıcı bir sohbet bile oluşmamıştı.

Akşamki konuşmaları sırasında Batu’ya olanları anlattı.

“Adam seni rahatsız ediyorsa neden gidiyorsun?” dedi Batu.

“Çünkü o benim müşterim ve hayranım. Ondan başka tüm tablolarımı hatta tek bir tablomu bile alan yok!”

“Seninle gelebileceğimi biliyorsun!”

“Evet biliyorum. Ancak iş görüşmesi sayılabilecek bir görüşmeye yanlız gitmeliyim. Ancak belki beni almaya gelebilirsin diye düşündüm. Yani bu bana kendimi daha iyi hissettirir”

“Evet elbette sen kafeye gidince bana konum at yeter! Arabanla gitmeyecek misin?”

“Arabayı galeride bırakacağım, sen beni alırsan galeriye gideriz ben onunla dönerim”

“Adamın yanlız olduğunu düşünmesi mi istemiyorsun.”

“Evet tam olarak”

“Ercan’a söylemezsen sevgilin gibi de davranabilirim biliyorsun!”

“Hayır tabi ki” diyerek güldü Burcu. “Sen dediğim saatte orada ol yeter!”

“Tamam patron!”

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s