Yeni Hayat – Bölüm 6

Burcu galeriye vardığında alıcı henüz gelmemişti. Galerici yeni evlerinden memnun olup olmadıkalrını sordu merakla. Ercan’ın yeni işinin oldukça iyi olduğundan konuşmuşlardı daha önce. Bu evde daha rahat çalışabileceğini anlatıyordu ki Burcu, alıcı galerinin kapısından içeri girdi.

“Hoşgeldiniz Alperen Bey!” diyerek ayağa kalktı galerinin sahibi.

“Hoşbulduk, sanırım sizde meşhur ressammız olmalısınız, Alperen ben” diyerek elini Burcu’ya uzattı.

Burcu da nazikçe gülümseyerek tokalaştı bu keskin ve siyah gözleri olan genç adamla. Adam garip bir şekilde insanın göz bebeklerine bakıyor gibiydi. Koyu renk saçları özenle arkadaya taranmış, beyaz gömleğinin dik yakalarının arasına bağladığı yeşil ejderha resimli kravatı ona ruhaf bir hava katıyordu. Ayakkabıları galerinin siyah mermer zemini kadar parlaktı. Baştan ayağı farklı ve etkileyici bir adamdı.

Galericinin onu karşılamadaki ses tonu diğer tüm zengin müşterilere sunduğundan farklıydı. Bu adamın girdiği her ortamı ve gördüğü her insanı etkilememesi imkansızdı. Galerici onlara kahve söylemek ve konuşmalarına izin vermek üzere yanlarından uzaklaşınca

“Sizi rahatsız etmediğimi umarım, ancak tablolarınızın etkisi altında kalınca buna mecbur kaldım.”

“Önemli değil” dedi Burcu, “Sizin gibi değerli bir sanatsever ile bir kahve içmek neden rahatsızlık olsun, büyük bir memnuniyetle geldim ben”

“Çok naif bir hanımefendisiniz.”

“Teşekkür ederim.” dedi Burcu utanarak.

“Aslında sizinle tanışmak ve tabi konuşmak istememin tek nedeni ben değilim. Tablolarınız evimizin duvarlarını süslüyor ve bunun asıl nedeni de annem!”

“Sahi mi? Keşke o da gelseydi!”

“Evet, sizin tablolarınızdan birini gördüğünde diğerlerini de görmek istedi ve ardından diğerlerini gelince o da sizinle tanışmayı gerçekten çok istiyor”

“Çok memnun olurum bir gün birlikte gelebilirsiniz belki!”

“Bunu daha sonra konuşma fırsatımız olur diye umuyorum. Sizi tanımak gerçekten çok güzeldi. Müsadenizle şimdi ayrılmak zorundayım. Galeriye sizin hazırda olan tüm tablolarınızı herkesten önce görmek istediğimiz konusunda bir talimat verdim. Umuyorum yeni çalışmalarınız için bizi çok bekletmezsiniz!” diyerek uzanıp Burcu’nun elini dudaklarına götürdü genç adam.

O kadar hızlı ve nazik bir şekilde yaptı ki bunu Burcu ne olduğunu düşünmeye fırsat bile bulamadan gülümsedi sadece.

Alperen bey galerici ile de vedalaştıktan sonra oradan ayrıldı.

“Ne düşünüyorsun?” dedi galeri sahibi hemen yanına gelerek, konuşmaları boyunca onları uzaktan izlemişti.

“Tuhaf bir adam!” dedi Burcu, “Tuhaf ama çok nazik!”

“Bence sana tablolarından daha çok hayran oldu tatlım. Bu adam insanın içini görebilen o değişik tiplerden. Tablolarından senin içini okuyabildiği belli zaten ama şimdi gözlerinden içeri aktığını ben bile hissedebildim.”

“Yok canım sadece konuşurken insanın doğrudan yüzüne bakan insanlardan, bu güven verici bir özelliktir”

Galerici gülümsedi. Burcu’da fazla oyalanmadan galeriden ayrıldı. Adamda onu rahatsız eden bir şey olduğunu düşünüyordu ama ne olduğundan tam emin olamadı.

Akşam Ercan eve döndüğünde canı sıkkın göründüğünden alıcı ile buluştuğunu konuşmaya fırsat bulamadılar. Şirket Ercan’ı bir kaç ay için başka bir yere göndermek istiyordu. İşin bir kısmının yürüyeceği ayrı bir merkezleri daha vardı.

“Bir kaç ay hiç dönmeyecek misin?” dedi Burcu şaşkınlıkla, “Burada çalışacağın için bu lojmana taşındık sanıyordum”

“Ben de öyle sanıyordum bana böyle bir merkezden daha önce bahsetmediklerine eminim”

“Peki orada bir lojman yok mu?”

“Orada sadece oda veriyorlarmış, aileleri almak istemedikleri üs gibi bir yerden bahsettiler!”

“Anlıyorum” dedi Burcu, “Aslına bakarsan buna gitmek zorundasın ve ben burada kalıp seni bekleyebilirim!”

“Oh hayır seni burada bırakıp gitmek istemiyorum!” dedi Ercan ona sarılarak.

“İyi ama sözleşmeyi imzaladın ve şimdi bu işi bırakamazsın. Bir veya iki ay hemen geçecek bir zaman. Ben de başımın çaresine bakabilirim zaten.”

“Ah sevgilim o ataklar yeniden gelmiyor değil mi?” dedi Ercan onun yüzünü avuçlarına aldı ve gözlerine baktı doğrudan.

Burcu bu gelişmenin ardından onu tedirgin etmek istemediği için geçen gün gördüğü gölgeden hiç bahsetmedi.

“Hayır ben harikayım!”

“Buna ne kadar sevindiğimi bilemezsin!”

“Ne zaman gitmen gerekiyormuş peki?”

“Yarın mesai bitiminde ve ben ve bir kaç kişi daha özel bir araçla yola çıkacağız!”

“O halde sana bir çanta hazırlayalım”

Sessizce Ercan’ın çantasını hazırladılar ve sonra birbirlerine sarılarak uyudular. Ercan sabah ilk iş olarak Batu’yu aradı ve olanları anlattı. Dışarı çıkmadığını biliyordu ama şimdi sık sık gelip Burcu’yu kontrol etmesi hatta arada bir de alışverişi yapması gerekecekti. Burcu market gibi kalabalık yerlere girmekten çok rahatsız oluyordu.

“Dostum sözleşmede böyle bir yerden bahsetmiyordu öyle değil mi?” dedi Batu şaşkınlıkla.

“Hayır etmiyordu. Ancak çok gizli bir çalışma olduğu için alenen yazmamış olabilirler”

“Ne yapıyor bu adamlar askeri bir proje mi bu acaba?”

“Ben yazılımı yönetiyorum daha alt yapıyı oluşturuyoruz. İşlenecek veri ile ilgili çok bir bilgim yok.”

“Tamamdır. Sen gidip işini yapacaksın. Burcu isterse gelip burada kalabilir.”

“Bunu yapmayacağını biliyorsun Sen çıkmak zorunda kalacaksın.”

“Evet tabi çıkabilirim. Dostlarım için her şeyi yapacağımı biliyorsun! Nereye gideceğim demiştin?”

“Ülkenin diğer ucuna! Sınıra yakın bir yerlerdeymiş merkez! Gittiğimde sana bilgi ulaştırırım oradan.”

“Anlaştık, içini ferah tut”

“Burcu’nun atakları başlayabilir yanlız kaldığında ve sana söylemek isteyebilir belki”

“Emin ol ben onun konuşmasından bunu anlayabilirim, evdeki kamera sistemlerinin kontrolünü sağlayan şifreyi bana da ver gitmeden!”

“Tamam ama karımı çok fazla gözetleme!” dedi Ercan gülerek.

“Emin ol bu anı bekliyordum!”

“Seni pislik herif, ben yokken belaya bulaşmamaya çalış, karım sana emanet!” diyerek güldü ve telefonu kapattı Ercan. Mesai bitiminde yeniden eve dönecek ve eşyalarını alıp aracın onu almasını bekleyecekti. O arada tüm sistemlere giriş yetkisini Batu’ya gönderdi.

“Buna sahiden gerek var mı?” dedi Burcu merakla.

“İçim rahat etsin diye!” dedi Ercan onu alnından öperek, “Gider gitmez seni arayacağım. Orada dışarıya internet erişimi olmayacağı söylendi. Sadece kapalı devre bir sistem üzerinde çalışacakmışız. Bu nedenle seninle sadece telefon ile bağlantı kurabilirim”

“Tamam. Bayağı dünyadan uzak bir zaman geçireceksiniz o zaman!”

“Evet gideceğimiz yerdeki güvenlik önlemleri buradakinden çok daha yüksek görünüyor.”

“Bir bildikleri vardır herhalde” dedi Burcu ve aracın kapının önünde durduğunu kameradan gördüler.

“Batu her zaman seninle ilgilenecek neye ihtiyacın olursa olsun onu ara anlaştık mı? Arada bir de ziyarete gelecek ve market alışverişini yapacak, sen listelerini ona gönder”

“Batu markete mi gidecek?”

“Sanmam. Büyük ihtimalle internetten sipariş edip gelecek” diye güldü Ercan.

“Bunu ben de yapabilrim!”

“Biliyorum ama o yaparsa ben daha iyi hissederim, senin yorulmanı istemiyorum. Sen de ben yokken rahatça atölyene kapanıp çalışabilirsin.”

“Seni özleyeceğim!” dedi Burcu sevgiyle

“Ben de öyle!” dedi ve çantasını alıp çıktı evden Ercan. Bu şekilde gitmek hiç içine sinmiyordu ama sözleşmesi gereği şu an ona verilen görevlere itiraz etme olanağı yoktu. Araç lojmanlardan uzaklaşırken zamanın her ikisi içinde hızlı ve kolay geçmesi için dua etti.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s