Eksilen Kelimeler – Bölüm 8

“Şirket bilgisayarındaki her şeyi temizlediğine eminsin değil mi?”

“Evet dedim ya, iyice kontrol ettim tüm dosyaları kendi diskime kopyaladım ağ üzerinde asla bir yere taşımadım ve onları sildim”

“Haydi artık aç şunları da bakalım o zaman!” dedi Fazıl hoca sabırsızlıkla. Arda’nın klasörlere erişiminin ardından hepsi heyecanla bir hafta beklemiş ve bir hafta sonra karargâh dedikleri evde bir araya gelmişlerdi.

Arda bilgisayara taktığı sabit diskin içindeki dosyaları açarken herkes heyecanla onu izliyordu.

“Şu, önce şunu aç!” dedi Cem plan yazan dosyanın üzerinde.

Dosya ağır ağır ekranda belirince bir kısmı gerçekleşmiş tarihler ve karşılarında açıklamalar gördüler.

İlk sayfayı sessizce incelediler hep birlikte ve aşağı doğru kaydıkça bunun gerçekten de projenin uygulanma takvimi olduğunu anladılar.

“Yanlız bir terslik var. Bu dosyanın yaratılma tarihine bakar mısın?”

“14 Nisan 2021”

“Temmuzdayız.”

“E ne olmuş?”

“Buna göre Berna hoca ile Haziran ayında yapılmış olması gereken bir çalışma daha var! Bakın!”

“21 Haziran 2021, Yaz gündönümü”

“Evet ama Berna hoca o tarihte hayatta değildi.”

“Belki de ölümünden sonra bunu güncelleme ihtiyacı duymamışlardır.”

“Ya da bu güncel bir plan değil!” dedi Fazıl hoca.

“Nasıl yani, takvimde değişiklik mi var diyorsunuz? Eski dosyaları mı bulmuşum.”

“Bence bir kalemin bu şekilde olması tüm takvimi hatalı kılmaz. Yani bu kadar önemli bir projenin takvimi tüm hazırlıklar ona göre yapılırken fazla değiştirilmez öyle değil mi?”

“Neden olmasın aksaklıklar oldukça ileri atılabilir!”

“Evet ileri atılabilir bu da takvimin gerisinde olduklarını gösterir. Biraz daha aşağı kaysana Arda!” dedi Derya.

Arda ekrandaki bilgiyi kaydırdı ve Derya devam etti, “Bakın bu takvime göre 4 Ağustos’ta ilk grubun uygulanmasına başlanacak!”

“Yani on gün sonra!”

“Evet on günümüz ya da daha çok günümüz var demek olur bu!”

“Yeni takvimi bulmalıyız!”

“Hayır uygulayacağımız çözüme karar vermeliyiz!” dedi Fazıl hoca.

Çocuklar ona baktılar. Aslında bir süre araştırıp devam edip etmeme kararı alacaklarını düşünmüşler ancak hepsi bu işe tartışmadan devam etmişlerdi. Dolayısıyla hiç bir zaman gerçeğe ulaştıklarında ne yapacaklarını konuşmadılar.

“Projeyi engellemek kızımın da dediği gibi sadece geçici bir süre ertelenmesine neden olur. Eğer engelleme girişimine girer ve bu sırada farkedilirsek o zaman hepimizin sonu Berna’ya benzer. Ölümümüze bir kılıf bulurlar kendilerinden başka bu projeyi bilen kimse olmaz! Bir şeyi engellemiş olmayız!”

“Ya?”

“Ya da bu projeyi doğrudan engellemek yerine ortaya çıkarırız!”

“Bir saniye!” dedi Arda, “Bu projeye dair tüm evrakı ortaya çıkarsak bile şu anda hayata geçirilmiş sayılmadığı için bir suç teşkil etmiyor. İkincisi bu projeyi hayata geçirme aşamalarında kimlerle ya da hangi kurumlarla iş birliği içinde olduklarını bilmiyoruz.”

“Dolayısıyla?”

“Dolayısıyla kendimizi ele veriyor da olabiliriz. İş birliğinde oldukları bir kuruma gidersek yani?”

“Sence emniyet güçleri bu işin içinde olabilir mi?”

“Olamaz mı?”

“Bence olamaz! Bu işi yürütmek için ihtiyaçları olan tek şey frekans yayıcıların sahipleri olan şirketler ve emniyet güçlerinin bunlarla asla ilgisi yok”

“Şirketin kendi operatörü ve dolayısıyla frekansı yayacak alt yapısı zaten var!”

“Ancak bu alt yapı sadece bu ülke sınırlarında. Bu bütün dünyayı kapsayan bir proje ise, bu durumda dünyanın bir çok yerinde iş ortakları olması gerekir.”

“Bakın!” dedi Arda “Bu bir protokole benziyor.”

Hepsi ekrana eğilip dikkatlice okumaya başladılar.

“Bu protokol eğer güncelse pilot bölge uygulamasının ardından genel uygulamaya geçileceği yazıyor”

“Yani aslında başarabileceklerinden emin değiller!”

“Nasıl olabilirler ki bu daha önce hiç denenmemiş bir şey! En azından bu kapasitede!”

“Pilot bölge burası!” dedi Fazıl hoca, “Önce kendi yaşadıkları yerde deneyecekler sonuçlar istedikleri gibi gelişirse, her yerde harekete geçilecek öyle mi?”

“Öyle görünüyor başarısız olunması durumunda uygulanacak başka bir takvim varmış”

“Dosyaların içinde o da var mı Arda?”

Saatlerce klasördeki tüm dosyaları açıp, üzerlerinde konuştular.

“Bence bu kadarı bile onları suçlu göstermeye yeter!”

“İyi ama bu dosyalar şimdi bizde şirket bilgisayarlarından silindiler! Bu durumda onların şirkete ait olduklarını nasıl ispatlayacağız?”

Çocuklar yine dönüp Fazıl hocaya baktılar, “Bu yazılar mutlaka Berna’nın girdiği geçitteki odada bulunuyor olmalı. İhbarı bu şekilde arşivinde yerini bildirerek yapabiliriz! Aslında arşivin yerini söylememiz bile yeterli değil mi? Bir bilgi sunmamız neden gereksin?”

“Doğru!” dedi Ozan heyecanla.

“O zaman Berna hoca bunu zaten yapabilirdi öyle değil mi? İkinci kez o odaya girme riskini aldı ve hayatından oldu. Neden doğrudan böyle bir odanın varlığından söz etmedi!”

“Emin değildi!” diye yanıtladı Fazıl hoca, “Sanırım o delilleri bulsa bile buna inanmak istemiyordu. Oysa şimdi bizim elimizde bir takvim bile var!”

“Henüz uygulamaya konmamış bir takvim!”

“Uygulamaya konmasını mı bekleyeceğiz?” dedi Ozan bu kez heyecanı sönmüştü.

“İlk grup kelimelerin olduğu bir dosya buldun mu Arda?”

Arda hayır anlamında başını salladı.

“Berna’nın ilk getiridiklerinin içinde bütün duygu kelimeleri gruplanmıştı. Bahsedilen gruplar onlar olmalı.” diyerek çekmecelerden dosyaları çıkarıp duygu listesini eline aldı Fazıl hoca, “Basitten zora dizilmişler.”

“Ne açıdan basit?”

“Yani az kullanılandan hayati önem taşıyana demek istedim”

“Diyelim ilk grubun uygulanmasını bekledik, herkesin aklından silinecekse bu kelimelerin kaybolduğunu nasıl ispatlayacağız?”

Herkese derin bir çaresizlik duygusu çökmüştü artık.

“Bence bu gecelik bu kadar yeter!” dedi Fazıl hoca, “Herkes gidip dinlensin! Belki bir süre uzaklaştığımızda aklımıza daha iyi bir şeyler gelir!”

Çocuklar planladıkları gibi sırayla tünelden geçip mağaranın olduğu yere çıktılar. Fazıl hoca onları gönderdikten sonra ışıkları kapatıp kanepeye uzandı. Kendilerini ve durumu izah edecekleri üst düzey birilerini bu eksiltmeden korumaları gerekecekti. Eğer bunu yapabilirlerse projenin uygulanmaya konduğunu ispatlayabilirlerdi. Ancak bunun için uygulama başlamadan önce o kişlere her şeyi anlatmış olmaları gerekiyordu. Hatta çocukları hiç karıştırmadan bunu tek başına yapabilirdi. Ona inanmamaları durumunda kızını kaybedip deliren profesör ünvanına devam ederdi en çok, çocukları korumuş olurdu. Eğer başarılı olursa o zamanda çocukların adını iş bittikten sonra açıklayıp, onların dünyayı kurtaran kahramanlar olduklarını söylerdi. Günlerdir düşünüp durmaktan zihni o kadar yorgundu ki sonunda dayanamadı ve gözleri kapanarak derin bir uykuya daldı.

Bir kaç saat sonra sıçrayarak uyandı, rüyasında kelimeler eksiltilmeye başlamış ancak onların düşündüğü gibi gruplar halinde değil bir anda yok edilmişti. İnsanlar ağızlarını açıp bir şeyler söyleyecekleri sırada kalakalmış sonrasında boş tenekeler gibi bakarak ne yapacaklarını bilememişlerdi bir süre. Duygular kelimeler kadar kolay eksilmediği için bu şaşkınlık ve bocalama on gün kadar sürmüş, on günün sonunda bunca olumlu duygu kelimesinin bir anda yok olması sonucu zihinerinde oluşan baskı yüzünden aşırı gerginleşmeye başlamışlar, sokaklar, iş yerleri, okullar ve tabi ki evler birbirine yumruk atan, eşya fırlatan insanlarla dolmaya başlamıştı. Bebekler ve çocuklar hiç durmadan ağlıyorlardı. Eksilen kelime ve onlara ait duyguların boşluğunu olumsuz duygular hızla doldurmaya başlamıştı. Profesör çocukları koruyamadığı için onlar da diğerleri gibi çıldırmışlardı. Profesör onlara yeniden her şeyi anlatmayı denese de bir türlü anlamıyor, profesördü hayinlikle suçlayarak şikayet edeceklerini bağırıyorlardı. Uyanmadan önce son gördüğü sahne başını ellerinin arasına almış yerde oturuyordu. Çocuklar onu şikayet etmek istediklerini söylüyor olmalarına rağmen bir yandan da tekmeliyor ve ellerine geçirdikleri her şeyle vuruyorlardı.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s