Eksilen Kelimeler – Bölüm 4

“Kelime, bilginizin sınırını saptar. Kelime bilginiz arttıkça zekanızda artacaktır.” N.Levis

“Beynimiz bilgi depolayan teknolojik yapılar gibi çalışmaz. Öyle olsaydı arama kutucuğuna yazdığımız kelime ile ilgili tüm bilgileri hemen hatırlamamız gerekirdi. Hafızamız yeni bilgileri hatırlamak için onlarla kurduğumuz bağlantıları kullanır. Bu bağlantılar güçlü değilse ne kadar hatırlamak istersek isteyelim zorlanırız.” diye anlatmaya başlamıştı Berna babasına o gece. Ulaştığı bilgi karşısında dehşete düşmüştü.

“Bütün dünya biz fizikçilerin veya mühendislerin icat ettikleri inanılmaz silahlarla yok edilmeyi veya yönetilmeyi beklerken, sadece kelimeler ile bunun başarılabileceğine inanmak zor geliyor” dedi Fazıl Rota.

“Baba kelimelerin gücü bizim okulda anlattığımız derslerle sınırlı değil sen de biliyorsun. Henüz bilimsel olarak kabul görmüş olmasa da kadim insanlardan beri bilinen bazı şeyler yeniden keşfediliyor!”

“Bunlara inanmadığımı biliyorsun Berna, senin inanıyor olmana da şaşkınım kızım. Bizim işimiz batılın peşinden gitmek değil.”

“Evet ama bu proje sadece insan hafızası ile oynamak ile ilgili değil anlamıyor musun. O kelimelerin gücü ile ilgili.”

“Bu güç sadece psikoloji ile ilgili, baskılanan ifade edilemeyen duygunun yok edilmesi ya da şiddete dönüştürülmesi!”

“İnan bana bundan fazlası var! İnsanlar olumlu duygu kelimelerinin yarattığı gücü kaybettiklerinde etraflarında onları mutlu edecek her şey tek tek yok olacak ve bunu kendi elleriyle yok edecekler. Örneğin biri coşkuyla şarkı söylediğinde ulaştığı o özgürleşme hissini kaybedecek ve şarkı söylemeyi bırakacak. Müziğin ve seslerin ruhumuzdaki etkileri kaybolacak. Sanat insanı duygularını sözler olmadan harekete geçirebilen yegane şeyken kelimeler ve duygular yok olduğunda bir amacı kalmayacak ve unutulacak.”

“Bir kelime sildiğinde bir dünya yok olur!” dedi Fazıl Rota sayıklar gibi, aslında bunu bir yerde mi okumuştu, o an dudaklarından mı dökülüvermişti bilmiyordu ama ürkmüştü.

“Tam olarak!” dedi Berna.

“Frekansı kestiğinde kelime silme işlemi de ortadan kalkacak mı yani, hepsi bu mu?”

“Bilmiyorum bu yüzden o arşive yeniden girmem gerekiyor işte! O kadar uzun oyalanacak vaktim olmadı sadece bunları alıp çıkmayı akıl edebildim.” dedi Berna masaya yaydıkları kağıtları göstererek, “Fotoğrafları da ayrıca sana bir diske çekeceğim. E-posta ile başka ellere geçmesi veya takip edilmesi riskini göze alamam.

“Berna tüm bunları doğru anladığından emin misin kızım? Bu adamların amacı neden bu olsun ki?”

“Başka ne olabilir ki? İnsanların hafızalarından kelimeleri silmek için bunca yatırım yapılmış, üstelik kelimeyi tarihten silmek için etimolojik kökenleri araştırılmış, eş anlamlı ve benzer kelime listeleri oluşturulmuş. Hem de her dilde. Sadece bu bile çok uzun bir çalışma ve emeğin ürünü. Üstelik bir grup değil tüm insanlar hedef alınmış. Kendileri hariçtir muhtemelen!”

“Bak kendileri hariç dedin. Bu da demek oluyor ki bu frekans yayıldığında bu işlemden etkilenmemenin bir yolu var. Yani illa frekansı kesmek gerekmiyor. İnsanların ondan etkilenmemesini sağlamakta bir çözüm!”

“Evet haklısın! Ancak bu çözüm her ne ise mutlaka o dosyaların içinde ve benim bu yüzden oraya yeniden gitmem gerekiyor.”

“Bütün insanlar üzerinde oynanılan bu oyun amacı her ne ise tehlikeli insanlar tarafından oynanılabilecek kadar büyük. Bu yüzden dikkatli olmalısın.”

“Tehlikeyi görmesem bu gece bu bilgileri sana gelip bırakır mıyım bu mektupla? Başıma bir şey gelirse senin elinde deliller olacak?”

Fazıl Rota’nın rengi attı bu sözleri duyunca, “Sana bir şey olması durumunda bu delillerin peşinde mi koşacağım sanıyorsun. Dikkatli ol, belki de bu işi çözecek olanlar biz değilizdir!”

“Baba sen bir bilim insanısın, alanın bu değil, belki de olacakları benim kadar öngöremiyorsun ama bu gerçekten insanlığın gerilemesi, yok olması anlamına gelebilecek kadar tehlikeli bir proje. Tüm dünya nüfusunu bir koyun sürüsüne veya vahşilere dönüştürebilirler. Beyin kontrolü ile onlara ne isterlerse yaptırırlar ve hepsi bunu kendi istekleri ile yaptığını düşünür.”

“İyi de bunu şimdi de böyle yaşıyor olabiliriz!” dedi profesör sıkıntıyla.

“Evet ama hâlâ karşı koyma planı yapabiliyoruz gördüğün gibi!”

“Berna bu iş düşündükçe beni korkutuyor sahiden. Birilerinden yardım almalıyız belki de!”

“O zaman kendimizi ele vermiş olmaz mıyız? Kime güvenip, kendimize inandırabiliriz?”

” Bilmiyorum ama bir süre düşünmeden lütfen sen de o arşive geri dönme kızım!”

“Tamam merak etme dikkatli olacağım. Arşiv çoğunlukla boş oluyor zaten. Herkes ofislerinde çok yoğun çalışıyor, eve bile gidecek vakitleri yok!”

Berna babasının yanında çok görülmek istemediği için Fazıl Rota’nın ısrarlarına rağmen kalmadan ayrıldı o gece evinden. Kendi evine gittiğinde ise babasına anlatamadığı ama kendi öngörebildiği pek çok senaryo düşündü. İnsanların başına gelebileceklerin sonsuz olasılığı vardı bu sistemle. Hayata geçip zihinlerinden silinen kelimeler olup olmadığını düşündü ama silinmiş bir kelimeyi hatırlaması zaten imkansızdı. Arşive yeniden girdiğinde bunun hayat geçip geçmediğini de zaten anlayacaktı.

Staj sona erdiğinden Mollaoğlu şirketindeki odasını kullanmak için fazla bahanesi de kalmamıştı. Dosyaları yazıp teslim etmişti. Yeniden o odada çalışmak ve arşive ulaşmak için bir ya da bir kaç günlük bir bahane bulması gerekiyordu. Sabaha kadar bunun üzerinde düşündü ama bulduğu her şey dikkat çekici ölçüde gereksiz gözüktü gözüne. Üniversitenin hocası olarak şirkette çalışmaya gönüllü olması da yanlış anlaşılabilirdi. Bir kaç gün bekleyemeye karar verdi babasının dediği gibi. Kafası çok karışmış ve endişelenmişti. Beklemek sakinleşip doğru düşünmesine yardımcı olacaktı.

Berna’nın yeniden şirketteki ofisinde çalışmak için bahane üretmesi sandığından daha uzun sürdü. Bir kaç denemesi üniversitede çalışabileceği şekilde yanıtlanmıştı. Çocuklara yaz sonu hafızalarını tazelemek için dosyalar hazırlamak istediğini söylemişti örneğin. Şirketteki görevleri ile ilgili olacağından orada çalışması daha uygundu bu dosyalar için. Ancak şirket istediği tüm bilgiyi üniversiteye yollayabilecekleri şeklinde yanıtladı bu isteği. Buna itiraz edecek bir durumu yoktu. Bir kaç bilgi isteyerek çalışmaya başladı. Dosyalarla çalışırken yeniden şirkete gidebilmek için bir bahane bulabileceğini düşünüyordu. Zaten duyurduğu için de bu çalışmayı yapmak zorundaydı artık.

Dosyaları elinden geldiğince detaylı hazırlıyordu. Çocukların anlayacağını umduğu belirli ifadeler yerleştiriyordu ama ancak bildiklerini bilen biri anlayabilirdi bu ifadeleri. O yüzden de dikkatli davranıyordu, bu kitapçıklarda mesajlar olduğunu farkettikleri an çocukların da başları belaya girerdi. Aslında onlarla iş birliği yapsa bu işi daha iyi halledebileceklerini söylüyordu zihni sürekli ona ama onların yeni başlayan hayatlarını böyle bir tehlikeye sokma fikrini düşününce hemen vazgeçiyordu. Üç hafta geçmesine rağmen kitapçıkları teslim etmemişti. Çoktan bitmişlerdi ancak onları yeniden şirkete girmek için kullanma olasılıklarının hepsini değerlendirmek istiyordu kafasında.

Fazıl Rota’da o akşam konuştuklarında stajyerleri ile bu konuyu konuşabileceğini düşünmüştü ilk başta. Onlar çok iyi yetişmiş gençlerdi. İki yılda mesleki açıdan Berna’nın güvenini kazanmışlardı. Ancak insanların mesleki güvenirliklileri ne yazık ki karakterlerini ortaya koymuyordu. Bir tanesinin başarı hırsı hepsini ele vermesine neden olabilirdi. Bu hepsinin içinde kızı da olacağı için profesör bu fikri kafasından hızla uzaklaştırdı.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s