Diğerleri – Bölüm 31

“Verna kimse yüreğinde sevgi olduğu için özür dilememeli kızım!” dedi Murand, “Annen de bunu biliyor! Öyle değil mi Tomrin?”

“Verna, ben özür dilerim kızım, senin seçimlerini öncesinden kontrol etmeye çalışmamalıydım. O zaman başına geldiğinde zaten bunları bizimle paylaşacaktın biliyorum. Oysa ben senin zihnine öyle işledim ki yıllardır. Bunları kendi başına yaşamak zorunda kaldın ve biz yanında olamadık.”

“Ah anne hayır!” diyerek ona sarıldı Verna. İkisi birden ağlamaya başladılar.

“Ben babanı gerçekten çok seviyordum Verna, onu bırakmak çok zordu ama senin ve onun aranda bir seçim yapmak zorunda hissettim kendimi. Sen büyüyüp bana benzeyecektin ve bundan çok önce o zaten benim bir yaratık olduğumu düşünüyor olacaktı, belki de o bizi terkedecekti. Senin bunları yaşamanı istemedim kızım! Oysa bunları yaşayabileceğin sadece benim zihnimdeydi, babanın bunları yapıp yapmayacağını artık asla öğrenemeyeceğiz! Ben hep olmamış olaylara dayanarak hatalar yaptım hayatım boyunca, seni korumaya çalışırken aynı hatayı tekrarladığımı bana Murand gösterdi!”

O gece sabaha kadar uzun uzun konuştular. Verna artık ailesi ile arasında bir sır kalmadığı için rahatlamıştı. Ardon ailesine gidip ona zarar vermek istemişti ama tam tersi olmuştu. Ailesi Verna’nın yanında olmak için koşup buraya gelmişlerdi.

Sabah olduğunda Verna okuldan önce yine Arkin’e uğramayı planlamıştı, “Sizi onunla tanıştırmamı ister misiniz?” dedi çekinerek anne ve babasına.

“Kızımızın evli olduğu adamı tanımayı elbette isteriz!” dedi Murand gülerek. Tomrin’in önce yüzü asıldı ama sonra o da gülmeye başladı.

Hep birlikte Arkin’in yanına girdiler. Tomrin ve Murand yüzü solmuş ve makinalara bağlı nefes alan Arkin’in başına geçip elele tutuştular. Verna onların ne yaptığını anlayamamıştı ama buraya gelme nedenlerinin sadece ziyaret olmadığını hissediyordu. Tomrin Murand’ın ellerini bırakarak avuç içlerini ona değdirmeden Arkin’in tüm vücudunda gezdirdi. Annesini daha önce hiç böyle görmeyen Verna dikkatle olanları seyrediyordu. Bunun ırkına ait bir ritüel olduğundan hiç şüphesi yoktu. Murand gözlerini kapatmış hiç kıpırdamadan Arkin’in yanı başında duruyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra Murand gözlerini açtı ve Tomrin yaptıklarına son verdi. Verna’ya başlarıyla dışarıda olduklarını işaret ettiler. Verna Arkin’in yanına gidip eline dokundu “Her şey düzelecek sana söz veriyorum!” dedi ve sonra anne ve babasına yetişmek için dışarı çıktı.

“Orada neler olduğunu bana da anlatacaksınız öyle değil mi?”

“Verna Arkin’in yaşam bağlarını onarmak gerekiyor! O bir insan ve toprakla bağını keserse ruhu burayı terkeder!”

“Ölecek mi?” dedi Verna panikle.

“Eğer bağlarını onarmazsak!”

“Bunu yapabilir misiniz?”

Murand ve Tomrin birbirlerine baktılar.

“O kağıtlar onu buradan çıkarman için yeterli mi?”

“Bakımevinden mi? Bilmiyorum ben o kağıtları hiç okumadım! Ancak Odin’in babası avukatı tanıyormuş, ona ulaşabiliriz!”

“Güzel!” dedi Murand.

“Onu çıkarıp nereye götüreceğiz peki?”

“Gölete!” dedi Tomrin.

“Gölete mi?”

“Evet ama bir sorunumuz daha var! Yaşam bağlarını onarmak için üç kişi olmak zorundayız!”

“Ben varım ya işte!”

“Sen daha yirmi bir yaşına gelmedin Verna, göletin sahibine bizimle gelemezsin!”

“Onu gölün dibine mi götüreceksiniz?”

Murand başını salladı.

“Yoksa ölecek mi? Aman Allah’ım!”

“Bunu yapabiliriz Verna. Nobra’ya ulaşman gerek!” dedi Tomrin. Geceki sohbetlerinde Nobra’nın ırkını öğrendiğinden bahsetmişti onlara.

“Ah evet Nobra!” dedi Verna gülümseyerek, “İyi ama gölet çok kalabalık bir yer Arkin’i insanların gözü önünde nasıl gölete sokacaksınız!”

“Park alanından giremeyiz zaten, Nobra burada yaşıyor, oraya ulaşmanın bir yolu varsa mutlaka o biliyordur!”

Yaşam alanına döndükten sonra anne ve babasını evde bırakıp koşarak Nobra’ya rastladığı su kenarına gitti Verna. Elbette oraya her gittiğinde Nobra orada onu bekliyor olmayacaktı. Bu yüzden yanında getirdiği kağıt ve kalemle bir kaç yere onu acilen görmesi gerektiğini yazan notlar yazdı. Yine de gelebilir umuduyla bir kaç saat bekledi ve o sırada ormanın sesini dinleyerek rahatlamaya çalıştı.

Irkı hakkında öğrenmesi gereken çok şey vardı. Arkin eğer gerçekten bu yapacakları ile hayata dönerese bu ırkın insanlığa katabileceği daha neler olurdu kim bilir? Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Nobra’nın gelmeyeceğine kanaat getirince anne ve babasını daha fazla yanlız bırakmamak için eve geri döndü.

Ertesi sabah bir notta Nobra’nın okuldaki dolabına bıraktı ama onun artık okula hiç uğramadığını zaten biliyordu. Devam eden iki gün boyunca Nobra’dan bir ses çıkmadı. Sınavlar başlamak üzereydi. Verna kendini artık derslere hiç veremiyordu. Dersleri de büyük oranda kaçırıyordu. Yusi, Odin ve Fetir ona kaçırdığı tüm derslerin notlarını getiriyorlardı. Grup ilk defa başından beri kendilerinden olmayan birini kabul etmişti. Yusi’nin ve Fetir’in buna katkısı büyüktü. İkisi de Arkin ve Verna’nın arasında sıradışı bir bağ olduğuna inanıyorlardı. Verna bir sabah okula gitmek için çıktığında kapıdaki notu görünce neredeyse çığlık atacaktı ki, onu alıp hemen içeri döndü.

“Nobra bizi bekliyormuş!” dedi heyecanla.

Hep birlikte yaşam alanının ilerisindeki ormana girip Nobra’nın yaşıyorum dediği gölete gittiler.

Nobra onları bekliyordu.

“Sizi gerçekten merak ediyordum!” dedi Tomrin ve Murand’ı görünce.

“Biz de seni!” dedi Murand.

“İçimden bir ses bunun bir tanışma toplantısı olmadığını söylüyor doğru mu?”

“Evet doğru Nobra!” dedi Verna ve ailesinin planını hızlıca anlattı ona.

“Yaşam bağı töreni mi yapmak istiyorsunuz Arkin’e?” dedi şaşkınlıkla Nobra.

“Evet” dedi Tomrin.

“İyi ama o bir insan! İşe yarayacak mı?”

“İnsanlar ve biz çok farklı değiliz!” dedi Tomrin, bunu söylerken sesi titremişti, “Bize yardım edecek misin?”

Nobra’nın gözleri parlamıştı, “Her zaman maceraya hazırım!”

Oturup Arkin’i göletin dibine nasıl götüreceklerini planladılar. En iyisi onu Nobra’nın bölgesine getirmekti ama oradan inerlerse aşağıdakiler onları farkederdi. Bu yüzden ormanın daha ilerisinde bulunan bir mağaranın içinden gireceklerdi. Arkin’e zarar vermeden oraya kadar taşımaları gerekiyordu.

Verna hemen ertesi gün Odin aracılığı ile avukata ulaştı ve Arkin’i bakımevinden çıkarıp şifalı bir yere götürmek istediğini söyledi. Yasal olarak buna hakkı vardı. Avukat bakımevi ile görüşerek Verna’nın buna yetkili olduğunu iletti. Ailesi artık Arkin ile ilgilenmediği için kimsenin onun çıkışına bir itirazı olmadı. Bağlı olduğu cihazların bir kısmı taşınma sırasında onunla olmalıydı. Murand’ın aracının arka tarafını Arkin’i yatırabilecekleri şekilde düzenlediler. Aracı ormanın iç kısmına sokmaları mümkün değildi. Bundan sonrası için onu taşımaları gerekiyordu.

Verna bakımevinden çıkıp ormana varana kadar Arkin’e sürekli neler olacağını anlatıp durdu. Kendine geldiğine korkmasını istemiyordu. Araçtan yoldan geçenlere farkettirmeden ormana geçmek sandıklarından zor oldu ama başardılar.

“Cihazları çıkarmalıyız!” dedi Murand.

“Olmaz! Gölete varmadan ölebilir!” diyerek itiraz etti Verna telaşla.

“Hayır merak etme!” dedi annesi onun saçlarını okşayarak ve dikkatli bir şekilde Arkin’i bağlı olduğu cihazdan ayırdılar. Yolun kalan kısında Murand onu sırtında taşıyacaktı.

(devam edecekti)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s