Sene sonu yaklaştıkça okuldakilerin zorlamaları daha da artmaya başladı. Verna dersten derse koşup sonra da gelip ödevlerini tamamlamaya çalışıyordu. Eve girer girmez de anahtarı Arkin’in bildiği o yere bırakıyordu. Böylece Arkin istediği gibi eve girip çıkmaya başlamıştı. Artık sadece uyumaya değil, ödev yapmaya da geliyordu. Verna önceleri onun bunu neden yaptığını anlayamamıştı. Ev zaten küçücüktü ve o üst sınıf olduğu için sesli çalışması gereken dersleri vardı.
“Gelip benim evimde kalsan bunların hiç biri olmaz!” diyordu Arkin ama Verna bunu kesinlikle kabul etmiyordu.
Arkin’in tek istediği onun yanında olmaktı. Bunu açık açık dile getiriyordu artık. Verna ise bunu çok doğal karşılıyor “Peki kal öyleyse!” diye cevap veriyordu. Bunu arkadaşça mı kabul ediyor yoksa o da Arkin ile benzer duygular mı taşıyor hiç belli olmuyordu.
Arkin’in grubu da ihmal etmemesi gerekiyordu bununla birlikte. Herkes onun Verna ile yakın olduğunu çözmüştü ama o bir türlü bunu gruba itiraf etmediği için yüzüne vurmuyorlardı.
“Aşık oldu! Belki Fetir grupta olduğu için onu üzmek istemiyor!” diyordu Odin. Aslında Arkin ile Fetir’in ayrılmalarına çok sevinmişti, çünkü Fetir’den gerçekten hoşlanıyor ama arada arkadaşı olduğu için ona yaklaşamıyordu.
Fetir’de Arkin’den ayrıldıktan sonra hissetmişti Odin’in ilgisini ve bundan son derece memnun olmuştu. Bu yüzden Arkin’in Verna ya da başka birine yaklaşması onu rahatsız etmiyordu. “Ona kıskanmadığımı söylemem gerek belki de!” dedi Fetir.
“Evet böyle şeyler dostluğumuzun önüne geçmemeli, eğer o kıza gerçekten aşıksa arkadaşımızın bunu yaşamasına izin vermeliyiz! Elbette öncelikle Fetir onayladığı için!”
Böylece Verna konusunda Arkin’in daha fazla sır saklamaması için Fetir’in onunla konuşmasına karar verdiler. Aralarına kimseyi almıyorlardı evet ama Verna bir istisna olabilirdi. Onu çalışma günlerine çağırmak zorunda değillerdi ayrıca. Arkin’e tek koşul olarak bunu söyleyeceklerdi. Elbette aralarında bugüne değin sır olarak belirlenmiş herhangi bir şey de Verna’ya söylenmeyecekti. Aşklar geçici, dostluklar kalıcıydı.
Arkin, Fetir onunla konuşmak istediğini söyleyince gerildi önce. Onun yeniden barışmak isteyeceğini düşünmüştü. Eğer böyle olursa Verna’dan uzak durması gerekecekti. Hatta eskisi gibi Arkin’in evinde sık sık kalmaya başlarsa uykusuzlukta geri gelecekti. Gruptan çok fazla şey saklamaya başlamıştı. Alışık olduğu o rahatlık kayboluyordu böylece. Arkadaşlarının güvenini kaybetmek üzereydi, bunu hissediyordu. Uzun süredir kimse çalışma yapalım demiyordu ya da belki Arkin’i çağırmıyorlardı. Oysa herkes evden dönmüştü ve muhtemelen can sıkıcı pek çok olay biriktirmişlerdi.
Yusi arada sırada Verna’nın yanına geliyor onuna kısa sohbetler edip sonra da uzaklaşıyordu. Arkin bunlardan birine denk gelince, önce neler olduğunu anlayamadı. O okulda Verna’nın yanına neredeyse hiç uğramıyordu. Yusi’de kendi başına dolandığı için onun neler yaptığından haberi yoktu. İkisinin ne ara tanışıp arkadaş olduklarını anlayamamıştı bu yüzden. Verna’yla mı, Yusi’yle mi konuşması gerektiğine henüz karar vermememişti ki erteleyip durduğu konuşma için Fetir onu koridorda yakaladı ve zorla bahçeye çıkardı.
“Söylesene neyin var senin? Konuşmakta mı istemiyorsun artık benimle?” dedi ters ters.
“Nereden çıkardın! Ben sadece yoğun çalışıyorum ve senin için uygun bir zaman ayarlamaya çalışıyordum!”
“Arkin bana yalan söylemeyi bırak artık! Hepimiz neler olduğunun farkındayız!”
“Nasıl yani farkındasınız?” dedi Arkin telaşla, geceleri Verna’nın evinde uyuduğunu mu anlamışlardı yoksa?
“Verna ve senin aranda dönen şeyin. Ona aşıksan bunu bize itiraf edebilirsin, saklamana gerek yok. Sana bunu söylemeye geldim!”
Arkin şaşkın şaşkın baktı Fetir’in yüzüne “Yani sen?”
“Evet ben de uzun zamandır sana aşık değildim Arkin, birbirimizi kandırmayalım. Odin ile birlikte olacağım muhtemelen ben de. O yüzden kızla birlikte olmak istiyorsan bunu saklamana gerek yok. Grubun koşullarına uyduğun sürece onu yanında getirebilirsin!”
“Bu senin mi yoksa grubun kararı mı?”
“İkisi de!”
“Tamam!” dedi Arkin rahatlamış hissediyordu şimdi. Fetir’e karşı suçluluk duymasına gerek kalmamıştı böylece. Verna ile bir şeyler yaşadıklarını düşündüklerine göre gece onunla kalmasını da kimse sorgulamazdı. Ki zaten ona karşı yoğun şeyler hissediyordu ama henüz onların düşündüğü aşamaya gelmemişlerdi. İstediği zaman Verna’ya gidiyorum diyebilecekti, okulda Verna’yi görmeze gelmesine de gerek kalmayacaktı. Yusi o zaman kızdan uzak durması gerektiğini anlardı herhalde.
Yusi ise devamlı grupla birlikte olmadığından bu konuşmaların tamamından habersizdi. Verna onun da çok ilgisini çekiyordu. O Arkin gibi gruptan saklamayı düşünmüyordu bunu. O yüzden bir an önce bunu onlara da açıklamaya karar vermişti.
Arkin Fetir ile konuştuktan sonra gruba Verna ile birlikte olduklarını söylemeye karar verdi bu herşeyi çözecekti. Bunu söylemeden önce Verna ile de konuşması gerekiyordu tabi. O gün okuldan sonra hemen onun evine gitti ve olanları anlattı.
“Ne yani evlendiğimiz yetmiyor gibi, bir de sevgili rolü mü yapacağız şimdi?”
Arkin, Verna’nın bunu bir rol gibi değerlendirmesine bozulmuştu. Onun kafasındaki gerçek bir ilişkiydi, bir rol değil!
“Neden rol olsun ki?” dedi bozulduğunu belli ederek, “Bu kadar şey yaşadık beraber, evliyiz de üstelik! Deneyebiliriz!”
“Sahiden sevgili olmayı mı?” dedi Verna kalbi çarparak. Bu düşüncenin yani Arkin’in onun sahiden sevgilisi olmak istemesinin bu kadar heyecan verici olacağını hiç düşünmemişti. Düşünmemişti çünkü aslında buna hiç ihtimal vermiyordu.
“Evet! Beni kendine layık bulmuyor musun yoksa?”
“Oh hayır! Mesele bu değil!” dedi Verna panikle.
“Mesele ne o zaman?”
“Yani benim daha önce hiç erkek arkadaşım olmadı!”
“İlk olmak harika olacak!” diyerek ona doğru yürüdü Arkin.
“Hayır! Dur! Ben anneme yirmi bir yaşıma kadar kimse ile birlikte olmayacağıma söz verdim!”
“Yirmi bir mi?” dedi Arkin şaşkın şaşkın, “Peki ama niye?”
“Şey bilmiyorum, yani emin değilim!”
“Verna onlara evlendiğimizi söyledin mi?”
“Hayır!”
“O zaman bunu da söylemek zorunda değilsin!”
Verna durdu ve Arkin’in yüzüne baktı. Sahiden de birlikte olmanın çok ötesini yapmışlardı onlar daha okul açılmadan. Evlenmişlerdi. Yirmi bir yaşına kadar beklemek annesinin kafasındaki ahlaki bir gereklilikti büyük ihtimalle. İki genç insanın sevgili olmasında ne gibi bir kötülük olabilirdi ki. Verna hayatında ilk defa istiyordu üstelik bunu.
“Tamam!” dedi birden bire, “Umarım pişman olmam ama tamam!”
“Sen ciddi misin?” dedi Arkin sevinçle, “Yani ben bu kadar kolay olacağını hiç ummuyordum!”
“Kolay mı?” dedi Verna şaşkın şaşkın
“Kolay derken, yani senin de bende hoşlandığından emin olamamıştım anlamında!”
Verna kıpkırmızı oldu birden, Arkin şu anda ondan hoşlandığını söylüyordu resmen.
“Harika!” diye bağırıp sarldı ona Arkin bir anda, “Artık sana sarılarak uyuyabilirim öyle değil mi?”
“Hayır! Dur bakalım o kadarı için söz vermiyorum!”
Arkin gülmeye başladı onun utandığını görünce, “Tamam, sana söz veriyorum anneni üzecek bir şey olmayacak!”
“Anlaştık!”
(devam edecek)
Gülseren Hanım,
Her bölümü sabırsızlıkla bekleyip, okuyunca çabuk bitti diye üzülüyorum. Kaleminize sağlık. Daha pek çok kitabınızı görebilmek dilegiyle. Sevgiler
BeğenLiked by 1 kişi