Verna Arkin’e güvense mi güvenmese mi bir türlü emin olamıyordu. “Seninle uyumayı deneyeceğim” de neyin nesiydi? Kalkıp gitmek istiyordu ama Arkin’in yalvaran bakışlarını görünce bunu bir türlü yapamıyordu.
“Çok saçma ama tamam bu gece kalacağım, sen kanepede uyuyacaksın anlaşıldı mı?” dedi dik dik.
“Tamam!” diyerek hemen yedek battaniye ve yastıkları çıkardı Arkin, “Hemen yatalım mı?”
“Şimdi mi uyuyacağız?”
“Evet, uyumayı çok özledim lütfen!”
Verna için sorun değildi erken uyumak bu defa ödevlerini halledip gelmişti. Sadece erken uyanmak için alarma ihtiyacı vardı. Eve gidip yeniden okula gitmek zor oluyordu.
“Tamam alarmı ben hallederim!” dedi Arkin, “Duşunu da burada al neden eve gideceksin ki?”
“Hayır!”
“Tamam!” diyerek hemen gidip kanepedeki battaniyenin altına girdi Arkin ve gözlerini kapadı.
Beş dakika sonra oda Verna’nın derin nefesleri ile dolmuştu.
“Başını yastığa koyarken uyuyor bu kız!” dedi Arkin kendi kendine. Uyuyabildiği zamanlar bile böyle biri olmamıştı o. Yatağın içinde döner dururdu.
Alarmın sesiyle uyandılar ikisi de, “Uyudum, gördün mü sana demiştim. Bu seninle ilgili. Nasıl bilmiyorum ama öyle!”
“Sana da günaydın!” dedi Verna esneyerek, “Haydi ben gidiyorum şimdi!”
“Ah Verna seni işe almak istiyorum!”
“İş mi?”
“Benimle uyuma işi ne dersin sana bunun için maaş öderim!”
“Delirdin mi sen böyle iş mi olur? Biri sorarsa ne diyeceğim, Arkin’in oyuncak ayısıyım mı?”
“Kimseye söylemek zorunda değiliz bunu! Zaten ben de söyleyemem. Bir sırrımız daha olur en çok!”
“Nereye kadar peki? Sevgilin gelince de yatağın aldında mı uyuyacağım söylesene!”
“Tamam bunu düşünelim! “
Verna bir şey demeden toparlandı ve çıktı evden.
“Bu oğlan cidden delirmiş olmalı!” diye söylenerek gitti eve. Aslında Arkin’in hiçte dışarıdan göründüğü gibi, kibirli, erişilmez ve gıcık olmadığını anlamaya başlamıştı. Yine de bu onun olduğu gibi görümediğini gösterirdi ki bu da en güvenilmez insan tipiydi ona göre. Bir insan neyse o olmalıydı. Olmadığı biri gibi davranmak herkes için sahtekarlık anlamına gelirdi. Onun başkası gibi davranmaya hiç ihtiyacı olmamıştı. Arkin ve arkadaşları sadece ışıltılı birer balon gibiydiler. Oysa kendileri gibi olmayı seçtiklerinde herkesle arkadaş olabilirler.
“Aman bana ne!” diyerek hızla hazırlandı ve okula gitti koşa, koşa. Gün içinde koridorda Arkin’e rastladı iki defa. Haftalardır doğru dürüst hiç karşılaşmadıkları halde birlikte uyuduklarından beri sürekli karşılaşıyorlardı. Arkim gülümsedi onu görünce elinde olmadan. Fetir farketti erkek arakdaşının gülümsemesini. Son zamanlarda ikisinin arası pek iyi değildi zaten ve Fetir şimdi bunun Verna’dan kaynaklandığını düşünüyordu. Tek anlamadığı Verna ile Arkin’in ne ara tanışıp arkadaşlık ettikleriydi.
Arkin ikinci gece de Verna ile uyuyabildiği halde hâlâ bunun bir tesadüf olup olmadığı konusunda tereddütleri vardı. Sabah ki iş teklifi konusunda çok ciddiydi aslında. İş teklifi diye söylemişti çünkü kıza durup dururken gelip her akşam benimle uyur musun demek daha saçma bir şeydi. En azından bir iş olduğunu söylerse onun da bir kazancı olur diye düşünmüştü. Büyükbabasından kalan para olduğu için artık ailesine açıklama yapmayı dert etmesi gerekmiyordu. Verna kabul etmemişti şimdilik ama Arkin yeniden uyuyabilmenin mutluluğunu tattığı için bırakmak istemiyordu. Ayrıca bunu Verna olmadan da başarabilmeliydi ama önce nasıl onun yanında uyuduğunu çözmesi gerekiyordu. Okul çıkışı eve giderlerken onu yakaladı yine.
Verna onun yine kalmaktan bahsedeceğine emindi zaten.
“Bu akşam gelecek misin?”
“Baksana kız arkadaşın bize çok kötü bakıyor, benim başımı belaya sokacaksın sen! Ona söyleyebildin mi birlikte uyumak istediğini merak ediyorum!”
“Elbette söylemedim. Ona bir bahane bulurum ben bu konuşmalar için, sen gelecek misin onu söyle!”
“Gelmeyeceğim elbette, ödevlerim var benim ayrıca kendi başıma uyumak istiyorum. Başkasının evinde uyumak tedirgin edici, dinlenemiyorum!”
Arkin kocaman bir kahkaha attı Verna’nın bu isyanına, “Sen mi tedirgin uyuyorsun? Daha başın yastığa değmeden rüya görmeye başlıyorsun ve bütün gece oda nefesinle doluyor!”
“Ne yapalım yoruluyorum ondan! Kendi yatağımda daha rahat uyuyorum ben!”
“O zaman ben gelip sende kalayım olmaz mı?”
“Benim evim küçücük seninki gibi değil! Ayrıca sen gelirsen yine tedirgin olurum.”
“Bir gece de böyle deneyelim ne olur?”
“Bana mı geleceksin yani! Hayatta olmaz! Unut bunu!” diyerek arkasını dönüp hızla uzaklaştı Verna.
“Nedir bu geldiğimden beri hayatımın en olmadık yerlerinde bu çocuk ya!”
Arkin arkadaşlarını unutup evini öğrenmek için onu takip etti. Sonra onların yanına geri döndü. Fetir küsmüştü ve konuşmuyordu. Herkes soru dolu bakışlarla onu süzüyordu. Sonunda Odin dayanamadı.
“Söylesene neler oluyor Arkin? Kim o kız?”
Arkin bu sorunun geleceğini biliyordu ama henüz bir yanıt hazırlayacak vakti bulamamıştı. Uyku probleminden onlara daha önce bahsetmemişti çünkü genellikle ailevi dertlerinden bahsediyorlardı. Bu da bir sonuçtu olayın kendisi değildi ve anlatmamıştı. Hoş zaten anlatmış olsa bile bir tek onunla uyuyabildiğini, bunu keşfetmek için onu odada sakladığını ve hatta gölette evlendiklerini söylemezdi. Yalan yalanı doğrur diye boşuna dememişlerdi. Fetir haklıydı bozulmakta, arkadaşları da haklıydı. Arkin uykuya kavuşmanın coşkusuna kapılp bencil davranıyordu. Gündüzleri Verna’dan uzak durmaya karar verdi o an. Sadece geceleri o istese de istemese de onun yanına gidecekti. Tabi Fetir onda kalmadığı günler.
Arkin kendi düşünceleri ile boğuşurken arkadaşları hâlâ onun cevap vermesini bekliyorlardı.
“Bana yardım ediyor!” dedi pat diye.
“Ne konuda?”
“Meditasyon!” aklına en iyi bu gelmişti nedense.
“Meditsyon mu?”
“Evet! Bir çeşit rahatlama tekniği yani!”
“Son zamanlarda seni bolca rahatlatıyor anlaşılan!” dedi Fetir imalı imalı, rahatlamak ile ne kasttetiğini herkes anlamıştı.
“Hayır! Bu öyle bir şey değil Fetir. O bir kıza bile benzemiyor görmüyor musun! Haydi ama saçmalamayın! Fetir’i onunla aldattığımı düşünmediniz değil mi?”
“Bal gibi de düşündük!”
“Hayır bakın haklısınız size söylemem gerekirdi ama her şey çok hızlı gelişti. O yani Verna yenilerden!”
“Nerede tanıştınız siz?”
“Gölette!” dedi Arkin hemen, bu doğruydu. Rahiplere rastladım sizden ayrılınca, o da ordaydı. Meditasyon yapıyordu onlarla.
Hepsi Arkin’in gölette onlardan ayrılarak başka bir yol denediğini biliyordu. Onları göletin yanında yakalamış, söylediğini ispatladığı hiç hava atıp durmuştu. Verna’dan hiç bahsetmemişti elbette. Bu yüzden yine de anlattıkları şüpheli göründü herkese.
“Adımız Turşip ve sen meditasyon yapıyorsun öyle mi? O zevzek kızın ağzı gevşekse ve bunu tüm okula yayarsa ne yapacaksın söylesene!” dedi Urne.
“Ona para ödüyorum. O tıpkı evimdeki yardımcı gibi. Bunu iş olarak yapıyor. Neden işinden olmak istesin ki?”
Arkin konuştukça kendini de Verna’yı da batırdığını biliyordu ama bir açıklama yapmak zorundaydı.
“O halde bu meditasyona biz de katılalım bir gün!” dedi Fetir ellerini beline koyarak.
“Üzgünüm ne yazık ki bunu tek başıma yapmalıyım! Bu kişisel bir yolculuk!”
“Tek başına yapmıyorsun ama?”
“Evet öğreniyorum henüz çünkü, eğitimim sona erince tek başıma yapacağım. Hatta size de öğretirim o zaman. Çok iyi geliyor bakın bana nasıl farketti?”
Gruptakiler birbirlerine baktılar, Arkin’den fazlasını duyamayacakları ortadaydı. İlk kez birisi bir şeyler saklıyor ve bu ortaya çıkıyordu. Hepsinin canı sıkılmıştı. Arkin’de kendini kötü hissediyordu ama olan olmuştu artık. Verna’nın yanında neden uyuyabildiğini çözerse ondan kurtulurdu hemen. Bu arada Odin haklıydı Verna bunu okulda anlatmaya başlarsa hem yalanları ortaya çıkar hem de rezil olurdu. Ona nasıl güvenebilmişti böyle!
(devam edecek)