Diğerleri – Bölüm 7

Dar uzun bir merdivene geldiklerinde rahibin adımları iyice yavaşlayınca, Verna ve Arkin’de mecburen arkasından ağır ağır devam etmek zorunda kaldılar. İki gencinde bu yavaşlıktan ruhları sıkılmaya başlamıştı ama yol ancak tek kişinin geçebileceği kadar dar olduğu için rahibi beklemek zorundaydılar.

“Biraz hızlı olamaz mıyız?” diye mırıldandı Arkin, bu hızda devam ederlerse arkadaşları o upuzun kuyrukta bile ondan önce varacaklardı gölete. Gerçi onların bu kaynağı görebileceklerini pek sanmıyordu. Kaynağı görmek fikri de onu heyecandırmıştı.

“Genç adam sabırsızlanıyor ama hayatta hiç bir yol kendiliğinden açılmaz.”

Arkin rahibin ne demek istediğini anlayamadı. Hızlanmak için bir şeyler mi istiyordu bu adam? Sessiz kaldı.

Verna ikisinin arasında geçen sohbete aldırmıyordu. Suyun kaynağında olmak bir büyünün sihirini çözmek gibiydi. Suyun karanlık yer altından yeryüzüne ulaştığı bu yer, henüz gün yüzüne erişmemiş olsa da çok özel bir yerdi.

Ses aşağı indikçe daha melodik olmaya başlamıştı. Gözlerini kapatıp dinlemek istiyordu ama rahip o kadar yavaş ve ritmik yürüyordu ki, birden bire durursa arkasından gelen birden bire afallayıp hepsini düşürebilirdi. Onunla yer değiştirip arkada kalmayı düşündü ama sonra vazgeçti.

Bir süre daha gittikten sonra oda gibi bir başka galeriye geldiler. Bu kez rahip geri çekilerek önden onların girmesini istedi. Verna büyülenmiş gibi duvarlarında suyun yansıması danseden bu küçük galeriye girdi. İçeride değişik ama çok güzel bir koku vardı. Arkin’de peşinden içeri girdi. Rahip galerinin kapısında bekliyordu.

“Burası harika bir yer!” dedi Verna.

“Burası suyun kaynağı” dedi rahip, “İçeride dilediğiniz kadar kalabilirsiniz. Arınmanız için kalmanızı öneririm!”

Işıldayan kayaların olduğu yerden çıkıyordu su ve küçük bir gölette birikiyordu önce ve sonra kendine açtığı yoldan akmaya devam ediyordu. Gidip suyun çıktığı yerin önüne çömeldi Verna, ellerini kayalara dokundu ve sonra suya uzandı. Su eline değer değmez gözlerinin önünde ışıklar saçıldı sanki, bütün vücudundan bir elektirik akımı geçtiğini hissetti. Gözleri kendiliğinden kapandı.

“Su hikayesini duymak isteyene anlatır!” dedi rahip galerinin dışından.

Arkin dönüp Verna’ya baktı o zaman. Sanki bir ayin yapıyor gibi eli suya değerek gözleri kapalı duruyordu öylece.

“Soğuk mu?” dedi Arkin.

“Şşt!” diye yanıyladı Verna, “Neden suyun sesini dinlemiyorsun, sana da müzik gibi gelmiyor mu?”

Arkin bir şarkı mırıldanmaya başladı Verna müzik deyince. Verna bu şarkıyı daha önce hiç duymamıştı ama melodisi de genç adamın sesi de oldukça güzeldi.

Verna gözleri kapalı suya değerek oturmaya devam ederken, Arkin giderek artan bir coşkuyla şarkı söylemeye devam etti. Ses galerinin içinde çok farklı bir şekilde yankılanıyor, suyun sesi ile karışıp etkileyici bir hal alıyordu. Verna sözlerini bilse ona eşlik ederdi, suyun ve Arkin’in sesi öyle birleşmişti ki onu eşlik etmeye davet ediyordu. Yine de kendini tutup dinlemekle yetindi, bu çağrıya cevap vermedi.

Arkin bir süre sonra sustu ve Verna’nın karşısına oturup o da elini suya değdirdi. Gözlerini Verna’ya dikti sonra, kız suyun akışı ile kendinden geçmiş gibi duruyordu. Kendini dinledi, onda farklı bir his olmamıştı. Suydu işte.

“Genç adamın tamamlancak yolu var!” dedi rahip.

“Bu adam beni pek sevmedi herhalde!” diye fısıldadı Arkin Verna’ya eğilip. Verna hiç tepki vermedi.

Arkin sıkılmaya başlamıştı. Kaynağı görmüşlerdi artık devam edebilir ve gölete gidebilirlerdi. Doğruldu ve galeriden çıkmak için kapıya doğru yürüdü.

Rahip galerinin kapısına gelip durdu o kalkınca. Arkin çıkması için yol vereceğini düşündü ama rahip kıpırdamadı.

“Tek başınıza çıkamazsınız!” dedi rahip.

Verna o sırada gözleri açıp onlara baktı, sonra eline bir şey deyince kafasını çevirdi ve o sırada gördü onları.

“Buradalar, geldiler!” diye bağırdı bir anda.

Verna’nın çığlığına döndü Arkin korkuyla, sonra o da gördü balıkları. Heyecanla gitti kaynağın başına.

“Bunlar onlar mı?”

“Gördün mü sabırlı olursan ödülü alırsın genç adam, bu genç kadından öğreneceklerin var! Birbirinizi tamamlayın!”

Verna ve Arkin birbirlerine baktılar.

“Bu yaşadığınız çok nadir olur! Kutsal balıklar suyun kaynağında herkesi karşılamaz! Bağınızın kıymetini bilin, bu şansı boşa harcamayın. Bu kayaların renkleri ruhunuzdan eksin olmasın. Bir ömür mutlu kalın. Gölün efendisi sizi kutsasın!” diyerek bir şeyler mırıldanmaya başladı rahip.

Verna o zaman anladı annesinin bahsettiği şeyi yaşadıklarını.

“Hayır olamaz, ben onu tanımıyorum bile. Bir yanlış anlaşılma oldu!” dedi telaşla.

“Ne olamaz? Ne oluyor ki?” dedi Arkin şaşkın şaşkın.

“Evlendiniz!” dedi rahip gülümseyerek, “Onlar sizi seçti, çok özel bir an bu! Tadını çıkarmanız için sizi başbaşa bırakıyorum!” dedi ve arkasını dönüp merdivenlerde sakin sakin yürümeye devam etti geldiği gibi.

“Ne yaptık?” dedi Arkin şaşkın şaşkın.

Verna kendi kendine söylenip duruyordu, “Ne kadar aptalım bunu nasıl düşünemedim acaba? Üstelik bağlanmanın en üst seviyesini yaptık. Ben şimdi anneme ne söyleyeceğim acaba?”

“Baksana neler oluyor burada?” dedi Arkin.

“Evlendik!” dedi Verna sıkıntıyla.

“Ne evlenmesi ya?”

“Ben bunu göletin hikayesi sanıyordum ama asıl kutsal yerin göleti besleyen bu kutsal yer olduğunu düşünmem lâzımdı.”

“Bu adam evlendiniz dedi diye niye evlenmiş olalım ya? Çok saçma!”

Verna homurdanarak kuralları ve ayinleri anlattı hızlıca Arkin’e.

“Ne yani şimdi bir yıl bekleyecek miyiz ayrılmak için!”

“Evet!”

“Bak ne diyeceğim boş ver bunları, sana nasıl ulaşabileceğimi yaz sen bana, ben de sana yazayım. Bir yıl sonra burada buluşalım, herkes yoluna gitsin!”

“Evet bu harika bir fikir!” dedi Verna. Nasılsa okul için burada olacaktı. O zaman kimseye bir şey açıklamasına da gerek kalmazdı.

Hemen çantasından defterini çıkardı ve Arkin’e numarasını yazdı, Arkin’de ona yazdı.

“Tamam bir yıl sonra burada buluşmak üzere!” dedi Arkin ve rahibin ilerlemesini fırsat bilerek koşarak indikleri merdivenleri çıkmaya başladı. Arkadaşlarından önce gölete varmak istiyordu.

“Ne saçma şeymiş bu ya?” diyerek merdivenlerin sonuna ulaştı. Rahip nasıl olmuşsa o hızla merdivenleri çıkmış ve ortadan kaybolmuştu.

Verna’nın çok canı sıkılmıştı yaptığı aptallığa ama neyse ki bir çözüm bulmuşlardı. Güya tek başına gelmişti buraya bu bağdan kurtulmak için tanımadığı adamın biri ile evlenmişti durup dururken.

“Ah akılsız Verna!” diyerek çıktı o da merdivenleri. Ormanın ve suyun büyüsüne öyle kapılmıştı ki aklının bedeninin dışına çıktığını düşünüyordu.

Gölete doğru yürüken etrafın büyüsüne yeniden kapıldı ve bütün sıkıntı içinden dağılıp gitti. Arkin’in söylediği şarkının hatırladığı kadarı diline dolanmıştı. Onunla evlenmişti ama adını bile sormamıştı aslında. Gülümsedi kendi kendine. Gölete kadar şarkıyı mırıldandı ve sonra göleti görünce bu defa her şeyi unuttu. Saatlerce orada oyalandı ve büyülenmiş gibi suyu seyretti. Göletin boşaltılma anonsunu duyduğunda saatin farkına vardı ve geldiği araca binebilmek için hızlı adımlarla çıkışa doğru yürüdü.

Araç yaşam alanına varana kadar az kalsın uyuyacaktı. Farkına varmamıştı ama çok yorulmuştu. Göletin çevresinde henüz göremediği yerler vardı ama gördüğü kadarı bile hayatında hissettiği en yüksek duyguları tattırmıştı ona. Bir de evlenmişti tabi.

“Aptal Verna!” diye söylendi araçtan inip evine doğru yürüken, eve girer girmez bir şey bile yiyemeden kendini yatağa atıp derin bir uykuya daldı. Geldiğinden beri doğru dürüst uyuyamadığından bedeni daha fazla dayanamamıştı.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s