Diğerleri – Bölüm 6

Ormanın kokusu ve suyun sesinin sarhoşluğu ile yürümeye başladı okların gösterdiği yöne doğru. İnsanların uzun kuyruklar oluşturduğu bir ayrıma geldi. İki yöne gidilebiliyordu bu ayrımdan. Birinde upuzun bir kuyruk, diğerinde neredeyse kimse yoktu.

“Kalabalıkta zaman kaybetmenin bir anlamı yok! Sonra gelebilirim!” diyerek keyfini kaçırmak istemedi Verna ve kimsenin olmadığı yöne doğru yürüdü.

Az önce arkasında olan genç grubu aynı ayrımda durmuş ne yapacaklarına karar vermeye çalışıyordu. Kimi kalabalık olan tarafta beklemek istiyordu çünkü onlara göre görülmesi gereken yer o taraftaydı. Arkn sakin yola gitmek istiyordu;

“Size söylüyorum o taraf asıl törenlerin yapıldığı yer ve büyük gölete geçiş zaten var, oradan gitmeliyiz!”

“Senin duyumların yüzünden buranın daha kalabalık olup girmenin imkansız olduğu bir zamana kalabiliriz Arkin.” dedi Fetir sinirle.

“Tam aksine buradan kalabalıkla girdiğinizde hiç bir şey göremeyeceksiniz, ben diğer tarafa gidiyorum!”

“Nereye gidersen git! Kutsal tören ruhbanlarına selam söyle bizden!” diye bağırdı arkadaşları arkasından. Arkin inatçı bir genç adamdı. Ağzından laf bir kez çıktığı için geri dönmeyi kendine yediremedi ve diğerleri olmadan tek başına sakin yola doğru saptı Verna’nın hemen arkasından.

Üzeri ağaç dalları ile sarılmış tünelden ilerlerken hâlâ suyun sesini duyuyordu Verna. Kendi ormanlarından bile büyülü ve güzel bir yerdi burası. İnsanların kendi gürültü ve kalabalıklarında boğularak bu güzellikleri kaçırdıklarını düşündü. Çıkışta boş olursa diğer tarafa doğru da gidebilirdi ama yüreği ona şimdi bu tarafa gitmesini söylüyordu.

Biraz ileride mağara girişi gibi bir giriş gördü. Kapısında hiç bir şey yazmıyordu ama tünelin ulaştığı yer orasıydı. Bu kısımda nem artmış ağaçtan tünelin üzerinden zarif su damlacıkları düşmeye başlamıştı. Nemin yumuşattığı hava sayesinde nefes almak daha kolaydı. Kuruyan burnuna derin derin çekti bu havayı Verna.

“Buraya sık sık gelmeliyim!” diye mırıldandı kendi kendine.

O sırada arkadaşları onu dinlemeyip kuyrukta kalan Arkin etrafın güzelliğinin farkında olmadan ona doğru yürüyordu elleri cebinde. Verna onun ayak seslerini duyunca oyalanmayı bırakıp mağaranın içine doğru yürüdü. Bu harika yanlızlığı bozacak kimsenin olmasını istemiyordu çevresinde.

“Ben göleti çoktan görmüş ve dönmüş olacağım onlar daha kuyrukta bekliyor olacaklar!” diye kendi kendine söyleniyordu Arkin ise mağaraya yaklaşırken. Sürekli yere baktığı için Verna’yı farketmemişti bile, Tünelin üzerinden damlayan suları eliyle savurmaya başlamıştı sinek kovalar gibi.

Mağaranın içine girdiğinde gözleri birden karanlığa alışamayan Verna durdu. Suyun sesi burada daha yoğun duyulabiliyordu. Biraz bekledikten sonra yerdeki ok işaretlerini farketti ve onları takip ederek yürümeye devam etti. Mağaranın duvarlarından çiçek demektleri ve beyaz tüller sarkıtılmıştı. İçeride dışarıya nazaran daha yoğun bir nem vardı ama nefes almayı engellemiyordu. Bazı yerlerdeki çiçek kümeleri çok hoş bir şekilde aydınlatılmıştı. Mağaranın sarkıtlarının yarattığı gölgeler içindeki bu çiçekler ve tüller ortama masalsı bir hava katıyordu.

Verna bu yolun ne kadar devam ettiğini kestiremiyordu elbette, çantasındaki haritaya da çıkarıp bakmaya üşeniyordu şimdi. Kimsenin olmaması biraz tedirgin edici gelmişti önce ama sonra yeniden mağaranın ve çiçeklerinin büyüsüne kapılıp ilerledi. Biraz ileride farklı bir ışık göze çarpıyordu. Adımlarını oraya doğru hızlandırdı. Bu arada arkasından gelen adımları yeniden duymaya başlamıştı. Yanlız olmadığına sevindi.

Arkin mağaranın önüne geldiğinde içeri girip girmemekte tereddüt etti. Bu yoldan gölete gidildiğine emindi çünkü babası söylemişti. Bu bir duyum veya rivayet değildi. Ancak bir mağaranın içine girmekten bahsetmediği için doğru yerde olup olmadığından emin olamadı. Diğerlerine hırslandığı için geri dönemezdi;

“Başka dönülecek bir yön olmadığına göre doğru yol burası olmalı!” diyerek devam etti yürümeye. Onun da gözleri bir süre alışamadı karanlığa ama o Verna gibi durup beklemediği için ayağı takıldı ve tökezledi. Bu iyice sinirlendirdi Arkin’i. Mağaranın ve bulunduğu ortamın kutsallığını ve güzelliğini unutup hızlı adımlarla bir an önce gölete varmaya takıldı zihni.

Verna az önce gördüğü ışığın olduğu yerdeydi şimdi. Burası mağaranın aydınlık ve büyük bir galerisinin üzerine kurulmuş asma bir köprüydü. Hemen altından harika bir su akıntısı vardı. Suyun kapalı mağara duvarlarında oluşturduğu yankılı ses büyülü bir melodi gibiydi. Verna duyduğu o sesin buradan geldiğini anlamıştı. Su sesi mağaranın içinde güçlendiği için kulaklarına o kadar net ulaşabilmişti. O diğer insanlardan farklı dinlediği için doğayı, onların farketmediği tınıları duyabilme özelliğine sahipti. Gözlerini kapatarak suyun melodisini dinlemeye başladı. Asma köprünün sallanması ile açıldı gözleri ve iplere tutundu. Arkin ona yettişmşi ve köprünün diğer ucundan tutunarak gelmeye başlamıştı. Bu da Verna’nın köprü üzerinde sağladığı dengeyi bozmuştu. Gözleri de kapalı olduğu için bir ana sarsılınca dengesi hepten bozulmuştu Tam köprü ipinin üzerinden belinden aşağı kadar sarkacak şekilde savrulduğunda Arkin yetişip kolundan hızla çekti onu. O da paniklemişti kızın birden bire o kadar savrulduğunu farkedince. Köprüde ona yetişmek için hızlandıkta Verna daha çok savrulmuş köprünün bir tarafına doğru iyice eğilmişken yetişmişti ona. Ancak o panikle fazla hızlı çektiği için bu kez de kızın başı sert bir şekilde göğsüne çarpmış onu iyice serseme çevirmişti. Arkin bir yandan köprünün ipini sıkıca tutuyor, diğer koluyla da sarıldığı Verna’nın dengede durmasını sağlamaya çalışıyordu.

Verna neredeyse trans halindeyken başına gelen bu sarsıntıyı ve düşme korkusunu otuz kırk saniye sonra atlatarak toparlanabildi. Kendi dengesini kurduktan sonra vücudunu Arkin’in kolundan kurtardı ve iplere tutundu.

“İyi misin?” dedi Arkin endişeyle.

Verna bu kadar sakarca bir pozisyona düştüğü için biraz utanmıştı. Eliyle saçlarını düzeltiyormuş gibi yaparak bakışlarını kaçırdı ve “İyiyim!” dedi.

O sırada ikisini de köprünün diğer ucunda onları bekleyen rahibi farketmemişlerdi. Verna başka bir şey söylemeden Arkin’e arkasını dönüp rahibe doğru yürümeye başladı. Arkin’de onun sarsıntısından yeniden dengesini kaybedeceğinden endişendiği için hemen arkasından yürüdü.

“Köprüler kavuşması imkansız kıyıları birleştirirler!” dedi rahip iki genç ardı ardına ona ulaştıklarında.

İkisi de bir şey demeden rahibe baktılar. Rahip “Bu taraftan!” diyerek eliyle devam eden yolu gösterdi. İkisi de bunun bir rehberlik mi, yoksa tesadüfi bir karşılaşma mı olduğunu anlayamadan ardından yürüdüler rahibin.

Adamın üzerinde rengarenk çiçek desenleri ile bezenmiş uzun bir elbise vardı. Adımlarını yavaş ve küçük attığı için Verna ve Arkin’de ona uymak zorunda kalmışlardı. Köprünün bu tarafında mağara duvarlarında farklı renkler bulunuyordu. Işığın yansımasına göre denk değiştiriyor hissi veriyordu insana.

“Torfika’nın kutsal bölgesindeyiz!” dedi rahip, “Göleti besleyen kutsal su bu mağaranın içindeki kaynaktan çıkıyor. Köprünün altından akan su bu kaynağa ait. Çoğu insana göleti nehrin beslediğini düşünüyor. Oysa yer altı kaynağından gelen bu kutsal su göletteki türlerin yaşamasını sağlıyor. Bu su yeryüzünde akan diğer tüm sulardan farklı, elbette onlara karışıp bölgeye yayılıyor ama asıl özelliğini ne yazık ki bu karışımda kaybediyor.”

“Asıl özelliği nedir?” dedi Arkin merakla.

“Asıl özelliği genç adam, arındırmak ve ruhu kutsallıkla beslemek. Bu yüzden bu suyun barındırdığı türler diğer her yerdeki türlerden farklı ve mağaranın duvarları kadar renkli ve parlak!”

“Kutsal balıkları mı söylüyorsunuz?” dedi Verna.

“Evet genç kadın onları söylüyorum. Eğer şansınız varsa kaynakta size görünebilirler!”

“Kaynağa mı gidiyoruz?”

“Elbette buraya onun için gelmediniz mi?”

İkisi de ses çıkarmadı.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s