Bebek ve Düğme – Bölüm 12

İlk hafta uğramamalarını rica ettiler bakımevinden. Hatta on beş gün belkide. Mesude’nin yeni yerine alışması için zamana ihtiyacı olacaktı. Kader neredeyse bağıracaktı ama Nihal tuttu onun elini.

“Abla annemi görmeden nasıl duracağım ben on beş gün!”

“Ablacığım onun iyiliği için sabredeceksin ne olur! Bak ben de çok üzüldüm.Seninle kalacağım üç gün merak etme yanlız kalmayacaksın öyle hemen!”

Hem annesi, hem Perihan hanım olmayacaktı artık evde. Üniversite üçüncü sınıfa gidiyordu Kader ama birden bire tek başına kalmasının doğru olmayacağına karar veren Nihal kocası ile konuşmuş üç gün onunla kalmaya karar vermişti.

“İyi ki vasın abla!” diye sıkı sıkı sarıldı Kader ona.

On gün sonra doktordan izin alıp gittiler Mesude’yi görmeye. Evdekinden daha sakin ve iyi görünüyordu şimdi. Yeni yıkamışlardı. Güneş görmemiş teni pespembe parlıyordu. Boynuna sarıldı annesinin Kader ağladı biraz ona hissettirmemeye çalışarak. Mesude hiç tepki vermedi ama bir gülümseme geldi geçti yüzünden. Tekerlekli sandalyede oturuyordu. Diğerleri ile birlikte televizyon olan bir salona almışlardı onu. Burası tıpkı bir evin salonu gibi döşenmişti ama biraz daha fazla koltuk vardı. Sonraki günlerde iki üç günde bir ziyarete gittiler yine. Kader’e kalsa her gün gitmek istiyordu ama Nihal bunun ikisi içinde iyi olmadığı konusunda konuştu onunla. Mesude artık kızının geldiğini gittiğini de çok farketmiyor gibiydi. Onu tanıyordu ama bir ay uğramasa bile ne zaman gelip gittiğini takip edecek idrak kabiliyeti kalmamıştı.

Kader dördüncü sınıfı bitiremeden bir akşam üzeri akciğer embolisi yüzünden hayata veda etti Mesude. Hemen ambulans çağrılmış ve yoğun bakıma alınmıştı ama ne yazık ki ancak bir kaç saat yaşayabildi orada. Nihal ve Kader hastaneye koştuklarında yoğun bakımdaydı. Kader’in onunla beş dakika görüşmesine izin verildi. Bu annesini son görüşüydü. O gün geceye varmadan Mesude bu meşakatli hayattan kurtulup gitti.

Nihal böyle söyemişti Kader’e, “İnan annen kaçtı kurtardı kendini!”

Kader o kadar sarsılmıştı ki annesinin ölümüyle hazirandaki son sınavları veremedi, eylül sınavlarına ancak mezun olabildi. Yanlız yaşamaya alışmıştı evde annesi bakımevine yattıktan sonra. Perihan hanımda arada sırada uğramış yardımcı olmuştu ona. Sevmişti Mesude’yi de kızını da. Kader’de onu sevmişti. Gerçekten de iyi insanlarla karşılatırmıştı hayat onları biraz geçte olsa. Evde annesiz olmakla, hayatta annesiz olmanın aynı şey olmadığını anlamıştı Kader. Onun nefes aldığını, güvende olduğunu bilmenin verdiği huzuru kaybetmişti. Nihal’de annesinden sonra zor günler geçirdiği için anlıyordu Kader’i. O da belli etmemeye çalışıyordu ama acı çekiyordu onunla beraber. Kader onun rengini çok solmuş görüyordu son zamanlarda ama annesinin ölümünden sonra dikkati dağıldığı için farkedemedi sonrasını. Eylül’de sınavları verince rahatladı biraz çünkü eğer bir yılını da kaybetseydi iyice üzülecekti bu sefer.

Diplomayı aldıkları gün Mesude’nin mezarına gittiler beraber. Kader ağlayarak annesine gösterdi diplomasını. Doktor Mete’nin bir arkadaşının yanında işe başlayacaktı Kader. Nihal o daha diplomasını almadan ayarlamıştı her şeyi. Cüzdandan aldığı parayı ödemesi için yedi ay çalışması ve maaşını hiç harcamaması gerekecekti, harcarsa bir buçuk yıla yakın sürüyordu birikmesi.

Nihal “Bak ne diyeceğim, sen maaşını hiç harcama, sana ben bakmaya devam edeyim. Çabucak kurtul şu borçtan ne dersin?” deyince Kader kabul etmek istememişti.

“Daha ne yapacaksın abla sen bana, ben bir buçuk yıl bu maaşla hem kendime bakarım, hemde para biriktiririm. Hâlâ senin evinde oturuyorum zaten baksana, kira ödemiyorum, tek boğazım. Her şeyim var çok şükür. Sürekli alıp geliyorsun zaten!”

“Canım benim sana feda olsun hepsi. Sen benim sözümü tutmama yardım ettin!”

“Abla bir şey diyeceğim ama yanlış anlama, çok solgun görüyorum seni son zamanlarda. Anneme üzüldün diyeceğim ama sanki fazlası var. Benden sakladığın bir şey yok değil mi?”

“Yok ablacığım ne saklayacağım senden!” dedi Nihal ama, altı ay sonra hastalığının tekrarladığını ne Kader’den ne de kocasından saklayamadı.

Yeniden kemoterapiye başladığı için güçten düşmüş, saçları yeniden dökülmeye başlamıştı. Kader her şey yoluna girmiş gibi gözükürken ardarda annesinin kaybı ve Nihal’in hastalığının tekrar nüksetmesine iyice üzülmüştü. Nihal’in doktoru kimseyle görüşmesine izin vermiyordu. Bu yüzden sadece mesajlaşabiliyorlardı çünkü telefonu kullanması da yasaktı. Kemoterapi sona erdikten sona kök hücre tedavisine başvurabileceklerini söylemişti. Bu uzun ve meşakatli bir tedaviydi ama bir çok insanda işe yarıyordu. Bu yüzden şimdiden tecrit altında olması gerekiyordu. Bağışıklık sistemini tamamen sıfırlayıp, ardından bütün kanını değiştireceklerdi. Bunun ardından aşağı yukarı yedi sekiz ay bir odada kocasından bile uzakta yaşayacaktı.

Bunca yıla rağmen Nihal onu eniştesi ile hiç tanıştırmadığı için Kader adamla konuşmaya çekinmişti. Nihal’den ne zaman haber gelirse onunla yetinmek zorunda kalıyordu. Adam da Nihal ve onların arasındaki bağı bilmesine rağmen, bir iletişim sağlamıyordu zaten.

O zaman düşünmüştü Kader belki Nihal’in kocası onları hiç bilmiyor ya da bilse bile hiç onaylamıyordu. Kim bilir ne kadar zor anlar yaşamıştı onlar yüzünden. Hiç bir zor günlerinde onları yanlız bırakmamıştı. Bütün ihtiyaçlarını yıllardır o karşılıyordu. Evlendiklerinden beri çocukları olmamıştı. Ablasının hastalığı iyileşmiş olmasına rağmen tekrarlamıştı. Acaba mutlu olduğunu söylediği halde mutsuz muydu Nihal?

Kader’in kafası çok karışmıştı. İkisi dışında her şeyi bilen tek kişi olduğu için Mete beye uğruyor veya arıyordu. Kafasındakilerden ona bahsedemiyordu ama en azından doktor olduğu için Nihal ablasının tam sağlığı konusunda ondan sağlam bilgiler alabiliyordu.

Mete arkadaşının zor bir dönemden geçtiğini, moralinin de çok iyi olmadığını söylüyordu. Ancak kesinlikle kimseye görüşmemesi gerekiyordu. Şimdi onunla görüşmeye çalışmak kızın hayatını riske atmak olurdu ancak. Kök hücre tedavisinin neden ve nasıl yapıldığını da ondan öğenmişti Kader.

Her gün işine gidip geliyor miminum harcama yaparak cüzdan sahibine olan borcunu biriktirmeye çalışıyordu. Nihal hasta olunca maaşıyla idare etmek zorunda kaldığı için harcamalarına dikkat ediyor. İhtiyacı olmayan hemen hiç bir şeyi almıyordu. Artık tam olarak, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışıyordu. Nihal’in kök hücre tedavisine başladığı hafta Kader’in maaş hesabına ekstra para yattı. Para Nihal’in hesabından geliyordu.

Kader bütün gece oturup ağladı. O halde bile Kader’in ne yapacağını düşünecek kadar melekti Nihal. Kendini düşünmesi gerekirken, onu düşünüyordu.

“Allahım sen ne olur bu meleğini yanına alma, bize bağışla. Ben de onun kocası ve evlatları ile mutlu günlerini göreyim. Ona olan gönül borcumu bu dünyada ödemem için bize fırsat ver yarabbim!”

(devam edecek)

Bebek ve Düğme – Bölüm 12’ için 9 yanıt

  1. ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE İNANINKİ ÖYLE HEYCANLA OLUYORUM Kİ SANKİ ONU YAŞIYORMUŞUM GİBİ OKUDUKCADA AĞLIYORUM BİYANDAN MUTLULUKLARINA SEVİNİYORUM İYİKİ BU HİKAYEYİ YAZIYORSUNUZ TEŞEKKÜRLER SİZE

    Liked by 1 kişi

  2. Merakla bekliyorum günde kaç defa açıyorum Yen’i bölüm gelmişmi diye. Eskiden radyodanda dinlerdim sabah saat onda. Öğledenden sonra dörtte. Birde saat altıda çocuk bahçesi vardı okurken sanki çocukluğumu yaşıyorum teşekkürler 😍😍😍😍😍😍

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s