Savur Gelini – Bölüm 13

Devam eden iki hafta herkes için gergin ve sıkıntılı geçti. Nazlı’nın avukatından bir türlü ses çıkmayınca Asude hanım yedek planını işletmeye karar verdi. Ağabeyine Barlas ve onunla konuşmak istediğini bildiren bir not yolladı. Çopur bey hafta sonu için ona randevu verdi, Barlas’a da halası geldiğinde mutlaka evde olması gerektiğini konunun önemli olduğunu bildirdi.

Barlas babasının notunu okuyunca neler olduğunu anlamadı. Aklı fikri Nazlı’daydı. Her gece ağladığı için gün içinde gözleri şişmiş ve kızarmış olarak dolaşıyordu. Dikkati dağınıktı, işleri takip edemiyordu. Asude hanım Barlas’ın işleri takip edemiyor olmasına da kızıyordu, o aptal kız yüzünden yıllarca emek verdiği aile işlerini batıracaktı böyle giderse. Bellki gittiğinde ağabeyiyle bu konuyu da konuşabilirdi. Barlas toparlanana kadar işleri devralabilirdi. Bunu ağabeyi ona teklif eder diye umuyordu aslında ama ondan bir ses çıkmazsa kendi söylemeye karar vermişti.

Nazlı üç haftadır Hatice hanımın evinde kalıyordu. Çoğunlukla odada tek başına kalıp düşünmeyi tercih ediyordu. Çopur beyin ondan neyi beklemesini istediğini tam anlamamıştı. Barlas’ın arama ve ziyaretlerine karşılık vermiyordu. Sesli mesajlar bırakıyor onu ne kadar sevdiğini anlatıyordu kocası. Bilerek ve isteyerek hiç bir şey yapmadım ben diyordu. Kendinde olmaması onu masum yapar mıydı sahiden? Kafası çok karışıktı. Berdan onu başka bir kız için terkettiğinde de çok yıkılmıştı ama Barlas kocasıydı. Başka bir durumun içindelerdi şimdi. İki yıldır çocukları olmuyordu. Barlas’ın bir çocuk sahibi olma umuduyla Beyzanur ile birlikte olmuş olma ihtimalini düşündüğünde iyice kötü hissediyordu. Belki de sahiden yerini çocuk doğruabilecek bir kadına bırakmalıydı.

Bir kez Hatice hanıma bu düşüncesinden bahsettiğinde kadıncağız neredeyse baygınlık geçiriyordu.

“O nasıl bir söz öyle Nazlı! Sanki sen utanılacak bir şey yapmış gibi konuşuyorsun kızım! Bu çocuk olmaması meselesinin senden kaynaklandığını bile bilmiyorsun daha!”

Hatice hanım doğru söylüyordu çocukları olmamasının nedeninin Nazlı olduğu belli değildi sahiden de. Bunun için doktora gidecekti güya. İki hafta önce Hatice hanımla geçirdiği o bir haftanın ardından hayatı bambaşka ve karanlık bir yöne doğru sürüklenmeşti sanki.

Çopur beyin randevu verdiği saatte Barlas ve Asude hanım çalışma odasındaydılar. Bakıcı hepsine çay ikram ettikten sonra defter ve kalemi alıp Barlas beyin önüne yerleştirdi ve arkasına geçip beklemeye başladı. Meliha hanım kazadan beri Çopur beyin bakımını üstlenmişti. Çopur bey onu özel olarak istemişti. Kadın neredeyse hiç konuşmuyordu Bir yetimhanede büyümüştü. Gençliği boyunca insanlardan hep zarar gördüğü için kimseye güvenmiyordu. Çopur beyin bakıcısı olması teklif edildiğinde kirasını zor ödeyecek durumdaydı. Şimdi konakta onlarla yaşıyordu. Çopur bey ona ömür boyu bir yaşam alanı garantisi vermişti. İnsanlardan uzak olacaktı. Tam Meliha hanımın istediği şartları sundu ona. Kadın son derece ketum ve güvenilir olduğunu ispatlamıştı çoktan. Bu yüzden Çopur bey ona çok güveniyordu. Asude hanım onu da satın almak istemiş ama yüz bulamamıştı. Buz gibi bakışlarını takınmış sanki etrafında olan biten hiç bir şeyi duymuyor ve görmüyor gibi duruyordu Çopur beyin arkasında.

“Randevu talebimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu eve eskisi gibi randevusuz gelemiyor olmam çok acı gerçekten!” dedi Asude hanım kibirli bir havayla, “Ancak buraya bunu konuşmaya gelmedim.”

Barlas halasının Tezer hanım ve Beyzanur ile ilgili bir şeyler söyleyeceğini tahmin ediyordu zaten. Beyzanur bir kaç kez mesaj atmıştı ona ama hiç birine cevap vermemiş numarayı da kaydetmeden engellemişti.

“Sanıyorum Nazlı Barlas ile olan evliliği konusunda henüz ne yapacağına karar veremedi. Zavallı kız haklı olarak çok sarsılmıştır!” derken Barlas’a sanki olanlarda onun hiç parmağı yokmuş gibi tiksinerek baktı.

“Nazlı’ya kendimi affettirmenin bir yolunu mutlaka bulacağım, karımdan asla vazgeçmem!” dedi Barlas.

“Korkarım yaptıklarından sonra istediklerinin olması için kimse sana yardımcı olamayacak Barlas. Bunu Beyzanur’un koynuna girmeden önce düşünmen gerekiyordu. O zavallı kız da çok sarsıldı!”

“Ben o kızın koynuna falan girmedim anlaşıldı mı?”

“Her neyse, sorun şu ki Nazlı ile olan evliliğine, o son veremiyorsa senn son vermen gerekecek!”

“Ne?” dedi Barlas, “Neden yapayım böyle bir şeyi?”

“Çünkü çocuğum Beyzanur hamileymiş!”

Barlas tam bir şey söyleyecek gibi oldu vazgeçti sonra! Bu nasıl olabilirdi. Onunla yaptığı hiç bir şeyi hatırlamıyordu. Bir bebekte nereden çıkmıştı şimdi.

“Dediğim gibi,” diye devam etti Asude hanım vücudunu dikleştirerek, “Beyzanur hamileymiş. Kan testi sonuçlarını yeni almış. Beni aradı. Tezer’lerin Mardin’de tanınmış ve iyi bir aile olduklarını belirtmememe gerek yok herhalde. Bu şartlar altında bir rezillik daha yaşamamak için Barlas’ın Nazlı’dan ayrılıp, derhal Beyzanur ile evlenmesi gerekiyor!”

“Hala? Bunu nasıl söylersin? Bal gibi de aldırabilir o bebeği?”

“Barlas!” diye çıkıştı halası ona hemen, “Bir bebeği, üstelikte kendi bebeğini, Nazlı ile bir türlü sahip olamadığın ve iki asil kandan meydana gelmiş kendi çocuğunu mu öldüreceksin?”

Barlas halasının bir cümlede söyleyiverdiği ancak içinde bir sürü anlam barındıran bu sözlerini aklında evirip çevirmekten cevap veremedi hemen

Bu sırada Çopur beyin kağıda yazdığını okudu Meliha hanım, “Bebeğin Barlas’tan olduğu ne malum?”

“Ağabey? Beyzanur namuslu bir kız ve üç hafta önce onun koynuna giren bizim oğlumuzdu unuttun mu? Barlas yarın hemen karına boşanma davası açmak zorundasın, bebek büyüyüp kızın karnı ortaya çıkmadan bu nikah işini çözmek zorundayız.”

“Bu kesinlikle mümkün değil!” diye okudu Meliha hanım Çopur beyin yazdıklarını.

Barlas iyice aptala dönmüştü, babasının onun yerine cevap veriyor olmasına sevinmişti bu yüzden.

“Ağabey kız hamile diyorum! Aile onurumuzu düşünmeyi ne zamandır bıraktın sen acaba?”

“Senin onursuzluklarını gördükten sonra’!” diye okudu Meliha hanım. Çopur beyin bakışları o kadar öfkeli ve deliciydi ki Asude hanım sarsılmıştı bakışlar bu sözlerle birleşince.

“Ne demek istiyorsun?” dedi gergin bir sesle, terlemeye başlamıştı.

Meliha hanım masanın üzerinde duran dosyayı alıp Asude hanıma verdi. Asude hanım dosyanın kapağını merakla açtı ve bir kaç şeye baktıktan sonra az önce heyecanla ayağa kalktığı koltuğa geri oturdu. Bir kaç evrağa ve fotoğrafa daha baktı. Baktıkça elleri titremeye başladı.

“Tezer’e borcunu Barlas ile mi ödeyecektin?” diye okudu Meliha hanım.

“Sen her şeyi oğluna verdiğinde benim ne olacağım belli bile değildi. Evet kendimi korumak için toprak sahibi oldum. Bundan yanlış bir şey yok!”

“Hala?” dedi Barlas hiç bir şey anlamamıştı, “Babam neden bahsediyor?”

“Baban neden bahsettiğini bilmiyor, bu hastalık onun beynini de etkilemeye başladı artık.” dedi Asude hanım, “Kız hamile diyorum, herhalde onu da ben yapmadım değil mi?”

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s