Savur gelini – Bölüm 10

İkinci ve üçüncü günü akşamı Barlas, Çopur bey yalnız yemesin diye yemeğini onunla birlikte çalışma odasında yediği için halası ve misafirleriyle görüşemedi. Beyzanur Asude hanımın bir şey ayarlayamamış olmasına kızıyordu giderek. Sonunda Asude hanım dördüncü gün akşamı için Barlas’dan kesin söz aldı. Tezer hanımın doğumgününü kutlayacaklarını söyledi. Böyle eski ahbaplar varken, hem Nazlı’nın hem Barlas’ın ev sahibi olarak ortada olmamaları çok ayıp oluyordu. Asude hanım aileyi temsilen idare ediyordu elbette ama soruyorlardı nerede olduklarını. Gelişlerinden rahatsız olduklarını düşünmeye başlamışlardı. İlk gün Barlas masadan kalkıp gitmiş bir daha da geri gelmemişti.

“Hala ama onlar senin misafirlerin!” dedi Barlas çocuk gibi.

“Tamam ama onlar seni de tanıyorlar çocukluğundan beri ve burada artık ev sahibi sensin oğlum. Eve gelen misafir böyle görmeze gelinir mi? Haydi gündüz işin var. Akşam karın da yok yanında onunla ilgileniyordun diyeyim ki Nazlı zaten böyle bir kız değil. Burada olsa senden çok ilgilenirdi vallahi herkesle!”

“Tamam hala haklısın, bu akşam sizinle oturacağım yanınızdan ayrılmadan!” dedi bezgin bir sesle. Karısını gerçekten özlemişti. O olsaydı zaten o nerede oturuyorsa orada oturur yanından ayrılmazdı. Sabah konuştuklarında ertesi gün veya sonraki gün dönebileceklerini söylemişti zaten. Hatice hanımın yapması gereken işleri çıkmıştı.

Nazlı doktora gideceklerini kocasına söylemek istemediği için böyle söylemişti. Hatice hanım kızın morali düzelsin, bir an önce ne yapılması gerekiyorsa yapılsın diye baştan bir hafta karar verdikleri yayla tatilini kısa kesmeye karar vermişti. Nazlı’da kocasını özlediği için itiraz etmemişti bu karara.

Nazlı gelmeden bir geceyi halası ve misafirleri ile geçirirse, yarın geceyi karısıyla geçirebilirdi o zaman. Sonraki gece gitmemiş olurlarsa biraz oturulardı misafirlerle beraber ikisi. Yanında karısı olunca sıkılmazdı. Tezer hanım ve Beyzanur’u çocukluğundan beri tanıyordu sahiden ama hiç hazetmiyordu. Tezer hanımın tepeden bakan soğuk bakışları onu çocukkende ürkütürdü. Beyzanur’da annesi gibi kibirli bir kızdı. Çok konuşuyor ve sürekli kendini övüyordu. Bir ara üniversitedeylen halası Beyzanur’u beğenip beğenmediğini sormuştu da aralarını yapmaya çalışacak diye ödü patlamıştı.

“Hala o kızdan hiç hoşlanmıyorum!” diyerek kestirip atmıştı hemen.

Asude hanım Barlas’ın bütün akşam onlarla olacağını Tezer hanımın doğum günü olduğunu söylediğini misafirlerine açıkladı. Özel bir gün olursa biraz içerlerdi beraber. Barlas eskiden beri iki kadehten fazla içince bulurdu kafayı. Hemen mutfağa şöyle zengin bir çilingir sofrası hazırlamalarını emretti. Akşama eğlence olacaktı. İlçeden iki de saz sanatçısı ayarlattırdı.

Beyzanur ile annesi de gündüzden hamama arkasından da kuaföre gittiler. Geri döndüklerinde iç avluda harika bir masa kurulmuştu. Çopur bey yukarıdan izliyordu hazırlıkları. Asude’nin bir an önce kendi evine dönmesini bekliyordu. Gençliklerinde bu Tezer denilen kadını ona yapmaya çalışmıştı Asude. Sonradan da kızını Barlas’a yapmaya çalıştığına uyanmıştı Çopur bey. Barlas’ın gözlerinde Nazlı’ya bakarken ki pırıltıyı görünce de hemen kızı gelin olarak istemişti. Çokta iyi yaptığını düşünüyordu şimdi. Nazlı gerçekten çok iyi yetişmiş bir kızdı. Kendi kızı olsa Çopur bey ancak o kadar severdi gelinini. Eğer akıllı davranmasa şu aşağıdaki kadınla dünür olmuş olabilirdi. Beyzanur’un boya akan yüzüne baktı. Nazlı’nın tırnağı olamazdı bu kız. Hava kararıp ışıklar yanınca camın önünen görüneceği için izlemekten vazgeçti. Barlas’ın da bu gece onlara katılacağından haberi yoktu.

Barlas geldiğinde üç kişiden oluşan fasıl heyeti hafif hafif çalmaya başlamışlardı. Tezer hanım, halası ve Beyzanur masaya yerleşmişlerdi bile. Halası tembihlediği için bir buket çiçek alıp gelmişti Barlas’ta hediye olarak.

Çiçeği Tezer hanıma uzatıp kutladı doğum gününü, Tezer hanım kırıtarak kızını gösterdi ona “Bu masada çiçek olan biri varsa o da Beyzanur, Barlascığım. Sen o buketi kızıma ver istersen!”

Barlas bu saçma sözlere karşılık cevap vermek istemediği için dönüp buketi Beyzanur’a uzattı.

“Durun durun bir fotoğraf çekeyim!” diyerek hemen kareyi ölümsüzleştirdi Asude hanım.

Barlas’a hemen Beyzanur’un yanında bir sandalye bırakmışlardı. Tezer hanım ile Asude hanım karşılarında oturuyorlardı. İlk kadehler dolduruldu, Tezer hanımın sıhhatine içildi. Barlas bulunduğu ortamdan sıkıntı duyduğu için farkında olmadan hızlıca içti ilk kadehi. Asude hanım çalışanlara hemen yenilemeleri için kaş göz etti. Kadeh yenilendi. Beyzanur sandalyesini biraz daha çekti Barlas’a doğru. Dekoltesinin farkedilmesi için de sürekli şuh tavırlar takınıyordu. Masada bu oyunlar dönüp dururken, Barlas’ın aklı yarın gelecek olan karısındaydı. Belki de yarın akşam yemeğe çıkmalıyız diye düşünüyordu. Yeni bir restoran açılmıştı. Bunlarla aynı masada olmaktansa karısıyla dışarıda başbaşa olmayı tercih ederdi. Sürekli kadeh kaldırmalarla ikinci kadehi de bitti Barlas’ın. Asude hanım üçüncüyü doldurttu hemen.Üçüncü kadehin ortasına doğru Tezer hanım saz heyetinden bir istek parçası yaptı. Bu onun en sevdiği parçaydı. Romantik parça iç avlunun duvarlarında dolanırken Beyzanur Barlas’a doğru iyice sokularak, “Dansedelim mi?” diye sordu.

“Yok!” dedi Barlas dili dolaşarak, “Ben karımla dansedeceğim sonra!”

Beyzanur bozulup geri çekildi. Asude hanım yarım kalan bardağın üzerini tamamlattı hemen. Kadehler kaldırıldı sürekli üst üste, Barlas üçüncü kadehi de bitirdi dördüncüyü kendi istedi dili sürçerek. Dördüncü kadeh bittiğinde gözleri kapanmak üzereydi. Beyzanur’un olduğu tarafa doğru devrildi başı hafifçe. Yarım kadehi daha boşaltıverdiler ağzından içeri. Oğlan hepten kapattı gözlerini. Asude hanım hemen masayı kaldırmalarını istedi çalışanlardan. Üç kadın Barlas’ı omuzladılar zorla ve Beyzanur’un yattığı misafir yatağına getirdiler. Sonra hep birlikte çamaşırı kalana kadar soydular onu ve Beyzanur ile ikisini yatakta bırakarak çıktılar hemen.

Barlas yanındakini karısını sandığından sarılıp öptü bir kez. Beyzanur çoktan soyunmuş girmişti yanına ama Barlas’ın horlamaları başlamıştı çoktan. Bu kadarı bile yeterdi zaten planlarına. Sonunda istedikleri kıvama gelmişti her şey.

Asude hanım ile Tezer hanım yatmadan birer kahve içtiler beraber hiç konuşmadan. Sabaha konaktaki tüm yaşamı değiştirecek gelişmeler olacağını ikisi de biliyordu artık.

Barlas telefonun alarmı ile gözlerini açtığında başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Kolunu Beyzanur’un başının altından çekip şakaklarını ovuşturdu. Tam kalkmak için hazırlanıyordu ki Beyzanur uzanıp beline sarıldı onun. Uyku sersemi karısı ile uyuduğunu sanan Barlas birden bira Beyzanur’u görünce ayağa fırladı.

“Senin ne işin var benim yatağımda?” dedi onun ve kendi çıplaklığına bakarak.

“Dün gece sen gelip benim koynuma girdin unuttun mu?” dedi Beyzanur gülerek.

Barlas şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Burası sahiden de onun yatak odası değil misafir odasıydı.

“Ben mi geldim buraya?” dedi panikle, “Ne oldu peki? Neden geldim?”

“Barlas aşkım, böyle bir geceyi hatırlamadığını mu söylüyorsun bana! Ben yıllardır bu anı bekliyordum!”

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s