Dokuzuncu müşteri – Bölüm 19

Araba durduğunda hep birlikte inip evi dışarıdan seyrettiler. Kocaman saraydan sonra burası sadece onlar için düzenlenmiş iki katlı taş bir evdi.

“Harika değil mi?” dedi Gimini heyecanına hakim olmayarak. Burası onun oturacağı ilk ev olacaktı. Luna onun ne demek istediğini anladığı için gözleri doldu. Daha önce saraydaki odasından başka hiç bir yerde yaşamamıştı. Kont yine iki kadının neye duygulandıklarını anlamamıştı.

“Baştan söylemek isterim ki ben de evin içine sizinle giriyorum!” dedi Tiyan onlara dönüp.

“Yani hepimiz için bir sürpriz bu öyle mi?” diye cevap verdi Luna. Tam bu sırada ağaçların arasından gözüken gölete gözü ilişti ve donup kaldı gülümsemesi.

Onun halini gören Gimini ve Tiyan’da dönüp baktılar o tarafa doğru.

“Üçümüzü bir araya getiren gölet!” dedi Tiyan, “Yakın olması seni rahatsız mı etti?”

“Üçümüzü bir araya getiren gölet!” diye tekrarladı Luna sayıklar gibi ve sonra bir anda gülümseyerek baktı konta, “Hayır elbette etmedi!”

Ne Gimini ne de Tiyan o göletin Luna’yı buradan götürecek tek kapı olduğunu bilmiyorlardı. Mutluluk dolu olması muhtemel bir evin kaçışa bu kadar yakın olması bir işaret miydi acaba? Bu gece bile onlar uyurken rahatlıkla oraya gidip kendini gölün sularına bırakabilirdi.

Hep birlikte içeri girdiler sonra, Luna kafasındaki düşünceleri dağıtmaya çalıştı. Evi kontun babası hazırlatmıştı ve elbette üvey annesi çok yakınlarda olmasını istemediği için göletin yanında bir evi uygun bulmuştu.

“Tiyan doğayı ve yanlızlığı seviyor burada mutlu olur!” demişti ikna edici olması için de

Gerçekten de Tiyan’ın arada kaçıp gölete girdiğini herkes biliyordu. Hatta ilk geldiği günden bu yana Luna bile.

Evin Gimini’nin düşündüğü gibi bir alt katı yoktu. Hizmetliler için ayrılan yerler genellikle binaların bodrum katlarında olurdu. Üst katta üç tane yatak odası, alt katta büyükçe bir salon, bir kütüphane ve toplantı odası, bir de mutfak bulunuyordu.

Onlar içeri girdiklerinde babasının ayarlamış olduğu uşak kapıda karşıladı ve çay ikramı için üstlerini değiştirip salona inmelerini beklediğini söyledi. Düğün töreni erken bir saatte yapıldığı için henüz hava bile kararmamıştı. Yemekten gelmiş olmalarına rağmen bu hoşgeldin ikramını geri çevirmek istemediler ve merdivenlere doğru yöneldiler. Gimini yeni iş arkadaşı ile birlikte mutfağa yöneldi. Gelir gelmez yatacağı yeri sormanın nezaketsizlik olacağını düşünmüştü.

Onlar için hazırlanan yatak odası lila renklerin hakim olduğu geniş bir odaydı. Diğer iki odada tek kişilik yatak odaları olarak düzenlenmişti. Tiyan “Dilersen odaları paylaşabiliriz!” dedi nazikçe. İkisi de bu evliliiğin bir oyun olacağını konuştuklarını hatırlıyorlardı. Luna başıyla onayladı.

“O zaman izin verirsen ben bu odayı seçiyorum!” diyerek iki kişilik odaya yerleştirilen giysilerinden birini alarak odaya girdi ve kapıyı kapattı. Luna uzun zamandır kendisi giyinip soyunmadığı için bu üzerindeki gelinliği nasıl çıkaracağını bilmiyordu. Gimini de onların yeni evli olduklarını düşündüğü için yukarı çıkmayı uygun bulmamıştı. İki kişilik odadan bir elbise seçti oda kendisine ve diğer odaya girdi ancak ne yaptıysa gelinliğin arka kısmındaki kancaları açmayı başaramadı. Kollarını arkaya uzatmak için odanın içinde zıplayıp duruken kıyafetleri koymak için hazırlanan sandalyeye çarptı ve sandalye ile birlikte yere yuvarlandı.

Gimini duyduğu gürültünün ne olduğunu merak etti alt kattan ama yeni evlilerin yanına çıkmanın uygun olmadığını düşünerek ikramların konacağı masaya çay takımını yerleştirmeye devam etti.

Aşağı kattan duyulacak kadar sert düşen Luna başını yatağın kenarına çarpmış, kısa bir baygınlık geçirmişti. Duyduğu sesle odadan fırlayan Tiyan ise kapıyı çalmadan içeri dalmış, Luna’yı yerde yatarken bulunca hemen kucaklayıp yatağa yatırmıştı.

Luna gözlerini açtığında üzerinde gömleği değil ama maskesi hâlâ duran Tiyan’ı görünce irkildi birden.

“İyi misin?” dedi Tiyan endişeyle, “Ne yapıyordun ki odada?”

“Gelinliği çıkarmaya çalışıyordum!” diyerek arkasını dönüp kancaları gösterdi Luna ağlamaklı bir sesle, canı yanmaya devam ediyordu hâlâ.

Tiyan ona oturmasını söyleyip kancaları teker taker açtı yavaşça ve sonra ayağa kalkıp, “Gerisi için Gimini’yi çağırayım, lütfen sen de dikkatli ol!” dedi gülerek ve çıktı odadan.

Göletten beri onu ikinci kez çıplak görüyordu Luna. Ancak onca zamandır daha bir kez bile maskesiz görmeyi başaramamıştı. Onun bu nazik tavrından çok etkileniyordu ayrıca. Çok nazik, çok düşünceli ve o maskeye rağmen Luna için çok yakışıklıydı.

Tiyan’da o kancaları açarken ellerinin titrediğini Luna’nın görmemiş olduğuna seviniyordu odasına döndüğünde. Onu kucaklayıp yatağa yatırırken yaklaşan yüzleri onun sıcak nefesini hissetmesine neden olmuştu. İlk kez bir kadına dokunmuyordu ama ilk kez bu kadar çok heyecanlanıyordu.

Giyindikten sonra aşağı inip Gimini’ye Luna’ya yardımcı olmasını rica etti. Gimini az önceki gürültünün nedenini yukarı çıkınca öğrenecekti.

“Anlamıyorum bayan Luna? Neden ayrı odada kalmak istediniz?”

“Gimini konuşurken sen hep bizim yanımızdaydın? Hatırlarsan bunun bir oyun olacağını konuştuk!”

“Evet ama ondan sonra siz ikiniz gerçekten yakınlaştınız!”

“Bunu da nereden çıkardın?” dedi Luna kıpkırmızı olmuştu.

“Bayan Luna ikinizin birbirinize nasıl baktığınızı farketmemek için aptal olmak gerek. Bence siz birbirinize aşıksınız! Evlendiğinize göre de bu aşkı saklamak için nedeniniz yok artık.Onunla uyumalısınız!”

“Farklı odaları o teklif etti ama?” dedi Luna omuz silkerek, ona hissettiklerini reddetmediğini de belli etmişti böylece.

“Evet ama bunu nezaketen yapmıştır muhtelemen!”

“Ne yani ona seninle uyumak istiyorum mı demeliydim!”

Kıkırdadı Gimini ve onun giydirdi yeniden.

“Bu arada kendi başıma giyinip soyunmayı öğrenmem gerekecek!” diye homurdandı.

“Ya da kocanızdan yardım istemeyi öğrenmelisiniz’!” dedi Gimini yine kıkırdayarak.

İkisi birden aşağı indiklerinde Tiyan salondaki geniş koltukta oturmuş evi inceliyordu

Luna bir an için bu sahneyi isterse sonsuza kadar yaşabileceğini düşündü. Bu ev ve bu salonda ömürlerini birlikte geçirebilirlerdi.

Gimini onu bırakıp mutfağa yöneldiğinde gelip karşısındaki koltuğa oturdu.

“Maskeni evde de mi çıkarmayacaksın?” diye sordu, “Az sonra çay içeceğiz sanıyordum!”

“Aslına bakarsan bu benim için pek kolay bir şey değil. Şu an bir şey yiyecek veya içecek halim yok zaten.”

“Bu maskeyi çıkarmamak için bir bahane değil öyle değil mi?”

“Hayır elbette değil yeni yemedik mi sahiden de?” dedi gülerek Tiyan.

Uşak ve Gimini salondaki masaya her şeyi hazırlayıp, çay fincanlarını doldurdular ve ortadan kayboldular. Gimini Luna’nın yanından hiç ayrılmazken. Uşağa kont yemek yiyeceği zaman onu yanlız bırakmasını ve o çağırmadan gelmemesini tembihlemişlerdi. Gimini bunun maske yüzünden olduğunu anladı duyar duymaz ama bayan Luna’nın yanında yiyeceği için o maskeyi çıkarması gerekecekti. Luna kadar o da merak ediyordu maskenin ardındaki yüzü.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s