Dokuzuncu müşteri – Bölüm 9

Ertesi gün dördüncü kont yeniden geldi bu kez geliş amacı Luna ile başbaşa konuşmak ve birbirlerini biraz da olsa tanımaya imkan vermekti. Bu nedenleg küçük kadın dahil yanlarında kimse olmayacaktı vakit geçirirlerken. Başbaşa bir odada kalmaları uygun olmayacağı için bahçede bir yürüyüş yapmaları planlanmıştı. Küçük kadın ve kontun hizmetkarı onları sadece gözleri tile takip edebilecekleri şekildef geride bekleyeceklerdi.

Luna yine küçük kadının yardımı ile süslenmişti. Kontun maskesi de her zamanki gibi yüzündeydi. Küçük kadın ona mümkün olduğunca az konuşmasını tembihlemişti ama Luna merak ettiği bunca şey varken bunu nasıl yapacağından çok emin değildi.

İkisi başbaşa kalıp yürümeye başladıklarında, dördüncü kont “Beni hala hatırlamadınız öyle değil mi?” diye sordu.

Luna bunun o hayatına dair bir şey olduğunu sandığı için ne diyeceğini bilemedi önce. Yanlış bir şey söylerse öğrenmek istediklerini asla öğrenemeyebilirdi.

“Bir kaza geçirdiğimi biliyorsunuz herhalde, kendimi çok iyi hissetsemde fazla düşünmek beni yorabiliyor, neden siz bana yardımcı olmuyorsunuz?”

“Evet kazadan haberim var, dün söylemeye fırsatım olmadı. Geçmiş olsun. Umarım canınız yanmıyordur artık. Başınızı kötü vurduğunuz söyleniyor”

“Hayır canım yanmıyor teşekkür ederim”

“Aslında sizinle kazadan sonra, gölette karşılaşmıştık. Orada da bir kaza geçirmiş gibi fırladınız sudan. Bir an için şu efsanevi canavarlardan biri sudan çıkıp beni boğmaya çalışıyor sandım!”

“Ah! O siz miydiniz ben can havliyle çıkınca sizin yüzünüzü göremedim tabi. Çok özür dilerim amacım sizi korkutmak değildi gerçekten! Sarıldığım için de çok özür dilerim!”

“Demek yüzümü göremediniz!” dedi kont inanmadığını belli ederek.

“Hayır göremedim, bu maske ile değildiniz herhalde suyun içinde değil mi?”

“Ben maskemi asla çıkarmam!” dedi kont sesini otoriterleştirerek.

“Neden?” dedi Luna merakla.

“Oysa ben yüzümü gördüğünüzden çok emindim. Siz ve o yanınızdaki küçük kadının!”

Luna kontun bu tavrını çok anlamsız bulmuştu, “Neden bu kadar önemli ki sizi görmüş olmamız?” dedi sıkıldığını belli ederek.

“Gördünüz mü yani?” dedi kont yeniden.

“Hayır!” diye sert bir yanıt verdi Luna. Sonra bu adamla evlenmek üzere olduğunu hatırladı Önemli olan evlenmek değil ama onu ikna edip doğum annesine ulaşmaktı. Böyle terslenip durursa adam onun isteklerini neden yerine getirsindi ki?

“Aslında ben biraz utandığım için bu konudan bahsetmek istemiyordum!” dedi mahcup bir sesle.

“Anlamadım ne için utandınız?” dedi kont az önceki tavıra biraz bozulmuştu o yüzden sesi ciddi çıkıyordu.

“Yani ben öylece sarılıverdim size sudan fırlayıp. Daha önce kimseye sarılmamıştım öyle!” diyerek başını öne eğdi. Bu tavrın kont üzerinde etkili olacağını umuyordu ki yanılmadığını kontun değişen ses tonundan hemen anladı.

“Yo hayır, sanırım siz de bir şeyden korkmuştunuz!”

“Ah evet ben aslında yüzüyordum, tıpkı sizin gibi ama sonra bacağıma bir şey deyince ben onun beni ısıracak büyük bir balık olduğunu sandım. Tıpkı sizin beni bir canavar sanmanız gibi!”

Kont gülümsedi yeniden, maskesinin ardından bile gülümsediği belli oluyordu neyse ki.

“O zaman her şeye yeniden başlayalım ve bu konuya bir daha dönmeyelim!” dedi nazikçe

Sonrasında Luna onu konuşturmaya gayret etti tembihlendiği gibi, kont işini anlatmayı çok seviyordu belli ki. Ortalama bir saat boyunca toprak ve vergi denetiminin ne kadar önemli olduğuna dair bir ders dinledi. Az kalsın kendisinin de fizik okuduğunu söyleyiverecekti ama neyse ki çenesini tutmayı başardı. Henüz bulunduğu yerde bilimin ne aşamada oluğundan bile haberi yoktu. Kont tam bir iş kolikti ama iyi birine benziyordu yine de. O maskenin altındaki yüzünü görmeyi gerçekten isterdi. Nedense yüzünün görünmesi konusunu çok ciddiye almıştı. Çekindiği neydi acaba? Yaşadıkları sırasında en son dikkat edeceği şey kontun yüzünü olurdu herhalde. Bunları ona anlatsa aslında ikna olurdu belki ama delirdiğini düşünecek olması daha büyük ihtimaldi.

“Bir kaç gün sonra güz kutlamaları başlayacak biliyorsunuz” dedi kont, “Bağ bozumu ve şarap tadımları için bana eşlik edersiniz belki diye düşündüm müstakbel eşim olarak!”

“Memnuniyetle!” diye yanıtladı Luna.

Şenliklerde görüşmek üzere ayrıldılar böylece. Kont gider gitmez küçük kadın bir aksilik olup olmadığını merak ettiğini belli edercesine baktı Luna’nın yüzüne.

“Şenliklere birlikte katılacakmışız!” dedi Luna. Kadın da derin bir nefes aldı.

“Neden sürekli maske takıyor dördüncü kont? Ayrıca bir adı yok mu neden ona herkes dördüncü kont diyor?”

“Dördüncü kontun çocukluğundan beri o maskeyi taktığı söyleniyor!”

“Söylesene sen o gün gölette onun yüzünü gördün mü?” diye sordu Luna birden bire. O görmemişti ama küçük kadın görmüş olabilirdi belki gerçekten.

Küçük kadın hiç cevap vermeden yürümeye devam etti.

“Gördün değil mi?” dedi Luna heyecanla ona doğru eğlip, “Haydi lütfen söyle!”

“Bayan Luna görmedim. Görmüş olsam bu benim için hiç iyi olmazdı!”

“Neden?”

“Çünkü kont kimsenin yüzünü görmesini istemiyor. Bu konuda son derece ciddi. Babası ve kral bile onun yüzünü görememişler. Eğer ben görmüş olsam kim bilir ne tür bir ceza alırım, hatta belki de beni yok etmek ister!”

“Şaka yapıyorsun değil mi?” dedi Luna endişeyle, “Yani bir maske buna neden olabilir mi?”

“O bir asil, ben bir hizmetçiyim!”

“Ne olmuş yani? Hizmetçilik de bir meslek sonuçta, sen paranı alıyorsun ve bunun karşılığında bir hizmet sunuyorsun. Köle değilsin ki?” dedi ve sustu sonra kadının yüzüne baktı, “Değilsin değil mi?”

“Bayan Luna siz kont ile evlendiğinizde ve onunla yeni evinize gittiğinizde ben sizinle gelemeyeceğim!”

“Ben onunla evlenmeyeceğim ki?” dedi Luna boş bulunup.

Küçük kadın hemen onun ağzın kapadı yine, “Bunu nasıl söylersiniz, hediyerler geldi kabul ettiniz, babanız bunu onayladı.”

“Ne yani anlaşabileceğimizi nereden biliyoruz ki, daha yeni tanıştık. Daha da ötesi ben fazla kalmayı düşünmüyorum zaten. Bunu sadece sana söyleyebilirim!”

“Hayır yine mi kaçacaksınız yoksa?”

“Kaçmayacağım ama gideceğim. Umarım bu sana zarar vermez!”

“Eğer giderseniz o zaman sizi ben kaybetmiş olacağımdan başım kesin belaya girer!” dedi kadın endişeli bir sesle, “Bunu bana yapmayacaksınız değil mi?”

“Baksana sen de benimle gelebilirsin. Böylece hizmetçi ya da köle olman gerekmez. Ben zaten yanlız yaşıyorum!”

“Bayan Luna?” dedi kadın gözlerini kocaman açarak. Onun bir atak geçirdiğini sanmıştı

“Bir adın yok mu senin?” dedi Luna kadının tepkisine aldırmadan.

“Adım Gimini.”

“Ne güzel ve eğlenceli bir ad bu böyle!”

“Benim ırkımda sık rastlanan bir ad bu?”

“Senin ırkın mı?” dedi Luna merakla.

“Bayan Luna ne olur düzelmek için biraz gayret edin. Son bir kaç gündür bildiğiniz her şeyi unutmuş gibi davranıyorsunuz!”

“Gimini zaten bilmiyorum ben onları anlamıyor musun ? Buraya ait değilim!”

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s