Yangın yeri – Bölüm 13

Tacettin bey söz verdiği gibi bir hafta sonra arayarak Zeynep hanımın hastalığının ilerleyen dönemlerinde en rahat edeceği ayarladığını haber verdi.

Onca yıldan sonra oğluyla geçirdiği bu bir hafta Zeynep hanım için bir ömre bedel olduğu için hiç itiraz etmedi bu defa. Yeni merkeze gitmeden önceki gece Feyza neredeyse ortalarda görünmedi bile. Ana oğulun birlikte geçirecekleri bu son gecelerinde hiç bir şeyin onları bölmesini istememişti. Odasına girip kapısını kapattı ve uzun süre ağladı kendi kendine. Hem kendine, hem Zeynep hanıma, hem Aybars’a. Üç eksik hayat bir çatı altındaydılar. Sanki ömürleri boyunca başka hiç kimsesi olmamıştı hayatlarında. Yarın sabahtan itibaren eksileceklerdi yeniden. Bir haftadır bu evde yoğunlaşan bu yürek birliği yarından sonra dağılacaktı geçmişteki gibi ama eskidinden de güçlü bağlar bırakacaktı geriye.

Sabah kalvaltısında Zeynep hanımın ve Aybars’ın gözleri de en az Feyza’nın ki kadar şişmişti ağlamaktan. İkisinin bu bir haftada ne konuştuklarını ne paylaştıklarını bilmiyordu Feyza ama bir ömürü sığdırmaya çalıştıklarını biliyordu bir haftaya.

Tacettin beyin ayarladığı merkez gerçekten eskisi ile kıyaslanamayacak kadar güzel bir yerdi. Bir bakımevinden çok tatil köyünü andırıyordu. Doktor ve hemşirelerin kıyafetleri bile çok farklıydı. Mümkün olduğunca gülümseyerek yerleştirdiler Zeynep hanımı yeni odasına. Zaten ziyarete geleceklerdi sürekli. Bu bir ayrılık değildi öncekiler gibi

Zeynep hanımla o günlük vedalaşıp arabanın yanına döndüklerinde Aybars sarsılarak ağlamaya başlayınca Feyza ne yapacağını bilemedi önce. Sonra onun kendisine yaptığı gibi tuttu ellerinden.

“Merak etme ben yanındayım!” diye tekrarladı onun sözlerini.

Aybars bakışlarını dikti onun yüzüne. Feyza’nın yüreği öyle hızlı atmaya başladı ki, Aybars’ın duymasından korktu o an. Aybars bir süre daha dikkatle baktı onun yüzüne ve sonra göz yaşlarını silip bindi arabaya ellerini çekerek. Onu annesinin evine bırakana kadar hiç konuşmadı sonra.

Feyza evin önünde indi arabadan, “Gelmek ister misin?” dedi eğilip kapıyı kapatmadan.

“Daha sonra!” dedi Aybars ve hareket etti araba kapının kapanmasıyla. Yüzündeki ifade çok ciddi görünüyordu giderken.

Devam eden bir hafta boyunca Aybars’tan hiç haber alamadı Feyza ama her gün iş çıkışı geçte olsa görmeye gitti Zeynep hanımı.

“Aybars’ta geldi bu gün!” dedi Zeynep hanım her gün, “Denk gelemediniz!”

Her defasında gülümsedi Feyza bir şey söylemedi.

“Ona söylemedin değil mi?” dedi Zeynep hanım sonunda.

“Neyi söylemedim?” dedi Feyza

“Biliyorsun neden bahsettiğimi! Neden söylemiyorsun? Senin söylemen gerektiğini düşündüğüm için söylemiyorum ben. Yoksa çoktan anlatacağım!”

“Hatırlamadı beni!” dedi gözleri dolarak.

“Seni aptal çocuk. Bence hatırladı ama hatırladığı şeyi oturtamıyor henüz. Hafıza insanı yanıltabilir ama yürek asla yanıltmaz! Onun yüreği seni hatırladı!”

“Öyle mi diyorsunuz?”

“Evet! Oğlumu yorma Feyza. Hatırlamasına yardım et!”

Çok düşüdü o hafta bu sözü Feyza. İş yerinde aniden başlayan yoğunluk yüzünden sonraki bir kaç gün mesaiye kaldığı için gidemedi Zeynep hanımın yanına, telefonda konuştular. Sesi hep yorgun geliyordu Zeynep hanımın nedense.

Haftasonu çalışmadığı için sabah erkenden gitti onun yanına. Aybars oradaydı gittiğinde. Onu görünce girip girmemekte tereddüt etti.

“Gelsene neyi bekliyorsun?” dedi Aybars.

“Siz anne oğul kalmak istersiniz belki diye düşündüm!”

“Hayır gel lütfen!” deyince Aybars o da girdi içeriye. Zeynep hanımın yüzü solgun görünüyordu geldiği güne göre. Gözlerini kapalıydı.

“İyi mi?” diye fısıldadı Feyza onun halini görünce.

“Bilmiyorum! Birden bire olduğunu söylediler! Sanki kendini bırakmış gibi!”

“Bunu neden yapsın ki?” dedi Feyza şaşkın şaşkın, “Seni daha yeni buldu!”

Sonra anladı onun oğluna yük olmak istemediğini. Bir şey diyemedi gözleri doldu yine. Aybars’ın da doldu ona bakınca. O gün ve ertesi gün sessizde durdular Zeynep hanımın odasında. Hiç gözlerini açmadı kadıncağız. Pazar günü akşam üzeri derin bir nefes aldı bir anda ve bıraktı kendini.

Feyza ve Aybars bu son nefesin odaya dağılışını hissettiler birlikte.

Böylece Zeynep hanım merkeze yatışının daha ikinci haftasında sağlığı henüz o kadar da bozulmamışken veda etti hayata. Oğluyla geçirebileceği daha günleri olabilecekken onu daha fazla riske atmayayı seçmişti.

O son nefesin odaya dağılması ile Feyza’nın tüm bedeni titremeye başlamıştı. Öyle çaresiz bir histi iki bu ne kendini durdurabiliyor, ne de bir şey yapabiliyordu. Gözleri Zeynep hanıma kilitlenmişti.

Aybars annesinin yatağının yanından kalktı ve yaşlı gözlerle gelip onun karşısında durdu. Uzanıp tuttu ellerini. O zaman Feyza’nın bakışları ayrılabildi yatan solgun yüzlü kadından.

Aybars’ın gözlerine baktı. Tıpkı yıllar önceki gibi bakıyordu şimdi.

“Haydi birlikte sayalım!” dedi Aybars, “Bir, iki üç!”

“Hatırlıyor musun?” diyebildi sadece onun kollarına yığılmadan önce.

“Hiç unutmadım ki!” diyen sesini duydu Aybars’ın son olarak, “Hiç unutmadım ama annem ile geçireceğim dakikalar öyle değerliydi ki, senin bu dakikaları bekleyebileceğini düşündüm. Affet beni seni gelip daha önce kurtaramadığım için!

SON

Yangın yeri – Bölüm 13’ için 3 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s