Lale babasına halasının da artık her şeyi bildiğini anlatmak için sabırsızlanıyordu. Ertesi gün mesaj atarak olanları özetledi.
“Sende istersen sizi tanıştırmak istiyorum ama sanırım önceden biraz halamdan bahsetmeliyim! Bu gün öğle tatilimi biraz uzatabilirim görüşebilir miyiz?”
“Ben bu gün annene gideceğim. Gelmek istersen birlikte gideriz.” diye cevap geldi Barbaros beyden.
Lale hiç beklemediği bu durum karşısında bilemedi ne yapacağını. Evet babası ile tanışmış onunla vakit geçirmişti ama annesini henüz hiç görmemişti. Garip bir şekilde de merak etmemişti. Onun akli dengesi yerinde olmadığı için mi zihni böyle bir davranış geliştirmişti onun için yoksa başka bir şey miydi bilemedi.
“Onu merak ediyor muyum?” diye sordu kendine önce.Ediyordu.
“Bu onun için olumsuz bir durum yaratmaz değil mi?” diye sordu babasına.
“Hayır, merak etme. Öyle olacağını düşünsem zaten sormam! Geliyor musun?”
“Evet geliyorum. Beni iş yerimden alabilir misin?”
Öğlen olana kadar biraz gergin hissetti kendini. Alisa’yı arayıp olanları anlattı. Sabah o işe giderken, Alisa’da evine gitmişti.
“Neden geriliyorsun anlamadım. Kadıncağız muhtemelen seni tanımayacak zaten.”
“Ne bileyim, ona acı verecekmişim gibi garip bir duyguya kapıldım nedense.”
“Sakin ol ve babana güven bence.”
“Tamam haklısın” diyerek kapattı telefonu.
Barbaros bey sözleştikleri saatte geldi onu almaya.
“Kamyonet için kusura bakma, çiçeklerle yaşayınca, normal otomobil işimi görmüyor!” dedi gülerek kızı binerken.
“Daha önce hiç bir kamyonete binmemiştim” dedi Lale’de gülerek.
Annesinin bakımevi, şehrin biraz dışında ağaçlık bir alanın tam ortasındaydı. Bakımlı çok güzel bir bahçesi vardı ama bina içindeki hastaların hüznünü almıştı sanki ya da rengindeki sarı onun böyle görülmesine neden oluyordu.
“Hazır mısın?” dedi Barbaros bey Lale’ye merdivelerin başına geldiklerinde.
Başıyla oynayladı Lale ve birlikte çıktılar yukarı.
Rümeysa hanımın odası hemen merdivenin başındaki ilk odaydı. Barbaros bey kızına güç vermek ister gibi dönüp gülümsedi ondan sonra açtı kapıyı. Tek kişilik yatakta yatan solgun yüzlü kadın başını çevirmedi bile onlar odaya girdiğinde.
“Rümeysa?” dedi Barbaros bey fısıldar gibi ve yatağın yanından dolanıp karısının elini tuttu, “Sana bir misafir getirdim bu gün.”
Kadın bakışlarını yavaşça önce kocasına, sonra yatağın diğer yanında duran Lale’ye çevirdi.
Lale’nin kalbi heyecandan duracak gibiydi ve bu stresi bir türlü kendine açıklayamıyordu.
“Bu kim biliyor musun?” diye devam etti Barbaros bey.
“Akın’ı mı tanıyormuş?” dedi Rümeysa hanım mırıldanır gibi.
Lale’nin içi ezildi o an “Keşke” dedi içinden.
“Aytaç geldi Rümeysa, bak ne kadar büyümüş gördün mü?”
“Akın’ı getirmiş mi?”
“Yok kendi gelmiş! Hatırladın mı onu?”
“Hatırlamadım!” dedi Rümeysa hanım ve Lale’de unuttuğu bakışlarını yeniden tavana çevirdi.
“İşte böyle!” dedi Barbaros bey kızına bakıp, “Ayakta durma otur haydi! Bir kaç ay önce odanın içinde olsun yürüyebiliyordu ama doktorlar artık vücudunun da kendini bırakmaya başladığını söyledi.”
“Bunun anlamı nedir?”
“Sanırım yaşam gücü tükeniyor!”
Lale derin bir iç geçirdi.Barbaros bey onun kendini rahat hissetmediğini farkettiği için ziyareti uzatmadı. Konuşmadan ofisin önüne kadar geldiler.
“Ben çok karışık şeyler hissettim, sizi üzmediğimi umarım!” dedi Lale inmeden önce.
“Hayır canım kızım beni üzmedin. Kendimi senin yerine koyamam ama senin için zor bir tecrübe olduğunu anlıyorum merak etme! Halandan konuşacaktık aslında değil mi?”
“Olsun önemli de değil, tanışınca nasıl biri olduğunu anlarsınız zaten. Bir gün bize gelmenizi istiyor sizin içinde uygunsa”
“Elbette uygun, sen meral etme!”
Tüm bunlar olurken Lale’nin Tarık’la yeniden konuşma fırsatı da olmamıştı. Bir şekilde Mesut’un onun erkek arkadaşı olmadığını ona söylemesi gerekiyordu artık. Aslında hazır babasını davet ederken hem yasal işlemlerden de bahsetmesi için Tarık’ı da davet edebilirlerdi.
“Şey acaba halama her şeyin yasal olduğunu açıklamak için Tarık da mı gelse?” dedi çekinerek son dakikada.
“İyi düşündün!” dedi Barbaros bey, ben haber veririm sen merak etme.
“Tamam!” dedi Lale sevinerek, “Halamla konuşayım günü size haber vereyim!”
O gün akşama kadar annesinin o yataktaki solgun yüzü ve odada hissettiği o sıkıtılı anlat gitmedi aklından. Bir türlü kendine açıklayamıyordu hissettiklerini. Akşam eve gittiğinde halasına babası ile konuştuğunu ve o ne zaman isterse avukatı ile geleceğini söyledi ama annesi ile görüştüğünden bahsetmedi.
“Avukatı niye geliyor anlamadım?” dedi Feryal hanım şaşkın şaşkın.
“Ha o şey için, yani DNA testi falan bilgiler hep onda ya! Sormak istediklerin olursa diye ben söyledim aslında!”
“Ayol adamı sorguya mı çağırıyoruz buraya! Sessiz kalma hakkını kullanıp, avukatını çağırabilirsin mi dedin?”
Lale halasının bu garip esprisine kahkalalarla güldü elinde olmadan. Günün sinir bozukluğu bir anda patlayıverdi. Halasının garip bakışlarından kurtumak için odasına kaçtı sonra hemen.
“Allah! Allah!” dedi Feryal hanım kendi kendine yeğeninin arkasından.
“Acaba annenin hali için kendini mi suçluyorsun?” dedi Alisa o akşam telefonda konuşurlarken.
“Neden böyle hissedeyim ki? O beni unutmadı mı parkta?” derken gözlerinden yaşlar boşalıverdi birden.
“Gördün mü?” dedi Alisa, sen farkında değilsin ama kendini suçluyorsun bence.
Bir şey diyemedi Lale ağlamaya devam etti.
“Bunu kendine itiraf et ki kurtul! O kadıncağızın başına gelen hiç bir şeyden sorumlu değilsin sen. Bu olaydaki herkes gibi bir kurbansın sadece. Hatta bana sorarsan bu ailedeki en şanslı kurban sensin. Belkide onlar acı içindeyken sen mutlulukla büyüdüğün için böyle hissediyorsundur!”
“Olabilir!” dedi Lale. Babasına ne kadar iyi büyüğüdüğünü anlatmak için Turhan bey ve Nuran hanımla mutlu olduğu anları anlattığını hatırladı. O zamanda kötü hissetmişti kendini, “Sanırım haklısın Alisa! Sağol seni çok seviyorum!” dedi arkadaşına.
“Ben de seni seviyorum canım arkadaşım. İnan çok mutlu olacaksın yeniden! Şu Tarık’ın geldiği gece bende gelsem olmaz mı?”
“A evet gelsene hakikaten, ben halama söylerim!”
“Ya! Tuhaf olmaz mı?”
“Hayır niye tuhaf olsun ya sen benim en yakın arkadaşımsın!”
Feryal hanım daha güne karar vermeden Alisa’nın da geleceğini öğrenince iyice şaşırdı.
“Kızım benim bilmediğim bir şey mi düzenliyoruz biz Allasen? Babanla tanışalım diye değil mi bu toplantı altı üstü.”
“Ya Alisa’da merak ediyor hala! Ne olur o da gelse?”
“Yahu gelsin tabi de! Başka çağırma bari de ben de planlama yapayım!”
“Yok yok çağırmam!”
“İyi cumartesi gelsinler o zaman. Bak cumaya iş uydurma eve gel, alışverişi, hazırlığı birlikte yapalım!”
“Tamam halacığım sen merak etme!”
Hemen babasına ve Alisa’ya bildirdi tarihi. Tarık’a o gece bir şekilde Mesut’un onun erkek arkadaşı olmadığını duyuracaktı.
Tarık ise o karşılaşmanın ardından Lale’nin erkek arkadaşı olmasına epey üzülmüştü. Barbaros bey arayıp onlara yemeğe davetli olduklarını söyleyince, Mesut’un da geleceğini düşündüğü için gelmek istemedi.
“Lale özellikle çağırdı oğlum seni! Halasına da söyledi Ne diyeyim şimdi?”
“Tamam Barbaros amca, gelirim o zaman!”
(devam edecek)