Gönül kapısı – Bölüm 17

Feryal hanım Lale’nin yüzüne bakakalmıştı anlattıklarını dinledikten sonra.

“Şaka bu değil mi?” dedi ciddi bir sesle, “Yani sen şimdi ağabeyimin kızı olmadığını mı söylüyorsun bana! Şaka bu değil mi?”

Alisa tam her şey yoluna girmişken Lale’nin bu konuya birden girivereceğini hiç düşünmemişti. Sessizce bakıyordu o da Lale’nin yüzüne. Mesut’u sevmediğini söylemesi tamamdı ama Turhan beylerin onu parkta bulduğu hikayesi ağır gelmişti belli ki Feryal hanıma.

“Şaka değil hala!” dedi Lale çaresizce, komodinin üzerinden annesinin fotoğrafını alıp çıkardı çerçeveden ve babasının el yazısı ile yazılmış isim ve telefonu gösterdi, “Gördü mü? Bunu babam yazdı benim için!”

“Lale kızım bir süredir tuhaf davrandığını düşünüyordum ama böyle bir yalana inanmış olduğun doğrusu hiç aklıma gelmemişt. Yarın derhal baban olduğunu sandığın o adamın evine gideceğiz birlikte ve sana onun bir yalancı olduğunu göstereceğim!” dedi Feryal hanım hırsla, “Ağabeyimin anısına bu nasıl bir saygısızlıktır!”

“Feryal teyze bunları Lale’ye anlatan kişi Turhan amca zaten!” dedi Alisa’da araya girerek.

Feryal hanım ona dönüp ters ters baktı bu sefer.

“Hala elimizde babamın yıllar önce yaptırdığı DNA testleri var! Turhan babam yaptırmış öz babam ve benim için!”

“Hayır!” dedi Feryal hanım ayağa kalkarak.

Lale halasının neye bu kadar tepki verdiğini anlayamıyordu, “Hala benim evlatlık olmam neden sana bu kadar korkunç görünüyor?” dedi hayretle, “Bu senin için değiştiriyor mu bir şeyleri, anlayamıyorum!”

“Ağabeyim bunu bana söylememiş olamaz!” dedi Feryal hanım ve çıktı odadan.

“Sorun sen değilsin bence!” dedi Alisa fısıltıyla.

“Bilmiyorum!” dedi Lale şaşkın şaşkın, “Halamı anlayamıyorum çoğu zaman!”

“Tam Mesut işini halletmişken peşine söylemese miydin acaba?”

“Söylemelisin diyen sen değil miydin Alisa?” diye diklendi Lale bu sefer.

“Yani evet de. Feryal hanımın böyle tepki vereceği hiç aklıma gelmemişti!”

“Ben de duyduğumda kabullenemedim. Biraz zamana ihtiyacı olabilir onunda!” dedi Lale daha yumuşak bir sesle.

“İyi ama konu senin hayatındı tabi ki şok yaşayacaktın? Halanın şoku daha kolay atlatılır olmalı.”

“Bunu bilemeyiz. ” dedi Lale iç çekerek, “Aslına bakarsan babamla uzun yılllar ayrı kalmışlar. Aralarındaki kardeşliğin ne kadarının koptuğundan emin değilim.”

“Neden senin hayatın bu kadar karışık acaba?”

“İnan ben de bilmiyorum! Daha Tarık’tan bahsetmedim bile!”

“Ay evet!” dedi Alisa gülerek.

Sonra iki kız Feryal hanımı öyle kendi haline bırakmanın iyi bir fikir olmadığına karar verdiler ve henüz duyduklarını hazmetmeye çalışan kadının odasına gittiler kalkıp.”

“Hala gelebilir miyiz?” diye seslendi Lale kapısını çalarak.

“Gelin!” dedi Feryal hanımın sesi.

Kapıyı açtıklarında onu eski fotoğrafları yatağın üzerine sermiş bakarken buldular. Hemen iki yanına yerleştiler onlarda bakmak için.

“Turhan ile ben çok farklı karakterlerdik aslında. O her zaman daha akılcı ve sakin biriydi. Ben ise hırçındım. Anne ve babamızın bizi büyütürken en çok bende zorlandıklarının farkındaydım her zaman. Ağabeyim akıllı, başarılı ben ise kaprisli ve şımarıktım. Böyle olduğumuz için uzun süre onu benden çok sevdiklerini sanmıştım.” diyerek güldü Feryal hanım. Bu arada ağabeyi ile ikisinin bir tane olançocukluk fotoğraflarını almıştı eline.

“İkimizin çocukluğuna dair bundan başka fotoğrafımız yok!” diye açıkladı kızlara. Kızlar ses çıkarmadan onun içini boşaltmasına izin vermeye kararlıydılar.

“Yurt dışına gitmeye karar verdiğim zaman biraz üzgündüm. Özel hayatımla ilgili tatsız şeyler olmuştu. Turhan ise Nuran ile çoktan evlenmiş ve mutluydu. Ben yurt dışına giderken sen henüz dünyada değildin. Seni ilk gördüğümde ise iki yaşına yakındın. Bir yeğenim olduğunu bana söylediklerinde çok sevinmiştim ama ertesi yaz geldiğimde yeğenimin nasıl olupta iki yaşına yaklaştığını sorgulamak aklıma gelmemişti.”

“Hala!” diyerek sevgiyle sarıldı Lale ona. Anlamıştı söylediklerini gerçek olduğunu farketmediğine şaşkındı sadece.

“Baban ve annen bana bir şey söylemediler o zaman! Yani aslında hiç bir zaman söylememişler görünüşe göre!”

“Hala inan bunu bana bile annemin ölümünden sonra söyledi babam. O zamana kadar ikisinden başka kimse bilmiyormuş. Hatta annem bunun bana da söylenmesine karşıymış ama babamın için elvermediği için onun ölümünün ardından söyledi bana. İnana onlar benim annem ve babam her zaman. Öz babam da var evet hayatımda artık ama bu Beni büyütenlerin benim için gerçek anne ve babam oldukları hissini değiştiremez. Tabi seninde halam olduğunun!”

“Başka halan var mı şimdi?” dedi Feryal hanım burnunu çekerek.

Alisa’da atıldı hemen, “Sahi başka halan var mı?” dedi o da tekrarlayarak.

“Aslına bakarsanız bilmiyorum!” dedi Lale, “Hiç sormadım henüz!”

“Umarım yoktur!” dedi Feryal hanım yine şaka yaptığı belli olan sitemli bir sesle.

“Halacığım kimse kimsenin yerini almak zorunda değil biliyorsun!”

“Döndükten sonra baban ve senin yanında uzun zaman sonra ilk kez bir ailem olduğunu hissetmiştim. Baban gittikten sonra sen bana bunu hissetirmeye hep devam ettin. Şimdi buna bir ortak çıkmasından memnun değilim galiba!” diyerek hüzünlü hüzünlü güldü Feryal hanım.

“Sizi tanıştıracağım, o zaman kendini daha iyi hissedeceksin halacığım”

Feryal hanım iki kıza birden sıkıca sarıldı, “Ben çok iyi bir ebeveyn olacağımı hiç düşünmemiştim zaten ama sizler öyle iyi evlatlar olmuşsunuz ki, benim berbat ebeveynlik çabamdan kaynaklanan durumları bile toparlıyorsunuz!”

Sabah kadar üçü sohbete devam ettiler ve günün ilk ışıkları ile Feryal hanımın karyolasının üzerinde sarmaş dolaş uyuyakaldılar

Lale’de ilk kez halasına bu kadar yakın hissetmişti kendini. Uyumadan önce, “Ne garip!” dedi kendi kendine, “Halama öz halam olmadığını söylediğim gün, onu gerçek halam gibi hissediyorum!”

Uyandıklarında Feryal hanım yanlarında değildi. Aşağıdan harika kokular geliyordu. İki kız fırlayıp indiler mutfağa.

“Düşündüm her şeye yeniden başlamak için geç değil!”

“Eveet!” diyerek zıpladı Alisa, “İşte benim hayat felsefem!”

“Yeni bir hala olacağım bundan sonra ikiniz içinde! Ağabeyim gibi akılıcı ve sevencen!”

“Halacığım sen zaten harika bir halasın, değişmene gerek yok!” dedi Lale sevgiyle.

“Yok yok, ben biliyorum seni ne kadar bunalttığımı.”

“Ona Tarık’yan bahsetmeyecek misin?” diye fısıldadı Alisa bu arada Lale’ye

Lale gözlerini kocaman açarak baktı arkadaşına, “Bir planım var!” diye fısıldadı. Alisa meraktan çatlayacaktı az kalsın planın ne olduğunu öğrenmek için ama kahvaltı bitip üçü her şeyi kaldırana kadar bir şey söylemedi Lale.

Feryal hanım kahvelerini içtikten sonra “Bana bir alışveriş iyi gelir!” diyerek evden çıkana kadar Alisa öğrenemedi planı.

“Anlatsana ne planı?” dedi heyecanla.

“Halam zaten babamın avukatı olarak tanışacak Tarık ile!”

“E?”

“E’si Tarık genç, nazik bir adam. Üstelik iyi bir mesleği de var!”

“E?”

“Feryal halam böyle birini görür görmez ilk ne düşünür?”

“Seninle evlendirmeyi!” diyerek el çırpti Alisa.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s