Mavi kelebek – Bölüm 14

Tılsım geldiklerinden beri babasının bahçede çalıştığı küçük eve kapanmış neredeyse çocukların yanına uğramadan orada yaşıyordu. Yemek saatlerinde de eve dönmediği için Ble ona bir tabak hazırlayıp oraya götürüyor. Kırgın olduğu için bir şey söylemeden bir önceki boş tabağı alıp geri geliyordu.

Tılsım onun giriş çıkışları sırasında ne bir selam veriyor, ne de bir teşekkür ediyordu. Ble içten içe iyice bozulmaya başlamıştı. Bu adam kendini buraya kapatıyor onlara hiç bilgi vermiyor ve ne yaptıklarıyla da ilgilenmiyordu. Mati’nin yanına gidip Mavi’ye o eğitimi aldırdıklarında buraya dönünce bir şey olacağını sanmışlardı ama geldiklerindne beri tek olan Tılsım’ın o eve kapanmasıydı.

Mavi kendi kendine tekrarlar yapıp çalışıyor Lurji’de hem ev işlerinde Ble’ye yardım ediyor hem de Mavi’nin çalışmalarına destek olmaya çalışıyordu. Geleli neredeyse üç  ay olmuştu artık. Tılsım’ın babasının evinde hayat giderek zorlaşıyordu. Neyseki avlanmak için o evden çıkıyordu Tılsım en azından. Yoksa iyice aç kalacaklardı. Sürekli meyve ve et yemekten içi bulanmıştı herkesin.

Bu arada sarayda da işler giderek sarpa sarıyordu. Hao tıpkı annesi gibi yatağa düşmüştü sonunda. Bir türlü acısını atlatamıyordu. O yatağa düşünce Charny’nin bir varis doğurma şansı hiç kalmamıştı. Kral Alime bu konuyla ilgili bozulduğunu belli ediyordu açıkça. Kız oğlunu mutlu edemediği gibi bir varis bile verememişti bir yıldır. Babasının da üzerinde kurduğu baskı artınca Charny artık kabuslar görmeye başladı. Hırsını yenemiyor saraydaki herkese bağırıyordu. Kimse onun oda hizmetçisi olmak istemiyor, odasından çıkmadığı zamanlar yemeğini götürmemek için bahaneler uyduruyorlardı. Geceleri odasından ağlama ve çığlık sesleri gelmeye başlamıştı. Sonunda Alim kızının kendini rezil etmesine son vermek için ülkenin en iyi tılsımlarından birini bulup onun yanına yolladı. Sarayın tılsımları ve onların aile tılsımarının yaptıkları bir işe yaramıyordu.

Charny tılsıma geceleri sürekli bir ağlama sesi duyduğunu söylemişti. Önceleri bu sesin kime ait olduğunu anlaymamış sonra bunun yangında ölen prensin eski nişanlısına ait olduğunu anlamıştı. Charny’e göre kız onun ardından prensle evlendiği için ondan intikam alıyordu ve onun laneti yüzünden de çocuk doğuramıyordu. Prensi de o lanetlemişti muhtemelen. Sarayın bir an önce bu lanetten temizlenmesi gerekiyordu.

Alim Gameun kızının anlattıklarını duyunca şoka girdi. Böyle giderse Bleu ve ailesini nasıl öldürdüklerini de anlatabilirdi. Tılsım a bundan sonraki seanslarda onunda yanlarında olmak istediğini söyledi ve bu durumu herkesten gizlemesi için çok yüklüce bir ödeme yaptı.

“Bu doğru olabilir mi?” diye sordu sonra merakını yenemeyip, “Yani bu lanet gerçek mi?”

Tılsım parayı görünce sevinmişti, ne yazık ki bu mesleğin de iyi ve kötüleri oluyordu.

“Elbette olabilir, kızınızın nasıl delirdiğini görmüyor musunuz? Ancak bir  tılsım bu laneti temizleyebilir saraydan” diye açıklama yaptı.

Gameun saraydaki ve onların ailesine yıllardır tılsımlık yapanların nasıl olupta bunu anlamamış olmalarına bir anlam veremese de çaresizlikten bu tılsıma işi halletmesini söyledi. Adam her gece gelecek ve Gameun ile birlikte Charny’nin odasına gireceklerdi. Zaten kimse onun hizmetçisi olmak istemediği için kapısında bekleyen kimse yoktu. Önce onun üzerindeki negatifi çekecekler ve onu  düzeltecekler, ardından o iyleşince onun prens Hao’nun yanına girmesini sağlayacaklar ve onun üzerine yerleştirecekleri büyülerle ondaki laneti de kaldıracaklardı.

Kral Laan, karısı, oğlu ve gelini yatakalara düşünce iyice tedirgin olmuştu. Sarayda tuhaf bir şeyler oluyordu. O da sarayın tılsımları ile konuşuyor ancak ikna olacağı bir bilgi edinemiyordu.

Sonunda sarayda sırlar fazla kalmadığı için Gameun’un kızına dışarıdan tılsım getirttiği, kızın geceleri çığlıklar attığı ve tılsım ile babasının geceleri onun odasına girdiği haberi kralın kulağına geldi.  Hemen alimi çağırttı

“Gameun neler olduğunun hemen açıklamanı istiyorum. Dışarıdan getirdiğin bu tılsımlar yüzünden mi oluyor bunlar sarayımda? Önce karım, sonra oğlum, şimide gelinim ve senin tılsımın? Neden benim haberim olmuyor bu dışarıdan gelen tılsımlardan. Niyetini mi sınamalıyım?”

“Majesteleri lütfen sakin olun efendim İnanın bir art niyet yok. Sizin gibi merak ve endişe içinde olduğum için ben de ülkenin en iyi tılsımını getirdim bizi bu illetten kurtarması için!”

“Neden benim haberim olmadı öyleyse. Oğlumla neden ilgilenmiyorda geceleri senin kızının odasına giriyor sadece. Sarayda prensin karısının odasında bir yabancının ne işi var?”

“Efendim ben tılsımı denemek istediğim için önce kızıma bakmasını söyledim. Eğer o iyileşirse prens Hao için de hemen..!”

“Yeter o tılsım bir daha bu saraya girmeyecek! Benim iznim olmadan kimse girmeyecek. Bu gece tılsımın geldiğinde kızının odasına değil doğrudan bana getireceksin duydun mu?”

“Evet majesteleri!” dedi alim tiytreyerek. Kralın böyle öfkeli olduğunu hiç görmemişti.

Kral Laan sarayın tılsımlarını da zindana attırdı. Hepsini kovmuştu ama dışarı yollayıpta sarayda olanlar hakkında konuşmaları riskini göze alamazdı. Halkın güvenini ikinci kez kırarlarsa bu defa her şey farklı olabilirdi. Bu iş çözülene kadar onlar zindanda kalacaklardı.

Alim gece yarısı saraya her zaman ki gibi gizli gelen tılsımı alıp bu defa kızının odası yerine kralın odasına götürdü. Tılsım bir şeylerden şüphelense bile alacağı parayı düşünerek alimi takip etmişti odaya kadar.  Karşısında birden bire kralı görünce hemen  saygıyla yere kapaklandı.

“Yüce kralım!”

“Şimdi bana gelinimin odasında ne yaptığını anlat yoksa canını şuracıkta alırım!” dedi Kral gürleyerek.

Tılsım korkusundan Gameun ile konuştukları her şeyi aldığı paraları hepsini bir bir anlattı krala. Laan, Alim in bu planlarını ve kızının söylediklerini duyunca o kadar sinirlendi ki hem onu hem de getirdiği tılsımı zindandaki diğer tılsımların yanına yollattı.

“Oradan da büyü yapıp çıkın da görelim!” dedi askerler onları götürürken.

Askerler gecenin bir yarısı kralın dünürü ve saray alimi Gameun’un tutukladıkları için çok şaşkındılar. Kimse krala hesap soramazdı elbette.

Charny babasının tutuklanmasının ardından iyice delirdiği için odasının kapısını dışarıdan kilitlemeye başlamışlardı. Prens Hao ise gözlerini kapatıp yatıyordu sadece, yemek yemeyi ve konuşmayı red ediyordu. Kraliçe Paleun oğlunun bu derece hasta olduğunu öğrenince, yataktan zorla kalkarak onun yanına gelmiş baş ucunda sürekli ağlıyor ve kendi kendine mırıldanıyordu.

Sarayda kralın güvenebileceği tılsım kalmadığı için sadece güvendiği askerlerine dört bir yanı gezip en iyi diye duydukları her tılsımı bulup getirmelerini istedi

Bu arada ormanda Tılsım ve çocukların tek düze yaşamı devam ediyordu. Gameun ve yanındaki tılsımın tutuklandıkları gece bizim Tılsım eve çocukların yanına geldi.

Uzunca süredir onu evde göremeyen çocuklar çok şaşırdılar ilk önce. Ble hemen masaya bir tabak hazırladı onun için. Onlarda sofraya yeni oturmuşlardı zaten.

“Gameun’dan kurtulduk!” diye fısıldadı Ble’ye o önüne tabağı bırakırken.

(devam edecek)

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s