Emanet bir yaşam – Bölüm 10

Başta Necmi bey olmak üzere Hayal’in bakımevinden ayrılma isteğine herkes çok şaşırdı.

“Kızım bak Doğan bey de hazır ikna oldu, nereye gideceksin tek başına?” diye sordular hepsi merakla.

Hayal onlara Doğan beyin öğrettiği gibi evleneceğini söylediğinde ise iyice şaşırdılar.

“Her gün süslenip sahile gidişin ondanmış demek ki? ” dedi doktor Soner bey gülerek. Sonra hepsi gülümsediler. Gençlik, aşk hepsinin özledikleri şeylerdi. Neyse ki bu yalana kolayca inandılar ve Hayal’in her gün adaya gelip onunla görüşen bir erkeği nasıl bulduğunu hiç sorgulamadılar. Akıl edenler de nezaketlerinden sormadılar. O artık on sekiz yaşındaydı ve istediği takdirde bakımevinden ayrılıp kendine bir hayat kurmak elbette hakkıydı.

“Bizi unutma ve sık sık ziyaretimize gel!” dediler hepsi onu tebrik ederken. O da “Elbette geleceğim!” dedi buruk bir gülümseme ile oysa onlarla son günlerii geçirdiğini biliyordu.

Bu adayı gerçekten çok özleyecekti. Burası onun yuvasıydı. Adaya yeniden gelebilecekti elbette Doğan beyin kızı olarak ama bakımevine uğraması mümkün olmayacaktı muhtemelen. O artık Zarife olarak devam edecekti hayatına. Hayal bu bakımevinde ortadan kaybolmuş bir hayalete dönüşecekti sonra. Kimse nerede olduğunu, nereye gittiğini bilmeyecekti.

Hayal için özel bir veda gecesi düzenlendi ertesi gün, Hayal göz yaşlarını tutamadı. O kadar çok ağladı ki neredeyse pişman olacaklardı böyle bir gece düzenlediklerine. Geceye Doğan beyi de davet etmişlerdi üstelik. Kızın neden bu kadar çok ağladığını bir tek o anlıyordu. Onun da yaşlar süzüldü gözlerinden. Onun nedenini de bir tek Hayal anladı. Artık baba kız olmuşlardı oradakiler bilmese de.

Ertesi gün Hayal bakımevindeki çok az eşyasını alıp tepedeki eve gitti önce. Doğan bey o gün veda yemeğinde Hayal’e onu karşıya kendi teknesi ile bırakabileceğini söylemişti herkesin içinde. Böylese sabahonun şoförü gelip kapıdan Hayal’i alınca kimsenin aklına başka bir şey gelmedi.

Araba ağır ağır tepedeki eve çıkarken Hayal, Zarife  olmaya doğru yolculuğuna başlamıştı.

Doğan bey tüm bu süre içerisinde damadına kızının artık iyileştiğine dair müjdeli haberi vermişti. Üstelik bu süreçte ona psikolojik tedavi de uygulanmış hırçınlıkları da sona ermişti. Ancak rahatsızlığı için kullandığı ilaçlar unutkanlık vekafa karışıklığı yapabiliyordu zaman zaman. Bu yüzden söylediği ve yaptığı şeylerde bir tuhaflık görürse bunları ilaçlara bağlamalıydı Semih.

Semih kayınpederinin kızına ne kadar düşkün olduğunu biliyordu. Zarife’nin hastalığının geçmesine elbette sevinmişti, kızının annesinin kötülüğünü istemezdi ama huyları konusunda değiştiğine inanmamıştı elbette. Doğan bey sadece onun geri dönüşü Semih üzerinde stres yaratmasın diye böyle söylüyor olmalıydı. Kızının bir anneye her zaman ihtiyacı vardı ama Zarifehiç bir zaman onaannelik yapmamıştı. Semih’e de iyi bir eş olmamıştı ama o bunu beklemiyordu zaten artık. Tek istediği Zarife’nin artık onlara ve kendine zarar verecek şeyler yapmaktan vazgeçmesiydi. Doğan beyin söylediğine göre aylardır hap ve içki kullanmıyordu. Buna da inanmak zordu. Zarife  çok akıllı bir kadındı. Koskocaman evde babasını pekala kandırıyor olabilirdi ki yıllarca yapmıştı zaten bunu. Doğan bey kızı bu kadar hasta olana kadar olayın boyutlarını tam kavrayamamıştı. Zarifenin zararsız eğlenceler yarattığını düşünüyorsu sadece. Onun bir bağımlıya dönüştüğünü görmek istemiyordu.

Bakıcısıyla oynayan Ceylin’inin yanına gelip sarıldı kızına Semih, “Bu gün annen gelecekmiş!” dedi sevgiyle. Çocuk hiç tepki vermeden oyuncaklarını gösterdi. Semih’te onu oyuncaklarıyla bıraktı yeniden. Aslında bu evde Zarife’nin varlığı bir anne ve eş olarak fazla hissedilmediği için dönüşü de farklı bir hava yaratmıyordu şimdilik. Burası da büyük bir evdi Doğan beyin ki kadar olmasa da. Evde her biri uzun süre birbirlerinden ayrı yaşayabiliyorlardı böylece.

Doğan beyin Semih ile yaptığı konuşmanın ardından bir hafta sonra Hayal yeni adıyla Zarife adadan ayrılmıştı yeni evine gitmek üzere. Doğan bey ona yolda son talimatları vermişti. Tepedeki evde bir hafta boyunca ona Zarife diye hitap etmeye çalışmış, hayal de bu isme kendini alıştırmaya çalışmıştı. İkisi içinde zor oluyordu bunu yapmak ama anlaşmaya uymak zorundaydılar. Hayal’de Doğan beye baba diye hitap etmek zorundaydı bundan sonra.

Eve vardıklarında Semih henüz evde yoktu. Burası da küçük bir bahçenin içinde şirin bir evdi gerçekten. Hayal bir süre bahçe kapısından baktı eve doğru, bundan sonraki yaşamı bu evde geçecekti eğer başarılı olabilirlerse. Eve karşı bir sıcaklık yayıldı içine. Gülümsedi. Doğan bey onun yüzündeki ifade dalgalanmalarını izliyordu sessizce.

Kapıyı açan hizmetçi Zarife’yi gittiğinden bile daha sağlıklı ve iyi görünce gözlerine inanamadı. Zarife’nin hiç olmadığı kadar nazik oluşu ve her davranışına teşekkür edişine ise iyice şoka girdi. Onları salona alır almaz, içeri koşup diğer ev çalışanlarına heyecanla anlattı olanları. Onlar da Zarife’nin hem yeni halini görmek, hem de hoşgeldiniz demek için salona geldiler.

Ceylin’in bakıcısı ona yeni elbiselerini giydirmişti.

“Bu gün anne gelecek ona güzel görünelim!” diyerek çocuğu bu buluşmaya hazırlamaya çalışmıştı ama minik kız anne rolünü hep bakıcısından gördüğü için bu kelime ona hiç bir şey ifade etmemişti. Bir annesi olduğunun farkındaydı ama bir anneye hissedilecek tüm duyguları bakıcısına karşı hissediyordu.

Zarife evin tüm çalışanlarını ve elbette kızını ilk kez görüyormuş gibi yapamazdı elbette. Ona yapılan tariflere ve Doğan beyin arkasından fısıldayarak isimlerini söylemesiyle hepsi hakkında ona anlatılanları hatırladı ve hepsine sevgiyle teşekkür etti. Sonra bakıcısının arkasına saklanan Ceylin’i farkedince yavaşça doğrulup ona doğru yürüdü,

“Merhaba Ceylin!” dedi gülümseyerek.

Ceylin ağlayarak bakıcısının bacaklarının arasına girdi iyice.

“Kusura bakmayın hanımefendi uykudan yeni uyandı!” dedi bakıcı mahcup bir şekilde. Çocuk ona gitmediği için  hanımından azar işitmek istemiyordu.

“Çok haklı aylardır beni görmedi. Onunla yeniden bağ kurmamız gerekecek Ona bu kadar iyi baktığınız için minnettarım!” dedi bakıcıya nazikçe.

Bakıcı ve diğer hizmetçiler bu nazik açıklamaya duydukları şaşkınlığı belli etmemeye çalışarak ilerinin başlarına döndüler.

“Muhtemelen geçici bri ruh halidir, bir iki güne eski haline geri döner nasılsa!” diye dedikodu yaptılar sonra aralarında.

Doğan bey evi daha önce ne kadar anlatmış olurlarsa olsunlar. Zarife’nin gözüyle görmesi için onu evin içinde gezdirdi. Hizmetçilere evini özlediği için böyle bir şey yaptığı söylendi. Doğan bey ayrıca onlara da onun unutkanlık ve farklı davranışları olabileceğini buna şaşırmamaları gerektiğini tembihledi Zarife eşyaları incelerken. Ne kadar eğitmiş olurlarsa olsunlar Hayal’in kızına göre çok farklı bir yapısı olduğunun farkındaydı. Bu farklılık o kadar belirgindi ki, tüm anılarını ona aktarmış olsalar bile, karakterini değiştirmeleri mümkün değildi.

(devam edecek)

 

 

 

Yorum bırakın