Kerem bey kulaklarına inanamıyordu. O kadar şaşırmıştı ki Sedef hanıma bunu söylemenin bir yolu olduğunu bile sanmıyordu. Halim bey gerçekten çok olgun bir adamdı. Kendi oğlundan başka kızını da düşünüp, onun yanında olmuştu bu konuşmayı yaparlarken.
“Baba annem neden bu kadar düşman Arzu teyzeye?” dedi Berfu defalarca sorupta yanıt alamadığı halde.
Kerem bey dönüp Halim beye baktı.
“Çocuklar sanırım artık bunu öğrenmenizin vakti geldi!” dedi Halim bey iki gence bakıp.
İkisi de yıllardır merak edip öğrenemedikleri bu sorunun cevabını duymak için kulak kesildiler. Cevabın Halim beyden gelecek olması da ayrıca ilginçti.
“Ben Arzu ile tanışmadan önce, Sedef’in kız kardeşi, Gönül ile görüşüyordum!”
“Teyzemle mi?” dedi Berfu şaşkın şaşkın.
“Evet Gönül teyzenle!” dedi Halim bey. Aslında aramızda büyük bir aşk yoktu ama bir kaç yıl sevgili olmuştuk. Ben gerçek aşkı Sedat’ın annesini tanıyınca öğrendim. Gönül ile sürekli kavga eder ayrılırdık. Bana küser telefonlara çıkmazdı. O dönemde bir parkta tanıştık Arzuyla. Sedat’ı parka getirmişti. Eşini kaybedeli iki yıl olmuştu ama çok gençti tabi hâlâ. Ondan görür görmez çok etkilenmiştim ama çocuğu olduğunu görünce evli olacağını sanmıştım tabi. Sonra eşini kaybettiğini öğrenince bir kaç kez daha çıktım karşılarına. Sedat ile oynadım. Bu sırada elini delikanlının omuzuna koydu. O da şimdiki olduğu gibi çok güzel ve iyi bir çocuktu.
“Teyzem ne oldu peki?” dedi Berfu yeniden merakla.
“Onu çok aradım. Kaprisleri, öfkeleri giderek artıyor, her defasında ona yalvarmamı bekliyordu. Bu bir ilişkide çok yorucu bir şeydir çocuklar. İnsanlar sorunlarını konuşarak hallederler. Çiftlerin birbirinden intikam almaya çalışması, cezalandırması bir ilişkide yapılabilecek en tehlikeli davranışlardır. İki insanı da gereksiz yere yıpratır ve soğutur birbirinden. Ben de teyzeni aramayı bıraktım bir süre sonra.”
“Gönül zor bir insandır!” dedi Kerem bey onu onaylayarak. Gençlerin ve Halim beyin yanında bir şey söylemek istemedi ama Sedef hanımın da kolay biri olmadığının hepsi farkındaydı.
“Peki neden yıllarca sakladınız bunu bizden baba?” dedi Berfu babasına dönüp.
“Annen istemedi. Gönül teyzen anneni sürekli dolduruyordu. O hayin beni o kadınla aldattı ve sonra ortada bıraktı diye!”
Sedat şaşkınlıkla baktı Halim beye. O da çok şaşırmıştı duyduklarına.
“Hayır elbette öyle olmadı.” dedi Halim bey oğluna gülümseyerek.
“Babanın bir suçu yok!” dedi Kerem bey de, “Biz o sıralar Sedef ile yeni evlenmiştik.”
“Yani yıllardır iki ailenin arasındaki soğukluk bu yüzden mi?”
“Evet neredeyse yirmi iki yıldır!” dedi Halim bey iç çekerek, “Bir şekilde ne siz, ne de biz taşınabildik buralardan!”
“Bizim bir araya gelmemiz gerekiyormuş demek ki!” dedi Sedat Berfu’ya bakarak.
“Aslında benim ailemde Arzu’yu istemedi başlangıçta. Arzu ikinci evliliğini yapacaktı benimle ve bir de küçük oğlu vardı.”
“Bu işler kimse için kolay olmuyor anlaşılan!” dedi Sedat gülümseyerek.
“Ama sonra anneni tanıyınca onu da seni de çok sevdiler biliyorsun!” dedi Halim bey oğluna sarılarak.
Sedat’da gülümseyerek yanıt verdi babasına.
“Peki şimdi ne yapacağız?” dedi Kerem bey yeniden Halim beye dönerek.
“Öncelikle olması gerektiği gibi kızınızı sizden isteyeceğiz!” dedi Halim bey oğluna bakarak
Sedat konuşurlarken masanın üzerine bıraktığı çikolata ve çiçeği alıp Kerem beyin yanına geldi tam eğilip elini öpeceği sırada çaldı adamcağızın telefonu.
“Anneni aramadık!” dedi telaşla o da Berfu’ya bakıp.
“Sedefciğim geleceğiz canım. Haklısın aramadık. Yok merak edilecek bir şey yok!” dedi hızlı hızlı. Sedef hanım soru sormaya devam edince onları da yanıtlayıp, aramadıkları için kısa bir fırça dinledi ardından. Telefonu kapatıp Sedat’a uzattı elini sonra.
“Delikanlı benim ne ailen ile ne de seninle bir problemim olmadı. Kızım seni annesinden gizli nikahlanacak kadar sevdiyse bir bildiği vardır. Ancak yarın bir gün ben de karımın arkasında durmak zorunda kalabilirim. Seninde o zaman kendi karının arkasında ve hatta yanında durmanı beklerim. Herkes kendi yuvasının huzurunu korumakla sorumlu ona göre!” dedi ardından.
Sedat öptü artık kayınpederi olan Kerem beyin elini.
“Allah’ın emri peygamberin kavliyle istiyoruz Berfu’yu Kerem’e!” diyerek söylenmesi gereken sözü de söyledi Halim bey.
“Artık anneleri ikna ettikten sonra bir düğün yapar, eşi dostu çağırırız. Bu olanlardan da kimseye bahsetmeyiz!”
“Bu çikolatayla, çiçeği eve götüremeyeceğimize göre barı açın da yiyelim!” diye Kerem bey.
Gülümseyerek yediler kutudakilerin hemen hepsini. Çiçek ile çikolatanın kalanını da Arzu hanıma götürmeye karar verdiler.
“Bir tanesini Afacan’a götürsem olmaz mı?” dedi Berfu Sedat’a bakarak. O tatilden beridir Afacan Berfu’larda kalıyordu. Sedef hanım baştan istemediğini söylese de alışmıştı hayvana. Hatta herkesten çok o seviyordu şimdi. Sedat’ta Berfu onu gezmeye çıkarınca gidiyordu onlarla. Böylece üçü birden görüşmüş oluyorlardı.
“Kızım olmaz, çikolata zararlı Afacan’a biliyorsun!” dedi Kerem bey hemen. O da en az kızı ve karısı kadar sevmişti bu şirin köpeği.
“Ona bir kutlama kemiği alırız yarın gezdirirken!” dedi Sedat gülümseyerek. Berfu ellerini çırptı.
Gençlerin aralarındaki bu güzel ve güçlü elektirik hoşlarına gitmişti babaların da ama çok belli etmediler.
Gençlere annelerin gönlü alınana kadar aynı evde yaşayamayacakları konusunda direktifleri verdikten sonra ayrıldılar. Gizlice gidip nikahlanmış olsalar bile sanki nikah hiç yokmuş gibi yaşamaya devam edeceklerdi.
Berfu ve Sedat’ta zaten niyetlerinin tam olarak bu olduğunu tekrarlayarak söz verdiler. İkisinin de içi bir parça rahatlamıştı. Arzu hanım biraz gönül koymuştu ama onaylamıştı bu evliliği sonuçta. Şimdi tek aşılacak zorluk Sedef hanımın inadıydı.
Berfu annesinin teyzesi yüzünden duyduğu kinin onun mutluluğundan daha önemli olmasını anlayamıyordu. Dönerlerken babasına bu işi nasıl halledeceklerini sordu.
Kerem bey de şimdilik ne yapacaklarından çok emin değildi, “Dur bakalım biraz düşünelim. Elbet yapacağız bir şeyler, sonsuza kadar saklayamayız annenden!” diye cevap verdi.
İkisi düşüncelere dalarak döndüler eve, Afacan kapıdan girer girmez üstlerine atıldı. Berfu’nun arkadaşının iyi olduğunu söylediler Sedef hanıma ve ailecek sofraya oturdular.
Bir hafta sonra Sedef hanım yine bir akşam yemeğinde kız kardeşi ile konuştuğunu ve Berfu’ya çok iyi bir kısmet çıktığını söyledi. Gönül hanım hâlâ evlenmemişti ve Kerem beyin kızına anlattığına göre bu yüzden de Halim betyi suçluyorlardı. Yaşadığı şey o kadar ağır gelmişti ki bir daha başkasını sevememişti zavallı Gönül hanım.
“Bu hafta sonu bir buluşma ayarlayalım diyor teyzen tanışmanız için!” diye devam etti Berfu’ya bakarak. Berfu babasıyla göz göze geldi bir an için ve ne diyeceğini bilemedi.
(devam edecek)