Kaan ara tatilden önce bir kaç kez gelip ziyaret etmişti Zehra’yı. Dışarıda bir akşam yemeği yemişler ve ayrılmışlardı. Aslında Kaan eve gelmek istediğini belli eden bir kaç şey söylemişti ama hem ailesi Nefise ile aynı evde yaşadığını bilmediğinden hem de bunu doğru bulmadığından kabul etmemişti Zehra.
“Ben arkadaşımda kalabilirim,” demişti Nefise, “eğer gelmesini istiyorsan yani?”
Evlendikten sonra nasılsa hep aynı yerde olacaklardı. Şimdiden bu kadar vakit geçirmelerine gerek olduğunu düşünmüyordu Zehra. Nefise yine derin bir iç geçirerek yanıtlamıştı arkadaşını.
“Evlenmeden önce bir kez aşkı tadabilseydin, tam süper olacaktı.”
“Nefise senin hayatında da kimse yok ama sürekli aşktan bahsediyorsun, sence de bu biraz tuhaf değil mi?”
“Neden olsun ki, evlenmek için aşk şart ama aşık olmak için evlenmek şart değil ki? Ben hissettiklerimi seviyorum.”
Son sene mezuniyet törenleri yapılacağından, son sınıfların ara tatilleri diğerlerinden önceye alınınca “Söyleme, sürpriz yap!” demişti Nefise. Böylece ilişkilerine biraz olsun heyecan eklenmiş olurdu belki. Tabi annesine de söylememesi gerekiyordu çünkü o zaman Perihan hanım hemen nişan düzenlemelerine başlar ve Kaan’a duyurudu erken geleceğini.
“Tamam! Bu kez seni dinleyeceğim” dedi Zehra arkadaşına gülerek. Sevinçle el çırptı Zehra.
Şehire döner dönmez, ev yerine önce Kaan’ın kaldığı daireye gidecekti. Planı böyle yapmışlardı. Zaten erken bir saatte gideceği için Kaan henüz evden çıkmış olamazdı. Bakalım bir anda karşısında Zehra’yı görünce ne tepki verecekti. Nefise tüm detayları duymak istiyordu dönünce.
Planladıkları gibi kimseye haber vermeden dönüş biletini aldı Zehra. Üniversite bittiğinden beri ayrı yaşıyordu Kaan ailesinden. Daha önce içeri girmemiş olsa da, evden bir şeyler almak için uğradıklarında öğrenmişti yerini. Sabahın köründe Kaan’ın kapısına dayanmak için içinde bir heyecan bulamadı otobüsten inince. Yine de Nefise’ye söz verdiği için bir taksiye atlayıp önce oraya gitti.
Ortalık o kadar sessizdi ki, kendi ayak seslerinden başka çıt çıkmıyordu binada. Beş numaralı kapının önüne gelince, durdu ve derin bir nefes aldı. Diğer dairelerde yaşayanları rahatsız etmemek için önce yavaşça tıkladı kapıyı. Biraz bekleyip açılmayınca zile bastı. Uykusunda bu kadar küçük tıkırtıyı duymamış olabilirdi elbette.
Kaan uykulu gözlerle açtı kapıyı, birden bire Zehra’yı görünce şaşırmıştı. Beline doladığı çarşafı düzeltti hemen. Zehra ne söyleyeceğini bilemediği için gülümsedi sadece. Onun içeri davet edeceğini düşünüyordu.
“Sen burada bekle, ben giyineyim sonra gidip bir yerlerde kahvaltı ederiz.” dedi hızlıca oğlan.
Öyle ya sabahın bu saati bekar bir adamın evine girmesi uygun düşmezdi evlenecek bile olsalar.
“Tamam” dedi yine gülümseyerek.
Kaan tam kapıyı kapatırken duydu içeride ki diğer sesi ; “Sevgilim sabahın bu saatinde kim gelmiş?”
Yüzünde gülümsemesi dondu birden. Kaan çoktan kapıyı kapatmaştı. İçeriden bir kaç patırtı duyuldu sadece. Ne yapacağını bilemeden kapalı kapıya baktı bir süre. İçeride bir kadın vardı ve ona sevgilim diyordu.
“Peki ben ne yapıyorum burada?” dedi yüksek sesle ve hızlı adımlarla çıktı binadan ve bir taksiye binip eve gitti. Nefise ile yaptıkları planların içinde böyle bir sürpriz yoktu. Daha doğrusu bunun Kaan’a hoş bir sürpriz olması gerekirken, Zehra’ya kötü bir sürpriz olmuştu. Hoş Kaan için de sürpriz olduğu ortadaydı ama.
“Ne çok süpriz dedim!” diye söylendi kendi kendine.
Nejdet bey kapı sesine uyanıp gelmişti hemen, karşısında Zehra’yı görünce sarıldı hemen kızına.
“Yavrum niye haber vermedin geleceğini?”
“Sürpriz yapayım dedim” dedi yine.
Ne sürprizli bir sabahtı ama.
Kızın allak bullak olmuş yüzünü yol yorgunluğuna verdi Nejdet bey gidip karısını uyandırdı.
Zehra’nın böyle habersiz işler yapmayacağından emin olan Perihan hanım; “Bir şey mi oldu?” diye sordu hemen.
Ara tatilin erkene alındığını anlattı onlara kısaca. Yüzündeki memnuniyetsiz ifadenin sorgusunu Nejdet bey yanlarından ayrılana kadar erteledi Perihan hanım.
Zehra olanı biteni Nefise’yi karıştırmadan anlattı annesine.
Perihan hanımın yüzü değişti bir süre sessiz kaldı.
“O henüz bekar bir erkek, senin geleceğini de bilmiyordu. Elbette böyle şeyler yaşayacak. Keşke gelmeden haber verseydin.” dedi kızına.
“Anne kız ona sevgilim diyordu!”
“Kızım ne diyecek? Evlenene kadardır böyle şeyler.”
Cevap vermedi Zehra annesine. Nişanın yine de yapılacağı ortadaydı. Kaan defalarca aramıştı geçen süre boyunca telefonundan. Sonunda odasına çıkınca açtı.
“Aşkım, bak her şeyi yalnış anladın. Ben sadece..”
“Sadece bir sevgilin mi var?” dedi Zehra.
“Bir gecelik bir hataydı o ben sadece seni seviyorum inan bana. Söz veriyorum bir kez daha olmayacak. Affet beni.”
Bir şey söylemeden kapattı telefonu Zehra. Öğleden sonra koca bir buket beyaz gül geldi eve. Kaan’ın ardı arkası kesilmeyen özür mesajları devam ediyordu.
“Artık uzatma bence!” dedi Perihan hanım.
Akşam buluşma teklifini kabul etti böylece Zehra ama şimdilik Kaan’a yumuşak davranmaya niyeti yoktu.
Gece boyu bin bir özür diledi Kaan. Nişanı da yapsınlar bir daha kimseye göz ucuyla bile bakmayacaktı. Onun için sadece Zehra vardı ve başkası olamazdı da zaten.
“Tamam” dedi bu kez. Bu gece de barışmadan dönerse annesinin tepki göstereceğini biliyordu. Evet henüz nişanlı bile değildirler ve o sonuçta bir erkekti. Üstelik popüler bir erkek. Evlenmeden bir kaç macera yaşaması normaldi herhalde. Döndüğünde bundan Nefise’ye bahsetmeli miydi? Annesinin ikna edici sözlerine rağmen kafası karışıktı. Nejdet amca ile konuşacağı bir konuda değildi bu. Buradaki bütün arkadaşları Kaan’ı tanıdıkları için onlara da bahsedemezdi. En iyisi dönünce Nefise ile biraz dertleşmekti galiba yine de.
İki haftalık tatil sona ermeden gösterişli bir törenle nişanları yapıldı. Onlar artık yaz geldiğinde evlenmek için resmi adımı atmışlardı. Kaan o dönene kadar uslu duracağına söz verdi ayrılırken.
Nefise hikayeyi dinler dinlemez ; “Vay domuuuuz!” diye çığlık attı.
Annesinin ikna edici sözlerini ona sıralasa da, arkadaşı pek ikna olmuşa benzemiyordu.
“Zehra sen ne yapıyorsun Allahaşkına!” diye tepinerek, yıllardır olduğu gibi aşkın nasıl kutsal bir duygu olduğunu sadakat ve güvenin bir evlilikte ne kadar önemli olduğuna dair uzun bir nutuk attı yeniden.
“Üzerine bir de nişanlanıp gelmişsin sen ama” dedi sonra çaresiz bir sesle.
“Bir daha yapmayacağına söz verdi işte! Herkes hata yapabilir demiyor musun sen her zaman?”
İkinci dönemde büyük bir hızla sona erdi. Kaan ve ailesi Zehra’nın mezuniyet törenine geldiler Perihan hanımlarla. Nefise resimlerine bakıp hayran olduğu oğlanı görünce bmcek görmüş gibi bakmaya başladı. Törenden sonra bir süre daha kalacaklar sonra döneceklerdi evlerine. Bu yüzden aileler ile beraber dönmediler.
Ayrıca evin boşaltılması ve kapatılması da gerekiyordu.
Nefise “Dönmek istiyorsan, evi ben kapatırım sen gidebilirsin” dedi arkadaşına. Bu yaz evlenecekti ve Perihan hanımın her şeyi halletmek ve düzene koymak için dört gözle kızını beklediğini biliyordu. Zehra minnet duydu arkadaşının bu fedakarlığına, “Davetiyeler basılır basılmaz yollayacağım sana bir tane” diyerek vedalaştı arkadaşıyla.
Nefise’nin telkini üzerine yine dönüş tarihini söylememişti ama bu kez Kaan’ın evine gitmeyecekti doğrudan. Kendi evine gidecekti.
“O zaman neden haber vermiyorum” diye sorunca
“Bilmem nedense içimden öyle geldi.” diyerek kıkırdamıştı Nefise.
Zaten onun yaptıkları ve söylediklerine akıl sır erdiremeyen Zehra’da gülmüştü onunla birlikte.
(devam edecek)