Çiftlik – Bölüm 23

Dedektif evi aradı ama Gamze’den bir iz bulamadı. Merve hanımı yeniden arayınca onun direktifleriyle bakmayı akıl etmediği diğer her yere de baktı. Ne Gamze’den, ne de daha önce Gamze’nin burada olduğuna dair bir iz vardı. Mesajda bahsedilen tek iz, çöp torbasında berbat kokan kıyafetlerdi.

“Kim atıyor bu mesajları?” dedi Merve hanım sinirle, “Şimdi o çöp torbasını al ve doru polise git. Benim için çalıştığını söyle, artık Suat’ın bir metresi olduğu açığa çıktığına göre, kızı bulmak için seni tuttuğumu söyle, aldığın mesajları onlara göster. Çöpü de ver! Böylece en azından ben kızı acı içinde arayan yenge olabilir zanlı olmaktan kurtulurum!”

“Tamam!” dedi adam ve telefonu kapatıp, çöp torbasının ağzını sıkıca bağladı ve arabasının bagajına atıp, soruşturmayı yürüten merkeze gitti. Merve hanımın söylediği gibi olanları anlattı. Polisler böyle bir adamın varlığından habersiz oldukları için onu da hemen şüpheli listesine eklediler. Örneğin neden mesaj gelir gelmez polise gelmemişti, ne zamandır kızın peşindeydi? Bu işi yapmak için ruhsatı var mıydı?

Dedektifin sorgusu tamamlandıktan sonra telefonuna el konuldu ve sonra Suat beylerin evine giden polis hikayeyi bir de ondan dinlemek istedi. Suat bey karısının bir dedektif tuttuğunu duyunca çok şaşırmıştı. Neden böyle bir şey yaptığına akıl sır erdiremiyordu. Sözde dedektif kızı bulmak için tutulduğunu söylemişti. Polis kıyafetler doğrulayacaklarını düşünerek onları da getirmişti. Merve hanım ve Suat beyin kızın ne giyip çıkardığından haberi olmadığı için Serap çağrıldı. Zavallı kız göz yaşları içinde bunların Gamze’nin olduğunu doğruladı. Kıyafetlerin Gamze’nin olduğu anlaşılınca bu sefer sorgu Suat beye döndü. Bunların ona ait bir evde ne işi vardı. Orayı kimler biliyordu? En son kim gitmişti?

Suat bey artık karısından saklayacağı bir durum olmadığı için oraya metresi ile gittiği son zamanı söyledi. Ancak ne Gamze’nin kaçırılması, ne de bu kıyafetlerle bir ilgisi yoktu. Polis bu ifadenin ardından o akşam metresin evine de uğradı ve şüpheli listesine onun adını da ekledi. Kadının olanlarla hiç ilgisi olmadığı için paniğe kapıldı. Ne kendisinin ne de Suat beyin böyle çirkin bir girişimde bulunmadıklarını söyledi. Suat bey boşanır boşanmaz evleneceklerdi.

Vedat tüm bu olanlardan habersiz Melih’e ulaşmanın yollarını arıyordu. Habersiz ve endişe içinde beklemekten aklını kaçıracak gibi oluyordu. Telefonla erişemeyince bu defa Melih’in eve giriş çıkışlarını gözetlemeye başladı. Bunu yaparken çok dikkatli olması gerekiyordu çünkü biri onu görürse, şüpheler yeniden üzerinde toplanırdı. Bir öğle öncesi Melih’in dışarı çıkışını evlerinin penceresinden görünce, hemen peşine takıldı. Ona evin etrafında değil daha uzakta yetişip konuşacaktı. Ancak Melih hızlı adımlarla bir sonraki sokağa kadar gidip orada park halinde duran bir araca bindi. Vedat onun arabası olmadığını biliyordu. Eğer babası ona bir araba almışsa bile bunu neden bu kadar uzağa bıraksındı ki. Sonuç olarak nereye giderse gitsin onu takip edip konuşmaya kararlıydı. Koşarak biraz ilerideki taksi durağına gitti ve Melih’in henüz hareket eden arabası gözden kaybolmadan onu takip etmelerini istedi. Neyse ki cebinde yeteri kadar parası vardı.

Anlaşılan Melih yakınlarda bir yere gitmiyordu, on dakikadır yolda olmalarına rağmen henüz bir yerde durmamıştı.

“Nereye gidiyor bu ahmak?” dedi kendi kendine, bir yandan da cebindeki paranın yettiğine emin olmak için gözünü taksimetreden ayırmıyordu.

Melih bir on dakika daha sonra müstakil evlerin olduğu bir siteden içeri girdi. Vedat’da sitenin kapısına kadar taksiyle gelip, orada indi. Aslında geri dönmek için taksiye beklemesini söylemek istiyordu ama içeride konuşmanın ne kadar süreceğini bilemediği ve en kötü ihtimalle Melih ile dönebileceğini düşündüğü için adama bir şey söylemedi. Bunca yıllık arkadaşını burada bırakacak hali yoktu herhalde Melih’in.

Taksiden inerken Melih’in tam olarak ne tarafa gittiğini görmediği için, evlerin arasında dolanmaya başladı Bu evlerin büyük bir çoğunluğunun kepenkleri kapalıydı. İnsanların daha çok hafta sonları ya da yazın geldikleri evlerden gibi duruyorlardı. Sitenin bir kaç sokağını gezdikten sonra Melih’in bindiği arabayı bir tanesinin önünde gördü ve oraya doğru yürüdü. Açık bahçe kapısından içeri girdi. Burası Melih’in yeni arkadaşlarından birinin evi miydi acaba? Ne için gelmişti ki buraya? Belki de gençler kendi aralarında eğlenmek için ailelerinden birinin boş evini kullanacaklardı. Ancak görünüşe göre Melih’den başka gelen yoktu. Kapının önündeki tek araba onundu. Vedat temkinli davranıp hemen kapıyı çalmadı, sessizce evin pencerelerinden içeriyi görmek için harekete geçti. Baktığı ilk pencereden bir şey görünmüyordu. Bir sonrakine geçti. İçeride hareket eden bir gölgeyi görünce kenara çekilip izlemeye başladı. Melih’ti bu, elindeki her neyse karıştırıp duruyordu. Sonra pencereden sırtı görünen küçük kanepeye eğildi. Hazırladığı mamayı yedirmek için Gamze’yi dikleştirmesi gereken Melih kızı koltuk altlarından çekerek kaldırdı. Vedat o zaman şok olmuş bir şekilde anladı arkadaşının buraya neden geldiğini.

“İyi ama neden?” dedi kendi kendine, kenara saklanıp aklını toparlamaya çalıştı. Yapamadı. Sonra büyük bir öfkeye kapıldı ve hiç düşünmeden doğruca kapıya gidip yumruklamaya başladı.

“Aç şu kapıyı Melih! Seni gördüm!”

Melih kapının aniden yumruklanmaya başlaması ile paniğe kapıldığı için Vedat’ın sesini tanıyamadı. Gamze henüz kendine gelememişti. Sessizce kapıya doğru yürüdü, o sırada Vedat daha da sert yumrukluyordu kapıyı.

“Melih aç kapıyı Vedat ben!”

Melih arkadaşının adını duyunca iyice şoka girdi ve ne yapacağını şaşırdı.

“Ne işin var burada?” diye seslendi, “Beni nasıl buldun?”

“Melih açmazsan polisi ararım, Gamze’yi gördüm!”

Melih kısa bir tereddütten sonra gelip kapıyı açtı.

“Delirdin mi sen, ona ne yaptın böyle?” dedi Vedat endişeyle Gamze’nin yanına giderek.

“İşler düşündüğüm gibi gitmedi henüz!” dedi Melih.

“Ne düşünüyordun ki? Şu kızın haline bak! Polis her yerde onu arıyor?”

“Ne mi düşünüyordum?” diye avazı çıktığı kadar bağırdı Melih birden. Artık yakalanmıştı, “Seni niye ilgilendiriyor ki bunlar?”

“O benim arkadaşım!” dedi Vedat.

“Arkadaşın mı? Onun aptal bir kız olduğunu sen söylemiştin?” bu arada Vedat’a fırlatacak bir şey bulmak için gözleriyle etrafı tarıyordu

“Sana onu kaçırıp bu hale mi getir dedim? Bu yıllar önceydi, o zaman küçücük bir kızdı Gamze? Biz de çocuktuk!”

“Babamdan intikam almak istiyorum anladın mı? Polisin her şeyi onun yaptığını düşünmesini istiyorum. Annem bir dedektif tutmuş onu duydum. Onun haberi olmadan telefonundan adamın numarasını çaldım ve ona mesajlar atıyorum.”

“Ne saçmalıyorsun sen?”

“Gamze’nin kıyafetlerini babamın evlerinden birine bıraktım ve adresi adama mesaj attım. Çoktan bulmuştur!”

“Ne olacak bulmuşsa?”

“Babamdan şüphelenecekler!”

“Bu yeterli delil mi sanıyorsun? Sonraki hamlen ne?”

Melih o sırada şöminenin üzerinde duran ikili şamdanı kapıp Melih’e fırlattı ve sonra hızla onun üzerine atıldı.

“Ne yapıyorsun ahmak herif?” diye inledi Vedat, Allah’tan zamanında başını eğmiş şamdan bir yerine gelmemişti. Melih’ten daha güçlü ve dövüş konusunda daha tecrübeliydi. Onu altına alıp bir kolunu bükerek üzerine oturdu.

“Burası kimin evi?” dedi hırsla

“Babamın!”

“O halde burayı da bulacaklarını aklın kesmiyor mu? Bu saçma oyuna bir son vermezsen başın geri dönemeyeceğin bir belaya girecek!”

“Şimdi girmedi mi yani?” dedi Melih inleyerek.

“Henüz yeterince değil belki, kız yaşıyor, sen de babasına hırslı bir genç adamsın bir yolunu bulur avukatlar!”

(devam edecek)

Çiftlik – Bölüm 23’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s