Berfu hafta sonları eve döneceği zaman son zamanlarda ağabeyi gelip onu almaya başlamıştı. Aileden biri olmadan kızların okuldan çıkmasına izin verilmiyordu. Okulda kalanlar gidenleri uğurlamaya gelebildikleri için çoğunlukla Berfu gitmek için beklerken yanında Gamze oluyordu. Berfu’nun ağabeyi Ozan ile böylece tanıştılar. Ozan, Gamze’yi görür görmez tanımıştı zaten, onun fotoğraflardan bile daha etkileyici olduğunu düşünüyordu. Hele ki kardeşinden onun hayat hikayesini dinleyince iyice etkilenmişti.
“Madem arkadaşının bir ailesi yok neden bir hafta sonu bizimle kalması için çağırmıyorsun?” diye sordu bir gün Berfu’yu almış eve dönerlerken.
“Bunu yapabilmemiz için Gamze’nin de ailesinin yazılı izni gerekiyor, amcası ve yengesinin böyle bir şeye izin vereceğini sanmıyorum!” dedi Berfu.
Gamze ile görüşebilmek için en güzel seçeneğinin önünü kesen bu amca ve yengeye sinirlendi Ozan içten içe ama bir şey söylemedi. Okulun çıkışında kızların ailelerini bekledikleri yerlerde kafeteryalar vardı. Beklerken ya da aileler hafta içi kızlarına bir şey vermek istediklerinde bu kafeteryalar kullanılıyordu. Bir sonraki hafta Berfu’yu almaya erken gelen Ozan içeri girerek bu defa kız kardeşini Gamze ile kafeteryada otururlarken yakaladı ve böylece Gamze ile biraz sohbet etme imkanı buldu. Gamze bütün gün kızlardan erkek arkadaş muhabbeti dinlediği için, hayran hayran gözlerinin içine bakan bu delikanlıdan biraz etkilenmişti. Aslında etkilendiği Ozan değil de tuhaf bir şekilde belli ettiği hayranlığıydı. Berfu o sırada sürekli elindeki telefonu ile oynadığından ağabeyinin arkadaşına olan ilgisini fark etmedi. Sonraki haftalarda Ozan hep erken gelip Berfu mızıldanana kadar onlarla kafeterya da vakit geçirmeye başladı. Gamze bu gelişlerin kendisi için olduğunu çözmüştü artık ama bu onu tedirgin ettiği için eskisi kadar sohbete dahil olmamaya gayret ediyordu. Birden kalkıp gitmenin de arkadaşına ayıp olacağını düşündüğü için yapamıyordu. Eve dönüşünde bu konudan Serap’a bahsetmeli ve ondan akıl almalıydı.
Vedat’ta her nasılsa bir türlü Gamze’yi aklından çıkaramamıştı. Kızın hikayesi ve ailesizliği ile kendi hikayesi arasında bir benzerlik olduğunu düşündüğünden beri bu ilgi daha da artmıştı. Eksikliklerinin ortak olması ona kendini daha yakın hissetmesine neden oluyordu. Yaşadığı tüm acı olaylara rağmen gülümseyen ve neşeli bir kız olması ise ona olan hayranlığını arttırıyordu. Görünüşe göre o kız Melih ve onun başaramadığı bir şeyi başarmıştı kendi içinde. Vedat’ın yaralarını da sarabilirdi belki eğer ona biraz ilgi gösterirse. Belki de diğer kızla arkadaşlık kurabilirse Gamze’ye yakın olmayı da becerebilirdi. İkisinin arasında sıkı bir bağ olduğu gözle görülebiliyordu. O kız Gamze’den büyüktü. Melih’in dediğine göre bahçede çalışan adamın kızıydı. Onun bir kaç kez kendiyle konuşmaya çalıştığından bahsetmişti Melih. Niyeyse Vedat çekiniyordu Ahmet beyden. Onu gördüğünde adamın bakışları pek dost canlısı olmuyordu. Ne kendi evinde ne de bu evde pek sevilmiyordu aslında. Bunu Gamze’ye olan duyguları oluşana kadar pek umursamamıştı ama şimdi umursuyordu. Tuhaf olan Gamze’ye karşı hissettikleri bir erkeğin bir kıza hissettiği türden değil de daha çok bir kader ortağına hissettikleri gibiydi. Yani birbirlerine yardım edip, yaralarını sarabilecekleri bir dostlu hayal ediyordu belki. Belki de daha önce gerçekten birine karşı fazla duygu beslemediği için bunun aslında bir hoşlanma olduğunu ayırt edemiyordu. Bundan Melih’e bahsetmesi de mümkün değildi. Ancak o olmadan da diğer kız veya Gamze ile arasındaki bağı kurması ve güçlendirmesi mümkün değildi. Kuzeni ve diğeri ile hiç ilgisi olmasa da en azından o eve girip çıkması için Melih ile arkadaşlıklarının devam etmesi gerekiyordu.
Suat bey karısına yeğenini ikna edip çiftliği satma planından bahsetmişti. Çiftliğin satışından ona elbette pay vereceklerdi ama kızın gerçek satış fiyatını bilmesine gerek yoktu. Yıllardır onun ve diğerlerinin bakımını üstlendiklerinden bu satıştan kâr elde etmeleri kimseye haksızlık sayılmazdı. Merve hanım dışarıdan göstermese de Suat bey ile birlikte yaşamaktan zaten yoksun olduğu duygusallıktan iyice uzaklaşmış ve acımasız birine dönüşmüştü. Sadece kocasının iradesine boyun eğmek zorunda olduğu için munis bir kadın görüntüsü sergilemeye çalışıyordu. Biraz daha cesur biri olsa kızın başına bir şey gelmesi için planlar yapar, böylece çiftlik onlara kalırdı ama acımasızlığı neyse ki beraberinde cesaret ile değildi. Konuşmaları sırasında bir kaç kez kocasına üzeri kapalı imalarda bulunmaya çalışmışsa da adamın kafası nedense bu şekilde çalışmıyordu. Oysa ne kardeşini ne de yeğenini sevmediğini biliyordu Merve hanım onun. Düşündüğü şeyi alenen söylese ne tepki alacağından emin olamadığı için imalarda bulunuyordu sadece. Suat bey sağı solu belli olmayan bir adamdı. Olmadık şeylere, olmadık tepkiler verebilirdi. Böyle bir adamla evlendirilmiş olmaktan ve onun çocuğunu doğurmaktan hiç memnun olmamasına rağmen rahat yaşantıdan ve konfor alanından asla vazgeçemediği için hayatı boyunca kocasına ve çevresine rol yapmıştı. Bir tek oğluna rol yapma gereği duymuyor, çocuğu neredeyse hiç önemsemediğini açıkça hissettiriyordu. Babası kadar akıllı bile değildi Melih annesinin gözünde. Bir asalak olarak tüm bu serveti idare edebileceğinden bile şüpheleri vardı. Suat beye bir şey olduğunda oğlu beceremeyeceği için her şeyi Merve hanım ele alacaktı, o zaman kimseye bir şey danışması gerekmeyeceğinden istediği gibi karar alıp uygulayabilirdi. Eğer şimdi öyle bir zamanda olsalardı, Gamze’nin başına bir iş gelmesi için çoktan harekete geçmiş olurdu. Onun on sekizine gelip çiftliği satmaya ikna etmeye uğraşmaktansa onu ortadan kaldırıp her şeyi tek sahibi olmak çok daha kolaydı. Zaten cesareti olsa önde o aptal kızı değil kocasını ortadan kaldırırdı. Kendini gidenlerin ardından göz yaşları içinde rol yaparken hayal edebiliyor ancak hayata geçiremiyordu.
Vedat Melih’ten Gamze’nin gittiği okulun adını öğrenmeyi başarmıştı. Okulun şehrin içinde ve yakında olması onu hem şaşırtmış hem de sevinmişti. Melih veya evdeki diğerleri olmadan onunla görüşebilme imkanı olmasına mutlu olmuştu. Ancak henüz bilmediği okula aileden olmayan ziyaretçilerin kabul edilmediğiydi. Okulun öğrendiği günün ertesinde okulun yerini tespit etmiş, giriş çıkışların nasıl olduğunu izlemişti. Birden bire Gamze’yi ziyaret etmesinin tuhaf olacağının farkındaydı. O yüzden belki de önce onula eve döndüğünde diyalog kurması gerekirdi. Sonrasında onunla okulunda görüşmek için bir bahane bulabilirdi. “Geçiyordum uğradım!” derdi örneğin, ya da kızın dışarıdan istediği veya hoşuna gidecek bir şeyler götürürdü. Böylece aralarındaki diyalogu da Melih’in ve ailesinin bilmesine gerek kalmazdı. Yaz tatiline az bir zaman kaldığı için Melih ile bağını koparmamaya çalışarak kendi içinde planlarını yaparak hayal kurmaya devam etti.
Gamze’de Ozan’ın hayranlığının etkisinde kalmaya devam ediyor ama bir türlü diğer kızlarına anlattığı gibi yüreğinde bir heyecan hissedemiyordu. Belki de o nasıl yapılacağını bilmiyordu. Eve döndüğü zaman Serap ile ondan bahsetmek için bolca zamanları olacaktı. Her yaz olduğu gibi Serap’ın teyzesinin evine gittikleri zaman daha da rahat oluyorlardı. Vedat Gamze ile diyalog kurma planları yaparken onların her yaz gittikleri gerçeğini gözden kaçırmıştı.
(devam edecek)
Çok güzel yazmışsınız. Devamını okumak için sabırsızlanıyorum.
BeğenLiked by 1 kişi
Teşekkür ederim ❤
BeğenBeğen