Kayıp Hayatlar – Bölüm 22

“Günün nasıl geçti?” dedi Erhan sevgiyle ve hemen elini tuttu Sevil’in. Sevil alışık olduğu tedirginlik duygusu ile etrafı kolaçan etti hemen gören oldu mu diye. Hayatı boyu tedirgin yaşamıştı bu yüzden, adına leke sürülecek, babasının kulağına olmadık bir şey gidecek diye, arkadaşlıklarını bile sınırlı tutmuştu. Okulda sanki işi varmış gibi ders aralarında ortadan kaybolurdu. Tek başına dolaştıktan sonra ders saati geri dönerdi. Okul biter bitmez hemen eve koşardı. Derya ile son sene stajda tanışmışlardı. Aynı okuldan olmalarına rağmen Derya onu nasıl göremediğini bir türlü anlayamıyordu. Şimdi Erhan’ın güven ve sevgi dolu elinin sıcaklığı avucundayken etrafına bakıp kontrol etmesine gerek olmadığını biliyordu ama yapamıyordu işte.

“Annemlere gideceğiz, bir süre onlarda kalmamız iyi olur, apartmana dönersek ailenle ister istemez karşılaşmak zorunda kalacaksın!”

“Evet!” dedi Sevil tedirgin bir sesle. Erhan’ın gözlerine bakamıyordu mahcubiyetinden.

“Evi satışa çıkardım, bizim için harika başka bir yer buldum. Eşyalar oraya geçene kadar annemlerin evi ikimiz içinde daha uygun geldi bana sana sormadan karar verdim ama?”

“Ah diyecek sözüm yok inan, henüz kendime gelemedim sanırım. Ailen beni isteyecek mi?”

“Ailem hakkında bir korkun olmasın, onlar iyi insanlardır, sadece biraz fazla biliyorlar hepsi bu!”

Sevil bunun tam olarak ne anlama geldiğini anlayamamıştı ama Erhan’ın yanında her yerde kendini iyi ve güvende hissedeceği için sesini çıkarmadı.

Arabaya geldiklerinde Erhan arkadaki torbalarda onun için aldığı bir kaç parça giysi olduğunu söyledi. Eve dönüp eşyalarını almak zorunda kalmasını istemiyordu şimdilik.

“Kalanları da hallederiz sonra olur mu?”

“Tamam”

“Sevil haydi biraz rahatlamaya çalış, yeni bir haya başlayacağız birlikte!” dedi Erhan arabayı çalıştırmadan onun gözlerine bakıp.

Sevil’in gözleri doldu yeniden, “Sen olmasan ben ne yapardım bilmiyorum!” dedi sevgiyle, “O kadar şaşkın ve mutluyum ki, ne düşüneceğime, ne yapacağıma dair bir fikrim bile yok. Ne olur mazur gör beni bir süre, hiç ummadığım şeyler oldu.”

“Haklısın, rahat ol sen! Haydi gidip annemlerle bir yemek yiyelim. Henüz orada kalacağımızı onlara da söylemedim!” dedi kontağı çevirirken Erhan.

Mücella hanım ve Turgay bey kapı çalar çalmaz koşup açtılar hemen, oğullarının bu ani kararı vermesine neden olan kızı çok merak ediyorlardı.

“Hoşgeldiniz!” dedi Mücella hanım yüzünde kocaman bir gülümseme ile

“Hoş bulduk anne!” diyerek içeri girdi Erhan ve kapının önünde yine mahcup bir şekilde duran Sevil’i elinden tutup içeri aldı hemen.

“Merhaba kızım, Mücella ben, bu da Turgay amcan. Heyecanla sizi bekledik bütün gün!”

“Merhaba efendim!”

“Haydi buyurun içeri geçelim hemen, Aynur hanım senin geleceğini duyunca en sevdiğin yemekleri hazırladı. Soğumasın!”

Hep birlikte evin salonuna geçtiler. Masanın başında orta yaşın üzerinde bir kadın masaya elindeki salata tabaklarını yerleştiriyordu. Onları görünce sevgiyle gülümsedi.

“Hoş geldin Erhan oğlum!”

Erhan hemen yanına gidip kadının yanağına bir öpücük kondurdu, “Hoş buldum Aynur teyze gene neler döktürdün bakalım?”

“Sevdiklerini yaptım tabi ki!”

“Sevil gel seni Aynur teyze ile de tanıştırayım, bu evin incisidir o. Benim bütün nazımı çeker sağ olsun!”

“Aynur hanım Erhan’ın ikinci annesi gibidir!” dedi Mücella hanım gülümseyerek, “Hani bazen kıskanmıyor değilim ama !”

Aynur hanım mahcup bir şekilde gülümsedi. Sevil daha kapıdan girerken kendi evinde asla olmayan bir sevgi bağını hissetmişti bu evde.

“Kızım sen de hoş geldin!” dedi Aynur hanım sevgiyle, “Sabahtan beri Erhan’ı evlenmeye ikna eden bu kız kimmiş diye konuştuk durduk!”

“Şey ben!” dedi Sevil yine başı önünde.

“Neyse kızı utandırmayalım haydi geçin bakalım masada konuşalım her şeyi!” dedi Turgay bey ve hepsi masanın etrafına dizildi.

Aynur hanım sıcak çorbaları tabaklara doldurduktan sonra o da bir sandalye çekip oturdu.

“Aynur teyzen bu gün bizimle yemeğe zor ikna oldu vallahi!” dedi Turgay bey gülerek.

“Aynur teyze bu evin çalışanı gibi değildir ama nedense o bazen çalışanı gibi davranmaya çalışır!” diye gülerek açıkladı Erhan Sevil’e.

Sevil’in kendi yemek masasında bir çalışan kadar bile değeri olmamıştı hiç bir zaman. Hayranlıkla baktı bu güzel insanların yüzüne. Türk filmlerinden bir sahnenin içinde gibiydi şimdi.

“E anlatın haydi nasıl tanıştınız?” diye atıldı Mücella hanım hemen

Erhan yemekte Sevil’in canını sıkmak istemediği için detaylara girmek istemiyordu. Ailesinin her şeyi bilmesine de gerek yoktu zaten.

“Komşuyuz!” dedi kısaca.

“O! Apartmanda ki komşularınla görüştüğünü hiç bilmiyorduk!”

“Görüşmüyorum zaten ama Sevil’i asansörde görüp beğendim!”

Erhan’ı iyi tanıyan ailesi onun fazla detay vermeye gönüllü olmadığını anlayınca soruları bıraktılar. Sevil’i sevmişlerdi. Yemekten sonra kahvelerini içerken Erhan onlara bir süre bu evde kalmaları gerektiğini açıkladı. Yeni aldıkları eve eşyalar geçip eksikleri tamamlanana kadar.

“Nikahı ne zaman düşünüyorsunuz?”

“Aslına bakarsanız öyle şaşalı, törenli bir şey istemiyoruz!”

“Peki ya Sevil’in ailesi aynı fikirde mi?” diye sordu Mücella hanım

“Sevil ailesi ile görüşmüyor!”

“Ah anlıyorum sevgili kızım, inan aileleri seçebiliyor olsaydık her şey daha iyi olurdu. Ben de Turgay amcanla evlendikten sonra kendi ailemle görüşmeyi bıraktım. Bir ara konuşuruz bunları eğer istersen, her ailede bir şeyler yaşanıyor mutlaka!”

Sevil durumu bu kadar kolay ve olgunlukla kabullenmelerine şaşırmıştı, bu akşam hiç bilmediği bir aile ortamı yaşıyordu burada.

“Aynur teyzen size oda hazırlayacak, burada istediğiniz kadar kalabilirsiniz! Nikah için de ne arzu ediyorsanız öyle olsun!”

“Harika!” dedi Erhan. “Aynur teyze ben kendi odamda uyuyacağım, sen Sevil’in için bir oda hazırla istersen!”

“Tamam!” dedi Aynur hanım gülümseyerek.

Mücella hanım ve Turgay bey birbirlerine bakıp gülümsediler sevgiyle.

Keyifli bir akşamın ardından Sevil ve Erhan odalarına çekildiler, bina görevlisi Yusuf’tan gelen mesajdan bahsetmedi Erhan o akşam Sevil’e.

Kevser hanım kızın ne kadar eşyası varsa bir çöp torbasına doldurmuş Yusuf’a vermişti. Erhan ertesi sabah uğrayıp torbayı alacağını yazdı Sonunda bu ağzı gevşek adamdan da apartmandan da kurtulacaklarına seviniyordu.

Kemal beylerin evinde herkes Sevil’den kurtulduğuna sevinmişti neredeyse. Kevser hanım hiç vakit kaybetmeden dalmıştı kızın odasına, bir süredir gittiği kurslar için aldığı malzemeleri yığacak bir odaya ihtiyacı vardı. Mevhibe hanım arkadaşı arayıp ne tür bir aile oldukları hakkında ileri geri konuşunca sinirlenip oğlunun üzerine gidince Kemal bey kimseden alamadığı hırsını ondan almış avazı çıktığı kadar bağırmıştı annesine. Yaşlı kadının hiç beklemediği bu tepki sonucunda tansiyonu yükselmiş gecenin bir yarısı acile gitmek zorunda kalmışlardı.

“Kemal annen seni çok geriyor bak, artık tahammül edemiyorsun. Çok güzel bakımevleri var, bakalım bir tanesine yerleştirelim. Bir gün bağırırsın bir yerine inme iner zavallının vicdan azabı çekersin sonra.” diyerek hemen kayınvalidesin de kurtulma planlarına başlamıştı Kevser hanım. Hastaneden geri gelince güya kocasını sakinleştirmek için güzel bir masaj yapmıştı en dantelli geceliklerini giyip. Ertesi gün oğlu özür dilesin diye boş yere beklemişti Mevhibe hanım da. Yusuf karşı dairenin satılığa çıkacağını hemen duyurmuştu apartmana. Kemal bey ilgilenmiyormuş gibi yapmıştı ama henüz hırsını tam olarak atamadığı için dişlerini gıcırdatmıştı uzun uzun. Sevil değil de Erhan’dı adamın zoru derdi. Eve gelen polislerden sonra cesaret edemiyordu bir şey yapmaya.

(devam edecek)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s