Can Borcu – Bölüm 8

Alınanları yerleştirdikten sonra hemen kitaplarını çıkarıp çalışmaya başladı. Dükkanda da çalışmayı denemişti ama olaylar ve tedirginliği yüzünden istediği verimi alamamıştı bir türlü. Şimdi artık bir şey düşünmeden sınavlara odaklanmak zorundaydı. Yoksa verilen bu telafi şansını da kaybederdi.

“Korhan bak bu kıza ve ailesine bir söz verdik biz. Nişanlılık artık uzamasın gözünüzü seveyim. Konuşun Zümrüt’le oğlum. Gez gez nereye kadar?” dedi Ruşen hanım oğluyla yeniden kahvaltı masasına geçtiklerinde.

“Korhan bak oğlum tamam yaşadıklarınızı atlatmak zor biliyorum, ikiniz içinde. Bu kıza karşı sorumlulukların var. Hâlâ görüşüyor mu psikoloğuyla?”

“Ayda iki gidiyor baba!” dedi Korhan yüzü asılarak.

“İkiniz de yıprandınız ama hayat bu ne getireceği belli olmaz, yuvanızı kurun birlikte atlatın artık yaşanılanları. Bekleyerek çözülmüyor oğlum!”

“Biliyorum baba!” dedi Korhan ama tadı kaçtığı için fazla bir şey yemeden izin isteyip kalktı masadan ve yeniden yukarı çıktı.

“Bunu atlatabilecekler mi sence?” dedi Ruşen hanım endişeyle kocasına bakarak.

“Atlatmak zorundalar!”

“İlaçlarını içmiyor bazen unutuyor. Fikriye’yi tembihledim o versin diye, bu sefer de ben ihtiyar bunak mıyım Fikriye niye veriyor diye kızdı”

“Doktorla konuştun mu sen yeniden?”

“Konuştum, belki hiç hatırlamayacakmış”

“Daha iyi değil mi böylesi?”

“İyice şaşırdım ben artık, ne iyi ben de bilmiyorum!” dedi Ruşen hanım içini çekerek, “Baksana ne hayatlar var! Gencecik kız kalmış sokakta!” dedi sonra konuyu yenide Pelin’e getirerek.

Düşünceli düşünceli başını salladı Ferhat bey. Fikriye masayı toplamaya başlayınca salona geçip sessizce kitaplarını okumaya başladılar. Akşam yemeği için yine davet ettiler Pelin’i ama bu defa ders çalışması gerektiğini söyleyip gelmedi Pelin. Kendi ayakları üzerinde durmalıydı, bir asalak gibi durmadan onların evinde yiyip içemezdi. Bu defa Fikriye ile bir tepsi geldi yeniden. Mahcup olsa da geri çeviremedi Pelin.

O hafta neredeyse hiç çıkmadan derslerini çalıştı bahçede ki evde. Eve alınanlar bozulacak diye bahane ederek Fikriye ile gelen yemeklerin de arkasını kesti sonunda. Ferhat bey ile Ruşen hanım da kızın üzerine gitmemek için kendi haline bırakmaya karar verdiler biraz. Ferhat ve Zümrüt nihayet ev bakmaya başladıklarını söyledikleri için dikkatlerini onlara verdiler. Korhan’ın kendi iş yeri vardı. Üniversiteden mezun olduktan sonra babası ona bir mimarlık bürosu açmıştı. Zümrüt ile bir arkadaş toplantısında tanışmışlardı. İyi bir ailenin kızıydı. Biraz eğlenceye ve gezmeye düşkün bir kız olduğundan Ruşen hanım başta pek uygun bulmamıştı oğluna ama sonra yaşanılan olaylar yüzünden oğulları suçlu duruma düşünce geri dönemeyecekleri bir noktaya sürüklenmişlerdi. Kızın psikolojisi Korhan’ın yüzünden bozulduğu için ailesi onları suçlayınca Ruşen hanım da ayrılmalarını isteyememişti. Zaten ailelere sormadan kendi aralarında iki yıl önce nişan taktıkları için konu evliliğe gelmişti hemen. Korhan’ında eskisi kadar istekli olmadığını anlıyorlardı ama ne yazık ki devam etmek zorundaydılar. Korhan o akşam olanları hatırlamıyordu. Doktor travmatik bir hafıza kaybı olduğunu söylemişti. Zümrüt’ün anlattıkları sonucu öğrenebilmişlerdi olayları.

Hayatlarında zaten problemli iki genç insan varken bir de Pelin’in gelmesi biraz germişti Ruşen hanımı bu yüzden. Ancak onun da başına gelenleri duyunca içi elvermemişti kabul etmemeye. İlk başta eve geleceğini sanmış, Korhan ile aynı evde bir genç kızın olmayacağını düşündüğü için sinirlenmişti. Zümrüt’te çok kıskanç bir kızdı zaten, iki yıldır Korhan’a etmediğini bırakmıyordu girdikleri ortamlarda. Onu hem çok kıskanıyor hem de sürekli arkadaş grupları ile gezsinler istiyordu. Ruşen hanım oğlunun ondan yorulduğunu düşünüyordu bu yüzden.

Sınavlar başlamadan önceki cumartesi günü hem yolu öğrenmek hem de annesini görmek için çıkmaya karar verdi evden. Biraz etrafı da öğrenmeliydi bu yeni yerde. Büyük evdekilere haber verip vermemesi gerektiği konusunda tereddüt etti ama sonra kiracı olduğunu ve her seferinde giriyorum, çıkıyorum demenin de saçma ve gereksiz olacağına karar verdi. Tam çıkıp bahçe kapısına varmıştı ki Cevat geldi koşa koşa, “Bir yere mi gideceksiniz bırakayım ben!”

“Ah yok teşekkür ederim. Biraz çevreyi keşfedeyim diye şey yaptım ben!”

“Tamam!” dedi adam saygılı bir şekilde geri çekildi ve kapıyı açtı hemen. Pelin hiç alışık olmadığı bu ilgi yüzünden affalıyordu sürekli. Fikriye hanımın tarif ettiği gibi durağa doğru yürüdü hızlı adımlarla. Telefonuna otobüs işletmesinin uygulamasını yüklemişti zaten, hemen durağın numarasına bakıp, hangi otobüslerin kaçta geçtiklerini kontrol etti. Okula değil ama annesine gitmesi gerektiğinde iki otobüs değiştirmesi gerekiyordu, bu yüzden önce annesine ve Munise hanıma, sonra okulun olduğu yere uğramaya karar verdi.

Zavallı Munise hanım her gün arıyor, iyi olup olmadığını soruyordu. Kız kardeşinin evine taşınmış, boşanma davası için de bir avukatla konuşmaya başlamıştı. Pelin kendi yüzünden olduğu için çok üzülüyordu ama kadıncağız “Çoktan yapmam gerekiyordu senin olayın tuz biber oldu!” diyerek onu teselliye uğraşıyordu bir de. Ayrıca annesinden de haber veriyor ve fotoğraflarını da atıyordu kızcağız meraklanmasın diye.

Bakımevine vardığında Munise hanım sohbete hevesli olsa da önce annesini görmek istediği için onun odasına girdi hemen.

“Geldin mi kızım!” dedi annesi gülümseyerek.

“Geldim anneciğim, özledim seni!” seni diyerek gidip boynuna sarıldı hemen.

“Tekin ekmek almaya gitti, haydi yıka ellerini de gel, yemek hazır!” dedi sonra Kudret hanım. Pelin bu sözleri her duyduğunda o akşamı yeniden yaşıyor olsa da, gözlerinde biriken yaşları kontrol edip, “Tamam anneciğim yıkarım” dedi yutkunarak, “Günün nasıl geçti!”

“Nasıl olsun işte çorbalar bitti ama kurufasulye kaldı yine! İşler eskisi gibi değil, şu yeni yapılan çarşıdan gelen olur belki bitince!”

“Evet inşallah olur anneciğim sen merak etme!” diye yanıtladı yine gülümseyerek. Bir saat annesi ile oturduktan sonra çıkıp Munise hanımı buldu. Munise hanım onun güvende ve rahat olmasına çok seviniyordu.

“Çok şükür iyi insanlar Munise teyze, yemek bile yaptırmıyorlar, evin ne ihtiyacı varsa da alıp getirdiler. Nasıl öderim bu insanlara borcumu bilmiyorum!”

“Allah bin kere razı olsun kızım. Kim bilir babanın ne iyiliği dokundu bu insanlara da adamcağız ne yapacağını şaşırıyor bak! Yattığı yer nur olsun, görse başınıza gelenleri nasıl üzülürdü kim bilir!”

Başıyla onayladı Pelin, babasın da çok özlüyordu, kardeşi şimdi onun yanına gitmişti. Tekin’in ölümünden bir süre sonra kendine böyle teselli vermeye başlamıştı. Babasının yanında olduğu düşüncesi içini rahatlatıyordu biraz.

“Aman kızın derslerine dört elle sarıl, bak annen de burada güvende. Şimdi senin yapaccağn yegane şey bir an önce hayata atılmak. Kudret’te düzelecek inşallah, eskisi gibi yemek işi de yapacak ben de o zaman buradan ayrılıp onunla çalışacağım”

“İnşallah Munise teyze, belki o zaman birlikte otururuz gelirsin sen de!”

“İnşallah güzel kızım inşallah, kız kardeşim çok sevindi onun yanına geldim diye. O da yanlız malum. Vallahi her akşam eskileri konuşmaktan yatıp uyuyamıyoruz. Şu sınavları hallet ara tatile girince gelir kalırsın sende. Anlatıp duruyorum, merak ediyor!”

“Tamam Munise teyze gelirim. Şimdi okula gideceğim ki oradan binip döneyim. Yolları bilemiyorum henüz. Pazartesi sınavlarım başlayacak, bir de kaybolma stresine girmeyeyim!”

“Tamam kızım, haydi Allah zihin açıklığı versin inşallah, akşamları ararım ben seni. Git okuluna güzelce bitir de kurtul!”

(devam edecek)

Can Borcu – Bölüm 8’ için 4 yanıt

  1. Çok. Severek. Takip. Ediyorum. Merak. İçinde. Okuyorum. İlk. Önce anlamadım. Devamlı yazı gelecek diye telefonumu. Karıştırdım bir kaç Zaman sonra anladım. Bunu arkası yarın , olduğunu çok sevindim çok. Eskiden böyle. Arkası yarın diye. Radyodan dinlerdim. Sabahları , 10 , a , 20 , kala başlardı , 10 , da Biterdi çok heyacanlı oluyordu , Şimdi sizi öğrendim merakla Arkasını bekliyorum çok , çok teşekür ederim. Ben Emekli bir bayanım kız kardeşimle beraber. Yaşıyorum , oda emekli. Öğretmen tek. Eğlencemiz. T , V , Dizileri cep telefondan Arkadaşlarla konuşmamız çünkü. Dışarı çıkamıyoruz , pandemiden dolayı kendimizi böyle oyalıyoruz , Bu okuduğum yazı çok dikkatimi çekti çok güzel vede çabuk bitiyor ertesi günü zor bekliyorum ellerinize. Sağlık çok beğenerek okuyorum Başarınızın. Devamını dilerim ,🙏 , 💐 , 👏 , 🇹🇷 , 🧿 ………..

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın