Diğerleri – Bölüm 21

Nobra sahnede onun adını söyler söylemez, Verna’nın dizleri titremeye başlamıştı.

“Neler oluyor? Onu tanıyor musun?” dedi Arkin şaşkınlıkla, herkes dönmüş onlara bakmaya başlamıştı.

“Evet karşılaşmıştık!” dedi Verna ve kalabalık onu kollarından tutup sahneye çekmeye başlayınca mecburen Arkin’in yanından uzaklaştı ve kendini sahnede buldu.

“Hoş geldin Verna! Birinci sınıfı başarıyla tamamlayan arkadaşımızı alkılşar mıyız?” dedi Nobra seyircilere dönerek ve herkes bu sırdan kızın Arkin’le çıkmasına zaten çok şaşkınken, Nobra gibi bir yıldızla ne ara tanıştığını konuşmaya başladı. Üstelik kızın sesini dinlemişti Nobra ve beğenmişti.

Arkin kalabalığın içinde ne hissettiğini şaşırmış bir şekilde izliyordu olanları. Gruptaki herkes onun kadar şaşkındı.

Nobra o gün ormanda söyledikleri şarkıya girdi oyalanmadan, Verna’da ilk başta tereddütlü ama sonra coşkuyla katıldı onun sesine. Nobra’nın sesini duymak bile onun içine işliyor ve içinden şarkı söylemek geliyordu zaten. Seyirciler büyülenmiş gibi dinliyorlardı düeti. İkisinin sesi gerçekten özel seçilmiş kadar uyumluydu. Daha önce defalarca sahne almışlar gibi uyumlu ve güzel söylüyorlardı. Öğretmenler bile şaşkınlık içindeydiler. Şarkı bittiğinde kimse alkışlayamadı önce ama sonra birden bire ıslıklar ve alkışlar okulu inletti. Verna heyecandan düşüp bayılacak gibi olmuştu. Hayalini kurduğu şeyi ikinci kez hem de bir sahnede yaşamıştı. Nobra ile düet yapmak.

“Çok, çok teşekkür ederim!” dedi ona nefes nefese, Nobra onun önünde eğilerek selamladı ve indirdi sahneden. Kalabalığın içinde yeniden Arkin’in yanına dönerken herkes hayranlıkla ona bakıyor ve yol veriyordu. Kimse az önce sahnede herkesi büyüleyen kızın yanlarından geçen bu sıradan kız olduğuna inanamıyordu hâlâ. Verna bu kadar dikkati üzerine toplamaya alışık olmadığı için kendini çok huzursuz hissediyordu. Hızlı adımlarla Arkin’in yanına ulaştı.

Arkin Verna’nın sesini ilk kez duymuştu. Duyduğu sesin berraklığına ve büyüleyiciliğine inanamıyordu ama Nobra’nın bu sesi ondan önce duymuş olmasına ve dahası Verna’nın bundan ona hiç bahsetmemiş olmasına inanamıyordu.

“Onu tanıdığını neden hiç söylemedin!” diye çıkıverdi ağzından öfkeyle.

“Hiç konusu geçmedi ki!” dedi Verna, hâlâ az önce yaşadığı heyecanın etkisinde olduğu için Arkin’in öfkesini anlayamıyordu. Sahneye bir başka yıldız öğrenci çıktığından herkesin dikkati yeniden sahneye yönelmişti.

“Ona ne zaman şarkı söyledin sen?”

“Ormanda karşılaştık!”

“Ormanda mı? Ne zaman?”

“Baksana bunları neden soruyorsun? Az önce bir yıldızla düet yaptım ve ben birinci sınıfım henüz! Beni tebrik etmen falan gerekmiyor mu senin?” dedi Verna birden bire.

“Elbette seni tebrik ediyorum ama neredeyse okulda bile hiç görülmeyen bu adamla nereden tanıştığını da merak ediyorum haliyle, bir de ona şarkı söylemişsin!”

“Ona şarkı söylemedim birlikte söyledik, o istedi!”

Arkin ayrılmaları bu kadar yakınken onu kaybetmek istemediğini hatırlayınca vageçti üstelemekten ama Nobra’yı boğazlamak istiyordu.

“Tamam haklısın özür dilerim, kıskandım sadece!” dedi mahcup bir sesle.

“Kıskanacak bir şey yok, o bir yıldız, ben ona hayranım evet ama senin sevgilinim öyle değil mi?”

“Evet öyle!” diyerek ona sarıldı Arkin, “Tekrar özürdilerim!”

O gece Verna’nın evinde uzun uzun sohbet ettiler. Murand ertesi gün gelip Verna’yı alacaktı. Arkin ona imzalatması gereken diğer evrakları ancak o akşam yanında getirebilmişti.

“Bunları daha önce imzaladım ya? ” dedi Verna merakla.

“Evet ama bazıları kalmış işte! Sen gittikten sonra ben gidip gölete bırakacağım onları! Haydi şu gösterdiğim yerleri imzala yeter!”

Verna bir yandan imza atarken bir yandan yazılanları okumaya çalıştı ama Arkin son gecelerinde evrak okumakla oyalanmak istemediğini söyleyip kaldırdı hemen hepsini. Sabah gün ağarırken Arkin vedalaşıp geçti kendi evine ve bir kaç saat sonra da Murand geldi Verna’yı almaya.

“Seni tebrik ediyorum canım kızım!” diyerek ona sarıldı gelir gelmez, “Annen de, ben de seninle gurur duyuyoruz! Okuldan çok güzel bir mektup geldi senin hakkında!”

“Sahi mi?” dedi Verna şaşkınlıkla.

“Evet, gelecek sene okula devam etmenden mutluluk duyacaklarını yazmışlar!”

Onca zorlamanın ardından okulun onun hakkında övgü dolu satırlar yazdığını duymak Verna’yı iyi hissettirmişti. Annesi ve babasının onun için yaptıkları fedakarlığın boşa gitmediğini görmeleri onun için çok önemliydi. Evet annesinin her söylediğini dinlememişti ama bunun kimseye zarar veren bir şey olduğunu düşünmüyordu. Bir buçuk ay boyunca Arkin’i gerçekten özleyecekti. Ona uyumayı denemesi için tişörtlerinden bir kaçını bırakmıştı. Tabi yine kayıtla birlikte. Belki onun kokusu ve nefes sesi biraz işe yarar diye düşünmüşlerdi. Okul açıldığında ise gölete gidip evliliğe son verebileceklerdi artık. Bunun için seviniyordu. Annesinden sakladıkları yüzünden kendini gerçekten suçlu hissediyordu.

Tomrin kızını sevgiyle kucakladı görür görmez, “Oh Verna kızım başaracağına inancım tamdı!” dedi gözyaşları içinde.

“Anne bunlar hep babam ve senin sayende oluyor. Size ne kadar teşekkür etsem azdır!”

O akşam hep birlikte okulun devamında olacakları, Verna’nın hayallerini konuştular. Tabi Verna hemen heyecanla Nobra’nın onu nasıl sahneye davet ettiğini ve tüm okulun önünde nasıl uyumlu bir şekilde şarkı söylediklerini anlattı. Tomrin ve Murand gözgöze geldiler ama bir şey söylemediler yine.

“Nobra’da evine mi döndü?” dedi Tomrin

“Ah bilmiyorum aslında onu okulda görmek neredeyse imkansız gibi! Nasıl beceriyor anlamıyorum!”

“Arkadaşlık etmiyorsunuz yani aslında öyle mi?”

“Hayır anne! Sadece iki kez karşılaştık anlattım ya size, bir de sahnede şarkı söyledik hepsi bu! Onu doğru dürüst tanımıyorum bile. Kanalında anlattıklarını biliyorum sadece hakkında!”

“Sana farklı mı geliyor diğerlerinden?”

“Farklı denir mi buna bilmiyorum ama aramızda bir uyum olduğunu hissediyorum! Yani enerjimiz tutuyor belki bilemiyorum, tanımlaması zor!”

“O artık mezun oldu değil mi? Gelmeyecek okula geri?”

“Hayır gelmeyecek bu tatil sona ermeden turneleri olacak ve onlara gidecek!”

Verna annesinin Nobra ile neden bu kadar ilgilendiğinin üzerinde durmadı fazla. Onunla olan hayallerinin gerçekleşmiş olmasından çok memnundu. Ertesi gün ormana gidecek ve özlediği gibi doya doya gezecek ve ormanı dinleyecekti. Ağaçlara Nobra ile söyledikleri şarkıyı söylemek istiyordu nedense.

İlk dört beş gün Verna’nın erkenden ormana gidişi, ardından koşa koşa gelip odasına çıkarak zihnindekileri kağıda geçirişi ile devam etti. Tomrin ve Murand her zamanki gibi fidelerle meşgul oluyorlardı. Kızlarının evde olması ve onun koşarak ormandan dönüşünü izlemek hoşlarına gidiyordu.

İlk haftanın sonunda Verna yine koşarak eve geldiğinde Tomrin ve Murand yanlarında üçüncü bir kişi ile evin önünde onu bekliyorlardı. Verna bu üçüncü kişinin Arkin olduğunu görünce sevinse mi, şaşırsa mı bilemeden adımlarını yavaşlattı ve onların yanına geldi.

“Arkin?” dedi şaşkın şaşkın “Geleceğini hiç düşünmemiştim!”

“Ben sana sürpriz yapmak istedim, annen ve baban ile sohbet ediyordum!”

“Evet tanışmışsınız, Arkin okuldan arkadaşım!” dedi Verna dili dolaşarak.

“Onlara benden bahsetmemişsin!” diye fısıldadı Arkin

“Evet hiç fırsat olmadı!” dedi Verna, bunu annesine nasıl açıklayacağını düşünüyordu.

“Arkin’i yemeğe davet ettik Verna, sen de duşunu al ve yemeğe gel istersen!” dedi Tomrin sadece Verna’nın anlayacağı tuhaf bir tonlama ile. Verna annesinin bunun hesabını soracağını çoktan anlamıştı.

Yemekte Arkin ve ailesinden bahsettiler. Arkin sorunlar kısmına girmeden ailesinden çok büyükbabasına yakın olduğunu anlattı. Onu kaybettiğini ve çok üzgün olduğunu. Tomrin ve Murand onu büyük bir ilgi ile dinlediler. Buraya yabancı olduğu ve kalacak yeri olmadığı için ona mecburen misafir odasını açtılar. Arkin, Verna’nın ailesine ondan bahsedeceğini düşündüğü için kendini oldukça kötü hissetmişti.

“Gerçekten özür dilerim ben hiç düşünmedim böyle olacağını!” dedi Verna’ya ikisi yemekten sonra bahçede otururken.

“Nereden bileceksin, boş ver olan oldu artık!” dedi Verna, “Seni gördüğüme sevindim. Annemle konuşurum ben sonra!”

(devam edecek)

Yorum bırakın